21 Mart 1939 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 8

21 Mart 1939 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İstanbu da yangından korun- mak için ne yapmalıdır? Itfaiye müdürü dikkate şayan bazı noktaları anlatıyor Kârgir ve beton binalar da yanabilir. En mühim nokta şudur: Hiç vakıt kaybetmeden yangını en kısa yoldan itfaiyeye haber vermek.. (Kısa bir zaman İçinde Bahçeka- pıda iki mühim yangın oldu ve mil- yonlarca liralık servet kayboldu. Yangın felâketinden korunmak ve şehrimizdeki yüngınları asgari had- de indirmek için ne yapmak iâzım- dır?.. Bu hususta uluorta öz söy- Jemektense, tecrübe ve ihtisasından aldığı neticelere göre halkımızı ten- vir edecek en salâhiyetli mevkide bulunan; itfaiye müdürüne müra- cant ettik. İtfaiye müdürü, almma- . M lüzimgelen tedbirlere dair bir yazı yazdı. Bu yazıyı aşağıyu derce- diyoruz:1 4/3/939 tarihinde Sultanhama- munda vukubulan yangını müteakip bazı gazeteler yangınlardan, yangın- dan korunma tedbirlerinden, Avru- pada çıkan yangınlatın genişleme- den bastırıldığından, itfüiye teşkilât- erden ettiler. Bunları teşrihe geçme den evvel Sultanhamanunda çıkan yangının neden mevzii kalmamış ol düğunu izah etmek isterim: İçerisi manifatura eşyası İle dolu olan Ata Atabek mağazası yanarken gimali şarkiden saniyede 17 metre süratle bir rüzgâr esiyordu. Bu rüz- gör, yangından hasıl olan kivilcım- ları, eşya ve tahta parçalarını öteye beriye atmıştir. Bunların yanmağa müsaid binaları tutuşturmamasi için hiç bir sebeb yoktur. Nitekim bu ha- nım gerisinde İki' sokak âşırı Kendros hanı ile Selânik ve Roma bankalârı- nın çıkma ahşap katlarının ve Ka- “ tıraoğlu hanının ahşap pencereleri- nin ve Dilsizzade hanı ile Küçük Ticaret hanının tutuşması da bun- dan İleri gelmiştir. Yangın kulesinin verdiği felâket haberi üzerine harekete geçen min- taka itfaiye grupu ve takviyeye ge- len Aliğer itfaiye grupları, yangın çi- kan binalardan atlama suretile tu- tuşan ve her biri ayrı birer yangın , halini alp civarı tehdide başlamış | olan sekiz binayı oldukları vaziyette ile ederek alevlerin etrafa daha fazla sirayetine mâni olacak şekilde derhal icab eden tedabiri almağa baslıyarâk Terkos, sarnıç ve deniz- | den temin ettiği su İle yedi saat sü- ren lâyenkati bir mesai sarfile dur- durmağa muvaffak olmuştur. İstanbulun en faal ticaret merkezi- ni teşkil eden Sultanhamamı, Bâhçe- kapı ve civatındaki binalar beton veya kâgir olduğu için insana yekna- zarda yanamaz hissini verir, Halbu- ki bu kanaat hiç te doğru değildir. Gerçi bu mıntakada bulunan bina- Jar tamamen kâgir görünürlerse de yüzde sekseninin içerisi, çatıları ve bir kısmının ise merdivenleri bile kâ- | milen ahşaptır. Fazla olârak kısmı âzamının üstünde birer de ahşap çıkma kat bulunur, Bu binaların içe- risi de kumaş, manifatura, eczayı tıbbiye, kırtasiye, lâstik, deri ve muh- telif ticari emtiayı muhtevi yazıha- nelerle dolu olduğu gibi bir kısmı. nın dâ alt katlarında ve bodrumlea- nnda çabuk iştlal eden maddeler vardır kendi elile mülkünün yangınını ha- | birinde filim yüzünden çkan bir yangın Bunların her hangi birinde | zuhur edecek bir yangın başlangıcı | derakap haber verilmiyecek olursa pek tabiidir ki alevler kolaylıkla ci- | varda bulünan binalara da sirayet edecek ve telâfisi gayri kabil netice- ler verecektir. Geçen sene tamamen kâgir olan Katırcıoğlu hanının üst çıkma ah- şap kalı gene vaktinde haber verli- memesi yüzünden yanmış, handa bu- lunan ticarethareleri pek büyük za- raârlara sokmuş ve civarda bulunan binalarda büyük tehlikeler geçir- mişt!. Bu cıkma kat o zaman yan- mamış bulunsaydı şüphe yok ki bu Amsterdamda Volkswild osaraymın yanmadan evvel ve yandıktan sonraki hali son yangında ateş altında kalması dolayısile muhakkak yanacak ve bu- radan intişar edecek ateşler de pek kolaylıkla Mahmudpaşa ve civarını kül edecekti. Bu muıntakadaki “binaların yapılış tarzını tedkik edecek olursak kade- me kademe yükselmiş vaziyette ol duk'arı görülür. Bu tarzda olan bi- nalardan çıkan yangının” intişarnı pek kolay olur. Çünkü yangın, yokuş yukarı süratle çıktığı için bu vazi- yetten çok istifade eder. Üstelik 80- kakların umumiyet itibarile darlığı itfaiyenin mesaisine mâni teşkil ede- rek tam bir randıman ile çalışmasına engel olur. Bu mıntaka böyle oldu. gu gibi Galata ve Beyoğlu cihetinin bir çok yerleri de buna benzer. Binaenaleyh hâlâ binaların üstü- ne tabta kat çıkmak ve hariç duvar- larının üstüne tahta kaplamakta de- vam etmek demek mal sahibinin zırlaması demektir. Aşağıdan tama men kâgir gibi görünen binalâra bir de kuş bakışı ile Galata ve Beyazıd yangın kulelerinden bakacak olur- sâk buralarının ahşap bir mahelle- den farksız ve bunlardan daha tehli- keli olduklarını görür ve hayli dü- şüncelere âalarız; Hele İstanbulun muhtelif köşelerinde oda oda kiraya verilen ve her bir odasında iki üç çocuklu aileler ikamet eden 30 - 40 odalı öyle cesim ahşap”konaklar var- dır ki bunların birinde bir yangın zuhur ettiği takdirde ne kadar mü- kemmel bir ilaiye teşkilâtı olursa olsun içinde kulunan küçük ve bü- yük bir çok insandan kısmı âzamı- nın kurtarılması mümkün olamaz, Tamamen kâgir veya beton bina- lann yanması bahsine gelince; Bu gibi binalarda çıkan yangınlar te vessü ederse içindeki eşya, döşeme ve sairenin yanmasile husule gelen bararet binadaki demirlerin eğilme- sine ve binnetice yıkılarak toprak yığını halini almasına sebab olmak- tadır.. Beyoğlundaki Suriye hanı fle Anadolu hanı yangını şüphesiz unu- tulmamıştır. Avrupa, Amerika ve Japonyada vukubulan mühim yan. | gınlardan bir kaçını de misal olarak gösterelim: 1 — 1918 de Şikagoda İrokua tiyatro- sunda çıkan yangında bina İle beraber (587) insan yanmıştır. 2 — 1881 de Viyanada Ring tiyatrosun- da yangın çıkmış ve içinde (450) kişi te- lef olmuştur. 3 — Pariste Komedi Fransez yangının- da (30) aktör yanmıştır. 4 — Hamburg Dokları yangınında (60) kişi yanmıştır. $ — 192) da Amerika hastanelerinden neticesinde (100) kişi yaralanmış ve (90) kişi ölmüştür. 6 — 1929 da Amesterdamda heyeti umu- miyesi cam, demir ve betondan ibaret bü- lunan Volksviit sarayı mutfağından çi- kan bir yangın yüzünden kâmilen yan- mıştır, 2 149) de Nevyorktâ Lingoler tiyat- rosunda çıkan yangında bina kâmlilen ve içinde de (132) insan yanmıştır. 8 — 1933 de Berlinde zahire ambarla- rından çıkan bir yangın netisesinde (36) bina yanmıştır. 9 — 1984 de Tokyoda bir mahalle kâ- milen yanmış ve beş yüzden fazla insan ölmüştür. 10 — Keza 1984 de Şikagoda bir yangın çıkmış ve (37) bina yanarak (1500) yaralı tesbit edilmiştir. ii — 1938 da Londradaki Kristal Palas tamamen yanmış ve içinde bulunan müs- tahdemin kendilerini güç Kurtarabil- Bulgar sazetlelerınin hararetli makaleleri iki memleket arasında kültür sahasında da yakınlaşma lüzumundan bahsediyorlar Sofya (Akşam) — Bulgar gazete- leri Türk - Bulgar dostluk münaseba- li ve Türkiyenin iktisadi, kültürel ve siyasi inkişafı hakkında sütunlar do- )usu makaleler yazıyorlar ve Ankara- ya ait resimler basıyorlar, Resmi Dnes gazetesinde Nikolay Donçev: «Türkiye ile kültür rabıtaları- mız» başlığı altında yazdığı makale- de, Türk - Bulgar dostluğunun kuv- vetlenmesi için her iki millet edebi- yalının bilinmesi ve tanınması lâzım- geldiğini söylüyor ve diyor ki: «Türkiye ile münasebatımız en sa- mimi olarak geçmiştir. Fakat bu mü- nasebatımızın daha derinden inkişaf bularak kuvvetlenmesi için diğer bir saha daha vardır ki o da edebiyat s hasıdır, Komşu olmamıza Yağmen, Türk edebiyatını biz pek az tanıyoruz. K:- zalik Türkler de bizim edebiyatımızı tanımıyorlar. Edebiyatla tiyatro, propaganda yap- mak için İki kuvvetli âlettir, Balkan memleketleri bu vasıtalardan İstifa de etmesini bilmiyorlar. Biz eminiz ki, edipler, muhatrirler ve ârtistler, ede- biyat ve tiyatro Balkan milletlerinin yakınlaşmalarına çok hizmet edecek- tir. Bunun için konferanslar vermek, iki tarafın edip, muharrir ve artistle- ri arasında ziyaretler yapmak ve ki- taplar tercüme etmek lâzımdır. Biz meselâ, Sofyada ve diğer şehir- lerimizde Istanbulun Şehir tiyatrosu» nu büyü bir alâka ile karşılayıp memnüniyetle seyredebiliriz. Yeni Türkiyenin, kıymet vererek, tiyatro sahasında sarfettiği gayreti görebil. Komşu, dost Türk ve Bulgarlar, sk yasi ve ekonomik münasebetlerini git» tikçe kuvvetlendiririerken edebiyat, tiyatro ve sanatin bahşettiği zengin imkânlardan da istifade etmelidir. ler> «Mir» gazetesi de, «Bulgaristan ve Türkiyes başlıklı makalesinde Gk yor ki: «Harbi umumiden sonra Bulgari tanın dostane münasebatta bülun- mamağâ hiçbir sebep olmıyan komsy- su Türkiyedir. İşte bu sebepledir &i, 1918 den sonra Bulgaristan, ilk defa olarak Türkiye ile dostluk muahedesi akdetmişti. Harp esnasında da iki mik let müttefiktiler ve harpten sonra da otlar döst olarak kalmalıydılar, Bun- dan başka Bu tanm Türkiyeden biçbir erâzi isteği yoktur. Bütün bun- lar her iki memleket arasında devam- h dostluğun meydana gelmesine hiz- met eder. Bunun için daha birçok de biler vardır ki hatırlatılmaları lüzüm- suzdur. İki milletin, gerek siyasi, gerek ge rek ekonomik sahada umumi men- İaatleri birdir. Bu menfaatlerin iyice | anlaşılması için coğrafi haritaya ir mek için mili Türk trupunun Bulga- ! ristanı ziyareti hepimizi sevindirebi- | lir. Türklerin müteveffa Ahmed Hâşim gibi harikulâde şairleri ve Sadri Ertem gibi romancıları ve Vedad Nedim gi- bi birçok dram muharrirleri vardır. Maalesef onların zengin eserlerini ta- nımıyoruz ve eminiz ki cenup komşu- larımız da İvan Vazov, Penço Slavey- kov, Yavorov veya yeni zamandan 'Yovkov, Trayanor, Lillev, Raynov gi- bi şalr ve ediplerimizin eserlerine va» kıf değildirler. Biribirlerini anlamak için evvelâ, milletlerin biribirlerini tanımaları lâ- zımdır. Türkiye ile Bulgaristan âru- #mda manen de teşriki mesaiyi arttır- mak için dostluğumuzu sağlam ve da- yanıklı entelektuel çalışma esaslarına | bağlamalıyız. Türkiye, bugünkü Cümhuriyeti Ku- ran Atatürkün ve şimdiki Cümhurre. isi İsmet İnönünün münevver ve ma- kul idarelerile hakiki bir siyasi, sosyal ve manevi revolüsiyon yaşadı ve bu reyolüsiyon Türkiyeye yeni istikamet tayin ettirerek bir zamanki Osmanlı imparatorluğunun çehresini kâmile, değiştirdi. ... miştir. 13 — 1997 de Viyanada Botonde sergi binası tamamen yanmıştır. 13 — 1937 de Şantong şehrinde Man- çukov tiyatrosu yanmış ve (650) insan öl- müş ve bir çok yaralı hastaneye yaltınıl- miştir. Bu tiyatro yangın, civarındaki (30) binayı da yakmıştır. 14 — Duha göçen sene Marsliyada bü- yük bir ticarethaneden çıkan bir yan- gm etrafa sirayet ederek sekiz büyük mağaza ile üç kişinin yanmasına ve bir çok İnsanın yaralanmasına sebeb olmuş- fur. Gene geçen sene Bükreşte Kloriya tiyatrosunda çıkan bir yangin heticesi bina ile beraber iki kadın yanmış ve on iki erkek yaralanmıştır. * Bütün bu binaların tamamen kâr- gir olduğunu, yangınların pek mü- kemmel olan ihbar vasıtalarile vak- tinde haber verildi muntazam olan itfaiyelerin de vaktinde yetişli- ğini, bu binaların her birinde mü- kemmel yangından korunma teşki- 1 bulunduğunu münakaşasız ve tereddüdsüz kabul etmek lâzımgeldi- ği gibi yanan (iyatrolardaki ile salonu ayıran perdelerin bile ma- deni olduğunu bilhassa işaret etmek isterim. Şu halde demek oluyor ki yangın dakika geçtikçe kuvveti artan, mü- temadiyen dal budak salan ve âdeta zaman zaman itfaiye ile istihza eden sabne | göz atmak kâfidir. Mazide iki millet müttefik idiseler, bugün de dosttur. lar, yarın da sulh ve adalet uğrunda müttefik olacaklardır, Türk - Bulgar münasebatı sağlam ve mahsuldar sa- hada yetişiyor, Ona hususi harici bir şekil - vermeksizin, iki memleketin devlet adamları bunu iyice biliyorlar. Bâşvekilimizin ziyareti, iki komsu arasında samimi dostluğu ifade et- tikten başka, Türk devlet adamla şahsi temasta bulunarak bugünkü beynelmilel vaziyete karşı, Sofya le Ankara ârasındak! bağları daha ?iya- de sağlamlaştıracak ve kuvvetlendi- recektir.» #Zora», «Yeni Türkiye ve Bulgaris- tan» serlâvhalı makalesinde diyor ki; «Uyanan miliyetperver Türkiye, ve harici siyasetinde muvaffak oldu. Gerek dul e ve gerek hariçle €konomik ve kültürel inkişafta mille- tine sahalar açtı. Türkiye, ekono ve kültürel Sahalarda geri kalan da hâ birçok devletlere misal olabilir. Birçok münasebetlerinde Türklere yakın olan biz Bulgarlar kadar hiçbir devlet ve millet, yeni Türkiyenin mu- vaffakıyetlerini alâka ve svgi le tap etmemiştir.» Bütün Bulgar gazeteleri, muhte rem misafirimiz Bulgar Başvekili gospodin Köseivanof'un gerek İstan- bulda ve gerek Ankarada Türk resmi mahafili ve halk tarafından parlak ve coşkun bir surette nasil karşılandığı: na dair-yanlarla ve resimlerle dolu- dur, Gazeteler, yeni Türkiyenin te- rakkisi hakında neşriyata devam edi- r düşmandır. Muhtelif sebebler yü- zünden tevessü edebildiğine göre ar- tik ne derece hassas davranmamız icab ettiğini takdire bırakırım. Binâ- enaleyh vukuagelen yangınların hâ- ber verme müddetini çok kısa bir zamana indirmek, yani alev saçağı sarmadan itfaiyeyi vaktinde haber- dar etmek çok isabetli bir hareket olur. Yangının çıktığı an ile itfaiye- nin haberdar edildiği zaman Wu dıkça bidayette ehemmiyetsiz gibi görünen bir yangının tevessü Kl si de o nisbette kolaylaşır. Büyümüş bir yangının genişlemesine hiç bif i teşkilâtı mâni olamaz. Mik yonlar sarfile teşkil edilen ve sene lerce talim ve terbiye için emek sar- file yetiştirilen itfaiyeden matlüp is tifadeyi temin etmek ve yangın 7 rarınm azalması İçin bahusus bina Jarı yüzde seksen veya seksen beş ah şap olan, yangının tevessüünü teshil edici şiddetli rüzgârları eksik olmi- yan İstanbulda pek hassasa davra” narak her ferdin hiç vakit k — meden yangını en kısa yoldan | yeye haber vermesi icab eder (Makalenin ikinci kısmını yarı"! nüshamızda neşredeceğiz.)

Bu sayıdan diğer sayfalar: