12 Şubat 1937 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 7

12 Şubat 1937 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

12 Şubat 1937 Evlilikte reçetesi “Bir erkek mevkiini yap- madan da evlenebilir..,, Kadının en büyük meziyeti erkeği işinde teşvik etmesidir Çocuk döktoru Ali Şükrü ağzına mâ- manın damlasını koymuyan bir küçü- ğü kolları arasına sıkıştırdı. Mama ye» mek İstemiyen çocuk öyle de acar ki, £ doktorun yüzüne naralar savuruyor. Fakat bay Ali Şükrü büyük bir meha- * Fetle mama kaşığını küçüğün ağzına boşalttı. Çocuğun annesine ilâçlarımı verdikten, tavsiyelerini yaptıktan son- Fa yalnız kaldık. Konuşmağa başladık. — Sizce en güzel evlenme yaşı han- gisidir? — Ben evlenmenin mânasını çocuk Yetiştirmek olarak anlarım. Çünkü ai- lenin sandeti yüzde seksen çocukta» * dır. Bumu çocuk doktoru olduğum için söylemiyorum. Çocuğun ailede ne bü- yük saadet olduğunu gözlerimle gör- düm. Darülâcezede uzun müddet dok- torluk ettim. Birçok aileler bilirim. Ço- Cukları yokken gayet sıkıntılı vaziyette idiler, Çocukları da olmuyor. Darülâ- cezeye müracaat edeler. Çocuk alırlar. Bu kendilerinin olmıyan çocuk bile on- ların hayatını tamamile değiştirir, deh» şetli bri let içinde günlerini geçir- meğe Bunu ben kendi müşa- hedemle gördüm. Evlenmeden maksad çocuk olduğu- na nazaran erken evlenmek şarttır. Yoksa 40 yaşımda bir çocuğunuz ol- muş. bu.çocuk 7 yaşında mektebe gir recek 12 sene lise, 4 sene üniversile, hattü tıbbiyeey giderse 6.. 2 sene asker- lik, 2 sene staj. 25-26 yaşlarında yetiş- miş olacak.. siz de o zaman 66 yaşına, geleceksiniz. Çocuğunuza iyi bir terbi- ye vermek için sizin genç vedinç olarak anun başında bulunmanız lâzımdır. Bunun için de mecbursumuz erken €v- denmeğe.. ben erkeklerin evlenmede oluz yaşını, kızların da yirmi beşini geçmemelerini tavsiye ederim, İDEAL KADIN — Erkeklerin mevkiini, yapmadan evlenmeleri doğru mudur?. — Bir erkeğin ewlenmek için mevkiini, istikbalini yapmasını beklemesine ka- tiyen aklım ermez. İyi bir eş insanın is- tikbalini temin etmesi, mevki ması için en bi il düşkün mahlüklardır. Bunun için bir erkeğin ideal kadında arıyacağı en baş- Mes meziyet şudur: Kadının iş haya- tında erkeğin en büyük teşvikçicisi ol- ması iâzımdır. Kadın âdeta ileriye doğru erkeği ar- kasından itmelidir. Ben bunu kendim- de ölçüyorum. Meselâ bir akşam şöyle biraz tembelliğim tutsa bizim bayan derhal: — Hani, der, sen bu akşam filân ce- miyete gidecektin.. Yabnd: — Bu gece şu baloya gitsek.. desem, hemen: — Sen bu akşam çalışacaktın.. Ben meselâ Avrupaya tedkikata ka- Yunla gittim. Biraz elime seyrek kitap mek., bir erkek eri için didinmeliğir, Hani eski bir söz vardır: Taştan ekme- ğni çıkarmak.. işte taştan ekmeğini çi- karacak derecede çalışmalıdır. — Bir ailenin sandetinin tam ol — Asgari üç... Biri anne için, biri ba ba için, biri demilletin.. hoş hepsi mil- kız olursa o zaman gile saadetine do- yum olmaz., — Bazı mütehassıslar çocukları biri- biri üstüne yapmağı tavsiye ediyorlar, — Doğrudur. çocuklar arka arkaya doğmalıdır, Ancak bu sırada şöyle ol- Dr. Ali Şükrü tirmelidr. Çünkü çocukların mama ye- me devirleri çok mühimdir. Maaleset bizde bazıları çocuk bakımını, çocuğa yanlız meme verme şeklinde anlarlar, Bu çok yanlıştır. Çocuk beş aya bastik- tan sonra artık anne südü onu besli- yemez. Anne südündeki madenler onun beslenmesine kâfi gelmez. Bunun için bu zamandan itibaren çocuğa mama yedirmek lâzım gelir. Bazı şehirli anne- ler anne südüne öylesine saplanmışlar- âır ki, beş aylığı geçtikten sonra da ço- cuğa yalnız kendi südlerini verirler, Halbuki beş aylıktan fazla çocuğu yal- niz anne südile beslemek son derece yanlış bir harekettir. — Salıncağı nasıl buluyorsunuz. — Bir çocuk için en mahzurlu şey- lerden biridir, Bir kere çocuğu çok fe- na itiyadlara alıştırır. Sonra çocuk mi- de! imkiler gibi biraz eğrice de- r. Yukarıya doğrudur, Bu itibarla cağın biraz sarsıntısından çocuk- lar sık sık kusarlar, — Kundak. — Kapalı kundak da son derece mur- | zırdır. Ayakları ve kolları serbes bıra- kan açık kundağa taraftarım. — Aile akrabalarile beraber mi ya- şamalı? Meselâ kaynanasile.. — Ailenin saadeti için ayrı yaşama- ları lâzımdır. Eğer iki tarafın anneleri- ne yardım etmek icap ediyorsa aile bunun için bütçesine ayrı bir para ko- yabilir.. H.F. AKŞAM Hamiyetli bir vatandaş 50 bin Tiralık emlakten baş- i ka vefatından sonra eşya- sını ve mevcut parasını da hava kurumuna bırakıyor Ersincan (Ak- “mumsu. şam) — Umum i harpte Refahiye civarında şehit düşen © generei Bahaettin karısı bayan Ayşenin noterlikçe mü- Bayan Ayşe miştim. Bundan başka vefatında ev €ş- yasile mevcud parasını dn gene hava kurumuna bırakmaktadır. Bu bami- yetli ve-değerli heraşehrimizin yurdse- verliği memlekette takflirlerle yadde- dilmektedir. Şimdiye kadar Erzincan adımı taşıy: bir uçağa nail olmıyan Erzincanlılar ilkbaharda Erzincan adına alınacak uçağın ad koyma törenine kavuşacak- lardır, Ümid ederiz ki, yurdun saadet Bu vaziyedi karşısında harpten ew vel İstanbula, günde yirmi beş bin çu- val un gelirken, bu miktar birdenbi- re sekiz bin çuvala düşmüştü. Vaziyet bu şekle girdiği sırada, Tür- kiyede seferberlik ilân edilir edilmez evvelce 90 kuruşa satılen bir çuval unun fisti, birdenbire, 140 kuruşa, bir #ki gün içinde de 300 kuruşa ka- dar yükselmişti. Binaenaleyh, devletin harbe iştira- ki üzerine ekmek ve umumiyetle in- şe buhranının ne kadar müşkül ve ağır bir sekle gireceğine şüphe etmek csiz değildi. Seferberliğin ilk günle- rinde İstanbul piyasasına bu his hü- kim olmağa başlamıştı. Maamatih, vaziyetin gayrttabfi şeklinden istifa de etmeğe teşebbüs edenler de var- dı. UN MÜTEMADİYEN YÜKSELİYORDE.. Un fiatlerinde bu müthiş yükselişin mesuliyetini hiç kimse üstüne slmi- ve selâmetini yüksek duygularile kar- liye Eeee aram şılıyan bayan Ayşenin gösterdiği feda- 'kârlığı memlekette diğer servet sahip- leri de göz önüne alarak bu örnekten hisse almalarını temenni ederim. Bayan Ayşenin gayri menkulleri şun- lardır: Hacı Ali bey palankasında sek- esn yedi, şehir civarında yedi parça tar- lasile bu araziye mahsus su. Şehrin en şerefli mevkiinde ve içerisinde çeş- me ve suyu bulunan on dört odalı bir konak, çarşının merkezinde yirmi dört yoktur. Marmara mıntakasında tütün satışı başlıyor Marmara mıntakasında tütün sa- tışlarına yavaş yavaş başlanmakta Ol- duğu kaber veriliyor. Borsada da ilk satış yapılmıştır. Fiatler mahsul 85, görmezler de 42 kuruş ölmak üzere iyi- dir. Bu sene Marmara mıntakasında tütün rekoltesinin 15,000,000 kilo ol- duğu tahmin ediliyor. Mahsulün kâ- milen satılacağı zannolunmaktladır. Alacak meselesinden kavga Çakmakçılar civarında bir handa Ab- İ dullah ve İbrâhim adlarında iki kişi, : aralarında evvelce geçen bir alacak me- | selesinden kavga etmişlerdir. Kavgada bunlardan İbrahim, Abdul- ahı başından tehlikeli surette yaralar mıştır. Vakaya polis el koymuş, yaralı Abdullah hastaneye kaldırılmıştır. İb- rahim yakalanarak tahkikata başlan- zaıştar, Uzüm kongresi hazırlığı odalı bir han. Bu bayanın çölük çocuğu! değirmenciler de buğday bulamadık- larını ileri sürüyurlardı. Nihayet biz- zat dahiliye nazırı Talât beyin reisli- ği atında toplanan bir komisyon, başgösteren ekmek buhranına müni olmak üzere, un fiatinin çuvalına 110 kuruş ve ekmeğin kilosuna da 60 pa- Ta narh koydu. Fakat bu teğibir de müessir olma- mıştı: Her gün, hatta her saat başın- da un fiatleri yükseliyordu. Çünkü mağa ve el altından satmağa başladı- lar. Bu vaziyet karşısında fırıncılar, her gün Şehremanetine müracaat edi- yorlar, ekmek narhının arttırılması. nı istiyorlardı. —nm mak arzusunda bulunan zehire ve un tacirlerinin ihtikâr yanmağa kalkış- malarından ileri geliyordu. Bu zaru- ret, seferberlik dolayısila şimendifer nakliyatına ciheti askeriyenin vazı- yed etmesinden ve Apadoludan getir- tilecek unun askeri levazım idaresin- ce ordu hesabına alınmasından ileri geliyordu. Bu sırada İstanbulun feci bir açlık tehdidi karşısında kaldığını gören Şehremaneti, un tacirlerini davet ederek Anadoludan un getirmeğe teş- vik etmiş ve getirecekleri unlara har- biye nezareti tarafından vazıyed edi- lirse bedellerinin emanet tarafından ödeneceğine dair bir de resmi senet vermişti. .Şehremaneti bu tedbiri alırken, se- ferberlik dolayısile başlıyan ilk sev- kiyatın arkası alındığından Anadolu- dan İstanbula günde otuz vâgon za- bire getirtilmesini hükümet nezdin- de yaptığı teşebbüsler üzerine, temin İzmir (Akşam) — 10 martta Anka- | lar ve kongre riyasetine gönderecek- letin ya.. hele bu üç çocuktan biri de | yada toplanacak olan üzüm kongre. | lerdir. sine hazırlık olmak üzere İzmir ihra- cat tacirleri, burada ticaret ve sanayi odası salonunda bir toplantı yaparak kongre için görüşmüşlerdir. Üzümle- rimizin istandardize edilmesi için ka» medıdır; Doğan çocuk mama yeme (rar verilecek olan kongrede okunmak devrini geçirdikten yani iki yaşını dol. |izere İzmir ihracatçıları kendi mütale- alarını bir rapor halinde hazırlıyacak- durduk sonra İkincisir dünyaya ge- lanarak raporu tasdik edeceklerdir. | #intlerinde de bir değişiklik Resmimirde İzmir ticaret odasında pılan toplantıya iştirak edenlerden gurup görünüyor, etmişti. Maamafih, flatlerde görülen bu yapmağa Yizum olmadığını ilân ettiği gibi di. ger ihtiyaç maddelerinde de ihfikâr görülürse narh konacağını ve bu hu- «İttihad ve Terakki » nin son devirlerinde suikasdlar ve entrikalar Cemiyet nasıl battı? Teceddüd fırkası |" niçin doğdu, nasıl dağıldı ? Tekrika No. Mamma Yazan: Mustafa Ragıb Herşeyin fiati yükselmişti, tekâlifi harbiye diye havyara vazıyed ediliyordu Sustu pölis müdürlüğü ile merkez ku- mandanlığına da malümat verdiğini, yani belediyenin verdiği emre riayet üyenler içim mefta leri kasi. Isttarıldığı görüldü. ŞEHREMANETİ, UN TEDARİKİNE © BAŞLIYOR... Cemil paşa, İstanbul halkının ya- şama kudretini bir kasırga gibi sar san bütün bu hallerin fevkinde, şeh- rin en birinci ihtiyacmı teşkil eden ekmeksizliğe karşı âcil ve kati tedhir- » karar verdi, Seferberliğin e başlıyan asker sevkiya- diği *çin Anadoludan İs- ilecek buğday veya un tedariki de'eskisi kadar için vagon müşkül değildi. Cemil paşa bu vaziyet üzerine, tüccarın ve mutavassıtların ihtikirma meydan vermemek üzere bizzat Emanet namına Anadoludan buğday getirimeğe karar vermiş ve Emanet memurlarından bir zatıda Kanyaya göndermişti. Şehremaneti memuru, Konya ve civarından peşin para ile İstanbulun bir kaç aylık ih- tiyacını karşılıyacak buğday ve un satın alacak ve hemen İstanbula gön- derocekti, Şehremaneti de kiralıyaca- ğı değirmenlerde bu buğdayları öğüt- İtükten sonra, hiç kâr almaksızın, fırın- cılara verecekti, Fakat vaziyetin hiç de iyi bir şekle girmediğini gören Ce- mil paşa, ileride şehrin daha büyük bir sıkıntıya uğ-amaması için yalnız Anadoludan getirteceği unun ihtiyacı karşılamıyacağını düşünmüş, Roman- den, diğer taraftan Romanyadan un getirtilmekle İstanbul bir kaş ay ge- niş bir nefes alacaktı. TALÂT BEY, ROMANYADA UN SATIN ALIYOR Bu sırada dahiliye nazırı Talât bey, Romanya devlet ricalile görüşmek üzere Romanyaya gitmişti, Cemil pa- şa, dahiliye nazırının Romanyada bu- Yunmasından istifade etmiş ve Talât beyden İstanbul şehri için un satın almasını rica etmiş dahiliye nazırı da Romanya zahire tacirlerile yaptığı mukavele üzerine ilk partide 12704 çuval unu İstanbula sevketmeğe mu- vaftak olmuştu. Fakat bu ün da İs tanbul nüfusunun uzun zaman için ihtiyacını karşılamaktan uzaktı (Arkas var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: