8 Şubat 1938 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5

8 Şubat 1938 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

8 ŞUBAT .—. 1938 N İsen Kenan Çinili — Melekzad Çinili ( ERKEK - KIZ ) ni Ca kadar dönlip durdum. U- buhran (o geçiriyordum. Mam isin böyleydim ? Bu çocukluktan kan Vüzgeçecektim? Bu genç m diye aldatıyordum ?. ye Beceyi uykusuz geçirdim. Sabah- Benan ge; t yağ gene elinde kahve tepsisi tm İ. Maheuptu, Yüzüme baka- | Mina Ben de Benan farkma var- tk imkân olmiyacak bir şekilde Barip bir haldeydim. an, bana biraz kızım görü. Moran. Seran vermeme me ydan bırakma - - İva etti; Bağ belki ikimiz de haklıyız. ra bine bir harekete maruz kal İçin çirkin buldum. o Elimde Sert muamele yaptım. Ben! Bör.. Ve bir daha böyle bir ha- bulunma. Bumu senden rica © m <a, şim etme, dedim.. Tekerrür et- eya,» Böyle karşılayacağını bil- Sig Yapamazdım. Sonra bu elimde Mal an nicin böyle söylüyorsun, —i Siten ediyorsun?, iy etmiyorum. Sadece ânlâ- ea Kenan.. Bundan sonra 1s- Ne hareket et. Ne istersen İnix bana darılma. Ma yeniden buldu, Be m daha iyi muamele ediyor A ak için elinden geleni ya wi in ezap İçinre kıvranıyor. m Benanm m den güne çok sevmiye başla. leriyle, beni detma yanın a ek İstemesiyle anlaşılıyordu. bunun farkmda değilmişim et ediyordum. ire inerek, sergiyi do- ir kaç gün kalmayı karar- di bir sabah erkenden kal. ayy rg ezan ve ben İzmire in- in Re * boş ver bulmak kabil Büy, MEPpasada yer yoktu. Güç- an “telinde iki yataklı bir o | « Bonanla anesi bir ya- Güme ie” di#erinde yatacaktık. Kay ve me hep e sergiye gittik. Serinin gazinsunda ye- Ann, min & taki İçin oturduk. Benan bira *Sİ itiraz etti. Fakat İsrarı am İki şişeyi bir üçün işin t me Benan; elde: An: Ti e “lm ae ©'mıyacak kadar o- Ga e lerden bahesdiyor işa. b, bile vermiyor. Dye eti kist istedi, Bu arzusunu da lace ben #ovumup yer da Yattılar. Oda kürük, Tan Ve neşesi hâlâ de- tı iğ e İn Strada annesi uyu e Pı RE Mu9 gere ürkltyor “aca- — AY, b ei Ik. Ve İğ yi EE dik, 8 Yı Sergiden geç vakit ay- Ng Ote iy rine çok yakındı. Be - Beyo olumu üznteyor, elimi to. “ diye önu kortroldan lara gidecek, biz icme Benanı dı- Ni il bir seyler söylediğini | R vena Ye dönünce sormaktan yn Annesinin söyle « | e ktan çeki esi e De wmemi biz ar #af, be kadar tec | duğunu gösleriyor- — ha v NN k Ün Wi soruyorsun? | dedi ki kızım, ben İ (Tercüme ve İktibas hakkı mahiutdur) — Numara 65 — O geceyi uykusuz geçirdim Sabahleyin Benan , gene mahçuptu Üzüme bakamıyordu. Ben de Bena- Nfarkıma varmasina imkân olmıya- ak Şekilde çok garip bir haldeydim gidiyorum. Bak yalnız kalıyorsunuz. Kendine dikkat et. Sakın cahillik yap- ma... Sonra pişman olursun... Daha ortada ciddi bir vaziyet yok, şeytana uyma... Karışmam. Sonra ilâve etti: — Doğrusu dedi, ben anneme kız - dım, Ben çocuk muyum? — Ben çocuk muyum, ne demek... «dedim- Böyle şeyleri çocuklar mı ya- par, Hayır, tenbih etmesi tuhafıma Ben kendimi bilmez miyim. — Saçma söyleme Benan... Sen in- san değil misin? Sen de. hislerine mağlüb olabilirsin. Bunu söylerken yanma yaklaştım. Kendisin! tecrübe Için mahsus ân! bir hareketle kollarından yakaladım. Be- nan birdenbire fırladı: — Kenan, ne yapıyorsun. Odaya birdenbire biri filân girer. Rezil olu - ruz, çekil, Dedi ve itmek istedi, Fakat ben o- ralı olmadım. Beri bu şekilde ikna & demiyeceğini anlayınca yüzümü gözü- mü öperek: — Yapma Kenan, yapma canım, us- Ta otur, Diye işi tatlılığa bağlamak istiyor- du. Maksadım bir şakadan, bir tecrübe. den başka bir gey olmadığı ve olamı- yacağı için sakinleşmiş göründüm, O. nun göz bebekleri büyümüş, heyecan- lanmıştı. Göğsü kalkıp iniyor ve: — Ah Kenan... Sen çok çapkın bir erkeksin. Senden korkmıya başladım. « Diyordu - Sonra odadan dışarı fırladı. Epey bir zaman koridorda dolaştı. Pencere- lerden dışarsını seyretti, Nihayet o- daya döndü: — Benim karnım acıktı Yemek getirtelim; Dedi, Bu karnının acıkmış olmasından de- 7, mevzuu değiştirmek istemesinden- di, — Peki, dedim. Zile bastım. Gelen hizmelçiden ye- mek ve bira getirmesini istedim. Be- nan buna mâni olmak istedi, “akat dinlemedim. Biliyordum ki o da iç - mek istiyordu, Ama, sarhoşken fens bir vaziyete düşmekten korkuyordu. Getirilen biradan bir bardaktan fc2- Ia Içmedi, Biz yemeğimizi bitirmeden annesi de dönmüştü. İzmir çok sıcaktı. Bu sicak bana dokunuyordu. Bu yüzden, çok istedi - ğimiz halde, üç geceden fazla kalama- dık, Ben artık köye dörmek İstemi- yordum. Fakat Benanm wrarı üzerine yine gitmeye razı oldum. Köyde, Be nan, beni hemen hemen herkese akra- bası diye tanıtmıştı. Hakikati yalnız bir kişi: muallim Lâtife biliyordu. Senelerdenberi köyde musllimlik yapan Benanın birdenbire ortaya be nim gibi bir akrabası çıkmış olması, ortada ufak ufak dedikodularm dolaş- masma sebeb olmıya başlamıştı. O- turdukları evin alt katmı. işgal eden ev sahinlerinin nişanlı kızları müteces sis biriydi. Arasıra bizi gözetlediğini farkediyorduk. Benan bilhassa buna çok kızıyordu. Bir akşamdı. Mustafa ile İbrahim beni icmeye davet etmişlerdi. Bensn bunu duyunca kızdı. Beni bırakmak istemivordu. — Buranm üdetini bilmezsin, - di- yordu - İnsanların garib huyları var- dm. Senin bu icmen, sen gittikten sonra dedikodularm büyümesine, ya- but yeni şaylalar dolaşmasmâ sebeb olacaktır. gi Kenan... lediyeden satın almalı Tramvaylar hakkında çok yerinde bir dilek Hükümet ve belediye, sinema, tiyat- ro ve buna mlmasi) temaşa yerlerin- den muhtelif isimler altında vergiler alırlar. Bu paralar tabii müessesenin kesesinden değil, halkım kesesinden çikar, Devlet ve belediye tarafından tayin edilen muhtelif memurlar, halk- tan alman bu vefgilerin hazineden gayri yerlere gitmemesi için kontrol - lar Yaparlar. Temasa yerlerinde olduğu gibi, bi- letle yapılan seyahatlerden de muhte- 1if vergiler alınır. İstanbulda şehrin bir ucundan öbür ucuna işliyen tramvay, otobiis, vapur, tünel gibi vesaitinakliye biletlerinden de belediyeye ait vergiler tahsil edi- Wir. Halkın hiçbir itirazda bulunmadan ve mahalline sarfedileceğini düşüre- rek verdiği bu vergiler acaba tamam olarak hazineye devro'unuyor mu? Bizim aklımızda bövle bir süalin kıvrılmış olması, muhtelif şirket ve şahısların idaresinde bulunan şehir içi vessitinakliyesinde meselâ sinema ve tiyatrolarda olduğu gibi sıkı bir kon- trol tatbik edilmemesinden ileri gel mektedir, Meselâ, Tramvay şirketi biletlerine konulan sıra numaralarını kendisi ta- yin ediyor. Vakrâ biletler teker teker sayılarak vergisi tahsil ediliyor, fakat - olur ya - girket bir yanlışlık eseri o- larak, bir ay fasıla İle ayni numara. Tarı tekrar kullandı, Bunun rast! afr. kma varılacak? Halkın, şehrin temiz. liğine bakılsm, yollar düzeltilsin diye verdiği paralar niçin şirketin kesesi ne gitsin? Bunun önüne geçmek için bizee bir tek usul vardır. O da, otobüslerde ol duğu gibi tramvay şirketire biletleri belediyenin satmasıdır. Bu suretle hem belediyeye ve şirkete bir kolay- Tık olur, hem de herhanşi muhtemel bir yanlışlığın önüne geçilir. İkinei mesele, tünelde bilet yerine kullanılmakta olan fişlerdir. Adedi muayyen olan bu fişler günde defa - İnrea devredilir. Tünele binenlerin kaç kişi olduğu da turn!kedeki geçenleri otomatik olarak hesap eden âletten anlagrlır, Buradan niman vergi de turnikedeki rakam fzerinde hesap & - dilir. Bu usul de bizee sakattır. Zira gü - nün birinde turnikeler bozuluverir, meselâ iki fişte bir tane yazar, bir yanlışlık neticesi olarak ters dönüve- rir, yazdıklarını siler. Yahut » bu| balo robu. Belinde parlak bir kemer | Günün meselesi Tramvay ve Tünel şirketleri biletlerini otobüslerdeki gibi Be- maya başlar, bu sefer de sirket zarar eğer. İyisi mi her iki tarafın da muh- temel bir zararını önlemek maksadile fiş işini sağlam bir kazığa bağlamalı- dır. Burada da belediye tarafmdan sa- tılan biletler pek âlâ kullandabilir; ye- but da başka bir usul bulunabilir ... Sultanahmet Dalbastı sokak 61 nu- maradan şoför Refet imzasile yazıli- yor: “Tramvay şirketinden, seferlerin, arabaların intizamsızlığından sık sık bahsedilir. Ben de, bu gibi hallerin ne- den meydana geldiğini yazıyorum, Her halde alâkadarları üzerinde biraz te- giri olur ümidindeyim, Evvelâ şehirdeki bütün nakil vasıta- ları hakkımda muhtelif talimatanme - ler vardır, Fakat tramvay şirketi Siyah dantelâlı ve beyoz çizgili bir pek uzak bir ihtimal ama - - fazla yazr | ve kırmızı bir gül vardır. İki sone evvel bütün İstanbulu heye- cana düşüren Şişkane faciasına alt bir. resim ve tramvay şirketinin bir bileti « garib bir hal ama - bütün bu nizam- İardan muaftır, veyahut da kendisini öyle addeder. Meselâ, otomobil, moto- siklet, bisi! kayık, araba gibi va- sıtalarm birer numaraları vardır. Bun lar bir plika üzerinde yazılı olduğu balde belediye tarafından verilir, Hal. buki tramvay şirketi, kendi arabaları- na dilediği numarayı koyar. Bugün yazdığı bir numarayı ertesi gün key. fi isterse değiştirebilir. Kara ve denizdeki bütün nakil vg- #ıtalarını kullananlar belediye tara - fından imtihan edildikten sonra ehli- yetname alırlar; fakat tramvay şir - keti dilediği zatı vatman tayin ederek vatandaşlarm hayatmı ellerine ver * mekte serbesttir, Şirketin milyonlarca kilometre yap- muş olan köhne arabsları artık fren tut maz hale gelmiştir. Yeni fren dahi ya pılsa sustaları kuvvetini kaybetmiş tir. Tekerlekler yalama olmuştur ve çoğu da iğridir, Frenlerin bozuk olduğu hemen b ün vukubulan büyüklü küçüklü kazalardan pek âlâ anlaşılabilir. Tramvay şirketi son zamanlara doğ Tu bütün virajlardaki rayları değiş - tirmeye karar.vermiştir. Halbuki bu iş daha yazdan yapılmalıdır. Kışm tehlikeli virajlarda seyahate devam ©- dilmesinde şirket bir mahzur görmez, zira bu mevsimde işçi yevmiyeleri fazldır. Vatmanlarin da dertleri büyüktür, de, arabaların sağlam olup olmadığı i- yiöe kontrol edilmektedir. Ama bu, sadece şirketin iddlasıdır. Yoksa böy- | le bir şey yapıldığı kat'iyyen görülme- miştir, Vatmanlar nöbet değiştirirken sadece #mpuüllerin'tamam olup olma- dığma bakarlar. Bundan kendileri mes'ul değildir. Zira araba hemen 86- fere çıkmalıdır; aksi takdirde, ge$ kaldı, diye vatmanlardan ceza kesi - lir. Vatmanların da dertleri tbüyükür. nizami haddön çök daha fazla çalr- gan ve günde yüzlerce kilometre kâte- den bu vatandaşlara ancak yüz küsür kuruş yevmiye verilir. Bu köhne ara- balarla hayatları her gün tehlikeye atan vatmanlar ve biletçiler hiç ol - mazsa şirket tarafından sigorta edil | melidir.,, HABERİ Istanbul radyosu 17 İnkilâp dersi: Üniversileden naklen Mahmut Esat Bozkurt, 18,30 Plâka dans musikisi, 18,45 Pmünönü Halk Evi neşri. vat kolu namına Nusret Sefa, 19 Nebil Oğ- la İsmail Hakkı refakatile türk müsiki ve halk şarkıları, 19,30 Konferans: Eminönü halk eri sosyal yardım şubesi namına: Muvaffak Benderli (Türk romancılığı v6 hikâyeciliği) 19,53 Borsa haberleri, 20 Klâ. sik türk musikisi: Okuyan Nuri Halil, Ke- man Reşat, Kemençe Kemal Niyazi, Tan. bar Dürrü Turan, Kanun Vecihe, Nısfiye Selâhattin Candan, Ut Sedat, 20,30 Hava raporu, 2 Ömer Rıza tarafından arab- en söylev, 20,45 Radife ve arkadaşları ta- rafından türk musikisi ve halk şarkıları (Saat ayrı), 21,15 Tahsin ve arkadaşları tarafından türk musikisi ve halk şarkıları, 2150 ORKESTRA: 2245 Ajans haberleri, 23 Plika sololar, Opera ve operet parça» ları, 23,20 Son haberler ve erlesi günün programı, 23,30 Son

Bu sayıdan diğer sayfalar: