21 Mart 1939 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5

21 Mart 1939 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

POLİTİKA Memelin vaziyeti Almanya bütün siyasi fasliyeğ ve gayretini üç senedenberi Orta Av. rupaya temerküz ettirmiş bulunuyor. Avusturgayı ve Südet havalisini al- dıktan sonra şimdi de Habsburg saltanatının ikinci büyük direği olan Bohemya ile Moravyayı almış bulunuyor, Habsburgların Macar kralı olarak hâkim bulundukları Slovakya da zahirde hükümranlık hukukunu muha. faza etmekle beraber Almanyaya tabi olmuştur, Şimdi bütün Âlem, Almanyanın bundan sonra yine Orta Avrupada ne gibi hareket ve ham- lede bulunacağını keşletmeğe çalışıyor. Macaristan ile beraber Romanya. ya karşı teşebbüs ve harekette bulunmasından endişe ediliyor. Bu sırada Almanyanın başka sahalarda herhangi ciddi bir harekette bulunacağına ihtimal verilmemektedir. Halbuki Baltık sahilindeki Memel muntakası vaziyeti birdenbire vehamet kesbetmiştir. Litvanyalıların bu mıntakayı işgalleri üzerine Memel şehrinde indirilmiş olan Almanya im- paralor heykelinin tekrar yerine konulması münasebetile yapılan tezahürat- ta Almanyaya iltihak temayülü gösterilmiştir. Tükümrani hukuku Ut. yanyaya ait olan bu mıntakada Nazi rejimi ve Alman unsurunun hâkimi. yeti tamamile yerleşmiştir. Memelin Almanyay: iltihakı bu mühim köprü başının Alman ordusu tarafından işgali olacaktır, Şu kadar var ki Memelin işgali Almanyanın Baltık denizi boyunda daha ziyade ilerliyeceğine bir alâmet Sayılmayacaktır. Çünkü şimaldeki küçük devletle: hiçbir endişe izhar etmiyorlar. Bu deyletlerin tamamiyet ve İstiklâllerini korumak için İngilterenin kefalette bulunmak istediği Avam Kamarasında beyan edilmişti. Lâkin bu hükümetler böyle bir keta- leti memnuniyetie karşlayamayacaklarını şimdiden izhar ettiler, İngilte- renin kefaleti mak gibi zarar bunu açıktan açığa söylemiştir. dah olmak şöyle dursun bilâkis Almanyayı kuşkulandır- a edeceğini izhar ediyorlar. Norveç parlâmento reisi Zaten artık Garpli büyük devletlerin vaad ve teminlerine Çekoslovak- yanmı vaziyetini göz önünde bulunduran küçük devletlerden birçoğu inan- mıyorlar, Ilerhalde bundan sonraki siyasi teşebbüs ve hareketler Avrupa- nan şimalinde ve şimali şarkisinde cereyan edecek değildir. > AKŞAM Esperanto konuşan memur Pariste, Luvr sokağındaki posta merkezine girdiniz mi?.. Bu sunle evet diyenler de bulunur, hayır diyen- Hayır diyenleri bir yana birakıyo- rum, evet diyenlere soruyorum: Saat 15 ile 18 arasında posta binasında na- zarı dikkatinize çarpan bir şey oldu mu?... Hayır mı?.. Yanık, etrafınıza dikkatli bakmamışsınız. Küçük bir gişenin üstünde bir yaf- ta vardır, Bu yaftada bir yıldızla bir çapa resmi görürsünüz?.. Ne demek Radyoda konser Pariste infişar eden 1 mart 1909 ta- rihli gazetelerde şöyle bir havadis çıkmıştı: Akademi âzasından bay Hanri Pu- © ânkare çok alöka uyandıran bir kon» & Jerans verdi. Âlimin bu konferansı £ telsiz ve mevcelere dairdi. «Bay Hanri Puankare, lâtifeyi çok seven bir zatlır. İşte gene dinleyicileri ile lâtife etti ve birkaç sene sonra, tel #iz ve mevceler saye , odamızda, Barsan Milletler cemiyetinin İki memuru şehrimize geldi Mütehassıslar o memleketi- mizde afyon ekim sahalarını tetkik edecekler Milletler Cemiyeti afyon ve içtimai Miüavenet bürosu şefi B. Ekstrand Üs muavini B. Renborg dün sabahki €kspresle şehrimize gelmiş, Sirkeci garında Türk - Yugoslav afyon bü- Yosu şefi B. Ali Sami, Toprak mah. #ülleri ofisi umum müdür muavini B. Şakir, Toprak mahsulleri ofisi İs- İanbul şubesi müdürü B, Nuri tara- fından karşılanmışlardır. Afyon işleri Üzerinde umumi bir tedkik seyahatine çıkan bu iki sab #ehrimize Yugoslavyadan gelmişler- dir. Milletler Cemiyeti afyon ve içti- Mal muavenet bürosu şefi ile muavini | Yposlayyada tedkik ve temaslarda lunmuşlardır. Şehrimizde ve Anka- Ida da afyon İşlerile meşgul olacak- İs'dir. B. Ekstrand ve B. Renborg F riciye Vekâleti namma Perapalas ©.3linda misafir edilmişlerdir. Yarın #' Şam Ankaraya hareket edecekler, b âhare âfyon ekim mıntakalarında ta tedkikler yapacaklardır. avnalar üzerinde oynarken İ denize düştü Küçükpazarda oturan on bir yaş- larında Kemal isminde bir çocuk Kminönünde mavnalar üzerinde Oy- Mürken muvazenesini kaybederek de- düşmüş ise de etraftan yetişen- İarafından kurtarılmıştır. a ana sr bu?.. Altında şu satır yazıldır: «Bu gişede esperanto konuşan bir memur vardır, Saat 15 ile 18 arasın- da çalışır.» Fransa hükümeti posta merkezle. rinde esperanto bilen birer memur bulundurmağa karar verdi, gazete- lerle ilân etti ve ancak bir tek espe ranto bilen adam çıktı. İşte Luvr 80- kağındaki posta merkezinde çalışan memur 0 zattır, Esperantonun canlı bir dil olduğu | anaşılıyor. birkaç miyonda bir kişi!... olurduğumuz yerde, koltuğumuzdan kımıldamadan, hattâ yatağımızdan kalkmadan dünyanın başka bir ye- rinde verilen konserleri dinliyeceğimi. zi söyledi: İlim her zaman çafık kaşlı | olmaz ya, işte bazan da böyle nükte ler yapar!.» Otuz sene evvel bunları yazan mu- harrirler, acaba radyonun önünde kön- ser dinlerlerken, otuz sene evvelki gafletlerini hattrliyorlar m:? sn ram resm Burdurda zelzele ve şiddetli fırtınalar Zelzele civar köylerde bazı ufak hasarlara sebep oldu Burdur (Akşam) — Pazar gecesi saat 5,15 - 6 arasında beş zelzele ol- du. Bunlardan ikisi oldukça kuvvetli, diğerleri de hafifçe geçmiştir. Pazartesi günü saat 10 da tekrar bir sarsıntı daha duyuldu, Birbiri ar- kasına sıralanan bu sarsıntılar mem- lekette epice korku uyandırmış ve ev- velce memleketi harabeye çeviren va- kanın tekerrür deceği tahmin olun- müuşsa da Burdurda hiç bir zarar ol- mamıştır. Yalnız zelzelenin 20 kilo- metre ilerideki Çeltikçi nahiye mer- kezi ile bitişiğindeki Kuzköyünde bir kısım evlerin duvarlarında çatlaklık- lar ve iğrilmeler husule getirdiği, Çel- tikçi yatı okulu bacalarından birisi- hin yıkıldığı ve Kuzköy camiinin mi- naresinin devrilecek şekilde tehlikeli bir surette iğrildiği görülmüştür, Kuzköyün yakınında bir krater bulunması ve zelzelenin de burada çok kuvvetle hissedilmesi odolayısile vaziyeti tedkik etmek üzere vilâyet mütehassısı ile ortaokul tabiiye öğ- retmeni B. Nuri Şungar bu mahalle gideceklerdir. Dört gündenberi memlekette şid- detli bir fırtına ortalığı kasıp kavur- maktadır, Bilhassa pazar günü fırt na şiddetini arttırmış ve istasyon bulk varı üzerindeki takı yıkmış, bir çok ağaçları kökliyerek devirmşitir. Yeni yapılacak stadyom için ayrılan saha dar geliyor Havagazı fabrikasından daha bir miktar arazi alınması lâzım. Bu takdirde de fabrika çalışamı- yacak. Şimdi Belediye bir hal şekli arıyor Belediyenin Dolmabahçede yeni bir stadyom yapmağa karar verdiğini yazmıştık, Belediye, bu sene Beledi- yeler bankasında istikraz edilecek beş milyon liradan bir kısmını bu stad- yomun inşasına sarfetmeği düşün- mektedir, Stadyom sahasi yapılacak İtabli- Amire binasile müştemilâtı Belediye- ye terkedildiğinden, yakında bu bina- ların yıktırılmasına başlanacaktır, Belediye, stadyom plânı için beynel- milel bir müsabaka açacaktır. Plân, şehircilik mütehassısı B. Prost'un ha- gırladığı avanprojenin €sasları dalre- sinde yapılacaktır. B. Prost, stadyo- mun Istablıâmire binasile Dolmabah- çe gazhanesinden tefrik edilecek bir kısım erazi üzerinde yapılmasını mü- vafık görmüştür. Ancak yapılacak stadyoma tahsis edilen saha, kâfi gel. memektedir. Çünkü Pröst'un plânma göre stadyom, bugünkü Istablsâmire binası arsasından harice taşarak Dol mabahçe meydanınm bir kısınını İş- gal edecektir. Halbuki Dolmabahçede şimdiki meydanın biraz genişletilmesi gene B. Prost'un hazırladığı plân ikli- zasındandır. Şu vaziyete göre, stadyo- mun meydana tecavüzüne imkân ver- memek için, şimdiki sahanın geriye doğru biraz daha genişletilmesi zaru- ri görülüyor. Geriye doğru alınacak erazi, Dolmabahçe gazhanesine ait sa- Klering sistemindeki mahzur Klering ticaret muahedesile bağlandı- Eumiz bazı memleketler bizden aldıkları malları, dövizle başka memleketlere satı- yorlar, Halbuki biz bu malı pahalı almak suretile takasla dilara satıyoruz. Klering | anlaşmalarındaki bir hükme güre, ihraç | ettiğimiz malın o memlekette sarfedilme- si lâzımdır. Anlaşmadaki bu hükmü tat- bik ve mürakabe etmek ne dereceye ka- dar kabil olabilir? | İhracat yaptığımız bir memleketin, ma- hm başka bir yere sattığını isbat etsek bile, alacağımız cevab şu olabilir: «Sizden aldığım tiftik yıkanmamış, işlenmemiş bir maldı, Bu malım üzerinde yeniden muamele yapmak suretile, onun kıymetini arttırmış oluyorum. Yani ham maddeyi yarı mamul bir hale koyuyorum, Bu şe- rait allında istediğim yere satabilirim«, Ba cevaba itiraz elmeğe hakkımız yoktur. Bütün bunlar klering sisteminden doğan mahzurlardır. İhracat maddelerimizi daha kiymetli ve yarı işlenmiş bir şekilde dışarıya satabil- mek bahsi üzerinde durmak lâzımgeliyor. Bu bir alelâde bahis değil, bir mesele ve bir davadır. Çünkü bir cok Ihracat mad- delerimizi, tamamile ham olarak dışarıya satıyoruz. Memleketimizde çeşld çeşld sa- nayi şubeleri teşekkül ettiği halde, ihra- cat maddelerimizi yarı mamul bir hale koyacak imalâthaneler kuramadık. Hal- buki ilıracat maddelerimizi daha kıymetli bir hale getirmek için böyle bir endüsiri- ye ihtiyaç vardır. Halbuki bize karşı en büyük alıcı olan memleketler, ham maddelerimizi yarı ma- mul bir hale koyarak başka memleketlere satış yapmak suretile de para kazanı- yorlar. Son senelerde ihracat maddelerimizin kontrolüne verilen ehemmiyet yüzünden, bir çok maddelerimiz memleket dahilin- de standardize edildiği için mallarınızı daha kiymetli bir fiatle satıyoruz. Meselâ fındık nizamnamesinin tatbikinden evvel, tüccar her önüne gelen malı Avrupaya sevk eder, bu mallar Avrupanın ticaret Bimanlarında yeniden tasnif edilir, cins- lere ayrılırdı. Bu Yüzden, Avrupanın W- caret limanlarında dışarıdan gelen ham maddeleri temizlemek, cinderine göre ayırmak için İmalâthaneler tecessüs elmiş- tir. Demek oluyor ki bu sahada atılması lâzmgelen adımlar vardır. Daha ziyade ileri ham maddelerimizi daha kıy- metli olarak satalım. Hüseyin Avni m — ğa Sinemada oturacak yer ararken düştü Fatihte oturan Lütfi isminde bir genç Şehzadebaşında bir sinemaya giderek karanlıkta kendine oturacak bir yer ararken düşmüş, başından yaralandığı cihetle polisçe tedavi al- tana. aldırılmıştır. ii Üzerinde stadyom yapılacak sahadan Istablı Amire ve müştemilâtı hadır. Bu takdirde Gazhane müştemi- | lâtından mühim bir kısmının kaldırı. ması lâzımgelecektir ki, bu, Havagazı fabrikasının faaliyetine mani olacak- tır, Bu vaziyet karşısında Dolmabah- çe gazhanesinin, şehrin diğer bir mü- nasip yerine nakli zaruridir, Esasen B. Prost ta Gazhaneyi şehir | dışına nakletmeği muvafık görmüştür. Fakat Dolmabahçe Havagazı şirketi he-| GÜNÜN ANS nüz hükümetçe satın alınmadığından Gazhanenin derhal başka yere nakli. ns İmkân yoktur, Buna imkân bulun- sa bile, yeni bir gazhane tesis edilme- den ve şehrin havagazı ihtiyacını İn- kıtasız temin etmeden Dolmabahçe gazhantsinin kaldırılması mümkün olamıyacaktır. Bu vaziyet karşısında Belediye, mahzurları ortadan kaldırmak için biş çare aramaktadır. İKLOPEDİSİ Almanya sanayiinde kullanılan PET Almanyanın Romanyaya bilhassa ehem- imiyet vermesi, orada petrol membaları- nın bulunmasile izah ediliyor, Zira motör- le işleyen bir ordunun müteakip faaliye- tine devam edebilmek için evvelâ petrol lâzımdır, l “ Avrupanın başlıca petrol mambaları Romanya, Galiçya ve Baküdür. Mahsul itibarile Bakü, Birleşik Amerika hükü- metlerine nisbelle ikinci gelir, Asyanın meşhur petrol mambaları İran, Irak, Bor- heo, Felemenk müstemlekeleri ve Japon- yadır. Çinde ve Sibiryada da pelrol mem- baları yardır, Afrikada, bilhassa Mısırda petrol mevcuttur. Avustralya kılasında henüz pelrol bulunamamıştır. 1859 dan itibaren Amerika, dünyadaki petrol mah- sulünün 4) 65 ini vermektedir. . Almanya, 1924 senesinde 1339 milyon marklık iş yaparken, dört senelik prog- ramlarla çalışması neticesinde, bu ra- kamı, 1939 da 286/4 milyon marka çıkar- maştar. Bu işlerin çoğu petrol kullanmağı icab ettiriyor. Binaenaleyh ham petrola ihti. yacı artmıştır. 1924 senesinde Amerika 85,55 milyon mark miktarında her türlü ham petrolü Alman- yaya gönderiyordu. Ondan sonra Alman- yaya petrol o gönderen © memleketler - ehemmiyetleri sırasile - Rusya ve Polonya idi, 1938 senesinde, Amerikanın Almanyaya petrol gönderiş nisbeti (o Gç 30 azalmıştır. Sovyet Rusya İle Polonyanın ham petrol- ları Alman piyâsalarından silinmiştir. Bus na mukabil Romanya petrolü beş misline | çıkmıştır. zi İ Felemenk müstemiekeleri 1924 de Ak | manyaya hiç petrol sevketmezken 1938 de | 767 milyon mark kıymetinde ham petrol yollamıştır. Katil Muradın muhakemesi | Çatalcada Tarla yolunda Lütfi adında birini öldürmekten maznun Muradin muhakemesine dün ağırce- za mahkemesinde bakılmıştır. Dün- kü celsede müddelumumi iddianame- sini okuyarak Muradın, Turla yoluna | saklanarak Lütfiyi tüfek ve biçakla yaralayıp taammüden öldürdüğü $a- bit olduğundan ceza kanununun 450 nci maddesine göre cezalandırılma- sını ve ancak cürmü işlediği zaman | Muradın yirmi bir yaşını ikmal etme- miş olmasının ve bir müddet evvel de Lütfi tarafından Muredin amcasının | öldürülmüş olmasının cezayı hafifle- tici sebeb olarak göz önünde tutul masını istemiştir. Maznun vekilinin müdafaasını hazırlaması için muha- kem» heska güne bırekılmıstır.. ROL Almanyaya eskidenberi ham petrol gön- deren Felemengin Hindistanı ve Meksika hisselerine eskidenberi düşen nisbeti yük- seltmişlerdir. Bohemya ve Moravyanın tabii zengilikleri Bohemya ile Moravyanm ilhaklle Ak manyanın meler kazandığı hakkında şa malümat verilmektedir. Evvelâ Almanyanın müdafaa etmek mecburiyetinde olduğu hudud 500 meire kısalmış bulunuyor. Saniyen Bohemya İle Moravya arazisi 49,362 kilometre murab- ba: bir yer tutmaktadır ve burada 6 mil- yen 890 bin insan oturur, kesafet Hibarlle kilometre başına 138 kişi isabet eder, Bu iki yeni eyaletin zenginliklerinden bahseden Alman matbuatı Pragın garbin- daki Beraun mınlakaxında xenede 500.009 ton ham demir elde edildiğini, Klaude ve Morsuska - Ortravada senede 10 - 18 milyon ton kömür çıkarıldığını kaydedi- yorlar. Ayrıca civar mınlakalarda altın bulunduğu gibi, senevi 190,000 ten kadar gümüş ve kurşun istihsali kabildir. Bo- hemya ve Moravya orman zenginliği ba- kımından da gayet ehemmiyetlidir. Bir Alman gazelesinin yazdığına göre, Südet ararisinin ayrlmasından sonra Çekoslovakya ekonomik kıymetini tama- men kaybetmemiştir. Moravska - Ortrova İle Pilsen çelik ve makine sanayii bâkımından mühim olan muntakalardır. Bundan başka Çeklerin, ayakkabıcılık, camcılık, makine ve silâk sanayii yalnız ihracat için çalışıyordu. Alman iktisadi mahafili, Çek toprakları mın Almanyaya çeçmesile Çek mesnuatı- nı da ihraç etmek gibi bir yeni müşkülüm hasıl olduğunu saklamıyorlar. Sütten yandı Şişlide Çiftecevizlerde oturan ba yan Şerife, mangalda kaynatmakta olduğu südü kazaen koluna dökerek yakmış, zabıtanın müdahalesile Şişli Çocuk hastanesine yatırılmıştır. i Yolda düşen iki kişi hastaneye kaldırıldı Üsküdarda oturan Suphi isminde biri, dün Köprü altında dolaşırken birdenbire sarası tutarak düşmüş, polis tarafından hastaneye kaldın. mıştır, . 'Tarlabaşında oluran yirmi beş yaş* larında Zoi isminde bir kadın da, dün Hamalbaşı caddesinden geçerken bin. denbire yere düşüp bayılmış, işe el koyan zabıta tarafından Beyoğlu has» tsmesina vatırimıstır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: