31 Ağustos 1939 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 8

31 Ağustos 1939 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Yukarıda; İngiliz tebaası Berlinden ayrılıyor. Ortada solda: Londra meydan. larında yerleştirilen tayyare topları, aşağıda: İngilterede pasif müdafaaya memur kadınlardan bir grup, sağda: İngiliz Hariciye Nazırı lord Halifax Ha- riciyeden çıkıyor, ortada Fransız sefiri B. Corbin, aşağıda İngilterenin —— Berlin seliri İngiliz Hariciye Nezaretine gidiyorlar © Son buhranın Avrupada akisleri Perşembe müsahabeleri | Sağlık ve saadet “Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat şibi,, Yazan: Selim Sırrı T# can Sıhhat! Dünyada bundan büyük, bundan kuymetli bir servet tasavvur edilebilir mi? Hayatımız için onun ne büyük nimet olduğunu hastalar pek güzel takdir ederler. Yatağa düşenlerden her hangi biri ile konuşsanız alacağınız cevap Şu- dur: — «Ah bir iyi olup ayağa kalksam, bir daha hiç bir şeyi umurlamıyaca- Eım, hiç bir şey için kendimi üzmi» yeceğim. Ne olursa olsun can cümle- den azizdir!» Hiç şüphe yok ki sıhhat olmayın- ca saadet te olmaz. Çünkü saadet ise mesud olmak için ilk ya- pılacak iş sıhhati elde etmek ve onu bütün hayatında muhafaza etmeğe çalışmaktır. Çok kimselerin yanlış bir telâkkisi vardır. Âfiyetli olmak için sıkı bir re- Jime tâbi olmak, bir çok mahrumiyet- İ lere katlanmak, hoşlandığı, zevk al- dığı şeylerden uzak yaşamak, şu do- kunur,. bu zârar verir diye perhize dikkat etmek iktiza ettiğini zanne- derler ve böyle bir azaba katlanmak istemezler. Yalmz bi: hakikat vardır ki onu kimse inkâr edemez. Sihhatli yaşa- mak için zarar verici şeylerden &a- kınmak, ve bize faydalı olan şeyleri yapmak lâzımdır. Zarar verici şeylere Dtifat ederek ve fayda verenlere sırtımızı dönerek sıhhatimizi tahrip edersek takdirsiz- liğimizin cezasını çekmiş oluruz. Saadetin sıhhate bağlı olduğunu bildikten sonra sıhhati elde etmek için sarfedilecek emek bir zevk olur. Sağlam olmak başlı başına bir zevk- tir. Sıhhatte olanların yüzü güler. Hastaların ie kaşları çatıktır. Dürimerkal profscön doktor Gllnd ki «Çok kimseler elim değmişken, fır- sat varken, yer, içer, güler, eğlenir, hoş vakit geçiririm. Amma beşon sene eksik yaşayacak imişim, ne lâ- zımgelir! derler. Bu keyfi hareket onların sıhhatini zedeler, bir müddet sonra hazımsızlıktan, böbrek rahat- sızlığından, karaciğerden şikâyete başlarlar. Yerinde olmıyan zevkler elemle neticelenir» Doktor ne doğru söylüyor, Bugün- kü gibi hatırlarım, genç bir zabit idim. Zamanın seraskeri Ali Saip pa- şanım otuz yaşında ferik olmuş Sadi paşa adında bir oğlu vardı. Beni çok severdi. Daima iltifat ederdi. Pek na- zik, pek Kibar, pek samimi bir in- sandı. Haftanın bir kaç gecesinde Kızıltopraktaki kösküne misafir gis derdim. Paşa keyfine çok düşkündü. Akşam olunca raki sofrası kurulur, eş dost etrafına toplanır. Hânende ve sazendeler çalıp söylerken paşa sil- me kadehleri birbiri a'dınca yuvar- lardı. Bir akşam bana şöyle demişti: — Selim Sırrı seni çok seviyorum. Yalnız şu içki kullanmayışın canımı sıkıyor. Ordübozanlık ediyorsun. Bak sen içmiyorsun, yani kendini bu gü- sel zevkten mahrum ediyorsun, ben İse içiyorum, mest oluyorum! Dün- yanın zevkini çıkarıyorum! Amma altmışında değil de, ellisinde ölecek- mişim, on yıl eksik yaşamaktan ne çıkar, Her ârzumu yâptıktan sonra varsın ölüm beni daha çabuk götür. sün! Zavallı Sadi paşa kırk sekiz yaşın- da şeker hastalığına tutuldu ve genç yaşında hayat ziyafetine doymadan rakının kurbanı oldu. Sadi paşa doğru düşünmüyordu. Onun fena bir itiyad tesiri ile zevk telâkki ettiği ve bir saadet vâsitası zannettiği içki kendisini vakitsiz sev- diklerinden Ayırdı. Halbuki sağlık verici faydalı şeyleri zevk edinseydi. Elde edeceği sıhhatin tevlid ettiği saadet daha uzun sürerdi. Vakia ha- yat çok nisbidir. Beş sene evvel veya son'â ölmenin bir farkı yoktur, Fa- kat hiç bir hasta yoktur ki bugün ölmekten İse yarına kadar yâsama- yı tereih etmesin ve son nefesinde bile kg tulmak ümidine kapılnpısın. Çok kimseler zevklerinin #urban;- dır. Bu zevk ise tabii deği, sunidir. Tütün müptelâları bna en parlak misaldir. İlk defa sigara içenlerin onu sevmiş olmalarını zannetmiyorum. Rakı da, konyak ta öyle, Her ilk hade n yüzü ekşin Fakat yavaş, yavaş zehirlenen yet için tütün veya İçki bir ipti r. Bütün zarar verici, uzviyı içe: tan zor kalkar. Tabiat bize daima doğru yolu güös- termiştir. Bize faydalı olan şeyleri mükemmel olarak sunmuştur. Ondan istifadesini bilmiyenler kendi ellerile evvelâ sıhhatini, sonra saadetini yi- karlar, Gündüz hayalın zaruri işlerile yo- rulduktan sonra akşam saat onda yatıp sabah yedide kalkmak suretile dokuz saatlik deliksiz bir uykudan zevkli bir şey tasavvur olunabilir mi? Şimdi bunun hilâfına her gece dost- larla saat ikiye üçe kadar uykusuz kalan ve vücudü o tabii gıdağan mahrum eden kimseler kendi sıhhat lerine kasdetmiş olmazalr mı? Sabahelyin kalkınca jimnatikleris ni yapıp: vücudünü sudan geçirmek sıhhati takviye eder. Buna mukabil saat ona kadar yatağın içinde kalan ve bunu .bir zevk bilen Kimseler yar» liş hareket elmiş olmazlar mı? Acık havada gezmek, dağlara bw yırlara çıkmak elbette sıhhatin eb de edilmesine yardım eden bir fa& liyettir. Buna mukabil «i kapal odalarda oturmakta bulz pek te bii olarak -shiintterini kaybetmis ok mazlar mı? Ayran, portakal veya üzüm suyü veya sedece su çok faydalıdır, sıhhm timizi takviye eder, saadetimize him met eder. Buna mukabil saadeti muvakkat zvek verici zehirlerde ars yan hem sıhhatlerini, hem saadet- lerini kendi ellerile yıkmış olmazlar mu? Türk genci sen ud olmal Bu senin hakkındır, Yalnız unu ki saadetin birinci şartı sıhhatlir. (Gyp) in şu güzel sözü kulağına küpe olsun: «Bahtiyar insan yok, sağlam Insan vardır. Sağlık başlı başına bir sax dettir.» , Selim Sırrı Tarcan Taraklıda bir cinayat İsmil, kızının sevgilisini mavzerle öldürdü Taraklı (Akşam) — Gölpazarı Ar ciklar köyünden İsmaâilin kızı Emine on beş gün evvel sevdiği köy deli- kanlılarından Hüseyin oğlu Akife kağ mıştı. Kızm babası İsmail buna fna bal de kızmış, cumartesi günü Hüseyin ile Akifin Emineyi soğan sökmek üzere köy civarındaki tarlaya götür- düklerini haber alarak mavzerini ka- Pıp tarlaya koşmuştur. Burada üçünü de beraber yakalt- yan İsmail; «Benim rızamla olmıyan bu evlenmeyi yapamazsınız» diyerek mavzerini Akife çevirmiş, attığı kur- Şunlarla Akifi öldürdükten sonra Hü seyni de: baldırlarından yaralamıştır. Bu ârada Kaçıp gözden kaybolan Emi. ne hayatımı kurtarmıştır. İsmail jandarmalar tarafindan yas kalanmıştır. Yer değiştirecek kiracılara tavsiye| Akşam'ın KÜÇÜK İLÂNLA- RI'n dikkatle okursanız kendi- nize en elverişli yurdu yorulma- dan bulabilirsiniz. Ap

Bu sayıdan diğer sayfalar: