March 10, 1937 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6

March 10, 1937 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

sarki m ümre ma ŞA em ğe de eme AR Sahife 6 i TİYATRO KONUŞ Bir tavzih Şehir olan «Ümid. tiyatrosunda oynanmakis hakkındaki tenkidimi- ze, eserin nakili Halld Fahri Ozansoy cevap verdi. Bu cevabında, bizim fi- kirlerimizi çürütmeğe çalışarak ken- dini müdafaa ediyor. Bizim eseri be ğenmeyişimiz ne kadar haklı ise, na- kilin de kendin! müdafaa etmek iste- mesi o kadar hakkıdır. Ancak, Halid Fahri, kendini müdafaa etmekle kal- miyor, ortaya garib bir sual atıyor, Diyor ki: Selâmi İzzet nasılsa lütuf buyurup Melek'in muvaffakıyetini «İçli ve duy- gulu genç kız rolü en muvaffak olan- â1> cümlesile kaydederken aşi no role: Neyire Neyir'i geçirmek, Neyi- re'nin ro i Bedia'ya verm suretle Melek'i büsbütün bu kaldı anlaşılmaz bir tenakusa düşüyor ve bu suretle havayı b dırdığı yetmiyormuş gibi sar arasinda da hiç yoktan izzetinefis da» waları uyandırmak arzusunu beyhu- de güden münekkide bu gayret acaba nereden geliyor? “Ümlas de Melek'in iyi olduğunu söylemekle nasilsa lütfetmiş değiliz. Senelerdenberi tam bir bitaraflıkla yazdığımız tenikidlerde olduğu gibi, bu seferde hakikati söyledik. Melek'in «Ümid» deki havası iyidi. Fakat Me- lek'in iyi olması, «Ümid> i kurlarma- ğa kâfi değildi. Nasıl, ki kurtarama- dı da. Kurtarmasını da bekliyemez- dik, ikü Espoir kuvvetli sanatkâr harcıdır. Bunun için de ihtiyar erkek rolünü Ertuğrul Muhsinin oynaması gerektir dedik, Kuvvetli sanatkâr di- yip ele Muhsinl alınca, Neyirenin ya- nina Bediayı koymamız çok tabii idi. Herhalde zannetmiyoruz ki Melek bu- gin kendini Neyire ve Bedia kadar küvvetli bir sanatkâr addetsin de, bu yazınız üzerine İzzetinefsi kınlmış olsun. Sami de kendinin hocasından üstün olduğunu iddin etmez ve gene Neyire Neyirin, Melek'in başardığı ro- lü çok daha büyük bir muvaffakıyet- le temsil edeceğini de kimse inkâr edemez sanırım. Neyireden boş Kalan yere de Bediayı koymak tabildir, On- lar kabiliyetlerini herkesten iyi tak- gir ederler, Bünüh İçin 'de bu iki kiy. metli kadın sanatkârımızın, tenkidi- miz üzerine bir izsetinefis davasına düşeceklerini biran bile aklımızdan göçiremey 'Tenkidimizde Melek'in böş mesi, yanda bir satir aâtlanma- sından ileri geldi. Melek, sporcu kız rolünü mükemmel başarabilirdi. Kendisini yerinde takdir ettiğimizi *k iyi bilen Cahidenin de - çok ka- i bi natkâr olması doleyısi- m etmesini tabii görü- Bu yazıyı Halid Fahriye cevap ol- gun diye değil, sultefehhüme uğratı- Jan tenkidimizi tavzih için yazdık. Selâmi İzzet Sedes Avrupa ve Amerikada en modern binalar camdan yapılıyor Bunlar diğer binalardan daha sağlam ve hıfzıssıhhaya daha muvafık imiş Camdan binaların içindeki mobilyalar da camdandır. Önümüzdeki devrin cam devri olduğu iddia ediliyor Avrupa mimarisinde en modem diye tevsif edilen yeni bir usul taammüm etmeğe adı: Camdan yapılmış ev- ler... Bu binaların başlıca inşa malze- mesi camdır. Şimdiden Viyanada sırf camdan olarak bir hayli ev yapılmış- tır. «Camdan köşkte oturanlar başkala- rının evlerini taşlamazlar> ve «Tali ile cam çabuk kırılır; diye ötedenberi çok meşhur darbımeseller - vardır. Fakat möderti teknik, camın öyle kolay ko- Jay kırılır bir şey olmadığını ısbat etti. Hattâ hiç Kırılmaz bir madde olabile- ceğini de bunu en asri inşaat malze mesi haline getirmekle bütün dünya ya anlattı. Hakikaten Viyanada yapt lan en modem cam evlerin camlarına çekiç darbeleri hiç bir tesir yapmamak» tadır. CAMDAN MAHALLE Teknik sanatı cama bu kadar metar net vermeğe nasıl muvaffak oldu? Ca- mun elestikiyetini arttırmak suretile... İnşaat malzemesi olarak kullanılan camların elestikiyeti çeliğinkine na- zaran yedi buçuk defa daha ziyade- dir, Binaenaleyh böyle camlar tahrib edilemez. Camın metaneti bu dereceye geldik- ten sonra pratik düşünen mühendisler bunu bina inşasında kullanmakta güç. lük çekmediler. On sene evvel camdan ev yapılır diyene deli diye bakarlardı. Şimdi İse taş ve tuğladan yapılan ev- lerin ahşab ev devri gibi maziye karı- şacağını bekliyorlar. Viyanada ve Av- rupanın diğer şehirlerinde camdan ev- İer süratle artıyor. Bahusus Viyananın Üçüncü mıntakası evleri hep camdan yapılıyor. Bu şehirlerin taksim edil- diği noktalara Almanca Bezirk denilir. GAM TUĞLA Viyanadaki cam evlerde inşaat mal- zemesi olarak kullanılan cam bizim bil- diğimiz tuğla şeklindedir. Bina gene beton olarak kuruluyor. Betanarme- leri cam tuğlalarla dolduruluyor. Şim- dilik Avrupada camdan, Amerikada olduğu gibi, bulutları yaran elli altmış katlı blanlar yapılmıyor. Fakat beş on katlı evler ve aparlımanlar pek âlâ in- şa ediliyor. Camdan yapılan bu evlerin duvar- ları cam olmakla beraber içerisi hariç- ten görünmüyor. Fakat güneş ziyası KIRILAN BEBEKLER Tefrika: No. 44 Küçük arkadaşlarım velevki zevk için olsun oynanılan bu partiyi kazanmak &meli ile tıpkı hakiki maçta olduğu gibi canla başla çalışıyorlar, yenilme- mek için ellerinden geleni yapıyor- lardı. Bitirdikleri zaman /kisi de ya mımha geldiler. sanki bilmiyormuşum gibi: — Hangi gazeteler? diye sordum, Elinde tuttuğu küçük tahta rake- tin sapı ile dizlerime vurarak: — Nasil sen okumadın m? Bütün gazeteler yazıyor. dedi Kelimelerin ağzından dökülüşü ve gözlerinin aldığı mânadan sırnmızın | artık herkes tarafından keşfedilmiş olduğunu anladım. Bu meraklı gru- pun uzun dilleri isimlerimizi yekdiğe- rine bağlamış bile. Yüzüm hiddetten Kıpkırmızı oldu, fakat lâkaydi rolünü büyük bir maharetle oynıyarak: — Kendisi sevinsin, dedim, On beş gündenberi Necdeti görme- dim. En son buluştuğumuz gün, bize sik sik yemeğe gelmesini teklif etti- Leylânın müjdesini | ğim zaman gülümseyerek: Nakleden : Zeyneb idil ten sonra fazla bir kelime söyleme- den susmuştu. Bu garip cevap benli- gimi baştan aşağı sarslığı hâlde ben gene onu beklemeğe karar verdim. Bugüne kadar gelmedi, fakat şu anda duyduğum havadisi müjdelemek için ben ona gideceğim. Hâle saçlarını eliyle düzelttikten sonra acayip acayip gülümseyerek: — Bu gazete İşi uzun bir mesele.. dedi, Ne gibi bir mesele acaba? Kaça- maklı cevaplar vererek anlatmağa çalışıyor. Dostumuz bay Mehmedin gayreti ile Necdet gazetelere geçmiş... İnsânın Adeta Mmanacağı geliyormuş. — Neye? Gözlerini kirpip, gülümsemesini art- tırarak: — Hiç! dedikten sonra tekrar ma- sanın başına geçti. Bir iskemleye oturarak onlara bak- mağa başladım. Fakat bugün ne Leylânın sıçrıyarak- vurduğu top, ne de Hâlenin büyük bir maharetle çektiği drayvler beni . Ee il Bam meali # Camdan bir bina ve aydınlık bol bol bu cam tuğlalardan geçiyor. Bunun için cam tuğladan ya- pılan evlerin ve apartımanların her tarafı sabahtan akşama kadar tabii bol ziya içinde bulunuyor, Bunun için bilhassa bânka ve tüc- car yazıhaneleri, bol ziya içinde bulun- ması için tercihan camdan yapılmak- tadır. dururken hayatımı düşünüyorum. Geçen yaz bir gün yine bu bahçede onların öyununu seyrederken bekle- mediğim bir zamanda Mithatla kar- gılaşmış hoş bir akşam geçirmiştik. O gün hava sıcak, gökyüzü parlak ve idim. Bugün durmadan yağan yağ- murun tesiri le mi nedir bilmem kal. bim. eziliyor, basım bin bir düşünce ile yanıyor. Ben dalmışken arkamdan S€ssizce gelen biri elleri ile gözlerimi kapadı, de güçlükle boğduğu kahkahaları ta- İ niyamadım. Yalnız hafif bir menekşe kokusu duyuyordum. Nihayet elleri- ni çektiği zaman karşımda Emeli gör- düm. — Siz. Yarabbi ne budala şeyim! Emeli bu İ rece hayret ettim acaba? Bay Mehme- İ din beş ay zarfında aleyhinde söyle- nen sözleri düzelterek düşmanlarını samimi birer dost yaptığını bu kadar çabuk mu unuttum? Eğer hâlâ şüp- İ he ediyorsam, ev sahiple , Oyun- larını birakarak Emelin etrafında İ birer pervane gibi döndüklerini gör- mek tereddüdünü gidermek için kuv- vetli bir delil. — Ne iyi ettin de geldin Emel, senl —— ir getmicti Otnrun mevi idi. Ben de gamsız, Şen, alaycı | Ne gözlerimi kapatan ince elleri, he | evde, karşımda görmekle niçin bu de.” 10 Mart 1937 42 METRELİK CAM BİNA Amerikada camın inşaattakli meta- netine o kadar güvenilmektedir ki ren Ohio hükümeti dahilinde Toledoda 42 metre irtifama sırf camdan bir bi- na yapılmıştır. Blanın yüzü 200 met- redir, Liby Owens Ford kumpanyasına aid olanı bu binanın bütün katları yazıha- ne olarak kullanılmaktadır, Camdan yapılan binaların yazıhaneler için bir çok Taydaları vardır. Her şeyden evvel hariçten binalarm dairelerine hiç ses ve gürültü girmiyor. Muhasipler ve kâtipler mutlak sükün ve huzur için- de çahışabiliyorlar. Çünkü bu gibi bina- Jarın ayrıca pencereleri yoktur, PENCERESİZ BİNA Pencere olmadığıma göre gürültü da- hi hariçten girmiyor, Fakat hava nasıl tecdid ediliyor? Amerikada ötedenberi (Iklim Klima usulü) denilen bir'tarz- da büyük binaların havası tecdid edil- mektedir, Bu usulü büyük binanın da- mına yerleştirilen gayet büyük bir van! tilâtörden ibarettir. Bu cihaz çok yük- sek olan binanın üzerindeki temiz ve Saf havayı alır ve binanın içerisine taz« yik ederek sokar. Her saatte beş defa hava tamamile tecdid edilir. Dahası var. Hariçten alınan temiz hava muayyen bir hararette ısıtmakta ve içine kâfi derecede rutubet katıl- maktadır. - UCUZLUK Camdan yapılan binada toz ve ru- tubet hiç yoktur. Hararet sabittir. Zi- yası boldur. Bu gibi binalar caddelerin gürültülerinden müteessir olmaz. Bu kadar muhassenatı bulunan cam evlerin inşa masarifi beton ve tuğladan yapılan binalardan farksızdır. En bi yük faydası metaneti havaya mukav meli gayri mahdud bulunmasıdı Viyananın kalbgâhı bulunan Step- KADIN KÖŞESİ udra kutulu bilezik Son moda bilezik, Açılan pakların birinin içinde pudra di, nin kırmız vardır. EEE EEE ERER AE Köpek yüzünden kanlı kavga Köpeğin sahibi köpeği koğanı silâhla öldürdü isminde bir geo$ buranın Maltepe köyüne giderken yok da kendisine küçük bir köpek saldır” mıştır, Ali köpeği elindeki bostonla y& nından savmıya ve kovalamağa başla” mıştır. Bunun üzerine köpeğin sahibi Mustafa uzaktan: Ne istiyorsun hayvandan be herifs diye bağırmıştır. Ali de buna: — O benden ne istiyor.. diye cevaf izden çıkan kavga büyümü$r sahibi Mustafa bir aralık çifleyi kaldırarak Aliye at€$ etmiştir. Ali hemen ölmüştür. İzmirde define hastalığı tekrar bot gösterdi İzmir > — İzmirin eski bir ileti olan «define hastalığıs tekrar başgöstermi” yapılan apartmanları, bansplatz denilen meydanda camdan muazzam bir bina inşa edilmektedir. Diğer bir muazzam bina da Vi nın hava Jimanı Aspernde kurulma tadır. | CAMDAN MOBİLYA İ Avrupada kırılmaz camın keştinden- İ beri Jj e yalnız binalar değil xaobi içmeden olur mu hiç? Bu soğukta ta Çamlıca wsak bir yerden geldin, runlarını şimdi birakmış olan Hâ- le ve Leylâ, Emele ikram etmek için paralanıyorlardı. Emel yanıma otur- du, paltosunu ağır ağır jestlerle çöz- dü. Yüzünde, bir salon halkını kendi- si ile meşgul ettiği için mağrur bir gülümseme vardı, Herhalde bugünkü Emel bundan sekiz dokuz ay evvel Şişli yolunda itilen, hakaret edilen Emelden çok farklı idi. Çay fincanmı elinş aldıktan sonra amirane bir ses- le: — Benim için oyununuzdan kal- mayınız rica ederim, beri Süzi ile ko- nuşacağım, deği, O'da benim gibi spor * yapmıyor. Nazik vücudünün dinlenmeğe ihtiya» cı var, — Dönüşle beni otomobilinizle Köprüye bırakır mısınız? diye sordu. | —T — Teşekkür ederim, o halde bura biraz daha fazla oturabiliri (Son: sesini alçaltarak) buraya sizin iç geldim... Ötekiler umurumda bile de- gil dedikte a gülmeğe basladı. Gülüşünde kendisine yapılan hakare- İ ti adabımunşeret icabı affettiğini f Ka yutmadğ gösleren acı b la, kanape ve emsali ünhasıran camdan olması Bu gidişle evlerden başka medeni | bir adam için elzem olan bütün eşy& İ camdan ılacaktır. Tıraş için kulla” İ 'dığımız jilet bıçaklarının en keski İ ved camdan olacağı tahmil hı önümüzdeki d€ vir cam devri olacaktır, F mâna verdi, Kolumu tutarak — Oyunalarına bukalım, dedi Leylâ ile Hâle hakiki maçtalarımıf gibi canla başla oynuyorlardı. Onl#” rın bize üstün olan bu sıhhatli güsü” iliklerinin karşısında Emelle ben 28 yetimizden “utanıyor gibiyiz. Emelin sıcak kolu büründüğü” inden beni sıyırdı. Hâİ€“ ve bütün İstanbul b8” ında dolaşan cümlenin (8 nâsını şimdi anladım. Sorduğum # ale Pmel büyük bir samimiyetle ev" verdi: — Evet... çok doğru. Sizin ahbab” nız olduğu için bay Nicdete bi elinden geleni yaptı. / Dikkat ettim, Emel itirafındâ rr mimi idi Bu anda boynuna sarılmadığıma hayret ettim, gaviP mahcubiyet hareketime mani Bu şükran borcunu ileride öde! A Emeli Köprüye götürürken oto” bilde: M İ esrar perde: — Beni evlendirmek istiyorlar u varmış. yi! al arapların bir çok KAP yil Ars

Bu sayıdan diğer sayfalar: