29 Ağustos 1939 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6

29 Ağustos 1939 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

NEZ HIYAR SUYU Cild için en faydalı ilâç Yüzü temizlemek, cildin mesama- tını açmak, ve bilhassa cildi beslemek hususunda meyva sularının ne kadar faydalı olduğu birçok defalar yazıl. mıştı. Bütün meyvalar arasında en faydalısı hiç şüphesiz hiyardır. Fakat farla olgun, sararmış, tohuma kaç- mak üzere olan hiyardır. Fevkalâde olgun sararmış hiyar- lardan almalı. Uzunluğuna ortadan ikiye ayırmalı. Bir küçük kaşıkla hi- yarın içini oyarak çıkarmalı, kalan kabuklarını atmalı, Çıkan çekirdekli içi bir su bardağı içine doldurmalı, sonra bir kavanoza boşaltmalı. Bir bardak hiyar için iki bardak 90 derecelik ispirto nesap etmeli. Kavanozun ağzı ile ispirto ara- sında dört parmak bir boşluk bulun. malıdır, Kavanozun ağzını güzelce kapıya- rak üç hafta güneşte bırakmalı. Bu müddet zarfında şişenin ağrı ile is- pirto arasındaki boşlukta bir tabaka yağ hasıl olur. Hiyar çekirdeklerinden çıkan asıl bu yağ çok faydalıdır. Ka- vanozun içindeki hiyar içini, ispirto- ya ve yağı küçük şişelere taksim ede- Tek ağızlarını siki kapamalıdır. Sabah kalkmca bir pamuk parça- sını bu losyonla ıslatarak yüzü sil meli, Yatarken güzelce yıkanmış olduğu halde pamuk simsiyah çıkar. Yüzde ve mesamattaki bütün kirleri alır. Pamuk beyaz kalıncıya kadar bir iki defa yüzü silmeli, Bu ilâç uzun müd- det dayandığı için bir sene ihtiyaç olan miktarı hazırlamak mümkün- dür. Cililerinin güzelliği ile şöhret bu- lan Rus kadınlarının ekserisi bu los- Abone ücretleri Türkiye Ecnebi GENELİK 8 AYLIK 3 AYLIK 1 AYLIK ww. “0 » 150 4 » ww > Posta ittihadına dahil olmıyan ecnebi memleketler: Seneliği 3600, altı ayi 1900, e aylığı 1000 kuruştur. Adres tebdili için yirmi beş kuruşluk pul | göndermek lâzımdır. Recep VW — Hzr 116 8. İmsak Güneş Öğle İkindi Akşam Yatsı E. 848 1032 526 90 1200 136 Va. 337 5311215 1558 BAB 2024 İdarehana: Babılli eiyarı Acımusluk mkak No. 19 Tefrika No.53 SEVİLEN KADIN — Haydi oradan, enai! « diye itiraz Suzanı omuzlarından yakaladı. Öte- ki de ayaklarını tutmuştu. Çuval gibi taşıyorlardı. Tarlanın orta taraflarına doğru götürdüler, Oradaki harabe, si- per vazifesini görebilirdi Fakat bir mucize oldu. Fena halde Nakleden Divanı olmıyan ev yok gibidir. Hep ayni model yapıları divanlardan usa- nılmış, yeni bazı şekiller çok beğeni. miştir: 1 — Salona konulacak köşe divanı. Kapitone beş büyük yastık divanın oturulacak yerini, ayni kumaştan ve "rwenleirrola ne yllar?" Güveç yapmak için kullanılan top- rak kapların yemeğe toprak kokusu vermemesi için daha yeni iken içeri- sine bir bardak kaynar sirke dökmeli, ve soğumağa bırakmalıdır, Aseton meyva lekelerini çıkarır Bütün eczanelerde satılan ve tar- | nakların cilâsını çıkarmak için kul lanılan aseton (acetone) ellerdeki le- keleri gayet iyi çıkarır. Meyvalardan hasıl olan lekeleri, si- gara sarartmasını çıkartmak için a5€- tonla ıslatılmış bir pamukla parmak- Jarı silmek kâfidir. Bu işler görülürken sigara içme- mek, ve yanan havagazı veya alevli aleş yanında durmamak lâzımdır. Vâ-Nü korkan genç kız. can havlile ağzındaki sargıyı çıkarmış müthiş feryadlar ko. parmıştı. Bu keskin haykırışlar karanlığı yırt- t&. Demin fenerleri görünen otomobil bir ekspres süratile yaklaşıyordu. Hu- susi bir arabaydı bu. İçindekiler fer- yadı duymuş olmallar ki yolundan ayrılarak tarlaya saptılar. Fakat hen- dekler daha fazla ilerlemeğe mâniydi. Şoför kapıyı açtı. Bir erkek aşağı atladı. Etrafına ba- kınıyor, karanlıkta birşeyler seçmek 1s- tiyordu. Esrarengiz bir maceranın c6- rTeyan ettiğini anlamıştı, Ne olduğunu Öğrenecekti. Şoför, parmağile bir noktayı göster- di; arapça olarak: — Orada! - dedi. Erkek, harabeye doğru baktı. Yüz adım kadar ötede, serserilerin kızcağızı yakalıyarak götürdüklerini mezarcıya benziyorlardı. Şoföre: ' burada bekle! Çağırmadan | ayni büyüklükte yastık ta dayanıla- | cak yerini teşkil ediyor. İki taraftaki etajerlere kitap ve bibiolar konulmak- tadır. 2 — Bir genç kız odasına yakışan bu divan, etrafı açık renk lâkeden ya- İ pilmıştır. Lâke renginde çiçekli bir İ kumaştan örtüsü ve yastıkları vardır. e EOALAV. KEK. İ 8 yumurta, bir bardak sade yağ, üç bardak toz şeker, beş bardak su, bir kahve kaşığı bikarbonat, bir limo- nun rendelenmiş kabuğu, 350 gram süt, | < Yağı bir kap içerisinde beyazla | mıncıya kadar elle ezmeli sonra siray- la şekeri, ayrıbir kapta vurulmuş bikarbonatı, limon kabuğunu, sütü ilâve ederek karıştırmalı, En nihayet unu azar azar atarak karıştırdıktan sonra beş on dakika telle vurarak | çırpmalı, yağlanmış büyükçe bir tep- siye dökerek fırmda pişirmeli, Bu kek çayla çıkarıldığı gibi, ye- mekte tatlı gibi de yenilebilir. Bak- Java samsası şeklinde kesmeli, üzeri. ne vanilyalı hafif şeker şerbeti gez- dirmeli. 3 — Yemek odası için sade bir di- van, 4 — Salon için olan bu divanın otu- rulacak ve arka kısmı yeni bir tarz. da kapitone edilmiştir. İki başteki uzun ve yuvarlak yastıklar ayni ku- maştandır. Ayak simgesine KA: bılar da sıkar, rahatsız eder. Buna mâni olmak için kâğıttan bir yumak yapmalı, ve suya batırdıktan sonra Iki el arasında sıkmalı. Kâğıttan yumak rütubetli olmalı. dır, Bunu sıkan ayakkabı içerisine yerleştirmeli, Bir saat kaldıktan son- sa yumağı çıkarmalı, ayakkabıların genişlediği, ayakışrın rahat ettiği hayretle görülür, Yağlı cildler için limon suyu Yaz günleri sıcağın tesirile pini pırıl parlıyan yağlı ciltler için haf. tada bir yüze sürülen limon suyu çok tesirlidir, Bir limonu dörde taksim etmeli, Bir çeyreğini alıp yüzün her tarafına masaj yaparak gezdirmeli, Liman, parlaklığı giderdiği gibi, Moda haberleri * Amerikada sinema artisti Gingers Rogers'in çıkardığı moda pek çabuk herkes tarafından ka- bul edilmiştir. Dudak, yanak ve tırnak cilâsının ayni kırmızı ven- ginde çorap giyen artisti pek çok kadın taklid etmektedir. X Kemerler ya on santim yük- sekliğinde enli, yahut iki santim eninde ince olarak kullanılıyor. * Elbiselerde düğme v? ceple- re eskisinden çok rağbet edili- yor. 4 Renkli keten ve şantung el- biseleri beyaz sutaşla işlemek ve- vaçtadır. * Renkli galalitten yapılan çi- çeklerden kolye ve bilezit çok kullanılıyor. k Kanolye biçimi şapkalar renkli grögren kurdelesinden ya- pılmaktadır. Kaşlardaki kepek İzmir Karşıyaka, B. Y.: 1 — Saçlerım- sın tatlı sarı bir renk alması için başınızı yıkadıktan sonra ihiamur menkvu ie saçları çalkalayınız 2 — Kaşlarınızdaki kepekler hağikaten nazara çirkin görünür. Bu halin önüne geçmek için sz mikdar sicak su İçerisine bir tutam bikarbonat dö sud atarak ka- rışkırınız. Bu sa Yle kaşları güzelce yıkayıp siliniz, soru bir pamuk parçasını kolon- yaya batırınız ve kaşlara şekil vererek si- niz. 3 — Yüzün terlemesine karşı 200 gram giçek suyu, 100 gram Cether sulfurigue), 10 gram borate de #oude alıp karıştırınız yaam Me ye vE sün her tarafına sü. ra her zamanki tavalı Tavada yanan yağlar tekrar nasıl kullanılabilir? Çarşıkapı, Ç. P.: 1 — Tavada yanan yağları tekrar kullanmak için yıkamak zımdır, çünkü bu ) iş bittikte ra siyahlarır ve dibi tortulu kalir (sadeyağ olsun, zeytinyağ ol- ek için temiz su ile bir ten ur kaynatınız. Ateşte: dirip soğumuğu bırakınız. Tortusu dil iner, temizlenmiş yağ vuyul kalır. Kaşıkla toplamalı ve saki Bu yağ gun) temizle gerede fıkır 2 — Sofra örtüsüne dökülen kırmız. rap lekesini çıkartmak için” lekeyi kayn, süt içerisine bandırma, Leke derhal çi kar. Ilik sn li .. açılmış, gevşemiş mesamalı da sıkış- tarır gelme! - emrini verdi. Şaşılacak bir sürat ve kuvvetle, elin. de alelâde bir baston, İleri sıçradı. Ha- rabenin arkasında siper almak isteyen serserilerin üstüne gidivermişti. Sarhoşluğu pek hakiki olmıyan Ta. hir, adamakıllı ayılmış; elinde tuttu- ğu vücud kısmını bırakıvermişti. Mü- dalan, vaziyeti aldı, Fakat bu arbede esnasında atik davranmış, kızcağızın ceplerini boşaltmıştı. Suzancığın bun- ca günlük emeğinin mahsulü olan ve bir kuruşu harcanmasın diye üzerine titrediği para, şimdi onun koynunday- dı, Fısıldadı: — Bu kâfratayı da soysak mı?... Ne dersin? Mithat: — Ulan iyi aklına geldi. Bundan âlâ fırsat bulunmaz! Hususi otomobili var... Bak, bak... Ne kılıkta... Zengin olduğu muhakkak... Kismet ayağile geldi... Fırsat bu fırsattır, aç gözünü!.. Ne karıştı işimize... Çeksin pelâsınıl... — Yiyelim şunu! Mithat bir bıçak çekti, ziyeti aldı. Fakat hakikatte elleri si- İ Tahir de korkutmak için boksor va- Mhsız değildi. Parmakların pirinçten | İ yapılmış bir «kafa kıncı» geçirmişti. farketmişti. Bunlar, cesed taşıyan iki | Suzancığa gelince, son haykırma- i sından sonra, yüzü gözü İyice sarılmış- tı. Kafasına da bir yumruk yemişti. Serserilerin ayaklarının ününde baygın yatıyordu. Meçhul erkek, iki hain arkadaşın önünde durdu. — Orada ne yapıyorsunuz? - diye sordu. — Ne vazifen senin? Otomobille gelen, mütehakkim bir tavırla israr etti; — Çabuk söyleyin... Mithat; — Dostum, sana iyi bir nasihat ve- relim mi?... Belâni aramiyorsan, çek arabanı, yallah buradan git! Tahir; — Öyle ya... Pulis değilsin a... Ne va- zifen? Meçhul zat, uzun boylu, heybetliy- di. Siyah pardesüsü açılmıştı. Kolalı gömlek ve beyaz kıravat taktığı görü- Yüyordu. Kır saçları belli olan başın- da bir silindir şapka vardı. Bıyıklar ise siyahtı. Ne vazifem olacak?... Burada bir haykırma işiltim... Neymiş?.. Bu sun- Mi sormak İçin polis olmak lâzım de. gü... Öğrenmek her vatandaşın hak- kıdır. Burunsuz: Rüya görmüş olacaksın!... - dedi. 'Tırtır aklınca espri yaptı; Kulağında cazband nağmeleri kalmıştır... Meçhul adam, kımıldamıyordu. Sol elile pardesüsünü ilikledi. Sağ eli ise, bastonunu, kılıç vaziyetinde ile ri tutuyordu. Şüpheli bir nazarla iki adama bakı- yor, kimi kurban ettiklerini anlamak için yerlere göz yezdiriyordu. — Bir kadın sesi işittim! - dedi, - Ya» nılmadığıma eminim... Nerede bakü ? Ve, yerdeki karaltıyı gördü: — İşte... buldum... - diye ilâve et ti. Mitat: — Geri bas! - emrini verdi, Kendisi, hücum vaziyetini alip bi? adımı ilerlediyse de, şaşırıp arkaya doğru sendeledi, Meçhul erkeğin bastöe nu, tam gözlerinin önünde müthiş bir kavis çizmişti. Onun da burnu belki Ara kadaşınınki gibi bu darbenin altında çarpılmıştı. — Gebertelim! - dedi, — Namussuzlar! Tahir, parmaklarındaki sinsi silâ- ha güvenerek, düşmanının üstüne atak dı. Fakat «kafa kırıcıoyı kullanmasına imkân kalmadan, yüzünün ortasına müthiş bir darbe yedi; arkadaki Mara» be duvarına çarptı, 4 Mitat, hançerini ışıldâtarak, yüzü gözü kan içinde, ortaya atıldı. Artık na olursa olsun, kararını vermişti. Geber tecekti. Fukat müthiş baston, havada bir das ire daha çizdi. Bu sefer de tam han- çerli elin bileğine vurdu. Çelik silâh sıçrıyarak bir taşa çarptı. (Arkası var) |

Bu sayıdan diğer sayfalar: