28 Ağustos 1934 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5

28 Ağustos 1934 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

KM e MÖ cm orga NaMeMMMSMMNENNNNNMNNNM 28 Ağustos 1934 Çırçır topları ithali menedildi Yerli ustalar, çırçırları dahilde imal ediyorlar Milli sanatları korumak yerli Sanatları himaye ve teşvik etmek maksadile pamuk fabrikalarında kullanılan ır çır toplarının ecnebi memleketlerden Türkiyeye girme- Sini Ziraat vekâleti menetmiştir. Seyhan mıntakasında mevcut Gir çır fabrikaları için senede tah- minen (3000) kadar çır çır topu- ma ihtiyaç hasıl oluyordu. Yapılan tahkikata nazaran çir çir topları Suriyede ve Yunanis- anda yine Ermeni ve Rum muha- | “cirleri tarafından yapılmakta ve bu toplar memleketimizde bulu. nan bazı tüccarlar vasıtasile ithal edilmektedir. — Ermeni ve Rum ustalarının git melerinden sonra çır çır topları #Türk ustaları tarafından yapılı ya başlanmıştır. Yapılan tetkikata nazaran ha içten ithal edilen çır çır topları çin ZU - 22 lira verilmektedir. Adana ustalarının da çır çır top- darım ayni fiate mal edebileceği anlaşılmalıtadı Irak kabinesi, istifa etti Bağdat 27 (A.A.) — Kral, Irak kabinesinin istifasını kabul etmiş. Kralın mabeyinciti Ali Cevat "bey kabineyi teşkile memur edil: miştir. Afyon mübayaatı İzmirden şimdiye kadar 1509 ki alındı Uyuşturucu: maddeler inhisari İzmirde afyon mübayaasma de- | yam etmektedir. Dün akşama kadar gerek müstahsil ve gerek- pe tüccarlardan 200 sandık af Yeon satın alınmıştır. Bunlar 1500 kilo miktarınladır. Şimdiye ka- İdar alınan afyondan yalnız. 1000 ilolanu ralitalisiler getirip sa rnışlar ve paralarım peşin ola- Tak almışlardır. Tüccardan pan afyonlar için dört ay vadeli | bonolar verilmektedir. Tüccarlar paralarını dört ay sonra alacak: ylardır. Uyuşturucu maddeler hisarı afyon mübayaasına devam edecektir. y dapon pomukluları Japonyanın. mensucat ihracatı artmaktadır. Japonlar son zaman- larda Şili piyasasına hakim ok Buşlardır. Şilide pamuklu men sucat sanayi, Japon ithalâtına mukavemet etmek için güçlük gökmektedir. Şili Bükümeti bu felerini arttırmağa mecbur kak muştır, Fransızlar ve Sovyetler tütün alacaklar / Fransiz tütün. rejisi 934 - 935 devresinde memleketimizden mü- him miktarda tütün almıya kı Yar vermiştir. Satışlar münalea 8 suretile olacak, tüccarlar nü. mune göndererek satış şartlarını da alâkadar rejiye bildirecek lerdir. Sovyet Rusyanin da yakında ürkiye W ve © Yunanistandan 2000000 kilo aşağı cins tütün ala, cağı haber verilmektedir. Leh - Alman ittifakı kabil mü. Gazeteler, Leh-Fransız ittifakının bozulamıyacağını yazıyor Varşova 27 (A.A.) — Lehis- tan ile Fransa arasındaki müna- sebattam bahseden matbuat, iki memleket arasında nifak çıkar- mak için yapılacak her hangi bir teşebbüsün akamete mahküm ol- duğunu ve Fransa - Lehistan it tifakının iki milletin menfaat ve his birliğine istinat eylediğini yazmaktadır. Sağ cenah muhale- fet gazetesi olan Gazeta Varşa- vaki diyor ki: «Fransa aleyhine müteveccih ir Alman - Lehistan muahedesi bir cinayettir ve böyle bir muaheteyi ancak ya vatan ha- ini yahut çıldirmış bir hükümet aktedebilir.» Şmeling galip geldi Hambourg 27 (A.A.) — Bok- sör Şmeling sekizinci ravuntta nakavt ile boksör Nöseli yenmişe tir. Bu galibiyet Şmelinge siklet dünya şampiyonluğu için meydan okuma hakkını vermek- tedir, siyasi ağır Nösel, sekizinci ravuntta hasmi tarafından © kadar şiddetli yum: ruklar yemiştir ki, dokuzunetr ras Yunt için. yerinden kalkmak im- kânini bulamamıştır. Sulh fikri Fransız tekaüt nazırının bir nutku Şarlerua 27 (A.A.) — Burada gömülü buluna fransız. askerleri için len âbideyi açan fran- tekaüt nazırı M, Rivollet, Şarlerua meydan muharebesinin. ehemmiyetini tebarüz ettirdikten sonra demiştir kiz «Biz sulh ananesine- bağlı bu lunuyoruz. Ancak” herkes. şunu iyice bilmelidir ki, sulh fikrine | olan bu sadakatımız daima ba- siret ve emniyet azmimizle bir gidecektir». : Maden işçileri Toderasyonu Londra 27 (A.A.) — Maden iş- çileri beynelmilel federasyonu bu- gün Londrada toplanmıştır. Fran- sa, İsviçre, Macaristan, Çekonle- vakya, Yugoslavya, Danimarka, Hollanda, Belçika, Lüksemburg, Norveç, Romanya, İsveç ve İspan- ya mümessilleri toplantıya iştirak etmişlerdir. Italyan manevraları Roma 27 (A.A.) — Italyan manevralarında bulunmuş olan Fransız askeri heyetin reisi cene- ral Luazo - Loizeau- Romayo gelmiştir. 5 Yunanistanda şarap sarfiyatı Yunanistanda şarap sarfiyatını artırmak için, Yunan şarap tacir- leri arasında bir teşkil edilmiştir. Merkezi Atinada olan bu birlik şarapçıhle için propa- gandaya başlamıştır. Bulgaristanda tütün inhisarı Ticaret odasına gelen malümata göre Bulgaristanda tütün inhisarı teşkili hakkındaki fikirler ilerle miştir. Hükümet bu hususta bir kanun lâyihası hazırlamaktadır. Bu lâyibaya göre mevcut sigara fabrikaları hükümet tarafından satın alınacaktır. AKŞAM Avusturya meselesi my m ann ben ile yapi mrülikat; Dollfusun katline sebep olan Viyanadaki haditeler omma- anda alyan askeri kuvvetlerinin Arus tura hududuna tabşt edilmesi ka. der harice fana: tesir yapmıştır. Avus- taryayı Almanyadan kurtarmak be- hanesile İnal istediği tehmin olunuyor. Mesel İngiliz. gazetlerinden Daily Herald. bu mülâkattan bahiıe Floran- sada Avasturyanın. dizerinde. alam | himeyesini. teste adil bir vaziyet ihdası edildiğini yazmıştır. Mezkör ge zeteye göre burada İtalya kükümet Avustuyyaya hariçten vaki olacak her türlü Kücumlara karşı Yardım. etme ahh etmekle simdiki tmörlükün dahili hareket ve ink Tüplarla . devrilmemesi işin her. türlü vesait ile mâni olmağı da tekeffül er | | sehniezin l mn burada hâkim olmak kalmamız Avusturyaya hüzum vukuunda İtal Yan kuvvetleri hudüdun öte tarafına gönderilecek mak için bu kuvvetlerin kumandası 163. men Avusturya cenerallarına verilecek. Velhasıl Avusturyadaki hükümeti bazıranın dal İtalyanın yauavenetine| bağlanmıştır. mülükatını dikkatle takip. eden fransız. matbuatı İtalya ile Avus- ve yalniz zahiri koru- | tir. ve haricen yaşaması Floransa türya aranında ve bilhassa askeri sür hada daha sıkı bir tesriki mesai kac sarlaştınlnış. olduğuna hükmedliyorlar Paris Soir gazetesi M. Müssolininin hedefi Avısturyadaki mevcut vaziyeti ve alyanın alikasnı ahten meşra bir hale sokarak ileride biç bir taraftan itiraz ve muhalefene imi Zn Avusturya arazisine İtalyan aske Tini sokabilmek olduğumu yazmıştır Diğer Paris gazeteleri de Müssolimi- nin. diğer büyük devletlerin. zararma, olarak Avusturya halkında bir siyaset takip eylemesinden Bu endişeyi izhar eden gazeteleri yalnız radial sosyalis fırkasına menstp alan- ar değildir. Soğ cenah. gazeteleri dahi Dugenin diplomasi fnsliyetine karşı ade- mi itimat gönteriyorlar. kalmak. endişa ediyorlar. Fzelimle Figaro gazetesi diyor ki cAvıstırya yalar. Almanyaya ölt- bak etmek yahut. İtalyan bir kabul: eylemek: sıklarındani biri etmek meebüriyetine: bırakılamaz. Büy- le bir hal yalnız milli sosyalizmin mae- pafine hizmet edebilir» Adanada Gazi | âbidesi | Heykelin Adananın şerefile mütenasip olması kararlaştırıldı Adana 25 (Hususi) — Şehri mizde Cumhuriyet meydanında rekzedilecek Gazi âbidesi için teşekkül eden komisyon vali ve- kilinin riyasetinde ( toplanmış, İstanbuldan dönen heyetin ver- diği izahatı dinlemiştir. Âbidenin Adananın şerefile mütenasip olması için kaidenin inşasına azami ehemmiyet veri- ecekti Bir kısmı mermerden ve bir kısmı Toprakkale taşından yapı- lacak olan kaidenin önünde Iöleli bir havuz bulunacağı gibi üç köşesinde de Adananın kur. tuluşunu, ordu ve milli kuvvet. lerin şehametlerini gösteren tem- sili heykeller konulacaktır. Heykelin 25 teşrinievvelde bit- miş olması mukavele iktizasından isede kaideye verilen fevkalâ- de ehemmiyet inşaatın belki te- hirini mucip olacaktır Âbidenin resmi küşadı Cumhu- Fiyet bayramında | yapılmadığı takdirde Adananın kurtul mü olan 5 kânunusanide edilecektir. i — ——— —— ÜNÜN MESELELERİ , T TIYATRO MUSAHABELERI a | ONOİ GUNUN HABERLERİ Tiyatro dinlemek de sanattır Hayata ve sahneye doyamadan ölen Tahsin Nahidin «Rakiben si temsil ediliyordu. Merhum Mu- vahhit hastalanmıştı, Yerine Şadi ce kahkaha ile gülmeğe dı. (“7 Tiyatro dinliyenlerin yok yere, sırasız güldükleri, ağlanacak yerde kahkaha savurdukları, dik- katle dinlenecek yerlerde, Fısıltılı sırıtıkları her zaman vakidir ve bu yalnız bize mahsus bir lâubal Tik, lâkayilık, anlayışsızlık değil. başla” dir. Bilhassa traji - komiklerde. Her memVkette ttaji - komik halk üzerinde, beklenilen, daha doğrusu müellif ve artistin bekle- diği tesiri yapmaz. Aksi tesir ya- par. Misal olarak Alman tiyatro- larından birinin ilânlarını gös relim. Şemniçte, «Halk Tiyatro- su» Wedekind'in bir eserini tem- sil ederken, ilânlara şu ihtarı yaz- miş «Tecrübeler bazi | seyircilerin, görünüşte şen olan hadiselerin al- tında gizlenen haileyi anlamadık- larını ve sırasız güldüklerini isbat etti. Azalarımızdan rica ederiz. (Halk Tiyatrosu bir nevi koope- ratiftir). Sahnede cereyan edenle- ri İzm gelen ciddiyetle takip ve cereyanımıza dost olanlara yakı- Şir vekarı muhafaza etsinler.» (**)J Eski devirlerde, sahneyi fındık, fıstık, portakal kabuğuna tuttuk. larını çok gördüm. 1672 de Mo- Tiğre'yi de Palais-Royal tiyatrosun- da taşa tutmuşlar. (***) Londra- da Othello oynanırken mendil sah- nesinde, Arabın: Mendilim... Men- dilim... iz yircilerden birinin: Burnunu elinle sil! diye haykırması meşhurdur. Ondan sonra rejisörlerin birçoğu bu mendil sahnesini hazfetmişler. dir. Aktör Bürhaneddin bey de, bir piyeste, avazı çıktığı kadar ba ğırıyordu: «Bibi... Bibi...» Par- terden bir ses yükseldi: «Zırlama eşek gibil...» gilterenin meşhur kadin sa- matkörlarından Misis Bellamy ha- aralarında şu macerayı anlatıyor: Şarabı biraz fazla kaçırmış olan bir seyirci" sahnede duruyordu. (Eski devirlerde seyirciler saline- deydiler) Ben tam önünden geçer- ken, tuttu, yanağımdan öptü, ben, salonun kalabalığını, bu kalabalık arasında locada lord Chester! eld'in bulunduğunu unuttum, düm ve adama bir tokat vurdum. Yaptığım iyi bir şey değildi, fakat lord tasvip etti, kalktı ve locası dan beni alkışladı. Bunun üzerine bütün halk el çırpmağa başlad. lar, Deres7 Her devirde ve her memleket- te, tiyatroya gelip te dinlemiyen- ler olmuştur. Marcel Prevost, op: ra localarında briç söylüyor. Karikatürist üstat Abel Faiv- re'nin, locada öksüren bir kadın karikatürü vardır. Kocası ihtar eder: Ayni makamdan öksüre- oynandığını Tiyatroyu dinletmek bir sanat- (1 Şedi beyin © gece Tepeban tyatronunda: «Rakibe de rol aldiğim çok iyi hairiyorum; yalnız Muvahbiz din mi çıkmış Buna pek emin değilim. Her halde: çıkmıştı ve halk, tintzo tarihimizde mühür bür'yer tuta. cak olan «lisesi şayiar nin eBica efendisini görünce gülmeğe başlamı; yi Ühöatre allemmand das Şourd'hui - Ren& Laure'in. 1999) Guriositâs Thâütralen Victor Fonmel'in İs###J İL Üniversit den Annales 1914 - Eğnile Berrin biç Konferansından, tır. Bu sanatın mümeyyiz vasıfla- nn geçen müsabahebelerimizde anlattık. Dinlemek sanatı nedir? Kısaca anlatmağa çalışacağım. Dinlemek sanatının. iki vasfi vardır. Birinçisi: Öğrenmek teces- i, öğrenmek istiyenlerde dinle- mek aşkı vardır. İkincisi: Dinleni- Ten esere hürmet hissi, Bizde bu hissi ve bu aşkı, yani bu sanatı Şehir tiyatrosunun, ucuz yerlere oturan müdavimleri gös- teriyorlar. Onlara, bu sanattan bahsetmek, tiyatroyu nasıl dinle- mek lâzımdir? öğretmek abestir. Halk tiyatroyu seviyor, tiyatro din- lemekten hoşlanıyor, her nevi he yecana kapılmaktan zevk duyuyor. Bu heyecanına hürmet ediyor, zev- Kine hürmet ediyor ve bu hürmet le sırasız taşkınlık yapmıyor ve bu hisle, esere hürmet etmiş oluyor. Görmek istiyor, fakat bu arzu- kuru, faydasız bir tecessüsten aret kalmıyor: öğrenmek isti yor, ve bu iki biribirine uygun haleti ruhiye ile dinlemenin. sa- natkârı oluyor. Yabancı tiyatro münekkitlerin- den birçoğunun, koltuk ve loca seyircilerinden şikâyet ettiklerini çok okudum, Doğrusunu söylemek lâzım gelirse, bizde de tiyatro dinlemesini bilmiyen, öğrenmek #ecessüsünden azade, esere. bür- met hissine bigâne seyircilerin ek- Seriyetini localar, sonra ön sıralar teşkil eder. o Birçokları için aslolan anlamağa çalışmak, bunun için de dinlemek değildir. Onlar için zevk, evden çıkıp tiyatroya gelmek, tiyatroda gevezelik etmek- tir, kendini göstermektir, yanlış mütalea yürütmektir. Bunlara hiç çekinmeden: Saygı- sızlar? diyebiliriz. Saygılı bir insan, kalabalık bir yere girdiği zaman, ekseriyete tâ- bi olur, Canı sıkılsa bile dişini sı- kar, perdenin sonunu bekler. On- lar neden beklemezler? Tiyatroya gelenler bir şey öğ- renmek için gelirler. Kendilerinde böyle bir ihtiyaç duymıyanlar ne- den gelirler? İşte bu suallere verilecek cevap yoktur. Her cemiyetin saygısız vardır, ukalâsı vardır, ve bu insan- lara dinlemek sanatının iki vasfını benimsetmek imkânsızdır. Eğer buna imkân olsaydı, herkes tiyat- ro: dinlemesini bilseydi, o zaman tiyatro dinlemek sanat olmazdı. Selmi İzzet” loparlörler hakkında bir tamim Gümrük ve İnhisarlar vekâleti, radyo müştemilâtından olan ho- parlörlerin başlı başına bir alet olduğunu ve ona göre resimlendi- rilmesini evvelce bildirmişti. Ve- reni bir tamiminde «hopar. Tör» ün radyonun fenni cibazların- dan biri olduğunu, radyodan ayrı olarak ta memlekete ithal olunsa olarak kabul ii bildirmek- tamamlayıcı bir al edilmesi icap eti tedir, Resmi telgrafların imzaları Nafia vekâletinden gelen bir tamimde; resmi daireler tarafın- dan çekilen telgrafların altına idare reisleri tarafından atılan imzaların, telgrafhaneler tarafın- dan çok defa yanlış olunduğu için muamelenin noksan olarak cereyan ettiği bildirilmiştir. Bundan sonra çekilecek tel graflara imza ile birlikte eden âmirin daktilo ile yazılı is ilâve edilecektir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: