26 Şubat 1938 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6

26 Şubat 1938 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ii ali ! ik Çeliklerin ucu topraktan dişarı kalmak Üzere diklimelidiş ve çeliğin ucunu da toprak yerinden oynamamak için, top- yakla iyice basıp sikıştırmalıdır. Kesile. Demar Çeliğin bir kaç si ep vak içerisine görülmelidir. © v0 MN o e ak la Sadin Tam görün toprağa gir- Çelikler, bazan açıkta bulunan bahçe- ir A : yastığa veya Çelikleme ile nebat yetiştirmek, üret- mek ekseriya ilkbaharda yapılır. Masma- #h sahı sert kabuklu olan nebatatie ta- #e dalların çelikleri alınarak temmuzdan eylüle kadar çeliklemeleri yapılır. Almacak çelikler Serinde pimeia mertebe çiçek açacak tomurcuğu bulun- müyan dalları seçmek usuldendir. Eğer bu gibi dallar üzerinde tomurcuklar var- #a onları koparmak, körletmek lâzımdır. Çelikler. yakn alarak ya bohum dan ye yahut topluca bir kap içine di- kilebilirler. Ancak kullarılan toprak ha- Piçe, iyi elenmiş yumuşak bir toprak ol- malıdır. Bazı nebat'arda ise kum, ufak ça- kıl ve yahut lak kömür toru içine çelikler i i ; mak lâzımdır. Bir çok nebatlarda, meselâ: Limorlar- da, akasya, mimezalarda sair diğer me- batlarda, külâh teneke içinde baval dal- rma yapmak ta mümkündür. Bunu di- Üer bir yazımızla izah giz. gün tekrar çatıyorlardı. Hafta başı ye- meğe gelen konttan sonra, salı günle- xi Düroylarda yemek yiyen mebus Karoche - Mathieu, memnuniyetini #ahar ederek karı kocanın ellerini bha- Gazeteye gelince biri sesleniyordu: — Buraya baksana Forestler, İşitmemezlikten geliyor, kutusun- daki mektupları arıyordu. — Ses tekrar duyuluyordu: — Hey, Forestieri., Ziya, güneş gören kanmları ize yeşilimtrak bir hal alir. Kuşkonmazın muhtelif şekillerde sar- #iyatı vardır: 1 — Haşlansrak nefis zeytinyağı, limon kuşkonmazı, Hollânda, Virjini, Kuğkonmazlarıdır. Kuşkonmazlar bu kadar makbul ve kıymetli sebzeler sırasına girmiş olması hasebile, her bahçesi olana, hiç olmazsa evin ihtiyacı kadar, bir mikdar kuşkon- mazlık yapmasını şiddetle tavsiye ederiz. Kuşkonmaz yeriştirilmesi © kadar zo değildir. Ayni zamanda, bir defa dikip tutmuş, mükemmel yetişmiş olan kuş- konmazın mahsulünden senelerce istifade etmek kabil ve mümkündür, Çünkü, bir tarlası on, on iki sene kadar muntazam mahsul vermek suretile daya Bir ve on İki, on Üç sene sonra artik ih- mahsul vermiyecek bir hale gelir, ki, o vakit te eski pençeler söküle- Fak, izah edeceğimiz şekilde, yeni pençe- ler dikilirler. Bir veya Iki sene evvel tohumlarile el- 40 edilen pençeler bu aylarda hazırlanan Cukur'ara. izah edeceğimiz şekilde dikiz ma : Arjantin isk; eyi, böl gübrelenmiş bir toprak olması Tâzımdır. Kumlu, kili, meyilli töpraklar kuşkonmaz yetiştirmes Be çok müsait ve çok elverişlidir. Kuşkonmaz derinin dikilecekleri toprak güzelce sürülür, bellenir ve boleğ gübrelenir. Kuşkonmaz pençeleri dikli- dikten sonra ayrıca” bir mizdar gübre ve- Hiir, Ezcümle kimyevi gübrelerden - bin metre murabbama 26 - 30 kilo süperfos- İat, 15 - 0 kilo potaslı gübre, 10 — 15 ki- lo arotlu gübre verilir. Eğer toprakta ki- Teç yoksa veya pek uz ise biraz da kireç verilmesi tavsiyeye değer. Bu takdirde beher dönüme 25 - 50 Kilo kiteç veya alçı verilirse kâfidir. Kuşkonmazlar şu süretle üretilir: Evvelâ, tohumlar, hazırlanan yerlerine, sıkbaharda ekilirler. Elde edilen ve res görülen P pençeleri ertesi sene ukbaharında tarlasından sökülerek açılan yerlerine dikilir. Pençeler, ya bizmat bahçelerde yetişti- H#lir, ve yahut şayanı itimad olan yerler» den pençeler almarak izah edeceğimiz şekilde yerlerine dikilir. Dikilecek pençelerin yaralı, zedelenmiş, bastalıklı olmaması, mümkün mertebe #yi teşekkül etmiş bulunması lâzumdır. Pençeler dikildikten dört, beş gün sonra bolen sulanır ve $ - 4 defe sw verilirse Gizli gülüşmeler duyuluyordu. Du Roy, direktörün odasına gider- ken seslenen önüne çıkıyordu: — Affedersin, seninle konuşmak fatiyorum. Ne yapayım seni her sefer gavallı Charles sanıyorum. Makalele- rin o kadar Charles'in makalelerine benziyor ki, herkes yamiıyor. Du Roy cevap vermiyordu âma, kuruyordu; ölüye karşi kin besleme- Ze başbıyordu. Yeni muharrirle eski muharririn yazılarını mukayese ederlerken baba Walter de: — Evet demişti, Forestier; fakat | dmha olgun, daha asabi, daha erkek bir Forestler. Bir gün de Du Roy, tesadüfen bilbo- ke dolabını açınca; Forestier'ninkile- rekâsı, halefi yeni Forestler - Du Roy koleksiyonu.» Du Roy soğukkanlılığile dolabı ka padı ve herkesin duyacağı bir sesle: — Her yerde budalalar ve kıskanç- Jar vardır! dedi. Amma izzeli elsi kırılmıştı. «Fores amaaan aa ne. 26 Şubat 1938 ÇİÇEKCİLİK: İlkbaharın en erken yetişen çiçeklerinden Colchieum acı cidemler Coichieum by- santhlüm namı ves rilen ve mengel memleketimiz olar bu çiçekler, ükba- harın, erken yeti- gen hoş manzara- İM çiçeklerindendir. Zambakiye | fasi- İesinden ve soğanlı giçekler o zümresi. De ithal edilirler. Tabiat, vatanı” muzn © Karadeniz muntakasile Adalardeniz! ve İzmir Ege mın- takasında hüdayinabit bir halde - yaba- ni olarak - yetişmektedir. Colehieumleri, Avrupallar da, memle- ketimizden alarak kendi memleketlerin- de üretmişlerdir; binaenaleyh, memleke- timiz Avrupa medeniyetine çiçeklerile de büyük hizmetler, yardımlarda. bulunmuş- tar ki, bunu iftiharla yazabiliriz. Bu- Dun gibi daha bir çok nebatlarin, en gü- sel çiçeklerin menişci memleketimizdir. C. byzanthilum denilen soğanlı çiçek- lerin bir çok o nevileri yardır. Bunlar arasında resinimizde görüldüğü gibi, be- yaz çiçekler açan C, byzantılumlar pek makbuldür. Sarı, turuncu, pembe, kirmı- m çiçek açanları da vardır. Bahçelerde, parsellerin o dekorasyonu, süslenmesinde bu çiçeğin büyük rolü var- dır. Sik ekilirse, beyaz, kurmuzı, altın sa- msi renklerile bahçelerimizi süsler. Hafif kokulu olün cinsleri de vardır. Çiçekleri haftalarca kar “allinda be kalsa, bir şey olmaz, soğukü çok dayanır. Çiçekler, yapraklarını döktükten sonra, in. soğanları, temmuz, ağustosta kimllen töpraktan çıkarılır. Soğanlar bir müddet kurak, havadar yerlerde muha- faza edilir ve böylece bir istirahat dev- Tesi geçirirler. Sonbaharda, teşrinisani- tekrar bahçelerde tefrik edilen par- sellere, soğaninrı tıpkı, Korokvs, sümbül ve lâleler gibi ekllirler. Bu çiçeğin soğanları kış, yaz toprak iginde. bırakılabilir, bir şey olmaz, An- cak, bahçe taksimatı, yeniden bahçenin tarh ve tenzimi ienp öderse, o takdirde soğanların zedelenmemesi için topraktan çıkanlması Jâzımdır. Hemen her toprakta yetişebilir. föprak ve gübre hususunda o kadar müşkülpe- sent değildir. Yalnız soğanların dikti bulunduğu toprak üzerine biraz çürümüş Gübre verilirse faydalıdır. Envsı meyanında: Colehieum atitim- Bale gül renginde çiçekler açar, beyaz | çiçekler açanlardan C. antumbale Album ların menşel memleketimiz ve Kafk yadır. Bunların leylik tenginde çiçek- İer sçan elnsi de vardır. En erken çiçek açanlardan C. montanum olup kan kır- mızsi rehginde çiçekleri Bunlar nemit, serin topraklar: #ever, bunun için de memleketimizin zetıp çayırlarında bu çiçeğe çok tesadüf edilir. Teksirleri, üre- tilmesi küçük yavru soğanları iledir, ler etrafına çürümüş gübre verilir. * Çukurların nasıl açılacağını ve pençe- lerin ne şekilde yerleştirileceğini ikinei bir yazımızia izah edeceği. Resmimiz beş sene eyvel dikilmiş, iyi teşekkül etmiş bir kuşkonmaz pençesinin sürmüş şeklini göstermektedir. P teşekkül etıniş pençe, A sürmüş ve toprak içinde kalan yenebilen ve pençe- n sürmüş bulunan havai sak kısmı, T kuşkonmaz çukurunun toprağını gös- terir, Bu şekilde sürmüş olan kuşkonmaz nisan, mayısa aylarında hususi bıçaklarla kesilerek sarfedilir, ter» gözü kulaklarını tirmalıyordu, duyduğu zaman kızarıyordu. Bu isim, onun için âci bir istihza, hattâ istihzadan da beterdi, hâkâret- ti; ona «her işi yapan karındır, bir 22- man eski kocasının işlerini nasıl görü- yorsa, şimdi de senin işlerini görüyor» diyordu. Bazen Madeleine siz, Forestier'nin on para etmiyeceğini kabul ediyordu, kendine gelince, haydi efendim?.. Evinde fikri sabitten artık ayrılamı- yordu. Artık bütün, eşyaları ve biblole- rile, dokunduğu her şeyle Charles'i ha- Almak için hangi şeye elini uzatsa, Charles'ın elini uzatıyordu, Bazen kalbinin bu isyanma mâna Sütleri tabii olarak uzun müd- det nasıl muhafaza etmeli, | halis olup olmadığını nasıl | anlamalı? Süt muayenesi: Bizde hileye en fazla müselt olan gıda, maddelerinden biri de süttür. Hariçten tedarik edilmiş sütler, maalesef, çok de- İa, bir çok ecnebi maddelerle karıştırı- muş, yağı alınmış olduğu gibi bir çok mikronlerin da bulaşıktır. Sütün bozulmaması, uzun müddet mu- hafazası için slmacak tedbirler şunlardır: Mikropların süte intikaline mâni olmak, bunun için de temiz kapalı kap- lar kullanmak, sütü soğuk bir mahalde muhafaza etmek, yüksek hararet derece- Mine kadar sütü ıtmak veya kaynatmak Mizumdır. Sütü 70 - 75 hurarel derecesinde ımtıp ve 12 - 15 dereyece kadar soğuduktan #onre, uzunca bir müddet muhafaza et- mek mümkündür. Bu sayede sütün bo- zulmasına, sebep ölacak mikroplar telef olacaklarından süt te uzun müddet da- Yanır. Ancak, sütte. bulunması ihlimali olan, bir çok sari hastalık mikropları - ve- rem, tifo gibi - 70 - 75 hararet de- | Tecesinde telef olmadıklarından sütü 100 dereceye kadar kaynatmak, takim et- mek icap eder. Bü sayede birçok sari hastalık mikropları ve isporları telef ol- muş olur. Bu şeklide takim edilmiş süt- ler daha uzun wü yanabilirler.. Hariçten aldığınız sülü nasl muayene etmelidir? Yukarıda söylediğimiz gibi, gıda mad- deleri içinde hileye maruz olan madde- lerden biri Hilekâr sütçülerin en çok yaptıkları hileler: Süte su karıştırmak, sütün yağı- nı, kaymağını almaktır. Büle su Karışlır- dıklar sonra hileyi göstermemek, belli et- memek için, sütün içine ince, beyaz un, nişasta veya kola karıştırırlar, Bazı hi- lekâr sütçüler de sütün kaymağını al- dıktan sora, sütün kesafetini tasbih et- mek maksadils, öküz, manda veyr diğer heyvan beyinlerini kaynatıp ezerek, az mikdar süte karıştırırlar Bu hileye, ancak, çok zeki, kesaletten Anlar sütçüler müracaat eder. Bu su- Ketle on, on beş kuruşluk beyin le 100 hire sütün kesafelini tashih ederler, Kola, nişasta, un karıştırmağı, temeni, her hilekâr sütçü yapar, Bir sütün için- me nişasta veya kola karıştırılıp karıştı- rilmadığırı anlamak gayet kolayfır, bu- nu herkes yapabilir. Sütten ufak bir nü- mune alınız, bunu 60 -.70 dereceye ka- dar ustınız ve bu esada İçerisine bir kaç damla, evlerde kullandığımız | tentirdiyol — damlatır Eğer » içeri- #ine nişasta, kolr karıştırılmış ise süt he- men mavi bir renk alır ve bu takdirde karışık olduğu anlaşılır; bu vaziyeti gö- ken hilekir sütçünün yüzü kıpkırmızı olur... Bundan başka, halis, yani su karıştırı- up karıştırılmadığını esaslı" bir suretle anlamak kabildir. Tabii bir sütün. kendine mahsus bir Kesafeti vardır. Meselâ; Muayyen bir hacimde bulunan &u ile, sütün ağırlığı arasında, şüpesiz, fark vardır. Buna ke- #afet veya sikleti izafiye deriz. Bir litre suyun ağırlığı, bildiğimiz gibi, 1000 gram geldiği balde ayn! hacimde bulunan İyi bir inek sütünün ağırlığı 14029 - 1,083 gram, keza koyun sütü 14083 - 1,038, keçi sütü 1,032 - 1084 gram gelir. Bu hesabs. göre: İnek sütü, her bir ht- Tede, sudan 20 - 33 gram, koyun sütü 33 - 28 gram, keçi sütü 32 - 34 gram da ha ağır geldiğinden, inek sütünün esa- geti 1029 - 1038, koyun sütününki 1033 - veremiyor, bu isyanın sebebini anlamı- yor, kendi kendine soruyordu: «Nedir bü halim? Madeleine'i arka» daşlarından kiskanmıyorum. Yaptığı hiç birşey beni endişeye düşürmüyor. Canı istediği gibi girip çıkıyor, sonra © hayvan Charles'ın hatırası beni deli ediyor.» Ve ilâve ediyordu: «Aslına bakarsan ahlâksızın bi riydi; bana giran budur; Madelein 0- nun gibi bir hödükle evlendi diye kızı- — Neye tatlı yapmadın? Yemekten sonra tatlı yediğimiz yok. Genç kadın neşeli cevap verdi: — Hakkın var, aklıma gelmiyor. Bel- ki de Chârles sevmediği için... Hâkim olamadığı bir hiddetle sözü kesti: “ — Amma Charles canımı almağa Charles çıkıyor... Charles yok bunu severdi, yok Charles şunu severği.. Madem ki Charles geberdi, aramıza girmesin!.. Madeline bu ani hiddete mâna vere-| miyerek hayretle kocasına, bakıyordu; #onra zekâsile, kocasının içinden ge- çenleri sezdi, ötekini hatırlatan her- şey, ölene karşı beslediği kıskançlığı her ün biraz daha arttırıyordu. İ darı ilkbaharda, OKUYUCULARIMIZIN BORGULARINA CEVAPLAR Mimozalar nasl bir mebattırlar? Bomonti, B. K. Saryan: Mimoza imi ai- tında iki muhtelif nebat vardın ki gekil- leri itiberile az çok birbirlerine benzer- ler; bunlardan hangisini öğrenme kistedi- anlıyamadık. biri, Bitmosn Püdika'dır ki, bakliye fasilesinden olan bu nebatın Yaprakları pek narin ve tıpkı giadiçya yapraklarına benzer, çok hassas bir ne- tar, fa muh- olur. len fazla yaşamaz, ihtiyarlaman tesadüt edilemez. Bu nebatın tohumları ber sene taze olarak ekilir ve tohumları kânımusaniden a şubat, mart on beşe kadar ekile- iL. Mimosa Püdikanın küçük saksılara ekii- miş olanları daima salonlarda bulundu- Tulur. Yaprakların manzaraları pek hoş- nebatın yapraklarına dokununca derhal küser, yapraklar vaziyetlerini de- #iştirir, birbiri içerisine geçer ve söner. Buna hisseden nebaş deriz. Bu nebat yasıtasile mebatlarda da his olduğu is- bat edilmektedir. Çök şık, zarif ve entre- san bir nebattır. Bu mebalın menjel Avüstemiya ve Ocmubi Amerikadır. Bu ne- bat hakkında yazılarımız, evvelce intişar etmiştir. İkinel nebala gelince: Buna Akasia Mi mosa, deriz. Bu da ayni fasileden, yani bakliye fastlesindendir. Mimosa Pildikaya çok benzer, fakat el ile dokununca nebala bir şey olmaz. Bu çok yaşar, şüceyr halinde bir ne- batiır. O kadar soğuktan müteessir ol- maz. Yalnız kışın 10 - 12 hararet derecesi bulunan biz mahalde muhafaza edilmesi Güzel, yuvarlak, sün renkte cicekler açar. Tohumları veya çelik daldırmalarile üretilir. Nebata teneke ile havai daldırma yapılmak suretile dalları küklendirilerek çoğaltılır, Sevdiği toprak hafif meyilli, muslu, çürümüş gübreli topraktır, fun- da topruğı da veri » Sonbaharda gü- Zel kokulu çiçekler açar, yuvarlak tohum- gimlendirdikten sonra yerlerine ekilirler. Gazetemizde intişar eden yiraat yazılarının iktibası ve kitap, risale 1,488, keçininki 1092 - 1084 olmuş olur, sl k için kesafet ölçüsü Çarsomet bir tekim öâletler vardır ki, sü- ini ölçmek için de bu geki r sü” ölçüsü - mikyası kesafet - Jen bir &let kullanılır. Camdan yapılmış olan ve pek pahalı cinmuyan ba si üsünün ber e, ev sahibinde bir tane bulundurulmasını fay- siye ederiz, Bu suretle evinize aldığınız veya ulacağınız sütlerin mahiyeti hak- kında devhal bir fikir edinir ve size ü Sütçülerin hilekârlığını anla” miz, Vakia, bu vazife, belediye gıda O maddeleri kontrolörü nür vazifesi ise de, maalesef, bu vazifenin hakkile ifa edilmediğine her vakit ras- İamaktayız Bundan sonraki yazımızla, süt areö- metrelerile, sütün Kesafetinin nası) tayin edildiğini mubtasar ve esaslı bir şekilde izah edeceğiz. Bu suretle her ev sahibi, evlerine alacakları, çocuklarına içirecek- leri sütlerin safiyeti hakkında bir fikir edinmiş olaraklardır. Bunu mânasız buldu, fakat hoşung da gitti, cevap vermedi. z Du Roy hiddetine hâkim olamadığı için kendi kendine kızıyordu artık. O gece, ertesi günün makalesini yazacar ğı için, yemekten sonra masaya. otur- du, kürklü ayak tandırına ayakların sokmak istedi, sokamadı, bir tekme Yü- Tup attı ve gülerek sordu: — Charles'in her zaman mı nalan üşürdü? Kadın da gülerek cevap verdi: — Nezleden korkardı, göğsü sağlan) değildi. . Du Roy amansızdı; — Sağlam olmadığını da isbat efe | ti. Sonra kibarlaştı; — Ne mutlu bana, Ve karısının elini öptü. Yatarken gene akımda ayni düşün- ce vardı; gene sordu: — Başı üşümesin diye Charles pa muklu takke mi giyerdi? Kadın şakaya dayanacaktı: — Hayır dedi, başını bağlardı. Georges, kendini yüksek gören bir adam edasile omuz silkti: — Vay kaz herifi Artik Charles onun mütemadi mev- ruu oldu, Ona çok atıyormuş gibi. «Biçare Charles» diye bahsediyordu. (Arkası var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: