24 Haziran 1938 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6

24 Haziran 1938 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Sahife 8 AKŞAM - Hamidiyemiz Magosa limanını ziyaret etti Gemimiz dün akşam Payas limanına müteveccihen Magosadan ayrıldı Magosa 23 (A.A.) — Hamidiye mek- tep gemisi 20 haziranda Magosa li- mana gitmiştir. Ekseriyetini Kıb- rıs Türkleri teşkil eden binlerce halk © mektep gemisinin bu ziyaretini kut- lamak için adanm ber tarafından Magosa'ya gelmiş bulunuyorlardı, Hamidiye, rıhtım ve civarındaki ka- Jelerin üzerinde biriken bu kesif ka- lâbalığın alkışları arasında limana girerek rıhtıma yanaşmıştır. Gemi ko- mutanı kurmay yarbay Necati Özde- niz tarafından resmi ziyaretler yapıl- dıktan sonra Hamidiyenin subay ve talebeleri saat 17 de Magosa İngiliz klübünde bir çay ziyafetine iştirak etti- ler. Akşam da Magosa kaymakâmı ta- rafından gemi erkânının ve 'Türk kon- 8olosunun hazır bulunduğu bir 2iya- İ fet verilmiştir. Ayni akşam Magoss | Türkocağı tarafından da diğer gemi | zabitleri şerefine bir akşam yemeği | verildi. | Salı günü gemi subay ve talebeleri hususi bir trenle adanın merkezi olan Lefkoşa'ya gitmişler ve ayni sevinç ve | heyecanlı tezahüratla karşılanmışlar- dır. Kıbrıs vali umumisi, gemi komu- tanı Necati Özdeniz ile zabitlerimizi ve Türk konsolosunu öğle yemeğine davet etmiştir. 5,30 de konsolos Ekrem Arar tara- fından misafirler şerefine 250 kişilik bir gardenparti verilmiş ve garden- partide Hamidiyenin muten& cazı bü- kazanmıştır. Akşam, misafir zabit ve talebeler Lef- koşa Türkleri tarafından izaz edildik- ten sonra gene hususi trenle Magosa- ya dönmüşlerdir. Mâgosa 23 (A.A) — Bugün Hami- diyede bir öğle yemeği verilmiştir. Hamidiye bu akşam ssat 6 da Payas'a müteyeccihen buradan ayrılmıştır. Mektep gemisinin bu kısa ziyareti bu- rağa fevkalâde iyi intibalar bırakmış ve adada çıkan her dilden gazeteler bu ziyaretten uzun yazılarla bahset- mekte ve bilhassa gemi komutan he- yeti ile subay ve efradının vakar ve ciddiyetini sitayişle kaydetmektedir- ler, — Noter harç tarifesi Hazırlanan lâyinha Mecliste bugün görüşülecek Ankara 23 (Telefonla) —, Adliye | harç larifesi kanununa ek olarak ha» | zırlanan noter harç tarifesi Meclisin yarınki içtimaında görüşülecektir. Bu Jâyihaya göre umumi vekâletname, umumi ibra, umumi makbuz, tahkimna- melerle ölüme bağlı tasarruf soned ve mukaveleleri, ölünceye kadar bakma, kay- di hayatin irad bağlanması, tesis, aile vakıfları, evlâd edinme, karı koca malla- rının İdaresi, hibe, taksim ve ifraz ve bunlardan rücu ve bunların feshi hakkın- da ve bunların teferruatına dair bütün #ened mukavele ve kâğıdlardaki beher imzadan ve bir mahfaza işinde saklerm- cak değeri belli olmıyan her emanetten ve noter tarafından resen yapılacak 28- bit varakalarından maktu olarak iki yöz Kuruş ve hususi vekâletnamelerden beher Mya için altmış Kuruş alınacaktır. Ticari senedlerin vadesinde. kabul ve ödenmemesi sebeblerinden dolayı çekile- cek protesto ve ihbarların her birirderi 80, yapılacak her nevi bebliğlerden ve tebidiği istiyen tarafa verilecek nüsha- lardan 60 kuruş hârç alinacaktır. Defter tasdik harçları Ticaret kanunu hükmüne göre tüccar defterleri sahifelerinin tasdikinden beher defter başına yüz sahifeye kadar 50, yüz sahifeden yukarı beher elli sahife ve kü- süratından 25, konşimentoların yazılma- sında eşyanın beher tonundan 2, kaptan ve tayfa ve amele defteri yazılmasından adam başına 5 kuruş harç alınacaktır. Ticaret kanunu hükümlerine göre tüc- car defterlerinin son kayıdlarının tasdi- kinde beher defter başına wmakluan 80, açık veya kapalı vasiyetnamelerin kabul ve hıfznda her imza başına ve itibarı mali tahkikatı için 400, atâkaliara ve ibraz edenlere verilecek her türlü küğld ve sened itercüme) kayıd örneklerinden ve tersümelerinin beher kâğıdından 20, zabıt varakalarile keşliname ve şahadet- Bmelerden imza başına 60, içinde değerli yanlı bulunmıyan ve zlmacak harç gös- rilmemiş olan her türlü sened, mukavele ve kâğıdlardaki Imzalardan 80 kuruş harç slınacaktır. Nisbi harçlar Madde 20 > Maktu harçlar kumında yazılı olmıyan bütün sened, mukavele ve kâğidlardan işin mahiyetine göre: Değeri on liraya kadar olanlardak! beher imza- dan 20, değeri eli liraya Kadar olanlar- daki beher imzadan 40, değeri elli liradan yöz liraya 'kadar olanlardan beher imza- dan 40 kuruş harç alınacaktır. Bunlardan fazlası için her yirmi lirada bir kuruş zammedilecektir. Sulhlarda bedeli sulh, rehinlerde bedeli rehin, kiralarda mukavelelerdeki müddete göre kira karşılığının mesmuunu, hizmet akdinde müddetle göre verilecek ücrelin mecmuu ve müddet belli değilse bir sene- 1k ücret, sermayeli şirketlerde konulan ve ileride konulması taahhüd edilen ser- mayenin mecmuu harca esas olur. Kira- lamanın devir ve bozulmasında geri ka- Jan müddete ve sermayenin arttırılmasın- dü yalnız arttırılan kısma ve “sermaye paylaşmasında mevcud mikdara göre yu- karıda yazılı nisbet dairesinde harç hesap edilecektir. Müddelin uzatdması ve vadenin yeni- Para Yüzünden Aşk ve macera romanı Nakleden: (Vâ-Nü) — Sizi seviyorum! Dünya yüzünde | iki aşkim var: Biri annem, biri siz! Sizi Larımadan evvel bütün hürme- tim, bütün muhabbetim yalnız Nono- | şuma idi. Fakat şimdi hayalimde, kal- bimde ikiniz yanyana yaşıyorsunuz. Ruhlarınız da, herhalde sesiniz gibi biribirine benzer! Siz de onun gibi te- | miz, saf ve yüksek-bir kadınsınız! | Böyle, Suzan! Annemle benim aram» i da yaşamak ister misin? İkimizin muhabbetimizi opaylaşmağı kabul eder, misin?., Aman Allahım! Annesinin rakibesile beraber yaşa” mak!,, O bedbaht sevgili kadını acı- larile yapyalnız bırakmak!.. Bu hissin tesirile, genç kız, âni olarak; Hayır, hayır! - dedi Pertev, boğuk bir sesle: — Hayır mı? Perişan bir hali vardı. dimdik önüne bakıyordu. tekrar etti: “— Hayır m1?.. Suzan hanım! Ha- yır mı dediniz? Fakat dün bahçede, #özlerimden o mütehassis olmuş gibi duruyordunuz... Hattâ bir aralık siz Genç kız, Delikanlı Tefrika No. 13 de beni kabul edeceğinizi söyliyecek gibi oldunuz! Genç kiz, hasır koltuğa dayanmış; karşısındaki ıztırablı yüze bakıyordu Ye bir türlü cevâb veremiyordu. Pertev israr etti” — Ne olur? Hayır demeyin!.. Benim karım olmağı kabul edin! Suzan asabi parmaklarile tuttuğu resmin kartonunu buruşturarak tat- Tı fakat kati: — Mayır, Pertev bey! - diye tekrar- Tadı. Doktorun omuzları sanki biran içinde çöktü. Ve dalgın, önüne baktı. Genç kız, erkeğin titrediğini görü- yordu. O da artık buradan kaçmak, yalnız kalmak, rahat rahat ağlamak istiyordu, Pertev, dalgın vaziyetinde, boğuk boğuk: — Demek beni sevmiyorsunuz? Suzan, kalbinden coşan isyanı, iti- raf feryadını zorla zaptetti, Aşkını söyliyecek olsa, sonra ne bahaneyle evlenmeği reddeder? Bu takdirde, de- Jikanlı ona: «— Mademki beni seviyorsunz, ev- lenmemize ne mâni var?» der, v Sirkeci banliö hattında mevki farkı ücretleri niçin yüksektir? Sirkeci banliö hattında mevki değiştir- mek istiyenlerden yüksek bir fark ücreti alındığından bahisle dikkati celbetmiştik. Devlet demiryolları ticaret, tarife ve ba- sd dairesi reisi bay Naki Köstemden aldığımız bir mektupta bu yüksek tarife- Din aşağıdaki sebeblerle konulduğunu izah eylemektedir: «Şark hattının mübayassından sonra bu kısmm banliö yolcu tarifesi, bütün hatlarımızda olduğu gibi yeni iktisadi şartların icabettirdiği şekil ve nisbetlerde tâdil edilmiş ve halkımıza, eskisine naza- uha çok mutedil ve müsait mündk. le imkânlarının ihzarma gayret edümiştir. He: yerde olduğu gibi bizde de, banli& enleri, günün muayyen saatlerinde ve bilhassa tâtll mevsimlerinde pek kesi yolcu kütlelerini taşımak mevburiyetin- dedir. Memurların gösterdikleri fevkalâde gayretlere rağmen trende kontrol İşleri bir çok müşkülâta maruz kalmaktadır. Banliö de devamlı sürette ikamet, edenler, esasında feikalide tenziili olan adi bilet ücretleri. üzerinden yüzde “kırka varan munzam fenzilli aboneman kartlarile se- yahat “etmekte oldukları cihetir, seyahat #decekleri wevkli bidayeten “tesbit etmi bulunmaktadırlar.. Ancak pek kısa bi rnesafe dahilinde yine pek kısa. mesafeli ara istasyonlarını ihtiva eden bir gözer- gâh üzerinde: bazen. binden fazla yolcu taşıyan birirende pek güç olan kontrol mecburiyetini mürkün kılmak ve yapılan müşahedeler neticesinde demiryolu idu- resini; #ekerrür eden zararlardan korumak üzere, halle“ için memnuniyetle yapılmış olan büyük tensüât ve kolaylıklar yanın- da şimendifer idaresi lehine mali bir mü- eyyienin. tesirine mutlak lüzum. bissedil- miş ve Anadolu kısmımızdu ötedenberi mevcut olan bu müeyyide, yüksek Vekâ- Jet makamının müsaade ve tensibile, yeni tarife ile beraber mer'iyet mevkline vâze- dilimiştir. i Pek nadir vak'alara! inhisar eden ve intizam ve nakil mukavelesi mefhumuna rayeti teminen hemeğ her memlekette tatbikine lüzum hissedilmiş olan bu gibi tedbirlerin, Devlet demiryolarımıziçin de mazur görülebileceğini ümid ederiz.» Vesikası olmadan tercü -. manlık yapanlar Tercümanların, seyyahlarla ecne- bilere tercümanlık ve rehbeşlik yap- mak için Belediyece müseccel olma- ları kanun iktizasındandır. Buna rağ- men bazı kimselerin tercümanlık ve rehberlik ettikleri görülmüştür. Be- lediye, vesikası olmıyan bu kabil ter- cümanlardan 25 er Hira para cezası al- mıştır. Şimdiye kadaf bu şekilde ya- kalananlar dörde baliğ olmuştur. Be- lediye bütün alâkadarlara vesikası olmıyanların seyyah ve ecnebilere ter- cümanlık etmelei kati surette menedilmesini. tebliğ etmiştir. lenmesi halinde yarı harç alınacaktır. Nisbi harç slnacak İşlerde bin kuruşun Küsurundan beş yüz Kuruşa kadarı hesab editmer. Reş yüzden yukarı tam seyıla- caktır. Tai R Emanet harcı Saklamak veya «idare edilmek üzere noterlere verielcek değeri belli emanetle- liradan bir kuruş karç alınacaktır. Rmaneti verme ve alma müddeti bir seneyi- geçtiği takdirde her sene için ev- velce alınan harcın yarım alınacaktır. Bu suale de ne cevab buluverir? Bedia hanımın ayıbını itiraf ef mektense ölmeği tercih ediyordu. Yaşlarla dolan gözlerini gösterme- mek için başını önüne iğdi. Biran; dışardaki rüzgürdan başka hiç bir ses işitilmedi. Sonrâ Pertev hazin hazin: — Gidiyorum! - dedi. en güzel rüyasından bir anda âcı ha- kikat ortasına uyandım... En fazla da- yandığım ümid yıkıldı... Sizi ne kadar sevdiğimi şimdi bir kere daha anla- | dim... Iztırab, insanın hissini daha iyi belli edermiş. Sizi çok seviyorum, Su- zan hanım!.. Fakat emin olun, bu aşk cümlelerile artık sizi rahatsız etmi- yeceğim! Allâha ısmarladık! Şimdi- den sonra hayatta yalnız çalışaca- ğım... Avunmak için kendimi işime vereceğim... Sizi unutmağa gayret bi- le etmiyeceğim, çünkü iyi biliyorum ki imkânı yok! Iztırabının şiddetile sesi kesik kesik çıkıyordu. — Zaten sizi unutmak ta istemem. Çünkü sizi o zaman ikinci defa kay- betmiş olurum. Bu derdimi kimse bil- miyecektir; hattâ annem dahi... Bun- dan böyle, yegâne saadetim hatıram olacak! Gülmenizi, sesinizi, hayalini- zi içimde hep yaşatacağım! Elini başına götürdü. Genç kıs, gayrilhtiyari bağırdı: — Pertev keyi Eski zamanlar Bir cuma selâmlığı merasiminin ic- Tası esnasında Abdülhamid Yıldız'ca- misihden çıkarken Ermeni komiteci- lerinin bir araba ile selâmlığı ve aâke- rin geçid resmini seyretmek bahane- sile cami civarına gelip arabacının is- kemlesiriin altıma gizlemiş oldukları kurgulu bir bombayı (maşin enfer- üzere caminin binek taşına indiği si- rada patlatmışlardı. Bu yüzden asker- den, sivillerden bir çok bigünahlar öl müştü 'Bu Vâkadan Lakriben bir sene evvel bir gün benimle görüşmek üzere Pa- riste sefârele müracaat eden üç kişi- nin gizli ve ehemmiyetli ifadeleri ol- duğunu haber verdiler, Bunların üçü- nü de odamda yalnızca kabul ederek isticvab ettim, Birisi kendisinin Belçi- ka tebâasından (Hek) ve arkadaşları- nında Marsliya ahalisinderi ve Fran- sa tebeasından (Petitö) naminda iki kardeş olduklarını söyledikten sonra dediler ki: — «Balkan hükümetlerinin birinde bulunan bazı kimselerin hesabına İs- tanbula, Edirneye ve Selâniğe bomba Hayatımın | sokmağı deruhde ettik. Lâkin bu hiz- meti değerli mükâfatlar mukabilinde kabul ettiğimiz halde düşünüp taşın- dık. Suikasdeilere alet olarak ve mua- venette bulunarak cani olmağı vicda- nımıza sığdıramadık. Hükümetinize ve devletinize insaniyet namına bir hizmette bulunmak arzusundayız. Bombaların İstanbulda memuürlarınız tarafından yakalanması için sizin ile konuşmağa ve anlaşmağa geldik. Memleketinize girdiğimiz vakit he- men bombaları nyakalanmayıp onla- rı kullanâcak -olân kimselere teslim ederken tutulmaklığımız sizin için daha münasib ve hayırlı olur.» Hek ile Pettitolardan birinin portları üzerlerinde olduğu için, Paris konsoloshanesinde vize ettirdim. Di. ğer Pettitonun pasaportunun vize edilmesi ve bu üç şahsın hangi gün hangi vapurla hareket ettiklerinin sa- raya şifre ile hemen bildirilmesi hak- kinde Marsilya başkonsolosu Ziya be- ye emir verdim; ve keyfiyeti ben de ayrıca arzettim. Hek, Petitölardan biri ile pasaport- Jarı için Marsilya başkonsolosumuza müracaat ederek şunları söyler: — «Kararımız şudur ki bombaları zevcemle beraber ikimiz İstanbula sokacağı2. Ben İstanbulda kalacağım. Arkadaşlarımın biri lüzumu olan bombalar ile Edirreye diğeri de Selâ- niğe gidecek. İstanbulda döşeli mü- nasib bir apartıman kiralıyacağım. Münasebat peyda eyliyeceğim. Bir araba satın alacağım. Bir kaç cuma Yıldızda selimlık mahalline gidece- Eim. Selâmlık resmi esnasında hazır “Bu, İnziyakt bir aşi: feryödiydi. tedi; iki elini uzattı vebu hareketi esnâsında resim yere düştü. Genç kız, telâşla iğildi; hemen kar- tonu kaldırdı. Pertev de, ayni hareket- le resmi tutmuştu. — Bir fotograf! - dedi. Genç kız asabiyetle resmi çekti; ve göğsüne bastırarak elile üstünü kapa- dı. Delikanlı, dalgın dalgın tekrarladı: — Fotograf? Sonra, genç kızın halecanlı halini görerek; — Ne kadar ihtimamla saklıyorsu- nuz! - dedi. Mütereddid, ağır adımlarla, kapı- ya doğru yürüdü. Biraz durdu ve tek- rar genç kıza dönerek: — Suzan hanım! Affedersiniz. Sizi gene rahatsız ediyorum... Fakat dü- şününüz ki çok bedbahtım! Ve şunu da iyi bilin: Dünyada en kıymetli şey, benim için sizsiniz! İşte bu hislerim- den cesaret alarak bir şey soracağım! Düşürdüğünüz resmi pek telâşla kal- dırıp sakladınız. Hâlâ da göğsünüze bastırıp iki elinizle üstünü kapatıyor- sunuz. Aklıma bir şey geldi: Rica ede- rim, gücenmeyin! Acaba... Benimle evlenmek istemeyişinizin sebebi baş- kasile sözlü olmanız mı? Genç kız, kalbinden kopan bütün Aşkı, bütün coşkunluğile: mal) padişah sarayına avdet etmek | Bir adım attı; erkeğe yaklaşmak is- | 24 Haziran .1938 Yıldızda selâmlık resminde patlıyan bomba bulunacağım, Padişahın camiye gel diği ve sarayına avdet ettiği zaman- ları iyice tesbit edeceğim, Bu keşfiya- tı yaptıktan sonra kurgulu bombayı arabacının İiskemlesinin altına yerleş- tireceğiz. Bizim vazifemiz bombaları İstarıbula sokmak ve dediğim tertib- leri yapmaktan ibaret olacak. Tayin ettiğimiz saatle selâmlık mahalline araba ile suikasdcilerin İstanbuldaki arkadaşlari gidip ve bombayı kurup patiatacaklar. Ayni günde İstanbulda, Edimede ve Selânikteki Osmanlı bar kalarına da bomba koyacaklar.» Fakat bu sözleri söyliyen kim ertesi gün tekrar konsoloshaney lip hangi vapura bineceklerini ve gi saatte hareket eyliyeceklerini bi dirmeği vaadetmiş oldukları halde gelmediler. o Başkonsolosumuz bey bunları arattı ise de bulmağa mu- yaffak olamadı. Ne tarafa savştukları bir çok icra edilen taharriyala fağ- men arlaşılamadı. Yalnız bize verdikleri haberlerin esasen uydurma olmadığı bir sene sonra dedikleri gibi - selâm- lık yerinde bir arabacının iskemlesi altinda kurgulu biir bomba patlat mış olmasile sabit oldu. Başka nan- larda pasaportlarla İstanbula bomba sokan bu üç adam mıydı, yoksa başka kimseler miydi? Onu da Keşfetmek müyesser olmadı. Fakat suikasdin bir sene evvel o üç şahsın dedikleri tertib Üzere yapıldığı anlaşıldı. Salih Münir Çorlu Mütekaid büyük elçi İzmir (Akşam) — İzmir Cümhuri- yet kız enstitüsünden bu sene mezun olanlara diplomaları verilmiştir. Yal nız Akşam mektebi kısmından 202 ta- lebe mezun olmuştur, Yukarıdaki re- simde enstitünün son sınıfından me zun olanlar, müdürleri B. Hasip Akın cı ile bir arada görünüyorlar, — Hayır, Pertev bey! - dedi, Erkek, daha kısık ve daha biçare: — Yahud da... Bütün safiyetinize, bütün ciddiyetinize rağmen... Olu: Belki şu resimdeki adamı se nuz?.. — Kimseyi sevmiyorum. Ve içinden, yavaşça ilâve etti «— Senden başka kimseyi sevmiyo- Tum!» Pertev genç kıza baktı: — Sözünüze inanıyorum! - dedi. Sonra ölen bütün sevgili ümidler” nin sonsuz ıztırabile: — Allaha ısmarladık, Suzan hâ- nım! Genç kız, bakakaldı, Delikanlının uzaklaştığını gördüğü zaman, artık göz yaşlarını zaptedemiyordu. İri dan” Islar, yanaklarından süzüldü, Sonr#, yandaki odadan, sevgilisini arkadan olsun seyredebileceğini umarak ko$” tu, Köşe penceresindeki mermer m8” saya izlerini dayayıp delikanlının yavaş yavaş uzaklaşan hayaline bak* tı, baktı... Yanında açık duran fransızca bir şiir kitabı vardı. Gözleri sahifı On voudrait #arriter â Ja page ci a a Ton meurt est döja son* nos dolgte! Cİ) (Arkası var) Et la pa (1) «Hayatın aşk sahifesinde durmeği isteriz. - hleğerse parmaklarımızın değ 8i ölüm sahifesi imişi> ; “ . N E v e e eee GE SAS dme m nenem emi

Bu sayıdan diğer sayfalar: