19 Ağustos 1939 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 10

19 Ağustos 1939 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

. a Birinci kümede oynayacak klüpler Pera, Şişli ve Kurtuluş klüpleri birinci kümeye mi alınacak Hilâl, Süleymaniye, İ. spor, Topkapı, klüblerini ikinci kümeye ayırmak büyük bir haksızlıktır havadis intişar etti, Bu haber aynen şudur; Futbol federasyonu yüksek hakem mitesi İstanbul futbol işleri mekle beraber tahakkuk etliği tak- dirde İstanbul klüpleri arasında pek haklı olarak bir karışıklık tevlid ede- cek mahiyettedir. Malüm olğuğu üzere geçen sene birinci küme: Galatasaray, Fener bahçe, Beşiktaş, Vefa, Beykoz, Gü- neş, Süleymaniye, “Hilâl, Topkapı ve İstanbulspor klüpleri olmak üzere on klüpten teşkil edilmişti. Lig maçları esnasında futbol faa- Myetini tat eden Güneş klübü elde mevcud ve yenisi çıkmadığı için mü- teber addedilmiş ve ikinci küme şampiyonu olan Kasımpaşa klübü ile mevkilerini otomatikman değiştir. mişlerdir. Ve Kasımpaşa klübüne birinci kümeye terfi ettiği resmen bil- dirtimiştir. Küme değiştirmek vaziyeti bu merkezde iken ve bu seneki birinci kümenin, Kasımpaşanın iltihakile 10 klüpten teşkil edilmesi icap ederken futbol federasyonuna bağlı yüksek hakem komitesi hiç bir hak ve salâ- hiyeti olmadığı halde İstanbul klüp- leri arasında bir tasfiye yapmış ve yeniden teşkilâta alınan Pera, Şişli ve Kurtuluş külplerini de dahil ede- rek kümenin klüp adedini sekize in- dirmiştir. Hâl, Süleymaniye, Topkapı ve İs tanbulspor gibi senelerce Türk spo- runa emek vermiş, memlekete bin- bet bir şekilde neticelenmemiş ise de futbol federasyonunda böyle bir arsı ve Llemayülün mevcud bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu vaziyete nazaran ileride böyle bir karar verilmek ihti- malini gözönünde tutarak eldeki spor nizam ve kanunlarının bu hu- sustaki maddelerini teşrih etmeği faydalı bulduk. Ii — Küme taksimi klüplerin men- sup bulunduğu bölgenin ajanı tara- fından yapılır ve başkanım muvâfa katile tekarrür eder. Bunun aksine her hangi bir karar, hüküm kara Kuşiden başka bir şey değildir. 2 — Kümeden atılması tekarrür eden dört klüp geçen sene lig 'maç- larında altıncıdan dokuznculuğa kar dar derece almışlardır ki küme s0- nmeusundan maadasının diğer kü- meye gitmesine nizamen imkân yok- Futbolün mercii olan federaş- leri gayet sarihtir. Halbuki teşkilâta bu sene alına- cak Pera, Şişli ve Kurtuluş Klüpleri- nin bir imtiyaz mahiyetinde doğru- dan doğruya diğer klüplerimizin bö- riz hakları çiğnenefek nizamname mucibince katetmesi gereken mer. haleleri atlıyarak birinci kümeye alın- maları kelimenin tam mânasile yan- kış ve büyük haksızlıktır. Bu iş kuvvet esası göz önünde tu- tularak yapılmak isteniyorsa bu- nun da sakat tarafı vardır. Çünkü şimdiye kadar gayri federe nam al- tında müteaddid Tig ve kupa maçları yapan bu klüpler teşkilâta bağlı ol- madıkları cihetle kendi kadroları içinde ecnebi tabiiyetini haiz oyuncu- lar oynalmakta idi. Halbuki resmi tig maçlarına bu oyuncuları iştirik ettiremiyeceklerin- İkinci olarak bi klüplerin oyuncu- larından kısmı âzamı resmi klüple- rimizde tesçilli edilmişlerdir. Klüple- rinin teşkilâta alınımnasile bu oyun- cuların Tig maçlarında oynıyamıya- cağı tabiidir. Bu kabil sporcuların klüplerinin maçlarına işirâk edebli- meleri evelce tesçil edildiği klüpten istifa etmesi ve bir sone müddet bek- lemesi lâzımdır. Yukarda işaret ettiğimiz veçhile rı kadrosundan çıkaracak ve “dolayı- sile zayıfıyacaklardır. Kuvvet esası göz önünde tutularak yapılması dö- şünülen ölçü de bu suretle suya düş- müş olacaktır. Türk futbolünü bugün için elinde tutan idarecilere tavsiyemiz meri ni- zamname hükümlerine riayet etmek- tir. 'T. NURKUT Güneş kulübü tekrar faaliyete başladı Haber aldığımıza göre, evvelce su sporlarından maada, bütün spor şu- beterini Tâğvetmiş olan Güneş klübü faaliyete geçmeğe karar vermiş ve dünden itibaren futbol, güreş, tends, atletizm şubeleri faaliyete geçmiştir. istanbul II kupası a, İzmir ve İs- mealli tenis müsabakaları telin elli Tenis federasyonu tarafından Ati- na, İzmir, Ankara ve İstanbul tenis- iki erkek, bir kadın, İzmirden iki er- kek, bir kadın, Ankaradan dört erkek, bir kadın, İstanbuldan sekiz erkek nü nihayet bulacaktır. Yapılan anlaş- mâya göre, bu müsabakalar her sene ayni tarihte tekrarlanacaktır. Üç se- ne kazanan takıma verilmek üzere İstanbul kupası namile büyük bir kupa konmuştur. Müsabakaların inti- zam altında geçmesi için tenis fede- rasyonu tarafından lâzım gelen ter- Ubat alınmıştır. Müsabakalar Dağcılık Kkordlarında yapılacaktır. Bu müsabakalara iştirak için Rumen federasyonuna da yazı- mış İse de birinci seri oyuncularının evvelce başka angajmanları olduğun- dan bu sene iştirak edemiyeceği an- laşılmıştır. Halkevi yüzme ve, yarışları cüzdanlarile 19 ağustos cumartesi akşamına kadar Evimize veya Hey- beliada plâjmân İ, Bakırı müracaat ederek kaydolunmalarını rica ederiz. Tayin edilen tarihe kadar müracaat çükler, 17 yaşından itibaren büyük- ler ve bayanlar olmak üzere üç sınıf yüzücü arasında yapılacaktır. Boks Boks organizatörleri tarafından hususi surette tertip edücn büyük boks maçları bu akşam Tepebaşı bahçesinde 18,30 da yapılacaktır. Bu müsabakaların program: şu şekilde tesbit edilmiştir: Feyzi - Tevfik, Üçer dakikadan 10 ravnd. Muvaffak - Mustala üçer dakika. dan 8 ravnd Şemsi - Tevfik rTavnd Hami - Hüseyin üçer dakikadan 6 ravnd Kâni - Ekrem üçer dakikadan 10 ranvd Kâni ile Ekrem arasındaki müsa- üçer dakikadan 8 , nun galibi Samsunlu Ahmedle Çoban Mehmed bu geceye bırakılmıştır. 'Dün geceki müsabakalarda 56 ki- loya dört güreşçi işlirak etmişlir. Ahmed Çakır Alımed Yenere sayı he- sabile, Mehmed Okdal, Vahiddine ga» lb geldiler, 61 kiloda; Hüseyin Karaca, Hakkı Akpınara, Mehmed Adalı Ahmed Kuloğluna. Yaşar Arkan, Hali Üzere galip geldiler. 68 kiloda: Servet Merih İzzet Kılıca, 72 kiloda: Faik Büken, Mehmed Pekdemire, Mustafa Çakı, Halli Öz- teke, T9 kiloda: Hasan Koç, Besime, Bi kiloda: Ali Ahmed Rızığa ge Mib geldiler, Yazan; SÜLEYMAN KÂNİ İRTEM MEŞRUTİYETTE SARAY ve BABALI — Tercüme, iktibas hakkı mahfuzdur. Tefrika: No, 85 Balkan “ittifakının akdi arifesinde cereyan etmiş olan siyasi müzakereler Balkan ittifakı Rus diplomatlarının lovan Milovanoviç, Makedonyalı bir arzularına göre Cermen tasavvurları. | ihtilâlci iken ihtilâleilik ateşinden ve na, isteklerine karşı ve İstanbuldan ziyade Viyanaya müteveccih bir silâh olucaktı. Ancak Balkanllar bunu ken- di menfaatlerine, Osmanlı devletile Arnavutluğun zararına ve Viyanaya değil, İstanbula müteveccih bir kuy- bilmişlerdir. bu son şekli Osmanlı dev- letile yapılacak bir muharebe üzerine «Avrupa Türkiyesinin» fethile arada taksimini en esaslı şart olarak tanı- Daha 1877 da Fransız muharrirler- den Emile de Girardin yazdığı maka- lelerde bir Balkan konfederasyonu teşkilile Osmanlı devletinin «ezici ve bitirici» rejiminden Balkan huristiyan- larının kurtarılmasını tavsiye eylemiş- til Küçük Balkan devletleri şimdi bu tavsiyeleri tahakkuk ettirmek istiyor- Jardı, Buna mebâe olmak üzere 1891 de Yunan Başvekili Trikopisin teşebbüsü gösterilebilir. Trikopis Belgrad ile Sof- yaya üç devletin müstakbel hududla- rı evvelden bir muahede ile tayin edil- mek üzere Avrupa Türkiyesinin tak- simini açıkça teklif eylemişti. Fakat Kral Milân ile muahedesini (1889)da tecdid etmiş olan Avusturya birkaç 88- ne sonra Romanya ile'de bir mushede akdetti. Bu muahede mucibince Bul- garistana karşı müşterek bir hareket- te Romanyaya Bulgaristandan bir mik- tar arazi verilecekti. (Umumi harp s0- nunda verilen yerler.) 1897 de Osmanlı - Yunan harbi es. nasında Deli Yani teklifini tecdid etmişti. Fakat bu teklif Bulgar. ların işine gelmeği, Bulgarlar Yunanlılarca fena hazır» lanmış ve fena idare edilmekte olan bir harbe iştirak tehlikesine atılmaktan ise Babıâliden Makedonyada kilise ve mektepleri için yeni imtiyazlar kopar- mağı tercih ettiler. Biraz sonra 1901 de Avusturya Yu- nanistan İle Romanya arasında bir mu- karenet temin etti, Avusturya « Sırbis- tan mumhedesi, Avusturya-Romanya mukavelesi ve bu muükarenet sayesin. de Bulgeristanın bir çember içine alm. ması keyfiyeti itmam edilmiş oldu. Bu çember ile Bulgaristanın Makedonya- da efal ve harekâtı iyice tarassud olu- nacak, muattal bir hale getirilecekti. Bu hal de vaziyeti Balkan ittifakın. dan ne kadar mümkün ise o kadar uzak gösteriyordu. Ancak bu çember hiç bir vakıt müessir bir tazyik âleti 1903 Makedonya Bulgar ihtilâl Ma- kedonya. meselesini milletler arasında kararlaşacak bir iş haline itrağ etti. Sırbistan ve Bulgaristanda gençler ihtilâl davasına merbutiyetinden hiç birşey kaybetmeden diplomat olan DI. *mitri Rizof, ittifakı müzakere için mah susen gönderilen Kasapçiyel gibi. Fa- kat bu müzakerelerde gene müstakbel hududjarın tayini meselesinde müşkü- Jât çıktı. Sırplar prensipi kabulden sonra eski Sırbistan tabirinde Üsküp sancağının da dalil olduğunu iddia ediyorlardı; Bulgarlar ise bu iddiayı mütrit buluyorlardı. Üç gün boşuna mücadele edildi. Nihayet tecavüz it- tifaktan vaz geçildi. 25 nisan 1904 de tedafüi bir ittifak akdolundu. (1) Metni pek umumi ve müphem olan bu muahededen de pratik bir netice çıkmadı. (Noye Fraye Prese) gazetesinin mü- habirliğini de yapan bir Sırp memuru muahedeyi ifşa etti Bundan mütte- fikler arasına itimadsızlık girdi. Bul garistan 1908 de istiklâlini Sırbistana haber vermeden ilân etmişti. Bunun üzerine Sırplar Bulgarları Bosna - Herseğin Avusturyaya ihaki- Je Sırbistanda hasıl olan buhrandan İs- tifade etmek ve kendilerine yardım ede- cek yerde ancak milletler arası vazi- yetlerini ıslah eylemeği düşünmekle itham ederek munahedeyi mefsuh ad- İki hükümet arasında ittifaktan ev- velki vaziyet avdet etmek üzere idi. Bulgaristan Makedonyada tertip edilen çetelerle, ihtilâl teşkilâtile, ih- tilâllerle senelerce bu kıtayı ilhak et- mek, Ayastafanos muahedesinin bir defa vücude getirdiği büyük Bulgaris- tan emeline varmak ümidini beslemiş- tü. Rus panslavistleri de bu ümidi tak. viye ediyorlardı. Sofyada 13 eylül 1907 de Sobranya meclisi binası karşısında ikinci Alok- sandr âbidesinin açılma töreni elli bin kişi huzurunda yapılmıştı. Halk prens sarayından sonra Rus- ya sefareti önünde nümayişlerde bu- Tunuyordu. Bu esnada Makedonyadan da balıs- olunması üzerine Rus Grandükü Vlâdi- mir sefaret balkonundan nümayişçile. re Şu sade sözü söylemişti — Sabır! Bulgarlar dört sene sabretmişlerdi! Fakat artik bu sabrın sonu gelmişti. Bulgaristan bütün Makedonyayı ala» mayınca büyük bir kısmını olsun be- nimsemek için komşularla Türkiyeye karşı elele vermeli idi! 1909 senesi sonlarına doğru Le 'Temps gibi mühim Avrupa gazeteleri bir Sırp - Bulgar mukarenetinden bah» #etmeğe başlamışlardı. Karadağın da bunlara illihak edeceği söyleniyordu. Osmanlı Mebusan meclisi bu şayia- lardan asabileşmişti. Hariciye Nazırı Rifat paşa bu yolda sözlerin eskiden- beri deveran edip durduğunu anlat. tıktan sonra istihfaf ile; — Meydanda fol yok, yumurta yok! Mevhuma karşı nasıl tedbir ittihaz olu. nur? Balkan ittifakının vukuuna dair bir emare, herhalde kuvvei karibeye gelmiş birşey yoktur. Diye meclisi temin ve teskin eyle mişti, Hakikalle daha yumurta yok ise d9 fol vardı. Hasta adamın afiyet bula- muyacağı kanaatinde olup kendilerini asıl varis addeden Balkan devletleri- nin diplomatları Rusyanın müsâid va» ziyetinden istifade fırsatanı kaçırmak istemiyorlardı, fakat taksim meselesine daha ileriye bile gidiyorlardı; arala. | de anlaşmağı temin etmek bir türlü rında Bulgaristan ile Sırbistanın bir | kabil olamıyordu. federüsyon teşkil eylemesi hühişi uyan» dı. Belgrad ve Sofya muharrirleri, ar. ler. 1909 de Milovanoviç gene Üsküp ile Komanovanın Sırbistana terkini ileri tistleri, talebesi ziyaretler teati etti. sürmüştü; olamadı, 1910 da Milovanoviç İle Malinof Sen 1904 de artık Belgradda eski Sırbi- | petorsburgta birleşerek müzakereler tan ile Makedonyanm muhtariyetleri- ni mümkün olursa müsalemetpervera- ne vasıtalarla, olamazsa müsellâh kuvvetle elde etmek üzere münakaşalar cereyan ediyordu. O zaman bu müza» kerelere iştirak edenler arasında son. ra ittifak mükülemelerini idare edeni lerin isimlerine tesadüf edilir; Evin. de gizli toplantılar yapılan Pasiç, Mi. yaptılar; gene bir neticeye varamadı- lar. Rus diplomasisi Sırp emellerini terviç ediyor, Bulgaristan buna yanaşa muyordu. Diğer taraftan Makedonya ahvali Yunanlılarda da Bulgarlarla anlaşmağa tomayüller uyandırıyordu. (Arkası var) (4) Engudte dana les Balkan,

Bu sayıdan diğer sayfalar: