13 Eylül 1946 Tarihli Büyük Doğu Dergisi Sayfa 14

13 Eylül 1946 tarihli Büyük Doğu Dergisi Sayfa 14
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İDanzimatı Hayriye'den dee Türk kavmiyetçiliği (o yoktu a da di Osmanlılık namı ve müs. lümanlık imanı içinde toplanmış bir üm- m vahdeti vardı. metçilik, Osmanlı se öleli bulunan bütün bir kıbleye tevcih edici bir bütünlük arze- diyordu, Lisan, din, sanat, edebi gi ki, mimari, bu vahdetin yuğurmuş Pa ifadenin en kuvvetli mânasını ee rd Tarih, iç Niğbolu, Varn iğ va, rad, , Muhaç, fethi eti taniye Dâhi, gi rler ve, bu zaferlerin tarih sahifeleri, destanları müşterek bir he-. yecan, müşterek bir kalb ile ferahlanan, imparatorluğu “ sızlayan bir ruh bütünlüğü arzediyordu. «İlâyı kelimetullah» oOuğrunda şehit olmak, gazi kalmak bir mefharetti, Çünkü, müslümanlığa karşı düşmanlar birdi, Gayrı. Türk müslümanların ırki ve kari iddia ları mevcut değildi. Her müslüm gibi onlar da küffara kılıç sallayıp va züferi. islâm vahdetini vü- ordu Bu, ümmetçilik vahdeti içinde reaya, emanetullah sayılarak, onlara son derece- de âdilâne hareket olunurdu. Bu sebepten ötürüdür ki, Hıristiyan devletlerin zulmün- den kaçanlar ve Osmanlı zaferile kurtulan- lar gönül isteklerile, sürülerle, tümenlerle müslümanlığı kabul edip insanlık hürriyet- lerine, din ve milliyet oserbestliğine sahip. olurlardı. Vaktaki, Moskoflar; iki yüz elli beş sene Altınordu Türklerinin tahtı tâbiyet ve nk tarafından: “ denilen Hıristiyan anasır, (Deli Petro) nun çizdiği (Slâvlık) ve. hıristiyanları himaye: çerçevesi fikri içine girmiş oldu. hırsız vezir ve serdârların elinde esirdi “Prut'dan sonra fırsat kollayan Mos, koflar, nihayet (Poltava) zaferile Osman- li imparatorluk reayasını yerinden oynattı- lar, Ve, Osmanlı imparatorluğu devleti re. ayasının devleti metbualarına karşı hareke- te geçmeleri de (Poltava) dan başlamış oldu. ... Moskoflar, . ortodoksluk . hâmisi namr tahtında şarki Romaya (İstanbul vesaire) hâkim olmak gayesile . reayayı teşvik eder oldu, Bir yandan da (Slâvlık) ittihadını vücutlandırmağa : koyuldu, ..(Slâvlık) im bu ateş ve kini bilâ. fasıla ve envaı hile ve desayis ile asırlarca durmadan asümani .bir belâ gibi Osmanlı imparatorluğu devleti üzerine tasallüt ede- geldi. rtık Osmanlı imparatorluğu dahilin- de ferih fuhur yaşıyan, her türlü serbesti. na manlıları Rumelinden, şuradan buradan at- mağa pişdar oldular. Fakat; bütün bunlara rağmen Osman» h Türkleri darkforluğumun kurduğu üm.-. bütünlüğü, bu sade,. melere, bu dahili kaynaşmalara, istilâlara karşı metanetle göğüs gerdi. Müs- 14 müslümanları" j1” TARİH KIYMET HÜKMÜ DEMEKTİR. Hâlis tarih Jümanlık. gayreti bir çok dahili Aaa rağmen düşmanlar karşısında top ğunu, fikir ve iman varlığını parçasız indr Gayri Türk müslümanlar, hiç bir vakit mil. liyet hislerile meşbu eN Yalnız ve, yalnız küffara karşı terek bir imanın verdiği varlıkla Osmanlı imparatorluğu dev. letini müdafaa ve bakada müttehitti, İşte, bu kuvvet ve imandır ki, o(Tan- zimatı Hayriye) ye a her türlü dahili ve harici belâlara, her n vim farkı gözetmeden şahlanıp yürümüğ. 'anzimatı Hayriye'ye kadar Moskof. ların bin türlü cebir ve tazyi ümmetçilik bütünlüğümüz, Ne Bulgarlar, ne Sırplar, ne şu ve ne de bu, istiklâllerini alabildi En zayıf addolundu- ğumuz Mora isyânı sırasında bile İkinci Mahmut; Fener merkezini, tereddütsüz ba- şile birlikte asıvermişti. boylarında koskea Moskof ordularına, çatır çütir da- eğerki kendini müdafaa ediyordu. Mo a isyânlarını oümmetçilik dil, cile k bii sayipie, Tanzimatı gülyüriü; Hıristiyanlığa serbesti verince ve, hıristiyanlık devlet i- çinde devlet kurunca, bağlar çözüldü, Ar- tık devlet(otorite) sinin ümmetçilik siyase, ti, söz geçerliği, mahremiyeti kalmadı, Yer yer isyânlar başladı, Reaya istiklâllerini te- mine koyuldu; (Otorite) si elden giden ve görüş siyaseti bütünlüğünü kaybeden üm- -malarından ürkerek kendi başlarının çare- sine düşer oldular Ve, bu hareket hem ta- bii bir (reaksiyon)un eseri ve hem de ha, rici tahrikâtın fikir mel'aneti halinde te- <celli etti *.* İşte bir taraftan Hıristiyan kavimler Kk daiyesini takip derken diğet cihetten de gayri Türk İslâm kavimler, mil- kele iftihar a muhtariyet ve istik- lâlleri peşinde “ko kavminin aleyhin, de söz öylemenee koyuldular. Tanzimat'dan sonra milliyet fikrini is, Tim Fiber ilk sokanlar bazı Araplar, Ar- vavutlardır, Mısırda Abdullah Nedim, A- rap milliyetini, İstanbulda Naim bey Fera- şeri Arnavut milliyetini diriltmeğe çalıştı. 2 ! ' ki (Naim bey Feraşeri meşhur Şemsettin 'Sami beyin kardeşidir.) Bir mefkürenin kuvvetlenmesi için, “ki hissin yardımına ihtiyaç vardır, Bunlar- .dan birisi; milli muhabbettir ki, milli mef- Xİ. NU diçüsü 3 Sami KARAYEL haretle halk ananelerinden doğar. İkincisi kindir ki, herhangi bir istibdada karşı gayz uyandırmakla hâsıl olur. , Abdullah Nedimle, Naim beyin her iki. milli kini. uyandırmak için «Türk düşmanlıliğın nı yâymağa lüzum görmüşler- di, Osmanlı camiası içinde siyasi ve idari mevkilere sahip olan t münevver leri de şöyle diyorlardı: «Biz Arnavutlar, istipdadı yıkmak i- rklere yardıma hazırız. Fakat bilir misiniz ki, bir sultan Abdülhamit istibdadı Türklerdir. Eğer bu zalim hükümete niha, yet vermezseniz, biz, tüfeklerimiz: sizi tem- sil eden şahsa değil, bizzat sizin göğsünüze çevireceğiz.» İkinci Abdülhamit oynak siyasetile bu cereyanlara mukabele temesini bildi Fukat Meşrutiyetten sonra Arnavutların, Arap. ların, Kürtlerin, Çerkeslerin, . hafi esi yetleri ve yüzlerindeki nikap düştü, Evvı Hayriye ile ğe ter, ötekinden d iha körkünç, ötekinden da, ha vâhim idi. Çünkü Türklük yalnız ve mu- Fakkar kalmıştı. Şimidi de, gayri Türk m lümanlar, hıristiyanlardan daha berbat ie hiyanetle aleyhine yürümüş bulunuyor. Jardı, Geçmiş zamanın mizahi Tam 34 yıl evvelki karikatür... Meşhur (Cem )-in... (Bakın, İbugüne, bazı müs- İtesnalariyle nasıl da uyuyor Türk askeri Balkanlı kahramanlara diyor « Si ven. aranızda birleşmişsiniz, öyle mi?.. Bir delben sizi birleştireyim, hamur edeyim de, ibakın artık Kelihriliy den ayrılabiliyor musunuz? »

Bu sayıdan diğer sayfalar: