13 Mayıs 1938 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6

13 Mayıs 1938 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

R Sahife © İzmir mektupları inebolu vapuru faciası hakkındaki karar nasıl tebliğ edildi ? Vapur kaptanının cezasını hafifletici - Görülen kanuni sebebler ve tazminat iddiaları hakkındaki kararlar İzmir (Akşam) — İki büçk yıl ev- vel İzmir körfezinde batan İnebolu vapurundan denize dökülenlerden 11 Kişi boğulmuş, 7 kişi de kaybolmuştu. Bu faciaya sebebiyet vermekle maz- nun İnebolu süvarisi B, Mehmed Ali kaptanla yolculardan evvel vapur terketinekle mazmun üçüncü kaptan © Rami, birinci çarkçı B. Salim ve ikinci çarkçi B. Halldin ve telsizle İner bolu kaptanına bütün iskelelerdeki €$- yuyı alması için emir vererek gemiye fazla yük alınmasına, bu yüzden fa- Canım vukuuna sebebiyet vermekle Yaznun Denizyolları işletme şefi B. Zekeryanın iki buçuk yıldan beri İz- mir ağır ecza mahkemesinde cereyan etmekte olan mahkemeleri sona erdi- ini ve kararır bildirildiğini telgrafla haber vermiştim. Karar günü mahkeme salonunda ekserisi denizciler.den mürekkep ka- Yabalık bir dinleyici kütlesi vardı. Ka- Yarın Lefhiminden evvel maznunlarla Denizbank vekili, son defa mahkeme heyetince davet edilmiş, kendilerine son söz verilmiş, hepsi de söyliyecek birşeyleri bulunmadığını bildirmişler- dir, Bunu müteakip karar okunmuş- tur, Kararın baş tarafında İzmir körfe- zinde Pelikan feneri yakınında 11 yok cunun boğulması ve 7 yolcunun da ortadan kaybolmasile neticelenen va- pur kazasının nasıl vuku bulduğu hak. kında izahat vardı. B. Mehmed Ali ta- rafından Mersinde geminin ambarla- rna yükte hafif eşya doldurduktan sonra diğer limanlardan aldığı ağır eşyanın ambarlarda yer kalmadığı için güverteye, mevkilere, sigara salo- nuna, hattâ halat bağlamağa mah- Sus dubaların üzerlerine usulsüz istif ettirildiği, Antalyadan itibaren vapu- run İki tarafa meyletmeğe başlaması Üzerine usulsüz istifin farkına varıl- dığı halde geri dönülmiyerek veya bir mana iltica edilmiyerek yüklerin muntazam İstif edilmesi , hareketine teşebbüs olunmadığı, bu vaziyelle İz- mir körfezine. kadar gelindiği, Peli- kan feneri rotasında fazla meyil yü- zünden yolcuların yardımile eşyanin bir taraftan,diğer tarafa aktarma edil- diği, vapurun bununla da kurtanla- mıyacağı anlaşılınca bazı eşyanın avarya ettirildiği (yani denize döktü- rTüldüğü) nihayet geminin demir at- tığı, iş işten geçtikten sonra ikinci kaptana terki sefine emri verildiği, tedbirsizlik yüzünden iskele tarafın- daki suların sancağa hücüm ederek geminin tumba olmasına ve batması- na sebeiyet verildiği kararda zikrolun- muş, ehli vukuf tarafından verilen raporlarda vapurun sefere salih vazi- Bu kaçamak şekillerle Atıf üç haf- tadır Memduha'yı idare ediyordu. Genç kadın pek üzülüyordu; fakat de- likanlının kendisinden bıktığına da katiyetle kani değildi, Ve bilhassa Lâ- mla'yı kıskanmak aklından bile geç- miyordu. Zira onu fazla çocuk, fazla bön buluyordu. Hattâ bir gün Destine hanımla konuşurken şöyle bir fikir yürütmüştü: — Lâmia güzel bir kız... Fakat gü- zelliğini tazeliğine medyun... Ekser sarışınlar gibi çabuk bozulacaktır. Telmihi sezen Destine, güzelliğini hâlâ muhafaza ettiğini - haklı olarak - bildiğinden, müstehzi müstehzi cevap verdi: — Şekerim, zannedersem aldanıyor- sun! Bu kız hakikaten güzeldir ve uzun müddet te güzel kalacaktır, Çün- kü sarılar senelerce ihtiyarlık alâimi göstermezler... z Memduha, omuz silkti: /— Olabilir! - dedi. . Fakat muhak- kak ki bu koz pek bön! Hiç muhavere- ye katılmıyor. Zannedersem pek akıl- hı bir şey değili MAZİNİN YÜKÜ ALTINDA... Aşk ve macera romanı Nakleden: (Vâ-Nü) İnebolu birinci kaplanı B. Mehmed AN mahkeme huzurunda yette bulunduğu anlaşıldığından g*- mide sonradan yapılan inşaat ve tadi- lât yüzünden vapur muvazenesinin bozulduğu, saçların ârasından &u girdiği için vapurun battığı hakkın- da kaptan B. Mehmed Alinin iddiası reddedilmiş, kazaya sebebiyet vermek suçundan Türk ceza kanununun 383 inci maddesinin üçüncü fıkrası ve 411 inci maddesi mucibince bir sens iki ay hapsine, 116 lira agır para ce- zasına mahküm edilmesine, facianın gece olması hasebile cezasının kanun dairesinde tezyidine, fakat B. Mehmed Alinin ikinci kaptana terki sefine em- ri vermiş olması, vapuru kurtarmak için muhtelif tedbirler aldırmağa çar lışması, hattâ son dakikaya kadar va- purdan ayrılmaması, gemiyi ve yol- cuları kurtarmak için gayret göster- mesi gibi sebepler cezayı hafifletici kanuni sebeplerden sayılarak cezası- nın üçte birinin tenziline, bu suretle dokuz ay on gün hapsine, bu müdde- ti zaten hapiste geçirmiş olduğun- dan başkaca hapsine mahal olmadı- gına, 72 lira ağır para cezasının ken- disinden alınmasına, diğer maznun B. Rami, Salim ve Halidin kazada alâkaları bulunduğu sabit olmadığın- dan beraetlerine karar verilmiştir. Denizyolları işletme şefi B. Zeker- yanın, iskelelerde duran fazla hamu- leyi alması için telsizle gemi suvari- sine emir vermesi hüsnüniyetle hare- ketini gösterdiğinden kaptanın fax- Ja yük almasından kendisine mesuli- yet terettüp etmiyeceğine ve onun da beraetine karar verilmiştir. Kaza esnasında oğlu küçük Alinin boğul- masından dolayı polis memuru B. Necmeddine Denizbank tarafından i 1000 lira tazminat verilmesine hük- 'Tefrika No. 7 Filhakika, genç Kiz, aralarında ol- masına rağmen etliye sütlüye karış- maz, yalnız seyirci vaziyetinde oturur, eline bir iş alır. ekseriya onunla meş- gül olurdu. Arasıra Atıf'la bazı eserler hakkında ciddi muhaverelere girişir- lerdi, Bu mevzu diğer mevzuları hiç alâkadar etmediği için iki genç başba- şa edebiyat, musiki ve sanat hakkın- da rahat rahat konuşurlardı, Atıf, Lâmia'nın iyi tahsil görmüş olduğunu anladıkça büsbütün onu takdir etmeğe başladı, Günden güne ona karşı muhabbetinin arttığını his- sediyordu, Odasında yalnızken kendi kendine: «— Seviyorum, onu çıldırasıya seyi- yorum, Fakat bu duygumu kendisine belli etmeğe hiç bir zaman cesaret ede- miyeceğim!» diyordu. Genç kıza sadece şurada burada ras- lamakla iktifa ediyordu. . Rajks hanımefendi, bir gün) de büyük bir ziyarfet vermeği di > dü. Atıf annesi namına sağa sola yol- ladığı davetiyeleri gönderirken Şevket | paşayla yeğenini de çağırmağı unut- AKŞAM Fransa ve Paris Balkan memleketleri ara- * sında yeni bir vapur hattı İlk Yugoslav vapuru 17 mayıs sabahi eliyor. Buradan Köstenceye gidecek 21 mayısta dönüş seyahatini yapacak 4 İ 4 | güzelleri İzmire gelmek istiyorlar Fuara iştirak etmeleri için teklifte bulunuldu İzmir (Akşam) — 938 Fransa ve 938 Paris güzellerinin fuar zamanın- da İzmire gölmeleri için fuar komitesi- ne müracaat edilmiştir. Komite rels- liğine gelen mektupta deniliyor ki: «Bayan Paris 1938 ve bayan Fran- sa 1938, İzmir enternasyonal fuarının açılışında bulunmeakia bahtiyar ola- caklardır. Size bildrimekle büyük bir zevk duyarız. Bu iki bayan, bu ayın iptidasında seçilmişlerdir. Bayan Pa- ris 1938, Paris şebrinin «sefiresi> ve bayan Fransa 1938 bütün Fransa genç kızlarının mümessili sıfatile Nev- york enternasyonal sergisine gönderi- Jeceklerdir, Komitenizin İzmirde ken- dilerini kabul etmek isteyip istemedi- ğini bize lütfen bildiriniz. Matmazel Paris ve matmazel Fran- sa fevkalâde güzeldirler. Ayni zaman- da mükemmel şan ve dans artisile- ridirler ve fuarın muhtelif müsamere- lerinden başka, şehrin tiyatro sah- nelerind ve yahud fuarın tiyatrosun- da, halkın zevkini tatmin etmek üze- re şan ve dans etmeği reddetmiyecek- lerdir, İlk posta İle cevabınızı bekler- ken derin saygılarımızı sunarız.» Fuar komitesi, bu teklif üzerine bir karar alacaktır. rma meğilmiştir. İnhisar memuru B. Veysinin, baba- sı Mehmedin boğulmasından bahisle açtığı davada B. Mehmedin boğuldu- ğu veya kaybolduğu kati surette an- laşılamadığından davasının reddi, eş- yalarının batarak zıyaa uğradığı hak- kında mübaşir B. Ali, polis B. Nec- meddin ve inhisar memuru B. Veysi- nin kaybolduğunu iddla ettikleri eşya ları için resmi bir vesika ibraz ede- mediklerinden kendilerine tazminat verilmesine mahal olmadığı kararlaş- tırılmıştar. madı. Ve davet günü, gözleri yolda, misafirleri beklemeğe başladı, Paşa en ziyade Vasıf beyin haremile samimi olduğu için birlikte geldiler. Raika hanım Lâmjla'yı pek beğendi ve bilhassa iyi piyano çaldığını öğrenin- ce biraz musiki dinlemek arzusunu gösterdi. Genç kizin mahcubiyetinden yanakları al al olmuştu, Israrın kar- şısında mukavemet edemiyerek piya- nonun önüne oturmak mecburiyetin- de kaldı, Parmakları tuşlara değince birden- bire bütün benliği değişti Muhiti unuttu. Artistlik hisleri galib geldi ve Şopenin üçüncü Noktürnünü hariku- lde bir sanatle çalmağa başladı. Bitirdiği zaman, odada bir alkış tu- fani kı Atıf, âdeta kendinden geç- mişti. hâkim olmasa yerin- den fırlıyacak, kızın ellerine sarıla- cak, bu parmakları öpecek, ağlıyacak, yalvaracak; orada, herkesin ortasında aşkını haykıracaktı, Yerinde duramıyordu, Odada dolaş- ta, Bir aralık balkona çıktı. Evet, ar- tık susmıyacaktı, Mutlaka kıza hissi» yatından bahsetmek zamanı gelmişti, Fakat bunu nasıl yapacağına dair bir türlü karar veremiyordu. Mektup mu yazsa acaba? Hayır! Yeşile değil!,. İnsanın şifahen söy- isdiği sözlerin başka tesiri olur. 13 Mavıs 19385 — Yugoslavyanın eri işlek ticaret limanı Suşak 4 gelerek Karadenize geçecek, dönüş #& Balkan memleketleri arasında daha sıkı bir yakınlaşma temini için vapur- Jar işletilmesi kararlaştığını ve Yugos- lavyanın bu kararı tatbik etmeğe baş- ladığını yazmıştık. Zeta Yugoslav kumpanyasının Lovcen vapuru bu işe tahsis edilmiştir. Vapur, Adriyatik sahilinde Suşak Ilmanından kalkarak Köstenceye kadar gidecek ve bura- dan avdet edecektir. Lovcen ilk seferi için 7 mayısta Su- şaktan hareket etmiştir. 17 mayıs sa- bahı saat yedide İstanbula gelecek, akşamı Köstenceye hareket edecektir. Köstenceden 21 mayıs sabahı saat ye- dide İstanbula gelecek, saat on beş- te İzmir, Pire, Korfu, Avlonya, Draç, Kotur, Dubrovnik, Split, Veni ji yeste ve Suşağa hareket edecektir. Lovcen, 14 haziran, 12 temmuz, 16 ağustos, 13 eylülde tekrar İstanbulg ferleri için İstanbuldan 18 haziran, 16 temmuz, 20 ağustos, 17 eylülde har ket edecektir. Vapurda rekabet edilemiyecek Kör dar ucuz ücretle âzami konfor temi ni hedef tutulmuştur. İstanbulda vapura binecek bir seyyah Suşağa kâr “ dar gitmek ve oradan İstanbula döne mek için 23 gün devam edecek güzel bir seyahat parası olarak birinci mev kide kamaranın mevkiine göre 4250 * 4500 dinar, yani 142 - 150 Türk lira © sı verecektir. Bu suretle yeni birtW rizm hareketi başlıyacaktır. Yeni hat Balkan fikri için büyük bir ehemmiyeti haizdir. Birçok bağ” lardan sonra Balkan memleketleri yeni bir bağ ile biribirlerine bağlan” maktadır. Bu rabıta, aradaki yakini ğı bir kat daha arttıracaktır. ' Sellofan kâğıt ve mukavvanın! gümrük resmi İ Ankara 12 (Telefonla) — Gümrük tarifesinin 327 pozisyonuna dahil *(Sellophane) kâğıdları tipinde oldu- Ku halde Sellofan ismi olmamasından dolayı tarifenin 281 B. pozisyonuna göre muamele gören Sellofan tipin- deki ince yapraklardan kâğıd ve mu- kavvanın 100 Kiloda yirmi beş ve ma- mulâtının 100 kiloda yüz lira resme tabi tutulması Vekiller heyetince ka- rarlaşmıştır. 155 şahıs Türk vatandaş- lığına kabul edildi Ankara 12 (Telefonla) — Ayrı ayrı | yıllarda memleketimize (gelerek va- | tandaşlığa alınmalarını istiyen 155 şahsın Türk vatandaşlığına kabulü yüksek tasdike Iktiran etmiştir. ! Derin derin düşüncelerine daldığı sırada yarında bir ses yükseldi: — Yavrum! Hasla mısın? Niçin böyle ortalıktan kayboldun? Demin- denberi seni aradım, Misafirlerimiz de «Atıf bey nerede?» diye soruyor, Delikanlı irkildi, Sonra kendini toplıyarak: — Biraz başım ağrımıştı da anneci- gim, onun için hava almağa balkona çıktımdı, Merak etme, geçti... Şimdi geliyorum, s5 Bu davetten dört gün sonra anne - Oğul, karşılıklı yemek yerlerken, uşak hanımefendiye bir mektup uzattı. Bu, Memduha hanımdandı, Raika hanım açtı. Okudu ve oğluna uzatarak: — Hasta imiş. Bak, ne diyor: «Hanımefendiciğim, güzel daveti- nize teşekkür için gelecektim. Fakat rahatsızım; yalıyorum. Kusuruma bakmayın. Evinizde, geçirdiğim tatlı saatlerin zevkini hiç unutmıyacağım. Hürmetle teşekkürlerimi arzederim!» Ralka hanım mektubu bitirdikten sonra: — Herhülde, zavallıcık epey basta olacak ki, bu mektubu yazmış, Sen bir uğrayıp ta hatır sorsan, oğlum, fena olmaz... Hem de beni bu sıcakta soka» ğa çıkmaktan kurtarmış olursun, — Pek âlâ, anneciğim, yemekten sonra giderim... Size, sıhhati hakkın. |... Şakalaşırken arkadaşını yaraladı Gedikpâşada bir sinema bekçisi Osman ile Kirkor, biribirlerile şakâ& İaşırlarken Kirkor çakı ile Osmani omuzundan yaralamışlır, Osman tedavi altına alınmış, KİK kör da yakalanmıştır. Yoldan geçen biri iki çocuğu attığı taşlarla ağır yaralandi Arnavudköyde oturan Panayot ev velki akşam evine gitmekte iken İstek yo isminde bir çocukla Handan ismin” de küçük bir kızın attıkları taşlarla başından ağır surette yaralanmıştır. Polis, Panayotu Beyoğlu hastanesi” ne kaldırmıştır. Hayatı tehlikededir. İki çocuk hakkında da icab eden k& nuni takibat yapılmaktadır. da haber getiririm. Atıf, hazırlanıp Memduha hanım köşküne doğru yürüdü, İçinde Lâmi a'ya raslamak ümidi vardı. İki buçu” ga doğru kapıyı çalıp gelen hizmetçi” ye sordu: — Hanımefendi nasıl? Beni kabul edebilirler mi? j Kız bir müddet kaybolup, sonra: — Buyrun efendim... Bekliyorlar, Şairane bir tavırla şezlongun üz& © rine uzanmış olan Memduha hanı hizmetçinin yanında gayet resmi bif eda ile; — Safa geldiniz, Atıf beyefendi Hatırımı sormak için yorulduğunuS cidden müteşekkirim... Fakat hizmetçi çekilir çekilmeğ kollarını uzattı, Delikanlıyı sarıp ken dine çekerek: — Ah, Atıf, Atıf! Seni rahat rahaf / görmem için neler icad ettiriyorsun? Erkek geriliyor, Yusufun Zelihadai kaçtığı gibi kaçmak istiyor: — Ne demek istiyorsunuz? Anlarie yorum! - dedi. — Ne olacak?.. Kendime hasta de âirtmek ve annene o mektubu yazabile mek için iki gündür eve kapandı.» Raika hanımefendinin tablatini pille rim: Sökağa çıkmak istemez /seni yollyacağını tahmin etmiştim. Ve, çapkın çapkın ilâve etti? (Arkası var) 1 e -E- BEBE SMEEHSGORSASSURZSSHNEE8 BEZE EBKLEEŞ EŞE FEŞNEN

Bu sayıdan diğer sayfalar: