21 Mart 1939 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 10

21 Mart 1939 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

194 olimpiyadlarının hazırlıkları ilerliyor 21 Transatlantik otel vazifesi görecek - Polise lisan öğretiliyor - Stadların inşası ilerliyor - Şimdiye kadar 30 millet müracaat etti - Afiş hazırlandı - . Olimpiyad köyü yapılıyor olması şayanı tak- dir bir hareket olar rak telâkki edil- mekideir. Bugüne kadar bütün olim- piyadlarda çok iyi neticeler slmiş ve Finlândiya Dahiliye Nazırı ve Olimpiyad komitesi reisi bay Kekkonen, yüksek atlama ve disk şampiyonu Kotkası bir müsabakadan sonra tebrik ederken Seyyahların hareketini kolaylaştır- Nurmi, Ritole gibi büyük atletler ye- | mak için de Finlândiya polisi içinden ayrılan bir grupa lisan dersleri veril- meğe başlanmıştır. tiştirmiş olan Finlândiya, spor âle- minde temiz sporculuğu ile çok iyi şöhreti olan bir millettir, Helsinki olimpiyadları belki Berlin olimpiyadları kadar muazzam bir eser olmuyacaktır, Fakat hiç şüphesiz ku- sursuz bir organizasyon ve hakiki spor bakımından bir nümune olacaktır, Finlândiya Dahiliye Nazırı Bay Urho Kekkonen bütün sporculuğa hitaben yazdığı bir makalede, Berlin olimpiyadirmın azametinden bahset- tikten.sonra, 1940 da Finlândiyaya gelecek olan atletlere asil ve hakiki mânada bir spor organisazyonu tak- dim edeceklerini söylemektedir. Bu vesile ile şunu da İlâve edelim ki, bugün Finlândiya Dahiliy Nazu ve olimpiyad komitesi reisi olan Bay Kekkonen 1924 ve 1925 senelerinde Finlâdiya yüksek atlama şampiyonu ve hiz almadan üç adım atlama dün- ya rokordmeni idi. Finlândiya olimpiyad komitesi ilk iş olarak Helsinki'ye gelecek atletle- rin yerleştirilmesi ile meşgul olma ğa başlamıştır. o Helsinki şehrinin otelleri gelecek olan binlerce seyirciyi istiaba kâfi gelmiyeceği için gemileri otel olarak kullanmağa karar ver. mişler vellmanda 2i transatlantiği Olimpiyat stadının Meraton kulesinin kışın arkadan görünüşü Olimpoyad stadı 60,000 seyirci Yüzme stadı 1500 » Kürek müsabakaları yeri 11500 » Velodrom 1,000 > Boks, güreş vi diğer sporlar salonu 8,500 » Futbol eliminasyonları sladı 25000 » Konkurhipik stadı 8,500 >» "Atış sahası 10000 » Eskrim salonu 1,100 >» Yelken sahasının civa- rındaki yerler 20,000 >» Bu stadlara biletler geçen aydan itibaren muhtelif memleketlerde sa- tışa çıkarılmıştır. Şimdiye kadar müsabakalara 30 federasyon İştirak edeceğini bildir- miştir. Bunların isimleri şunlardır: Finlândiya, İngiltere, Danimarka, Norveç, İtalya, Romanya, İsviçre, Yugoslavya, Belçika, Kastarika, İs- veç, Filistin, Yunanislan, Portekiz Hollanda, Lihtenstayn, Lüksemburg, Almanya, Hindislan, Amerika, Avus- tralya, Arjantin, Brezilya, Estonya, Hayti, Macaristan, İzlanda, Letonya, Malta, Çekoslovakya. Bütün dünya federasyonlarına ve seyahat acentelerine gönderilecek olan olimpiyad afişi için Finlândiyalı &analkirlar arasında bir müsabaka açılmış ve müsabakaya 72 ressam iştirak etmşitir. Komiteye verilen 106 proje arasında yapılan müsabaka ne- ticesinde, resmini koyduğumuz Jlo- nari Spsimetsa ismindeki sanatkârın yaptığı resim kabul edilmiştir. Bu tablonun hususiyeti üzerinde meşhur atlet Nurmi'nin Helsinki'deki heyke- linin bir resmi ve dünya üzerinde Finlândiya haritasının işaret edilmiş olmasından ibarettir. Olimpiyadiara gelecek atletlerin ikametine ve çalışmasma tahsis edil- mek üzer bir olimpiyad köyünün in- şasına da başlanmıştır. Şimdiye ka dar olimpiyad köyleri münmferid bina» lardan ibaretti, Halbuki bu sefer üç katlı büyük apartımanlar inşa oluna- caktır, Bu mahallenin yanında 400 metrelik pisti bulunan bir futbol sa- hası ile bir bisiklet pisti sporcularm çalışmasına, tahsis olunacaktır, Olim- piyad köyü staddan ? kilometre ka- dar uzaktadır. Müsâbakaları idare edecek olan muhtelif hakem heyetlerinin çalıştı- rılmasına başlanmıştır. Olimpiyad müsabakalarının prog- ramı şimdiden tertib edilmiştir. Oyun- lara 20 Temmuz Cumartesi günü sa af 14 de küşad merasimi ile başlana- cak, 4 Ağustos Pazar günü saat 20 de kapanış töreni ile nihayet verile cektir, İstanbul bölgesinin bütçe ve kadrosu hazırlanıyor Beden terbiyesi umum müdürlüğü , tarafından verilen bir emir üzerine İstanbul bölgesinin bütçe ve kadro- larının bazıranmasına bâşlanmış- tır. Bütçe ve kadrolar tesbit edildik- ten sonra yeniden teşkil edilecek böl- ge istişare heyetine verilecek ve mez- kür heyetçe tedkik ve tasdiki müles- kib umum müdürlüğe gönderilecek- tir. Bu hazırlıklar haziran birden iti- baren faaliyete geçecek olan beden terbiyesi müdürlüğünün İstanbulda- Belçika - Hollanda milli takımları maçı Paris 20 — Dün Anvers şehrinde Belçika - Hollânda İH takımları arasında vuku bulan milli maçta Bel- çika milli takımı 5-4 galib gelmiştir. İT MEŞRUTİYETTE SARAY ve BABALI Yazan: SÜLEYMAN KÂNİ İRTEM — Tercüme, iktibas hakkı mahfuzdur. Tefrika No, $ Abdülhamldin Reşad efendi hakkında bir sözü, işret Açık ve hafif meşrep, âşıkane vaka- Jarile meşhur olan bu kadın şehzadeyi görür ve: — Sarı oğlan! Gel seni bir sarayım! Diye söz atar; Amcasının haremine göz atmâktan çekinen Reşad efendi Adımlarını sıklaştırıp kaçarken arka- sından kadının: — Aptal Dediğini duyar. Yüdız sarayında Reşad efendi nâ- zarının isabeti ile hoş görülmezdi. Biz- zat Abdülhamid bundan çok şikâyet ederdi, ç Abdülhamid bir defa Paris elçisi Münir paşaya Reşad elendiden bahse- derken şu sözleri söylemişti: — Reşad efendi biraderimiz hılka- ten fena bir adam değildir. Lâkin göz- lerinde, bakışında, hasılı kendisinde sultan Murad ve sair kardeşlerimiz hep biribirimizle görüşürdük; amma Reşad efendi dairelerimize veya köşk- lerimize gelecek diye kâsavet çeker- dik, Çünkü o bir kimseyi veya canlı bir mahlüku, meselâ bir atı veya bir ku- şu görüp beğenecek olursa o İnsan ve hayvan ya ağır bir hastalığa uğrar ya- hud ölürdü; eşyadan hoşuna gidenler de mutlaka kırılır, bozulur, dökülür, zayi olurdu. Pek beğendiği ağaçlar, meyvalar, çiçekler kururdu. Daireleri. mizin balla biribirine girerdi; araların. da kavgalar çıkardı. Hasılı ayak bas- tağı yerlerde fenalık olmasın olmaz- dı! (1) Mabeyin başkâtibi Tahsin paşa Ab- dülhamidden bu yolda birçok misaller işittiğini nakleder: Abdülhamidin iyi talim görmüş bir kanaryası varmış. Reşad efendinin bir ziyareti esnasında bu kanarya salona getirilir; Reşad efendinin gözüne ili gir, ilişmez düşüp ölür! Veliahdan diğer bir ziyaretinde birlik- te alura giderler, Abdülhamid, araba- ya tek koşulan güzel ve kıymeti bir atımı kardeşine gösterir. O akşam at birdenbire ölüverir! Abdülhamidin bir kızı da ne zaman | amcası Reşad efendiyi ziyarete gitse hastalanırmış! Validesi bundan teşe'. üm ederek kızını bu ziyaretten menet- miş; Tahsin paşanın anlattıklarından başka saray hareminde Abdülhâmidin Reşad efendinin göz isabetinden kur- tulmak için üstünde mavi boncuk ta- şıdığı gibi kendi çocuklarına da yan- larında böyle birer boncuk bulundur- mağı tenbih ettiği söylenirdi. Abdilihamid babasına yapılan Ssui- kasd tertibinde ve sonra Osmanlı ahıra» rinn bütün Leşebbüslerinde Hezarg- radlı şeyh Feyzullah, Kuşadalı şeyh Ahmed efendiler gibi tarikat mensup- ları arasında nüfuzları kuvvetli olan- ların, bu arada Mevlevi şeyhlerinin el” altından zahir olduklarına inanır, Mev. levi Osman Salâhaddin dede gibilerin kazandıkları nüfuz ve itibarı kendi aleyhinde kullanmalarından çök kuş- kulanırdı. Hele veliahdı Reşad efendi- nin Mevlevilerle münasebeti ona en si- kı tedbirlerin ittihazını meşru ve ma- kul gösterirdi. Bu sebeple sultan Reşadın veliahd. lik devri daimi bir sıkıntı içinde geç- miştir. Ahval ve harekâtının nasıl ta- rassud altında bulundurulduğu hak- kında evvelce tafsilât vermiştik. Bu kapalı hayatın sultan Reşadı işrete, hu- susile konyağa ziyadece müptelâ etti- ği şayi olmuştur. Abdülhamidin son saltanat senele- rinde, hattâ meşrutiyetin ilk günle- rinde Reşad efendi hakkında bu yolda rivayetler şiddetlenmişti. Veliahdın ge- çirdiği inziva hayatı içinde vaktinden evvel abeh getirdiği, sıhhati mütema- di işretten tamamen mubtel olduğu, hafızası sönmüş, vücudü Adeta meflüç bir hale gelmiş olduğu söylenirdi. Ancak sultan Reşadın yanında ve etrafında bulunanlar bu şayiaları tek- zip ile bunların Abdülhamid sarayın. ca uydurulduğunu idöla ederler. Her halde saltanata geçtikten son- ra sultan Reşadın böylebir iptilâsı görülmemiştir. Baş mabeyinci Lütfi Simavi bey (Sarayda gördüklerim) eserinde sullan Reşadın kendisine çok muhabbeti olan büyük kardeşi sultan iptllâsı şayıası Muradın vellahdlığı zamnında yanına gittikçe zorla konyak içirdiğini hikâye ettiğini naklediyor. Sultan Reşadın veliahdlığı zamanın» da yanında bulunmuş bendegânı efen- dileri tahta geçtiği zaman Abdülha- midden şöylece şikâyet ederlerdi: (Reşad etendi bendeleriyiz diye ço- cuklarımız mekteplere kabul edilmez- di. Cenazelerimiz bile çok zaman Or- tada kalırdı; kaldırtmak için bin güç- Jükle adam bulurduk, Allah bize bu- günleri gösterdi. Çok şükür! Geçmi. şi, çektiklerimizi unuttuk, Yalnız efen- dimize -Sullan Reşada. sekir isnad edenleri affedemeyiz!) Sultan Reşada müntesip olanlar önün ağzına işret koymadığını bile söylerlerdi. Sultan Reşad ilâç için bile olsa haramdır diye şarap içmezdi. Cü- Misunun ertesi günü Mahmud Şevket ve Gazi Muhtar paşaların tavsiyelerile miralay Şeref beyi Istablı âmire mü. dürlüğüne almıştı. (Şeref bey Mısırda bir müddet Muh- tar paşa nezdinde yâverlikle bulun- müş, Gazi paşayı kendisinden pek memnun bırakmıştı.) Bir akşam sarayda ziyafet vardı. Sultan Reşad dalma teveccühüne, il- Ufatına mazhar ettiği Şeref beye: »— Akşam sofrada misın? İçer mi- sin? Benim bir kehhalim var idi. Tek- mil müskiratın, hattâ keskin sirkenin bile göze çok zararı olduğunu söylerdi. © Demişti. Sultan Reşadın Abdülhamid zuma- nında bu işrete iptilâ şöhretinin ne yüzden şayi olduğunu Istablı Amire müdürü miralay Şeref bey bana şöy- le nakleylemiştir: (Sarayda ve vellahd (Büyük efendi) diye yaddedilirdi. Şehzade Kemaleddin efendi veliahd ile bir dairede otururdu. Reşad efen- di ne kadar halim, selim, sesi, sadası çıkmaz idiyse Kemaleddin efendi ak- #ine o kadar azameti sever ve patırdıcı idi; dairede kendisine (Büyük efendi) dedirtirdi; konyağa da pek müptelâ idi. Yalnız akşamları değil, gündüzle- ride durmayıp içerdi. Öteki, beriki: — Duydunuz mu? Bu gece Büyük efendi ne hallere girdi? Şöyle içti, böy- le yaptı! Diye dairede söyleşirlerdi. Daireye misafirliğe gelenler de Büyük efendi tabirini işitince istizaha hiç lüzum görmezler, Kemaleddin efendinin yap- tıklarını Reşad efendiye mal ederler- di.) Veliahd iken Reşad efendi diğer şeh- zadelerle ve kız kardeşleri sultanlaria görüşemezdi. Yalnız bir defa bir bayramda tebri- kât esnasında veliahd ile şehzade Ke- maleddin efendinin (1903 de kanser- den vefat etmiştir) kız kardeşleri S8- niye ve Mediha sultanları Yıldız sara- yında görmelerine Abdülhamid tara- fından müsaade edilmişti. Fakat dört kardeş Abdülhamidin karşısında konuşmağa cesaret edeme- den ayrılmışlardı. Veliahd Reşad efendi bir gün yolda Harbiye mektebi talebesinden bir bö- lüğe tesadüf etmiş, bölük geçerken ku- manda ile veliahdı selâmlamıştı. Bu hareket derhal Abdülhamide jurnal edilmişti. Bölüğe kumanda eden zabit hüsnü- niyetini ve sırf saltanat hanedanına karşı bürmet göstermeği vazife bil- diği için bu harekette bulunduğunu anlatıncaya kadar hayli tazyiklere, tekdirlere uğramıştı. Bu zabit başka bir defa Reşad elen- dinin gelmekte olduğunu görür, gör- mez maiyetindeki talebeyi Çil yavrusu gibi dağıtmış, Reşad efendi de bu hale teessürle bakmıştı. (Arkası var) (1) Münir paşanın Akşam'ın 20 mayıs 1988 nüshasındaki mukalesi, ya İZMİR ve mülhakatı için AKŞAM gaze- tesinin tevzi yeri münhasıran İz- mirde İkinci Beyler sokak 62 ntu- marada Hamdi Bekir Gürsoylar mağazasıdır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: