8 Kasım 1934 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 6

8 Kasım 1934 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Cumhuriyel 8Teşrinisanîl934: On günlük hasretten sonra Kariler Cumhuriyete, biz ticarî münasebatı de karilerimize kavuştuk Müzakerat inkıtaa ugradıktan sonra ne olacak? Okuyucularımızın teveccüh ve muhabbetlerine karşı «Cumhuriyet» ailesinin şükranlarını arzederiz Londra 7 (A.A.) fngiliz ve Japon sanavi erbabı arasındaki mü • zakerelerin akamete uğraması yü zünden tngiltere hükumeti Japon ithalâtını kontenjantmana tâbi tutacak mıdır? Avam Kamarasında bu şekilde sorulan bir suale cevap veren Ticaret Nazırı M. Runciman, hükumetin bu meseleye fevkalâde ehemmiyet vermekte olduğunu, ancak hali hazırda teklif olunan tedbirlerin vaziyerin ulahına medar olacağından şüphe etmekte bulunduğunu söylemiştir. İngiliz Japon Müzakeresiz geçen bir toplantı Oda meclîsi dün lıafi bir cel*e aktetti Ticaret Odası meclisi dün öğleden sonra saat 15 te, Habip zade Ziya Beyin riyasetinde toplanmış tır. Oda umumî kitipliğine tayin olunan Türkofis tstanbul şubesi müdrrü Cemal Bey de, ilk defa ola rak meclisin dünkü içtimaında bu • lunmuştur. Evvelâ, usulen, gecen meclisin zaptı okunmuştur. Oda meclisi geçen toplantısında bir de hafi celse aktettiğinden, bu kıstna ait zabıtların okunması sonraya tehir edile rek ruznameye geçilmiştü. Ruznamede bazı azanın mezu niyet taleplerile, birçok komisyonlara seçilen azalarm tasdiki vardı. Bunların hepsi muvafık görülmüş ve hiçbir madde üzerinde müzakere açılmamıştır. Ruznanvenin sona bırakılan en mühim maddesi, lâstik, keten sa nayiinin deri ayakkabı sanayiine rekabeti meselesi idi. Oda tarafından teşkil edilmiş olan hususî ko misyon meseleyi inceden inceye tetkik etmiş raporunu hazırlayip Oda idare heyetine, idare heyeti de meclise vermiştir. Fakat rapor pek uzun olduğundan, azadan Hulki Bey, teksfcile azaya dağıtılma • smı teklif etmiştir. Teklif derhal kabul olunduğundan ruznamenin bu maddesi üzerinde de müzakere açılmamıştır. Bundan sonra celseye hafi ola • ak devam edilmiş ve bu kapalı celsede, geçen hafi celseye ait zabıtlar okunup tasdik edilmiştir. Fransadaki siyasî buhran Kabinenin bugün istifa eimesi bekleniyor Bir nazır «Kabineyi bundan sonra ancak bir mııcize kurtarabilir» dedi Birind sahifeden mabait mek mecburiyetfle karşdaştıklanndan millî birlik hükumetinin devamına imkân kalmamıştır. Nazırlardan birinin dediği gibi kabineyi bundan sonra an cak bir mucize kurarabilir. Bu mesele hakkında dün gelen tel graHar sunlardır: Paris 7 (A.A.) Radikal sosya list grupü dün toplanmıştır. Bu toplantıya hususî bir ehemmiyet veriimekte idi. Zira, fırka âyan azalığına intihap edilmiş olan M. Şotanın yerine keodi sine bir parlamento grupu rrisi seçmek üzere îçtima etmiş ti. Eski Başvekil M. Daladye grup re isliğine namzetliğini koymıyacağuu söylemiştir. Grup, reisin, intihabını te hir etmiştir. Bu tehir, M. Heryonun serbestisini elde eder etmez tekrar grup reisliğini kabul edecegino bir del1 sayılraakta • dır. Bundan sonra kabinedeki radikal sosyalist naznrlannın huzurile yapılan bir müzakere neb'cesinde yeni bir takrir kabul edihniştir. Radikal sosyalistlerin takririnde siyasî mütarekenin muhafaza edil • mesi istenmekte ve ayanın muva fakati olmaksızın meb'usan mectisinin dağıtılmasına ve muvakkat bütçenin kabulüne muhalrfet olunmaktadıır. Halbuki bu projeler arasmda M. Dumergin behemehal kabulünü zarurî gördüğü iki mühim pcoje vardı. Dün akşam M. Dumergin yakınında bulunanlar, vaziyetin, radi kal nazırların perşembe günü M. Dumerg, muvakkat bütçe projesi ni meclise tevdi ettiği zaman onun bu tesebbüsüne muhalefet edecek derecede vahimieşmiş olduğuru söylemekte ve M. Dumergin kanuni esasi ıslahatına ait projenin kabu • lünü elzem addettiğinden doJayı iktidar mevkiini terketmeyi tercih eylediğini ilâve eylemekte idilec. Nazırlardan biri dün, perşembe günü buhranıcı önüne geçmek için bir mucize lâzım geldiğini söylemişir. M. Dumergin istifası takdirinde müsajrünileyhe âyan meclisi reisi M. Jeanneneyin veyahut meb'usan meclisi reisi M. Fernand Bouissonun halef olacağı söylenmektedir. Bu iki zatın imtinaı takdirinde kabine teşkiline M. Laval memur edilecektir. Çalgılı yerlerden de eski musiki kaldırılacak Birind sahifeden mabait gönderilecek mütehassıs beklenmektedir. fstanbul radyosunun veni barekote nasü uyacağı hakkında Ankarada te • maslar yaptıktan sonra sehrimize dö nen radyo program müdürü tsmail İsa Bey dün bir muharririmize }u ıaalumatı vermiştir: « İstanbul radyosunda alaturka musiki neşriyatının işgal ettiği njüd det takriben bir saat 50 dakika kadardı. Bu müddeti doldurmak için radvo şirketi çok büyük sıkıntı çeki>ordu. Çünkü alaturkanın klâsik denilen kı» • nu çok eski seneler evvel hazırianmış besteler, agır semailer ve pek ağır sarküardı. Yüzlerce sene evvel yapüdı ğına göre bunların bugünkü zevki ta • mamile tatmin etmediği ve etmiyece ği pek tabiî idi. Sonra yeni yapılan alaturka sarkılar hem kıymetsiz, brrn ki • fayetsizdi. Bir tanesinin okunması üç dakika süren alaturka şarkılarla hergün •ki saate yakın neşriyat yapmak ıstıra • nnda kalan radyo şırketine ayda basit bir hesapla 600 eser lâzımdır. Halbuki bestekârlar bir senede bile bu kadar eser veremiyorlardı. Büyük önderimizin bu husustaki büyük irsatlannı radyomuz ayni günde bütün dünyaya nakletmişti. Ba mü • him nutku kendi de dinlediği günün gecesinde derhal bu işarete itba ederek alaturkayı programımızdan çıkardık. Zannediyorum ki dmleyicflerimiz hergün daha cazip bir şekil alacak olan yeni programlanmızdan çok memnun olacaklardır. Birkaç gecedenberi ar ka arkaya yapılan nesriyat radyocniuk noktasından hakikaen verimlidir. Me selâ Şubert'in (bitmemiş senfoni) i:"ivanlı eserini dün gece çok yeni bir u • sul tahtında dinleyicilerimize verdik. Yakasında yeni getirttiğhniz verici bulunan spikerimiz locada oturarak bir taraftan halka filmin safahatı hakkın • da izahat veriyor, diğer taraftan Vne manın bütün musikisi naklediliyordu. Bu akşam (dün) de Şehir l'yatrosunda Madam Sen Jen piyesmi veHyoru^. Bundan sonraki programlanmıza geIince: Dinleyicilerimize çocuk saatleri, bilhassa hanımlanmızın çok alâkadar olacağı kadın saati ismi altında kadın musahabeleri tertip ediyoruz. «Yurdumuzu tanıyakm» ünvanı alhnda bir seri musahabe yapacagız. Bu musa • habeleri yapabilmek için Valilerimiz • den vilâyetlerimizin gezme yerleri, gidip gelme vasıtalan, şayani dikkat olan hususiyetleri hakkında malumat ist e dik. Spor musahabelerimiz devam edecek. Programm musiki kısmma ır.uzik yerlerinden, bilhassa İstanbul Konser • vatuannın vereceği konserlerden yapacağımız nakilleri ilâve ettik.» Diğer taraftan da Musiki San'atkârlar Cemiyeti de millî Türk musiki sini vücude getirmeğe matuf çalışma • lardan rol almağa karar vermiştir. nekadar memnun olduğumu tarif edemem. Bir ölü evine benziyen bu soğuk köşkte can sıkıntısından patlıyacağımı zannediyordum. Sonra genç kadına ilâve etti: yaklaşarak Dün tabah birbirine kavaşan on günlük hasretliler; karilerimîz, Cumhariyeti okurlarken Birtnct sahifeden mdbalt mizden hakikaten büyük bir kis • mmm biri aradıklannı ve bulamayınca gazete okumakta zorluk çektiklerini iftiharla görüyorduk. Sevilen diyoruz; çünkü kapan dığımız günden dün tekrar çıkmağa başladığumz güne kadar, ka rilerimizin yazi ile, sözle, telefonla vâki olan kıymetli iltifatları bu sevginin en büyiik delili olmuştur. Ne vakit çıkacaksınız? Baş ka gazete okuyamıyoruz. Okumak zevkinden mahrum kaldık; diyeo lerin haddi hesabı yoktu. Dün de: her »ınıttan Nibayet Curohuriyete kavuş • tuk. söyle ağız tadile, zevkle bir gazete okuduk. Gazetenizin adeta tiryakisi olmuşuz. Diye memnuniyetlerini îzhar e denler de pek çoktur. Sevgili okuyucularımızın bu te • veccüh ve muhabbetlerine karşı Cumhuriyet ailesinin şükranlarını arzederiz. Gazetemîz, her zaman olduğu gibi gene memlekete, halka, inkı lâba hizmet vazifesine devam edecek, karilerinin sevgisine ve rağ betine lâyık olmağa çalifacaktır. Vatmanlar kontrol ediliyor Belediye tramvay vatmanlarımn yeniden kontroluna başlamiîtır. Vatmanların nasıl yetiştirildiği hakkında da Belediye Şirketler komiser • liği tetkikat yapmaktadır. Vatmanlarm icinde ehliyetsiz olanların bir listesi hazırlanacaktır. M. Çaldarisin bir tebliği Atina 7 (Hususî) Başvekil M. Çaldaris gazetelere gönderdiği bir tebliğde Italya sefirinin dünkü zi • yaretinde Balkan itilâfı devletleri konseyinin Ankaradaki kararlan et rafında hiçbir şey konuşulmadığını bildirmiştir. M. Ruzveltin zaferi Birinci sahifeden mabait bin devlet polisi bakmaktadir. Cumburiyetçilerm bizzat ıkrar ettikleri veçhile, demokratlar muzaffer olmaktadırlar ve Reisicumhur M. Rırzvelt, gelecek iki sene zarfinda siyasetini takip için hiçbir engelle karşilaşmiyacaktir. M. Ruzvelt, reyini Haytparkta kullanmiştir. Yekdiğerine zit siyas! kanaatler besliyenler arasinda hayli arbedeler ol muştur. Yedi kişi ölmüş, epey kimseler yaralanmistir. ^ ^ ^ ^ tntihabatra son netîcesi, şöyle *<*»termektedir: Meb'usan m*»clisinde 208 demokrat, 52 cumhurivetci ve 4 diğer fırkalar. Âyanda 18 demokrat, 3 cumhurivetçi, 2 müstakil aza vardır. 12 neticeye daha intizar olun • maktadır. Iskoçyada belediye intihabatı Londra 7 (A.A.) tskoçyanın kahir bashca mıntakalarında yapılan belediye seçimi, işçi fırkasınm galfbesile neticelenmiştir. Atina belediyesinin M' Musoliniye hediyesi Atina 7 (Hususî) Atina Belediye meclisi dünkü toplantısında 1 • talya Başvekili M. Musoliniye Ati na Belediyesi tarafından verilecek hediyeyi tasvip eylemiştir. Bu hediye kıymetli bir mahfaza içinde bir albümdür. Hediyeyi Be lediye reisi M. Kocyas Romaya götürecekth". Gönenin su ihtiyacı temin edildi Iranın yeni Londra Sefiri Londra 7 (A.A.) Iranın yeni Londra sefiri Mirza Hüseyin Han Âlâ, dün sabah Kral tarafından kabul edilmiş ve müşarünileyhe iti .matnamesini takdim etmiştir. Taşköprü panayırı bu sene çok kalabalık oldu SIHHAT ÎŞLER llâc fiat'erinin tesbiti tlâç fiatlerini tesbit edecek komisyon 17 teşrinisanide Ankarada toplanacaktır. Komisyona şehrimizden memur edilen aza birkaç güne Ankaraya gidecelerdir. Gonen (Hususî) Gönen halkı seneierdenberi içecek suyunu güç hal temin ediyor, kasabanm pek uzak mahallelerinde oturan halk ta su ihtiyacmı kasabanın kenanndan geçen Gönen çaymdan temin ede biliyordu. Diğer mahalleler halkı i*e birkaç çeşmenin bafinda elle • rinde »u kapları olduğ halde, birkaç saat nöbet beklemek suretile içecek suyunu almak mecburiyetinde idi. Belediye reisi Hakkı Bey imal ettirdiği künk borularla kasabaya su getirmeğe muvaffak olmuştur. Halkin en büyük ihtiyacı bu «u retle temin edilmiş, birkaç yeni çeşme yapılarak, getirilen tatlı su bu çesmelere taksim edilmîştir. Halk, kendilerini su derdinden kurtaran çahşkan eski Belediye reisini bu yeni intihapta da seçti, yanına aeçilen azalar da halka ken • dini sevdiren eski Belediye reisi Hakkı Beyi tekrar Belediye riyasetine intihap ettiler. Başlannda Hak kı Bey gibi gayretli ve çalışkan reisleri bulunan bugünkü Belediye heyetinden kasabamn diğer ihtiyaç larının da ortadan şüphe yoktur. kaldırılacağına Kurbalıdere ve Kuzguncuga tramvay Kadıköyünde Kurbalıdere civzrı $akinleri taafmdan semtlerinden tram vay geçirilmesi için yapılan tcklifler Üsküdar ve Kadıköy halk tramvayla rı idare meclisince görüfülrmiş ve ka bul edilmiştir. Üsküdarın Paşalimanı ve Kuz • guncuk ahalisi Belediyeye müra caatle Üsküdar tramvayının Kuz guncuğa kadar temdidini istemts lerdiır. Belediye bu müracaati mu • vafık görmüştür. beleyi görmediğine eminim. Vakıâ amcamın bir milyon sterlini vardır. Vardır ama kendi hesabıma ben onun servetine kat'iyyen ehemmiyet ve kıymet vermem. Belki dünyada böyle düşünen bir deli daha bulunmaz. Fakat sözlerimde samimî olduğumdan emin olabilirsiniz. Sonra onun servetinden size ne, değil mi? Tesadüfen karısının dostlannı hiç gördünüz mü? Görecek olsanız muhakkak titreri ; niz! Tim o kadar samimî bir eda ile konuşuyordu ki onunla dost olmamak, ona karşı yakınlık hissetmemek imkânsızdı. Fakat delikanhnm arasıra bu samimiyette biraz ileri gittiği de oluyordu. Meselâ köşke girer girmez «s\z benim yeğenim sayıhrsınız» diyerek genç kızı ellerinden yakalamış ve öpmüştü. Bu kadarla d'i kalmamış, «siz benim yeğenim sayıhrsınız» sözlerini tekrarlıyarak bir yabancınm yapması aykırı düşen hareketlerde bulunmuştu. Bu aralık komik bir hâdise de olmuştu: Tim kollarının arasına aldığı genç kızın omuzlarının üzerinden Stokeri görmüş ve seslenPanayır yerinden bir manzara ğaltmış ve bu suretle geniş mik • Taşköprü (Hususî) Taşköprü yasta alışverişe sebep olmustur. panayırı her sene olduğu gibi bu Panayınn her sene açılışı, kazasene de acıidı ve üç gün devam etti. nın vaziyeti ticariye ve iktısadiyesi Kaza Belediyesinin panayır haküzerind'e iyi neticeler vermektedir. kında almtş olduğu tertibat ve gösPanayır, bu sene çok iyi rağbet görtermiş olduğu dikkatli alâka saye • düğünden Belediye gelecek sene pa sinde iştirak edenlerin sayısını ço • nayırın duruş gününü fazlalaştıra mişti. mi? Şoförümü arayorsunuz değil Hiçbir zaman, istifamı verdim. Bundan henüz amcamın biîe haberi yok. Fakat yakında öğrenecek, tabiî. Londrada bir apartıman aldım. Orada asrî bir genç hayatı yaşıyacağım. Beni polis müfettişi yapmaları için Skotland Yarda gittim. Fakat öyle garip bir memurla karşılaştım ve bu memur bana öyle soğuk bir muamele yıptı ki hâlâ bu soğukluğun tesiri altında bulunuyorum. Yüzbaşı birdenbire sözü değiştirerek genç kıza sordu: Aklıma gelmişken sorayım, Lev Daney isimli bir adam tanıyor musunz? Genç kızın sükutundan sualini işitmedigine hükmederek bir daha tekrarladı. Mari bu sefer büyük bir sükunetle cevap verdi: Hayır, kat'iyyen böyle bir isim işitmedim. Garip şey... Çünkü.. Yüzbaşı birdenbire sözünii kesti, ayağa kalkarak salonun kapısına doğru yavaşça ilerledi. Kapıyı hızla açtı. Stoker kapının arkasında ikibüklüm olmuş, içerisîni dinliyordu. (Mabadi var) Yukarıki resim, Gönen çayına pek uzak olan mahallelerden (Plevne) mahallesine yapılan çeşmenin resmi küşadını gösteriyor. disini eğlendirebilir. Bilhassa be nim işlerimden kat'iyyen bahset meyin. Anhyor musun? Evet, anlıyorum efendim. Bundan başka bizzat sizin şahsınız hakkında sual sorarsa, bu suallere de cevap vermeyin Mari, efendisinin talimatını hîç ses çıkarmadan dinlemîş ve so nunda harfiyen tatbik edeceğini biUirmişti. *** Tim, güneşten yanmış yüzü, koyu mavi gözleri, güzel, kıvırsık saçlarile her genç kızın hoşuna gidebilecek bir delikanh idi. Çok tatlı ve heyecanlı konuşuyordu. Cenubî Afrikada bir gün bir aslanın p>encereden odasına nasıl atladığını anlatırken Mari bu sahneyi bizzat yaşadığını sanmıştı. Genç kız bir aralık: Yüzbaşı Jordan, sizden bir ricada bulunacağım, dedi. Hayatınızı bana anlattığınızı Mister Okvrayta söylemeyiniz, olmaz mı? Tim gülerek cevap verdi: Ricanızı memnuniyetle kabul etmemek için çok kaba bir adam olmam icap eder... Başüstüne.. Burada size tesadüf ettiğime "Cumhuriyet,, \n tefrilcası: 10 Stoker, şaşalıyarak tasdika mecbur olmuştu: Evet efendim. Odası hazırdır. Fakat kendisinin nerede olduğunu bilmiyorum. Otomobili garaja çektikten sonra köye inmiş. O halde siz de çekilebilirsiniz. Birşey istersem sizi tekrar çağırırım. Yüzbaşı bahsi değiştirmek maksadile sordu: Şimdi anlatın bakalım, sevgili amcam benim için ne diyor? Patronumuza karşı icap eden ihtiramkâr Iisanı kullanahm, yüzbaşı! Bu söz her ikisini de hayli güldürdü. Tim: Patronunuz garip bir bir kuştur, dedi. Beni fakir akraba olduk Binayı ilk defa gördüğüm zaman kanım damarlanmda dondu.. Fakat şimdi sizinle görüştükten sonra bu mezardran hiç beklemediğim bir ziya fışkırdığını görüyorum... Tam üç ay burada kalacağım! Mari Grir biraz çekingen ve telâşlı bir sesle atıldı: Bana karşı büyük bir nezaket gösteriyorsunuz, teşekkür ederim. Bu münasebetle benim Mister Okvraytın müstahdemini meyanında bulunduğumu ve ondan size karşı gayet resmî davranmak emrini aldığımı söylemek isterim. Yüzbaşı cevap vermedi. Yeni bir sigara yakarak salonun tavanını tetkik etmeğe başladı. Biraz düşündükten sonra: Burası hakikaten bir mezarlığa benziyor, dedi. Sizin gibi güzel bir genci niçin bu mpzarlığa kapamışlardır, bilmiyorum. Bu fedakârlığınızın lâyık olduğu muka Yazan .* Edgar Valla» Tercmne eden: ömer Fehmi Mister Okvrayt o gün gece eve dönmiyeceğini telefonla bildirir ken kâtibesine yüzbaşıya karşı ne suretle hareket edeceğine dair de mufassal talimat vermişti. Yemekten sonra onunla beraber oturmaya mecbur değilsi niz! Yüzbaşı yalnız başma da ken addettiğini tahmin ediyorum. Halbuki söyledim ya, ben de ça zenginim... Afrikaya ne zaman avdet edeceksıniz?

Bu sayıdan diğer sayfalar: