1 Ağustos 1939 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6

1 Ağustos 1939 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Yoğurt yapmak kolay bir iştir Sağlam insanlara da hastalar ka- dar faydalı olan yoğurdun iyisini bul- mak bu mevsimde güç bir iştir. Silivri diye satılanların çoğu okşidir, kâse yoğurtları ise ekseriya terkipleri bo- guk ve sulu oluyor, Evde saf ve lezzetli yoğurt yapmak güç değildir. İyi bir süt hafif ateşte ve karıştırı- Jarak hemen helen yarı yarıya suyu uçuncaya kadar koyulaştırılır. Süt ha- fifçe kaynamalıdır, Yoğurt yapılacak kâseler sıcak su ile temiz yıkandık- tan sonra kurulanmalı, ince talaş ve- ya temiz bez, yahut pamuk içine yer- leştirilmelidir. Yarı yarıya İnen sütü bu kâselere taksim etmeli ve süt parmak dayana- Cak dereceye gelince, bir kâseye evvel. ki gecenin ezilmiş yoğurdundan kâ- senin büyüklüğüne göre, bir veya iki yemek kaşığı ilâve edip karıştırmalı- dır. Kâselerin üstüne bir parşömen kâ. fodı ve temiz bir tülbentle örtüldük- ten sonra birkaç gazete kâğıdı yayılır. Talaş ve pamuk harareti muhafaza eder. Kâseleri bunların içine koymak- tan maksad mayanın tesirini kolaylaş- tırmaktır, Kışın ve soğuk havalarda kâseler 80- banın veya mangalın yanında sıcak odada bulundurulmalıdır. Bu suretle yapılan yoğurdun üze rinde güzel bir kaymak tabakası te şekkül eder, Lezzetli, halis ve her suretle faydah bir yoğurt elde edilir, Havayı serinletmek için kokulu sirke Yazn sıcak günlerinde oturulan ©danın havasını serinlendirmek ve ferahlık hissi vermek için (fit tulum- bası) İle havaya kokulu sirke sıkmak gayet iyidir. Bu kokulu sirkeyi hazırlamak için birer miktar ıhlamur ve lâvanta çi- çeği, taze nane, sarı yonca, ve melisa almalh, bunları iri iri parçalara tak. sim etmeli. Halis sirke içine atarak Üzerine birkaç kara biber tanesi ve diş karanfil koymalı, on beş gün ağzı kapalı olarak bırakmalı. Bu kokulu srikeden pek azı havaya sıkılınca serinlik ve ferahlık hissedi- Wir. Kahve telvesi elleri yumuşatır Eller yıkandıktan sonra kahve tel- vesi ile uvalanırsa yumuşak ve beyaa olur. Tefrika No. 25 SEVİLEN KADIN Büyük macera romanı — 'Tabi?... O cihetten korkma... Hekim yerinden kalktı. Giderken sonuncu defa olarak, Sezanın resmi- ne baktı, — Çok güzel şeyi - diye söylene rek dışarı çıktı. .“. Doktor Kadri Ahmed, zengin olma. ğa doğru adım adım İlerlemeği ken- dine gaye edinmişti. Bu maceraya bü- tün kuvvetile atılmıştı. Artık hiç bir mâni, onun arzusu önüne sed çekemi- yecekti. Velhasıl gayesi zengin olmak- tı. Hiç kimseye muhtaç olmadan, has- taların eşiğini aşındırmadan yaşıya- cak derecede zengin olmak... Buna da, ne suretle olursa olsun erişmeği ah- detmişti. Çifliğe döndüğü zaman, kendisini sabırsızlık ve heyecanla bekliyen Ne- cile, onu bir köşeye çekerek, hemen: — Ne var? - diye sordu. Doktor iyi haber getirmediğini vi S ceklerim t «de ii Bahçe masa örtülerine, bardak ait- larına, tabak örtülerine işlenebilecek basit ve zarif bir model dercediyoruz. Bu modeldeki balıklar kırmızı, si. yah ve gümüş rengi olarak işlenmek- Suyu buzsuz soğutmak usulü Buz dolabi olmıyan ve kolayca bus tedarik edemiyenler için su ve mey- valarını kolayca soğutmak kabildir; 25 gram küherçile ve 25 gram (sel amonyak) almalı, karıştırmalı, Beş Mt. Te, yani yirmi bardak su içerisine bu tozları atıp karıştırmalı, Bu su içine oturtulan sürahilerin suyu soğuk olur. Evde bu ilâçlar yirmi beşer gramlık paketler olarak muhafaza edilirse her istenildiği vakit su soğutulabilir, Ev işleri en büyük jimnastik Ev İşlerini gören kadınlar hiç far- kına varmadan jimnastik yapmakta Amişler. Cam silen, çamaşır asan ka- dının beli incelirmiş, Yerleri silerken ve parkeleri parlatırken bütün vücu- dü harekete gelir, fazla yağlar erir- miş. Halıları döverken de kolları kuv- vetlenirmiş, Nakleden : ( Vâ - Nü Hil « dedi. Genç kız, göğsünden fırbyacakmış gibi şiddetle çarpan kalbi üzerine eli- ni bastırarak, ıztırapla muhatabı na baktı. Hekim: »— Sen o Cemilden sadakat ve mu- habbet bekliyorsan çok yanılıyorsun! « dedi. — Acıbademe gittiniz mi? — 'Tenbih ettiğin gibi hareket et. | tim. Gittim, araştırdım, soruşturdum. Senin Cemil İstanbuldan ayrılmış, se- yahatlere çikmiş. Ne zaman da döne- ceği belli değilmiş. Babası biricik oğ- lundan ayrıldığı için çok meyusmuş | amma, ses çıkarmamış. Böyle birden- bire mektebini bırakarak neye gittiği- ni kimse anlamıyormuş. Kadri bey uzun uzun tafsilât ver. dikten sonra: — Görüyorsunuz ya, güzelim, bu iş de| böylece sonuna erer... En hayırı da | böyle imiş... Mazinin üstüne bir sün- IK 22 IDE AS 1 tedir. Gözleri beyaz bir noktadan 1ba- rettir. Balıklar sarma olarak İşleni- yor, Btrafı tığ iğnesi İle işleniyor. Bu- nun nasıl işlendiği köşedeki resimle anlaşılıyor. Şeftalili sütlaç Bir kilo süt içerisine 150 gram şe. ker atarak ateşte pişirmeli, Çubuk, yahut toz vanilya koymağı unulma- malı. Sonra önceden su İle pişirilmiş bir buçuk bardak sütlâçlık pirinç ilâ- ve ederek koyu olarak pişirmeli ve yağ- lanmış yuvarlak bir kaba boşaltmalı. Üzerine komposto halinde yarma şef- telileri yarımşar yarımşar dizmeli, 4 yumurtanın yalnız aklarını 250 gram ince podra şekeri ile beraber tel. Je vurarak köpürtmeli. Sert olunca şeftalilerin üzerine dökerek örtmeli ve hafif fırında üzeri pembe Oluncıya kadar pişirmeli, Fırından çıkınca buz dolabında bir iki saat durduktan sonra üzerine frenk üzümü, yahut ahududu şuru- bu gezdirerek sofraya çıkarmalıdır. Fakat Necile, öyle kolay kolay unu- tacak insanlardan değildi. Sevdiğini her zaman sever; hissiyatını kalbinin derinliğinde saklı tutardı. Aşkı, kopa- rıldıkça kökleşen otlar gibi, böyle sar- sıldıkça daha ziyade artıyor; büsbü- tün kök salıyordu. Haftalar geçiyordu. Teessürü, yeisi dinmiyordu. Mihrinur hanımefendi torununu avundurmak için ne yapa- cağını bilemiyordu. Artık yaz da gel mişti. Filhakika, çifliğin tabii manza- rasının güzelliğine diyecek yoktu; fa- kat ıssızlık her iki kadını da sıkmağa başlamıştı. Necile Acıbademin ismini söyletmiyordu. Nihayet mevsimi Bü. yükadnda geçirmeğe karar verdiler. Zaten hanimefendinin orada da birçok emlâki vardı. Otel halinde işleyen köşklerden birinde ona ve maiyetine mahsus kapısı ayrı bir daire hasredil- mişti. Emrine amade, kendisini daima beklerdi. Hem bu sene adanın pek ka- Jabalık olduğunu duymuştu. Muhak- | kak ki burada Necileyi oyalamak ka. bil olacaktı. İhtiyar kadın torununu iltifatlara boğuyor; ağzından maziye ald'en ufak bir serzeniş çıkmıyordu. Kâbus saydığı | © fena günleri hayatından silmişti. Necilenin de eski hatıraları düşün- memesini her suretle temine çalışı- ti temin et- lar? | Bej rengi veya beyas keten üzerine balıklar kırmızı, ve gümüşü, diğer renkli ketenler üzerine de siyah ola- rak işlenmektedir. Patates soyuşu bir kadının tabiatını gösterirmiş! Bir genç kız veya kadının tembel, müsrif ve pis ölüp olmadığını anla- mak için, kendisine patates ayıklatıp pişirimek kâfi olduğunu bir Areri- kan gazetesi yazmaktadır. Patatesi 60- yarken kabuklarını kalın soyan müs- riftir. Patateste hasıl olan küçük göz gibi tomurcukları çıkarmazsa tembel- dir, ayıklanan patatesleri bir su ile yı- karsa pistir. Patatesleri bol yağ İle ateşe koyarsa hiçbir şeye ehemmiyet vermez, gözünde para pul gibi olduğu anlaşılırmış. Halbuki patatesin kabuklarını ince ince soyar, göz yerlerini ayıklar, pa- tatesleri üç dört su yıkar ve yağını ka- rar koyarsa bu kadın muktesid, işten korkmaz, temiz ve aile kadını imiş. Pâra sayesinde insan avunabilir... Se- yahata çıkar, muhit değiştirir ve acı- larını teskin edebilir... İşte Mihrinur hanımefendi de servetin kuvvetle t0- | Tununu eğlendirecek bin bir şey icad ediyordu: Davetler, ziyaftler, kotra gez- meleri! Gün geçtikçe Necile de iyileşiyor, muhitine daha ziyade alâka gösteri- yordu. Ö böyle eğlenceden eğlenceye yuvarlanıp durduğu sırada iken biçare kızının sağ olup yabancılar elinde bü. yüdüğünü bilseydi acaba ne yapardı? Fakat o asia işin hakikatine vakıf ol- mamıştı. İçine en ufak bir şüphe gir- memişti. Fetanet kalfanın teyzezadesi Ayva- hığa yerleşmiş, arzu ettiği lokantayı da açmıştı, Onu tanıyanlar böyle pa- Ta tutmasına pek hayret etmemişler- di. Zira kalfanın kendisine yardım et- tiğini sanıyorlardı. Kızmın yanında büyüyen öksüzü de kimse nereden | geldi âlye merak etmemişti. Bir akşam Necile, yanında kalfa- sile, vapurdan çıkarken Vehbiye ras- Jadı. Delikanlı genç kızı görür görmez, kalabalığın arasında yol bularak, genç kızın arkasına doğru yaklaştı, O aa 'manin âdeti üzere, hem serbes görün- meğe hem de etrafın dikkatini celbet- memeğe çalışarak: Bonjur, hanımefendi! . dedi, « Moda haberleri * Çiçekli kombinezon muodadır. # Yün örme bluzlar üzerine serpme renkli boncuk dikiliyor. #* İki renk kumaştan karışık elbise çok giyiliyor. A Kil gibi ince kaşların modası geçmiş, kalınca kaşlara rağbet başlamıştır. # «Üç renk moddsts çok revaç- tadır. Etek, bluz, ceket, yahut mantoyu başka renklerde giyme- ğe üç renk modası deniliyor. Elbi- se başka, manto başka ve şapka başka renk olursa oda üç renk modasından sayılıyor. Bu üç ven- gin birbirine imtizaç eden renk- lerden olması şarttır. A Göğse takılan broşta zümrüt veya yakut varsa cebe takılan emprime jorjetten ve gece gömlekleri mendil yeşil veya kırmızı olmalı- dir. Beyaz podüsüct ayakkabılar pasıl temizlenir ? Kozltoprak, Leylâ; Beyaz ayakkabıları temizlemek için bir benzine batırarak Jekeli yerlerini ca, diğer yerlerini hafifçe siliniz. A kabı daha venli iken her tarafına tsik pudram sürünüz ve tamamiyle kuruyun- caya kadar açık havada bırakınız. Kuruduktan sonra fırçalayınız ve miz, yumuşak bir bezle siliniz podösürt muğu te- Göz altındaki kırışıklıklar İstinye, Leman: 1 — Göz altındaki ince kırışıklıklara karşı gece yatarken göz alt ve üstüne yağlı bir krem yahut tatli ha- dem yağı sürünüz. Yüzde ilk kırışmağa başlıyan göz altının elldi ince olduğurişin bunu yağlamak, yumuşaklığını ve elâsti- ki; i muhafaza ederek kırışıklara mâ- Bi ölür. : 2 — Cildinizdeki kepekli hali geçirmek için yüzü yıkayıp kuruladıklan sonra avuç içine tüple satılan vazelinden biraz koyunuz, üzerine bir bir kaç damla Timon suyu akıtarak kerıştımız. Sonra bunu yüzünüze sürerek iyice cildinize içirtiniz Bir kaç akşam sonra büyük bir fark gö- receksiniz. Çikolata mayonez Kadıköy Bahariye, Selma T.: Çikvla- tah mayonezin tertibi şudur: Kilo ile #a- talan oçikolalalardan beş çubuk almalı, makineden geçirmeli, Bir çorba kaşığı su ie hafif ateşte pişiriniz. Beş yumurlamın akları ile sarılarını birbirinden ayırmalı, Yalnız sarılarını kaşıkla ezerek içerisine ılık çikolatayı ilâve etmeli Mayonez gibi daima ayni tarafa çev terek karıştırmah. Yumurta aklarını telle vurup serileştirmeli ve çikolataya — ilâve etmeli, karıştırma, Derin sırça tabağa yahut dondurma kadehlerine dökerek 2e- rin yerde vej& buz dolabında bir Iki saat Ne kadar kalacaksınız? — Belli değil Büyükannem ne ka- dar isterse... Acaba kendilerini ziyaret edebi- lir miyim? — Tabii efendim... kalır. Delikanlı, daha fazla konuşmağa can attığı halde, lâübalilik gösterip gözden düşmemek için kendini yene rek genç kızı ve kalfasını selâmlayıp ayrıldı, Fakat o gün akşam üstü, mu» tadı olan şıklığa bir kat daha itina ederek Mihrinur hanımefendinin otel deki dairesine gitti, Garsonlar kendisini salonda oturt- tular. Vehbi, kartının altına: «Elinizi öpmeme müsaade buyuru- Pek memnun İ Tursa» sözünü yazarak yolladı. İhtiyar kadın, bu sözleri okurken yüzünü buruşturdu. Belli ki, bu ziya- retten hiç memnun kalmamıştı. Fa» kat aldığı terbiye, kapıya kadar ge len bir misafiri döndürmeğe müsald değildi: — Buyursun! İçeriki salona alıni « emrini verdi. ç sex Mihrinur hanımefendi delikanlının bu sokuluşlarının mânasını anlamıyor değildi. Vehbi ile Ülfet etmek hiç de hoşuna gitmediği için, genç adamı küçük salonda kabul ettiği zaman kaş ları çatık, bakışları sertti.

Bu sayıdan diğer sayfalar: