May 5, 1937 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3

May 5, 1937 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

5 Mayıs 1959... AKŞAMDAN AKŞAMA Gümrüklerde ıslahat Gümrüklerimizde ıslahat tasavvur- ları gazetelerde sık sık yer buluyor. Pek büyük zorlukları muntazam ça» Yışmalar ve himmetler neticesinde halletmeğe muvaffak olan cümhuriyet devrinde gümrüklerimizin de arzu et- fiğimiz muvaffakıyetle ıslah edilmiş olduğunu göreceğimizde şüphe yok- tur. İstanbul gümrüklerinin ıslahı işi- nin şimdiye kadar bir türlü kati bir neticeye varamamasının acaba sebebi nedir? Küçük Türk memurlarının Yazifeşinas, muktedir ve fikri takib sahibi âmirler elinde son derece ve- rimli ve müuvaffakıyetli iş gördükleri tecrübe ile sabit olduğuna göre, güm- rük hizmetine memleketin ihtiyacı ile mütenasip bir teşkilât temin edildiği gün gümrüklerin maziye nisbetle çok #slah edilmiş olacağı aşikârdır. Gümrükçülük bugün ayrı bir tek- niğe ihtiyaç gösteren bir ihtisas şu- besi sayılır. Onun içindir ki ileri git miş garb memleketlerinde takib olu- nan usulleri esaslı surette bilmek ih- tiyacı hasıl olmuştur. Son zamanlar- da Avrupa gümrüklerinde uzun uzun tetkikat yapmağa memur zatlar gö- rüldü, bunlar memlekete döndüler. Şimdi gazetelerde bahsi geçen ıslahat bu tetkiklerin semeresini vücude ge tireceklerdir. Mütehassıs bir heyetin gümrüklerdeki ıslahat tedbirlerini fii- le çikarmak üzere müstemirren çalış- ması hakkındaki karar artık ıslahat teşebbüsünde bu defa kati bir netice- ye varmak azmini gösteriyor. hat işine İstanbuldan başlanacağı da anlaşılmaktadır. Türkiye gümrükleri denilince, ilk akla gelecek merkez ta- biatile İstanbuldur. İstanbul güm- rükleri islah edilince, bütün Türk gümrükleri düz*lmiş olacağı şüphe- izdir. Gümrüklerimizi düzeltmek teşeb- büsünde Avrupanın ileri gitmiş güm- rük idarelerinin tekniğini hakkile tet- kik ve idrak nasıl elzem bir unsur ve âmil ise bugünkü ve dünkü teşkilâ- tın pürüzlerini ve mahzurlarını ta- mamile gözönünde tutmak ve yerli tecrübelerden istifade edilmek te o kadar faydalı bir hareket olur. Gümrük idaresi, eminiz ki, tücca- rin şikâyetlerine yakından alâkadar olmuş, gümrük komisyonculuğu ya- pan müesseselerle temasa girmiş ve hepsinin mütaleasını almıştır. Güm- rüklerimizde tamamile sökülüp atıl mağa muhtaç bazı kırtasiyecilik ana- neleri vardır ki bunlar kaldırılmadık- ça en kuvvetli ıslahat adımlarının bi- le türlü türlü engellere çarparak sen- delememesi kabil değildir. Görünüşe nazaran bütün bu vaziyet kavranmış ve esaslı ıslahnta karar verilmiş olma- Sı bizi çok sevindiriyor. Akşamcı İki vapur karaya oturdu Amerikadan otomobil ve makine gibi esya getiren beş bin tonluk Ary- lensin vapuru İzmir körfezi önünde karaya olurmuş ve tehlikeli bir suret- te yaralanmıştır. Buradan gemi kur- tarma şirketinden imdad il tir. Alemdar, gemi kurlarma vapuru mahalline gönderilmiştir. Bundan başka Geliboluda Yunan bandıralı 6 bin tonluk Mihailos va- puru da sisten dolayı karaya otur- muş ve bir imdad gemisi Bönderilmiş- tir. Ni — Bizim bacanak Berlini anlata anlata bitiremiyor bay Amca... B. Proste Şehircilik müte- hassısı geldi, bü- tün yaz çalışacak Şehircilik mütehassısı B. Proste ev- velki gün İstanbula gelmiş ve gelir- gelmez belediye imar müdürü B. Ziya ile Floryaya giderek tedkikatta bulun- muştur. B. Proste Floryann imar plânını biran evvel yapacağı için ev- velce hazırladığı bazı esasları arazi üzerine tatbik etiniştir. Şehircilik mütehassısı dün de Azap- kapı, Şişhane yokuşu ve Beyoğlu ta- raflarında gene B. Ziyanm refakatile meşgul olmuştur. B. Proste Gazi köp- rüsü yapıldıktan sonra bu köprünün üzerinden geçecek büyük caddenin güzergâhını tayin ile uğraşmıştır, B. Proste bütün yaz şehrimizde ka- Iscağından bu sefer şehir plânının €- seslı hatlarını hazırlıyacaktır. B. Selim Nüzhet Belgraddan döndü Belgrndda resim sergisine iştirak eden Maarif vekâleti İstanbul derleme şubesi müdürü B. Selim Nüzhet şeh- rimize dönmüştür. Kömür depoları Liman idaresi bunları İsahiplerinden satın alacak İktisad vekâleti deniz ve hava msüsteşarı B. Sadullah Güneyin bu sabah Ankaradan şehrimize gelmesi beklenyor. Müsteşar şehrimizde bir kaç gün kalarak liman işleri üze- rinde .meşgul olacaktir. (Bilhassa Kuruçeşme kömür depolarında yapı- lacak asri tesisatla ne gibi faydalar elde edileceği etrafında tedkikat ya- pacaktır. B, Sadullah, liman işlet- mesi umum müdürü B. Raufinin pazar günü Trabzona hareketinden evvel kendisinden mufassal izahat alacaktır. İngiliz mühendisleri kömür depo- larındaki tedkiklerine ait projeyi bu- günlerde göndereceklerini bildirmiş» lerdir. Kuruçeşme kömür depolarının ida- resi hâlen tacirler elinde bulunuyor. Fakat depo mıntakasında asri tesisat yapılırken kömür nakil ve tahmil, dahliyesile beraber deporların idare ve kömürlerin muhafazsı gibi işleri” de badema liman İşletme idaresi ya pacağı cihetle Kuruçeşme kömür de- polarının tüccardan satın alınması kararlaştırılmışlır. Ayni zamanda depoların bulun- duğu mıntaknda bazı istimlâk yapıl- ması da münasip görülmüştür. Ku- rTuçeşme halkı kömür tozundan ha- vanin bozulduğunu ve dolayısile sıh- hatlerine tesir yaptığını iddia ile bir dava açmış ve davayı kazanmış- lardı, Fakat tahmül, tahliyenin ko- laylıkla yapılması bakımından Ku- ruçeşmeden daha münasip bir yer bulunamadığından depoların yerinde kalması zarüri görülmüştü. Şimdiki halde depoların yirine yeni, asri, ka- palı depolar inşa edilecek, bu suret- le kömür tozları eskisi kadar herke- si rahatsız etmiyecektir. * «« Oranın belediyesi halkın en ufak İhtiyaçlarını bile düştinürmüş, Mese- lâ yolda giderken sıkıştın değil mi?,, EHİNR HABERLERİ Mevlânekapı cinayeti Dün bazı şahitler yüzleştirildiler Mevlânekapı civarında obostanlar arasında bahçıvan Perikliyi çifte tü- feğile öldürmeklen suçlu bahçıvan Ali Rizanın mahkemesine devam edilmiştir, Dünkü celsede maktul Pe- riklinin kardeşi Anaslas adındaki genç, şahid olarak dinlenmiştir, Anas- tas ifaresinde; — Bir gün Silivrikapı caddesinde Sadıkın kahvesinde otururken ismi- nin Bektaş olduğunu sonradan öğren- diğim bir adamın yanındakilere kar- deşim Periklinin ölümünden bahset- tiğini işillim. Dikkat ettiğim zaman Bektaşın: «Ali Rza bann 500 lira ve- receğini söyliyerek Perikliyi öldürme- mi geklif etti. Fakat ben kabul etme? dim3 dediğini işittim. Sonra bunu kardeşim İspiroya anlattım ve Bek- taş ile görüşerek kendisini şahid yaz- dırdık. Ben şahidlik için Bektaşa para vermedim, böyle bir teklif de yapma- dım.» demiştir. Bundan evvelki celselerde şahid Bektaş ile diğer şehidlerin ifadeleri arasında başkalıklar görüldüğünden bunların yüzleştirilmelerine karar verilmişti, Dün Bektaş diğer şahid Ra- şid, Sekban, Sadık, Zekeriya, Hacı ve Anastasla yüzleştirilmişlerdir. Bu şahidler eski ifadelerinde israr ettik- leri gibi Bektaş da evvelce verdiği ifa- delerin doğru 'olduğunu iddia etmiş- tir, * Bu ifadelerin hakikaten doğru olup olmadığının tesbiti için dün mahke- meye gelmiyen şahidlerin ihzaren ça- gırılarak Bektaşla muvacehe edilme- lerine karar verilmiş ve muhakeme başka güne bırakılmıştır. Plâka resmi Yeni bir karar verildiği doğru değil Bir gazete, şoförlerin plâka borç- larını ödemek hususundaki müşkilâ- tı göz önüne alan belediyenin oto- mobillerin motör kuvveti üzerinden değil, modele, yani eskiye, yeniye na- saran plâka ücretlerini alacağını, bu surelle"yeni taksisi olan bir şoförün fazla, eski arabası olanın da daha az plâka parası vereceğini yazıyordu. Yaptığımız tahkikata göre beledi- yece bu hüsustu verilmiş bir karar yoktur. Yalnız şoförlerin plâka üc- retlerini ödemek hususunda uğra- dıkları güçlüğü gören belediye, bu hususta tedkiklere başlamıştır. An- cak plâka resimlerinin değiştirilme- #İ, şehir meclisine ald bir hak oldu- Bundan belediyenin ücretin mikda- rını değiştirmek için vereceği karar, $ehir meclisinin teşrinisani toplan- tısında inüzakere edilecektir, Bundan evvel plâka ücretleri hakkında yeni hiç bir karar verilmesine imkân gö- rülemiyor. Son zamanlarda plâka borcunu ödemiyen şoförler, borçlarının tak- site bağlanmasını istemişlerdi. Fakat $oförler borçlarını ayda bir lira ve- yerek ödemek istedikleri için belediye bu mürzcaatı reddetmişti. Şoförler daha müsald bir teklifte bulunurlar» Sa belediye bunu tedkik edecektir, . ... Acaba bu semtin ohelâsı yerin altında mı, üstünde mi, sağdarmı, | hada da işaretler varmış... solda mı diye aramıya lüzüm yokmuş... Bay Amcaya göre... Üçüncü paviyon Gelecek sene hâlde yeni bir paviyon yapılacak! Belediyenin yeni bir sebze hâli yap- rıak üzere yakında münakasa açaca- ğını yazmıştık. Belediye kanununa göre sadeyağı, zeytinyağı, kaşer, be- yez peynirlerle yumurta gibi madde- lerin de hâle alınıp satılması lâzım geldiğinden belediye, gelecek sene bu gibi maddelerin satışına mahsus üçüncü pavyonu yaptırmak için 938 Lütçesine tahsisat koyacaktır. Yeni pavonda soğuk hava deposu tesisatı | bulunacaktır. Bunun için şimdiden tedkikat yapılmağa başlanmıştır. Üçüncü pavyonun projesi, yeni se- ne bütçesi hazırlanıncaya kadar biti- rilecektir. Üçüncü*payyon inşa edil- dikten sonra belediye taze yumurta salışına ehemmiyet verecek ve yumur- taların üzerlerini tarihliyecektir. Sabit bir renkle vurulacak olan bu damgalardaki tarih; bir yumurtanın kaç günlük olduğunu gösterecektir. Buğday piyasası Yeni mahsulün çok iyi olacağı ümit ediliyor Buğday piyasasında üç aydanberi normal fiatler üzerinden muamele | oluyor. Uzun zaman ekmek fiatleri- | nin değişmemesine sebeb de budur. Ziraat. bankasının piyasada nazım | rolünü muvaffakıyetle yapması bor- sada mühim bir fiat değişikliği mey- dana gelmemesine âmil olmuştur. Gerek sert ve gerek yumuşak buğ- daylar hemen hemen aynı fiatlerle muamele görüyorlar. Asgari fiat 6 kuruş 7 para ve âzamisi de 6,5 ku- ruştur. Ars sira (gazetelerde borsa- nın günlük vaziyeti takib olunarak buğdayın beş veya on para düştüğü, yahud yükseldiği yazılıyorsa da bu tebeddüller buğdayların kalite fark- larından ileri gelmektedir. Aynı za- manda buğdayın düşüb çıktığı ancak bir haftalık fiatlerin tedkikinden an- Taşılabilmektedir. Satılmakta olan 936 mahsulü ka- lite itibarile fena olmamakla beraber geçen sene ilkbahar sonlarında fazla mikdarda yağan yağmurlar mahsule Lesir etmişti. Bu sene sonunda ve gelööek sene piyasaya arzedilerek satılacak olan 937 mahsulüne gelince: Birkaç gün evvel d> gazetemizde bahsolunduğu Bibi bu mevsimde tam zamanında yağan yağmurlar rekoltenin fazla olmasına yardım edecektir. Yeni s6- ne mahsulünün bilhassa kalite itiba- rile 936 mahsulünden çok iyi olacağı ümid ediliyor. Çocuk Dünyası Resimli müsabakamızda hediye kazananların isimlerini yarınki .. Çünkü her köşede bir levha, lev- Sahife $ İSTANBUL HAYATI: mmm ilmmii Biz de seyredelim! Pazar günü Beyoğlunda bir arka- daşla buluşacaktık. Kendi saatime aldanarak biraz erkence yola çıkmı- şım, Vakit geçirmek için, kaldırımlar. "dan taşan kesif insan dalgaları ara- sında dolaşıyorum. Karsıda bir ma- Zazanın elektrikli reklâm levhası gö- züme ilişti. Kaldırımın kenarına ine- rek duvarda renkli ampullerin yanip sönmesini dalgın dalgın seyrediyo- rum. İlk defa gelip geçenlerin omuz çarpmalarile bir kaç kere sağa, sola çarpıldım. Fakat bir, iki dakika sonra etrafım öyle sıkı bir çenberle sarıldı ki, çarpılmak değil, yerimde kımılda- nacak halim bile kalmadı, Meğer, caddeyi dolduranlar arasında ne ka- dar çok tecessüs meraklıları varmış. Ortada miknatıs demiri gibi gelip geçenleri çekiyorum. Dört yanımda kalabalık arttıkça artıyor. Herkes bir fikir yürütüyor: — İşle, karşıda elektrik kontak yapmış. — Karşı pencereden bir kadın «im- me diye bağırmış ta polisler girmiş- — Huuu evlâdım. Ne toplanmış bu kadar ahali? Gelin mi geçecek aca- ba?. — Hayır teyze. Galiba karşı evde cenaze varmış ta.. — Allah taksiratını affetsin. Kadın muymuş, erkek mi?, Ta geriden bir çığlık: — Bak, bak, bak. İşte, şimdi pence- renin önünde göründü. gene kaybol- du.. — Ne imiş görünen yahu? — Vallahi bilmem, kendi gözlerimle gördüm. Gölge gibi bir şey görünüp kaçıyor.. Dört, beş kişilik bir grup zorla ara- ya sokulmağa çalışıyorlar: — Yol veriniz baylar. Çekiliniz de biraz da biz görelim. Arkadaşlarından biri itiraz ediyor: — Mehmed, vapuru kaçıracağız. Burada ne var da sokuluyoruz? — Gel canım. Öteki vapurla gide- riz. Şuraya bakalım. Herkes ne seyre. diyorsa biz de görürüz.. Benim randevu saati çoktan geç- mişti, Fakat kalabalık arasından #iy- rılıp çikmak ne mümkün!, Etrafım- daki insan halkası gittikçe genişliyor, yol kapanıyor, tramvay çanları, oto- mobil düdükleri kıyamet koparıyor- lar, Kimse aldırış etmiyor, Bir aralık arkadan bir de kadın çığlığı koptu: — Sizi ulanmazlar sizi, biraz seyir yapmak için çocuğu aldım da dünya kadar tramvay parası harcıyarak bu- ralara geldim. Ve lâkin şu sıkılmaz- lardan aman bulamıyorum ki, ben de seyredeyim. Xol bulup ta gitmek için uğraşmak- tan ter döküyorum. Ve düşünüyorum. Acaba neyi seyrediyorlar? Ben dal gınlıkla bir elektrik ampulüne şöyle Kalabalık yığıldıkça yığıldı. Aralarından zrlukla sıyrılıp işime git- tim. İki saat snra döndüğüm zaman kalabalık bir kaç misli daha artmış ve hepsi karşıda meçhul noktaları merâkla tetkik ediyorlardı, — CR. Yunus Emre ihtifali Türk şairi Yunus Emre için 12 mâ- yista Eminönü Halkevinde bir - gece - Halbuki bizim sokaklarda ne ley- ha var, ne yazıl. B.A. —Öyleamma herkesin de birer burnu vari...

Bu sayıdan diğer sayfalar: