1 Haziran 1939 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3

1 Haziran 1939 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

AKŞAMDAN AKŞAMA Genç erkekler pek makul giyiniyor Orta yaşlı ve ihtiyar erkekler de kıyafetlerini onlara yaklaştırmalıdır Her mevsim ayni mevzuu tekrarla. rım, Lâkin bu sefer lehte yazacağım: Bravo erkeklere!,.. Müşkül bir vaziye- tin üstesinden geliyorlar... Henüz tam olmadı amma, eli kulağındadır. Kıyafet bahsine avdet edeceğim. Ötedenberi diyordum ki: Nedir bu mantıksızlık? Ağustos sıcaklarında öğle üzeri yelekli ceketli dolaşıyoruz. Akşamları sayfiye yerlerine döndüğü- müz valat, hava serin olmasına rağ- men, açılıp saçılıyoruz. Sanki yanlış. lıkla öğlenin elbisesini akşam vaktı, akşamınkini de öğle üzeri giymiş gibi- yiz! Ve ilâve ediyordum: Hemcinslerim ne zaman makulleşecekler?... Ne za- mian, mevsime göre bir kılıkla meselâ valinin karşısına çıkana: «Şu terbiye- size bukın! Olur rezalet değil... Her- şeyin bir yeri var!... Burası plâj mi?...» demiyzcekler?... Yavaş yavaş, çaresi bulumuyor. Son erkek modasını beğeniyor mu- sunuz? Ben kendi hesabıma pek beğe. niyorum. Henüz şahsımda tatbik ede. medim amma, edeceğim inşallah... Nisbeten koyu bir pantalon (öyle ŞEHİR HABERLERİ Yeni hastane Fransız mimar yakında Istanbula gelecek Belediyenin yeni sene bütçesile yap- taracağı hastanenin plânlarını hazır- laması için Fransız mimarlarından B. Valter'e müracaat eliğini yazmış- tık. Mimardan Vali doktor Lütfi Kır- dara bir mektup gelmiştir. Mimar, bu vazifenin kendisine verilmesine teşekkür ederek pek yakında şehri- mize geleceğini ve bu işle meşgul ol mağa başlayacağını bildirmiştir. Vali ve Belediye Reisi Darülâcezeyi ziyaret etti Vali B. Lütfi Kırdar, dün Darülâ- cezeyi ziyaret etmiş, bundan sönra yapılan yolları teftiş etmiştir, Belediye 10 arozöz alcak Şehrin sulanma veyıkanma işle- rinde kullanılan beş arozözden dördü İstanbul ve Beyoğlu, biri de Kadıkö- yündedir. Belediye yeniden 10 yıka- ma ve sulama arozözü almağa karar vermiştir. Bu hususta firmalardan malümat Ya, daha ziyade kir götürür.) üstün. İ alacaktır. de tiril tiril bir kumaştan, daha açik retik bir ceket. (Kiminin beli tokalı, kiminin büzmeli, Kiminin yakası şu biçim, kiminin bu biçim... Hattâ kimi- nin hiç de yakası yok... Renk tenev- Fırıncılar Kendilerine bir | bir fırın tipi vüü; çeşid, kumaş, kesim tenevüü.. | gösterilmesini istiyecekler Oh! Erkekler, o basma kalıptan kur- tuldular... Bu ceketler, hafif bir pardö-. sü tertibi, kola da alınırlar...) Ayak. kabılar, keza, yeni modu üzere delik... Şapka ya hiç yok, yahud da fantezi... İlk nazarda belki aykırı geldi... Şüp- besiz içlerinde zevksizleri de var... Fa- kat umumiyetle inkişaf fena değildir. Erkek kıyafeti, son asrın basma kalıb halinden kurtuldu. Gençlere takdirle bakıyorum... Pek yakışıyor... Giyimle ri gözü eğlendiriyce, dinlendiriyor, zevklendiriyor. Fakat henüz benim yaşıdlarımla ih- tiyarlar buna cesaret edemediler, Es- ki usul bizlerde devam edip duruyor. Üstten dikilme spor cebini bile ara- muzda benimseyenler pek az. Fakat bu gidişle bir tehlikeye maruz olduğumuzu haber vereyim, Böyle teneyvüler göstere göstere, gençler © kadar bambaşka giyinmeğe başlıya- caklar ki, biz, orta yaşlılarla ihtiyar- lar, onların yanında -vaktile setresiz, bonjursuz, istambolinsiz daireye ine- miyen- Babıâli efendilerine benziye- ceğiz. Sakah göbeğine kadar uzanan bir adamın birdenbire cascavlak traş olup tür, Onun için, biz kırkındakiler ve kırkından sonrakiler de, -usul usul, belli etmeden, sakalını bıyığını bilâha- Te kesmek niyetile şimdiden küçülten kudema gibi - yeni elbiseler ısmar- ladığımız sırada bu neslin pek daha makul, gözel, pralik olan kıyafetini göz önünde bulunduralım. Sokaklarda gezerken alıcı gözile et- rafa bakın: 18-35 yaşındakiler, 35-65 yaşıydakilerden çok daha makul, ucuz, çeşidi ve aliyilâlâ giyiniyor. Bu, muhakkaktır! (Vâ-Nü) — Zabıta mesleği çok ilerledi bey Amca amma suçlar da eski suçlar » değil... m Vali ve Belediye Reisi B. Lütfi Kır- darın İstanbulda kurulacak yeni ek- mek fabrikaları hakkında gazetelere vâki beyanalı, fırıncılar arasında memnuniyet uyandırmıştır. Valinin beyanatından anlaşıldığına göre Belediye, tedkikler yapmakta olan mütehassısın râporuna göre kur- mâğı düşündüğü yeni ekmek fabri- kasile fırınları kapatmıyacak, bilâkis onlara ekmek nümuneleri verecektir. Fırıncılar fabrikanın çıkardığı gibi ekmek imal edeceklerdir. Verilen malümata göre, İstanbul- daki fırınların yüzde ellisi Belediye- nin plânları dahilinde imal veya ta- di edilmiştir. Belediye, diğer fırın- lan da ileride ayni plânlar dahilin- de tadil ettirecektir. Ayni zamanda fırıncılar, cemiyet- leri vasıtasile, Belediyeye müracaat ederek, şayet lüzum görülüyorsa, ken- dilerine ayrıca bir fırın tipi gösteril mesini ve İnşaat için mühlet verilme- Sini istiyeceklerdir Bir Fransız profesörü geldi Paris üniversitesi devletler hukuku profesörü De, Laprsher (o şehrimize gelmiş ve dün üniversiteyi ziyaret et- miştir, Profesör yarın saat 17 de üni- versitede (devletler hukukunun mü- €ssese halinde inkişafı) mevzulu bir konferans verecektir. Profesör dev- Jetler hukuku ilminde beynelmilel sa- hada büyük bir şöhret kazanmış, birçok nazariyelerile tanınmış bir Alim olduğundan vereceği bü konferansa üniversite muhitinde büyük bir chem- miyet verilmektedir. Konferansı dinlemek üzere Hukuk ilmini yayma cemiyeti âzasından bazı zevatın Ankaradan İstanbula gelecekleri söylenmektedir. Karilerimizin mektupları Her vaziyete göre yeni bir nizam lâzımdır Sirkeci garına eskiden deniz #arajına nazır kamdan girilirdi. Bütün tertibat ona göre idi, Bek- leme salonu, kitapçı dükkânı; l0- kanta ve birahane, nihayet peron gelirdi. Muayyen saatte demir parmak» kk açılıncıya kadar kimse perona çıkmazdı. Fakat bu sene yeni bir kısım yapıldı, Sirkeci meydanından doğ- ruca perona giriliyor, Garibi şu ki, eski usul üzere, demir kapı hâlâ kapanmaktadır. Yolcular bekleme salonuna, ki- tapçı dükkânının yanıma re 1o- kanla ile birahaneye giremiyor- lar. İhtar etmelerine rağmen bura- ran muayyen saatlerde kapak durması nizam icabı olduğu, ken- dilerine söyleniyor. Böyle nizam olur mu? Her yeni vaziyete göre yeni bir nizam; ld- ım olsa gerektir, Yolculardan bir grup Adliyede tatil Temmuzun yirmisinden Eylülün beşine kadar devam edecek Her sene olduğu gibi bu sene de Temmuzun yirmisinden Eylülün be- şinci gününe kadar adliye tatili yapı- lacâktır. Tatil esnasında müstacel işlere bakmak üzere İstanbul adliye. sinde nöbetçi kalacak mahkemelerin henüz listesi Adliye Vekâletinden gel- memiştir. Bu sene tatilde ağır ceza ve diğer asliye ceza mahkemelerinin müstacel işlerine bakmak üzere asliye birinci ve ikinci ceza mahkemelerinin, müstacel hukuk ve ticaret davalarına bakmak üzere ikinci hukuk ve ikinci ticaret mahkemelerinin nöbetçi olarak çalış. maları kuvvetle muhtemeldir. Vali konağı karşısında satın alınan bostanlar Vali konağı caddesinde Emek apar- tımanı yanındaki yeşil sahanın Em- lâk bankasından satın alındığını yaz- mıştık. Belediye, bu saha için barıka- ya 5 taksitte 59 binlira verecektir, Salın alınan saha İtamvay cajdele- rinden yeni Dolmabahçe stadyomu- nun yapılacağı €8ki ıstabltâmire bi- nasının hududuna kadardır. «30 arkadaş 300,000 lira kazandı!» müsabakamıza gönderilen kupon- ların kabül müddeti DÜN BİTTİ!.. Gelen mektupların tetkik ve tas- nifi tamamlandıktan sonra hedi- ye kuzananların isimleri ilân edi. Jecektir. Bay Amca emniyette AR .. Eski cürümler adam öldürme, yaralama, çalma, dolandırma gibi kaba, saba şeylerdi... . Şimdi inceldikçe inceldi, âdeta iie La âhlims a midir? Mısır çarşısı Belediye istimlâk için teşebbüse başladı Mısır çarşısının yardımcı birhâl olârak kullanılması için çarşının Be- lediye tarafından istimlâkine karar verilmesi üzerine Mısır çarşısındaki mülk sahiplerile kiracılardan mürek- kep bir heyet Ankaraya gitmiş ve Da- hiliye Vekâletile temas etmişti He- yet Vekülete 200 imzalı bir de istida vermiştir. Mısır çarşılılar, istidaların- da Mısır çarşısının imarı lâzım geldi- ği takdirde kendilerinin İmar banka- sından istikraz edecekleri yüz bin 1i- Ta İle çarşıyı tamir, tezyin edecekleri- ni bildirmişlerdir. Ayni zamanda Belediyeye müraca- at ederek binada yapacakları tadilât etrafında bir de proje vermişlerdir. Belediye bu müracaatı nazarı dik- kate almamıştır. Mısır çarşısının İs- timlâki için dalmi encümenden (me- nafii umumiye) kararı alındığından dün polis vasıtasile buradaki mağa- zaların sahiplerinin adreslerinin tes- bitine başlanmıştır. Çarşıdaki dük- kânların hepsi şahısların uhdesinde dir. Iskele kırıldı Yedi işçi düştü, ikisi ağır yaralandı Fatihte Mustafa adında birinin yaptırmakta olduğu binanın dış siva- sını yâpmakta olan yedi işçinin ça- lıştıkları iskele kırılarak işçiler düş- müşler, bunlardan Salih ve Remi muhtelif yerlerinden tehlikeli suret te yaralandıkları cihetle, polis tara- fından hastaneye kaldırılmışlardır. Kurtuluşta Yorgi isminde birinin inşaalında tuğla taşımakta olan Adolf isminde bir işçi, iskeleden mü- vazenesini kaybederek düşmüş, muh- telif yerlerinden yaralandığı cihetle hastaneye kaldırılmıştır. Büyük caddelerdeki binala- rın renkleri Şehrin belli başı caddelerindeki binaların muayyen renklerde boyan- ması kararlaştırılmıştır. B, Prost, bi- na badana ve boyalarının tek bir renk olmasını doğru bulmamış bir kısım caddelerin mari, gri, diğer bir kısmı- nın da mavi, bej, boyalarının halite- | sile boyanmalarını muvafık görmüş- tür. İlk boyanacak semt Divanyolu ve civarı ile Taksim - Şişli arasıdır. Bursa Valisi İstanbula geldi Bursa valiliğine tayin edilen B. Refik Koranal şehrimize gelmiştir. Buradan Bursaya gidecektir. Muğla valiliğine tayin edilen eski Malatya mebusu B, İbrahim Etem de şehrimize gelmiştir. Arabaların eskiyen döşeme- leri tamir edilecek Üsküdar ile Çamlıca arasında işli- yen arabalardan çoğunun oturacak yerdeki çuhalarının eskidiği ve yırtık bir hâlde bulunduğu görülmüştür, Arabalarının bu perişan vaziyetini düzeltmeleri arabacılara tebliğ edil miştir, İSTANBUL HAYATI Bir pazar âlemi Geçen pazar hava kapalı ve serinot olmasına rağmen gene mesirelero içi, Kadıköy iskeleleri erkenden dol. muştu, Bekleme salonlarına yolendan | fazla yiyecek paketleri, sepetler sıra- anıyor, masaların üzerinde kundak- lar çözülüp çocuk çamaşırları da de Zişliriliyordu. Vapur zamanı yaklaşmca gişelere hücum başladı. Bir kişi bilet alıyor, beş altı kişi de yanı sıra sokuluyor. Değirmi, yassı şapkasının üzeri saksı gibi güllerle, papatyalarla dolu, pud- ralı, çenesinde sakalları kıvrılmış, kısa boylu, paytak bacaklı, tostoparlak bir madam gişenin önünü duvar gibi ka- pamış: — Bay biletçi, Bana bir kombina bilet verirsiniz? Üsküdara gitmek is- teoroz. On iki kişiyiz. — Kombineler birinci mevkidir, — Ey helbette birinci mefki olacak. Her pazar günü vapor ilen gezmeğe gidevor isem, benim ikinci mefkide oturduğumu hiç görmüşsünüz? Onun ardından gelen siyah çarşaflı, elleri paketli kadın da, dörde büküp dudaklarının arasına sıkıştırdığı kâğığ lirayı tükürür gibi gişeye fırlattı: — Oğlum, benden evvelki kadının aldığı kombinezonlu biletlerden üç tane de bana er. Merdiven başamaklarına kadar do- lan vapurun içi Babil kulesini andırı- yor. Türlü türlü lisanlarla konuşan inceli kalınlı sesler, çocuk çığlıkları bi. ribirine karışıyor. — Ay ay ayyy... İskelede kucağım- da çocukla bir buçuk saat ayak üstü bekledim, birşeycikler olmadı da; ba- furun içinde sol ayağımın nasırma basmazlar mı? Canım acısından as kaldı düşüp bayılacaktım. Hoş, bayıl. sam da düşecek yer yok ya... O kalabalık arasında, birkaç delikan. kı foloğraf çekmeğe uğraşıyorlar, kar. şılarındaki, yüzleri benekli genç kız- Tar poz almak için yolcuları itip kakı- yorlar, Nane şekeri, kurabiye satıcıla- rının bağırtıları, kahvecinin bardak- ları şımgırdatarak haykırması ortalığı büsbütün velveleye boğuyor. Vapur daha iskeleye yaklaşmadan, oluranlar da hep birden ayağa kalktı- Jar. Herkes biran evvel çıkmak için önündekilerle, yanındakilerle itişiyor. Bir aralık kapı ağzında kavga başladı: — Kızım, yol ver de geçelim diyo- rum sana!.,. — Niçin yol verecekmişim? O kadar acele ediyorsan daha evvel kalkıp da öne geçeydin. — Zamane çocukları böyle işte! Bacak kadar boyu ile karşıma geçmiş de çatır çatır çekiş ediyor. Biz, senin yaşında iken büyüklerimize karşı ağ- zimizı açıp da, gözünün üstünde kâ- Şın var diyemezdik. Bu çenesinde iken yarın bir kocaya varırsan vay haline el oğlunun Kadıncağız söyledikçe asabiyeti ie tıyor, kızdıkça çenesi açılıyordu. İske- lede ayrıldık, tramvay durağında tek- rar rasladığım zaman elini kolunu sal. lıyarak hâlâ genç kızın aleyhinde atıp tutuyordu. Cemal Refik Çocuk Dünyası Hediye kazananların İsimleri 13 üncü sahifemizdedir. ... Bir propaganda şebekesini ya- | fen haline geldi. Bir eroin fabrikası | kalamak az incelik midir? Bunlar- Aşıklar bile kurşun kalemi zerine | dan başk bin bir çeşit k ğ d

Bu sayıdan diğer sayfalar: