19 Şubat 1938 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 12

19 Şubat 1938 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 12
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Bu resmi, heyecanlı bir hikâye veya roman resmi sanmayınız. Bu resim kertenkele yiyen bir yılanın resmidir. Bu yılanın adı Tropidonotus natris- dir. Gerdanlıklı yılan derfiyor. Boy- nunda sarı ve siyah bir gerdanlık var- dır. Gerdanlıklı yılan, 'vücudünü dal dan dala sarar, uzatır... * Bir buçuk metre uzunluğunda olanları vardır. Bu yılanlar Avrupa” yılanıdır. Ba- taklık ve durgun su kenarlarında ya- Da ve kurbağa ile kertenkele yer- Beyin müzesi Yeryüzünün en Ea meşhur (o beyin müzelerinden bi- ri Amerikada İta- cada öteki de N gin beyin müze- si, Washington müzesidir. Bu müzede 5.000 beyin vardır. Bu sayıya hayvan beyinleri dahil değildir. Müzede Yeni Zelândanın üç gözlü kertenkelelerin- den birinin beyni de vardır. Şubat neden kısadır? Senenin yedinci . ayına Julius adı verildi. Sekizinci aya Ogüst kendi adı- na verirken, öteki aydan asa olması- ni istemedi, bu ayıda otuzbir yap mak için Şubattan bir gün çaldılar. Soyalp Giray şey okudum. Fakat bu nesnenin ne zamandanberi kâğıda sarılıp sigara halinde içildiğini bilmiyorum. Tütün nasıl çubuktan çıkıp kâğıda girdi ba- na bunu anlatabilir misin?.. Tütünün de, patates, domates ve kauçuk gibi doğma büyüme Ameri- kalı olduğunu ve Fransanm Madrid sefiri tarafından kraliçe Katerin dö Mediçiye takdiminden sonra Avrupa ya yayıldığını muhterem okuyucular pek âlâ bilirler. 16 ncı asırdanberi dünyanın her tarafında tullanılmıya başlanan tülün, on dokuzuncu asra kadar şarkta çubuk, garbde pipo de- nilen malüm vasıta ile içilirdi. Tütü- nün on altıncı asırda tanınmasına rağmen, çubuğun tarihi çok eskidir. Eski uluslar, bilhassa Hunlar ve Ke- letler demir çubuklarla bir takım ku- ru otlar içerlerdi. Çok eski devirlere ait kazılarda muhtelif şekillerde çu- buklar bulunmuştur, Milâdın «79» un- cu yılında ölen meşhur Romalı âlim «Pin» öksürüğe karşı bir kamışla devetabanı denen otu içmeyi tavsiye eder. Evliya Çelebi: Ayasofyada pa- dişah Deli Mustafanın mezarı kazı- lrken taşlar arasında hâlâ duman. ları tüten bir çubuk bulunduğunu rivayet ederken, gene tatlı bir müba- lâğa yaparak: «Demek Bizans zama- nında da tütün içmek malüm imiş» der. Eski yeniçerilerle, İstanbul tiryaki- lerinin uzun çubukları meşhurdur. Kullanılması bir hayli külfetli olan bu çubukların eski paşa konakların. da dört beş hizmetkârı bulunurdu. Kırım harbi esnasında, sultan Me- cid Fransız mareşali «Canroberte © sorar: — Askerlerimi nasıl buluyorsun?.. Fransız mareşali askerlerin çubuk içmek için sarfettikleri vakti telmih | ederek şu cevabı verir; — Tütünün tarihi hakkında çok — Mükemmel! Fakat çubukları. nın boyunu biraz daha kısaltırlarsa çok daha iyi olacak!., Napolyon Mısıra'gittiği zaman ken- dini büyük bir Türk ve islâm dostu gibi göstermek istiyor, gizli tutmak 6 harfli güzel bir yerim 1,2 m «Nida» 3, 6, 5 im «Yanarda- Ein fışkırdığı» 4, 5, 6, m «Düz ve ge- niş yer» dir. * Birinciye? 10 lira im ye ? 3» Bİ | Dördüncüye; 2» 3 3 | Beşinciye; iz 15 kişiye: Birer şişe kolonya 20 » : Birer kravat 20 » : Birer dolma kalem 10 » : Faydalı oyuncak 10 » : Muhtelif hediye verilecek- istediği ihtiraslarna yeşil cübbe ve sarık giydiriyordu. Meselâ bir gün galeyana gelip islâm olmıya kalkar, «Muhammed büyük adamdır!» diye pulavralar atarken; ertesi gün gene şahsi gururuna kapılarak «Muham- med büyüktür. Fakat ben ondan çok daha büyüğümu diye gülünç bir teza- da düşerdi. Gene bir gün, bu düşün. ce ile o da Türkler gibi tütün içmek istemiş ve uşağına İran şahının gön- derdiği bir çubuğu getirmesini em- retmişti. Uşak derhal aceleci efendisi nin emrini yaptı. Napolyon, aşk ve Şevkle çubuktan öyle bir nefes çekti ki: «Aman boğuluyorum!» diye hay- kırarak kendini yere attı ve ancak bir saat sonra aklı başına geldi. 19 uncu asrın ilk yıllarında Avru- pada yaprak sigarası moda oldu. «1839» da ve Nizib harbi esnasında Mısırlı bir nefer Türk karargâhmda bir paket tütün bulmuş fakat çubuğu olmadığından boş bir fişeği çubuk gibi kullanarak cigaranın ilk benzeri- ni keşfetmişti. «1861» yılında eski Rus ordusu zabitlerinden, “Teodoriti adında bir Rum Londranın «Leicester Sguare. semtinde ilk kâğıda sarılmış cıgara satan tütüncü dükkânını açtı. Dört ay sonra diğer hir Rum gene Londrada kıyılmış tütün ve cıgara küğıdı satmıya başlıyarak Teodiriti İle rekabete" girişti. Bu dükkânların ilk müşterileri Rumlar, Ruslar ve İs- panyollarla beraber Kırım harbi es- nasında Türklerden tütün içmeğe alışan eski İngiliz askerlerinden iba- retti, Bu vaziyet karşısında yaprak cıgarası satan tüccarlar büyük bir telâşa düştüler. Fakat «1878» yılma doğru bu şekilde cıgara İmaline baş- yan Amerikanın Virjinya tütüncüle- ri Londra piyasasını tuttular ve ba tarihten sonra cıgara içmek modası bütün dünyaya yayıldı. Meksika ahalisinin ekseriyetini, bilhassa puebla ile La Vera Cruz has valisini Tötonaklar işgal eder. Bu havalide Totonaklar orman ya- parlar, gülleri üstüne yağmur mev- siminden evvel mısır ekerler ve bu musırdan bir nevi içki yaparlar. O havalinin” çikletleri de meşhur dur. Resmimizde. Totonakların mili kıyafetlerini görüyorsunuz, Bir istatistik Milletler Cemi. yeti * enteresan bir istatistik neş- retti. Avrupada 435 milyon hıris- tiyan, 32 milyon müslüman Var- dır. Hıristiyanla- rın 202 milyonu katoliktir. Şimali Amerikada 108 milyon hi- ristiyan, 52 milyon katolik 21 milyon müslüman vardır. Asyada 27 milyon hıristiyan 970 milyon müslüman mevcüddur. Balıkların yaşı Balığı tutarsınız, sırtından bir pul çıkar, temizlersiniz ve pulu aydınlığa gösterirsiniz. Ortasında bir nokta varsâ balık bir yaşında, bu noktanın etrafında bir çenber varsa İki yaşın- da, üç çönber varsa üç yaşındadır. Bugüne kadar ancak üç yaşındaki balıklar üstünde tecrübe yapılmışsa da, her sene bir çenberin arttığı kuv- vetle tahmin ediliyor. Levend Cevdet Özgün KURT, Kırda toplandı kuzular... Şunda birleşti arzular: — Kurtulsun diye bizim post Artık kurtla olalım dost. «$. D. Kı» harfli bir rozet Kullanmağı etsek âdet - «Sama dostuz, kurt!'e demektir - K “imle hoş geçinir. Sayesinde bu rozetin, Dağ tepe gezip tin tin tin, Bir kuzu indi dereye, Bir ses duydu: elley! nereye?» Kuzu, başını döndü ki, Eyvah, karşıda o eski Nemrud suratlı canavar... Koca koca dişleri var! KUZU — Kurt dedi: «Benim bu dere? Bilirsin kızmak huyumu, Ne bulandırdın suyumu?» Kuzu, göğsünü gösterdi: «Senin dostunum, kurt! - dedi, - Boş yere kızma nafile, | Şu harfleri oku hele...» Tercüme eden: (Vâ - Nü) —1— «Ben aldanmam sana kuzu! Paylaşalım kozumuzu... S.D. K. şu olsa gerek: - Seni döğeriz, kurt! - demek, Harb mı ilân ettin bana? Gösteririm ben de sana, Diyip kuzuyu kurt tuttu; Bir lokmada hemen yuttu. ei ie 77 /A 4 —5— Canavara dalkavukluk, Çocukluk, yahu, çocukluk! İyisi mi şu sözleri Göğsüne yaz iri «Bu zat huylu bir zat! Saldırmayın ona fakat... Salan olsa o da salar Çok kuvvetli vücudü var!»

Bu sayıdan diğer sayfalar: