31 Mart 1938 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 13

31 Mart 1938 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 13
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

(Baştarafhı dünkü sayımızda) — Efendiler, dedi, evvel endede gu- na itimat etmenizi dilerim ki, ben, bun- dan bir tene evvel, tamamiyle temiz, fedakâr ve halis bir Hlabeş vatandaşı idim. Sizin için Fransa ne ite, benim içinde Habeş toprağı o idi. Çok fakir- dim. On iki kişilik aliemiz, bir (Ras) a ait olan büyük bir çiftlikte barmıyor * du. Beç yaşmdan itibaren bütün kar- deşlerim ve yetmiş yaşmı çoktan geç- miş olan babam, her gün ön sekiz saat, kuru toprağın üstünde ve kragın gühe- şin altında çalışmağa mecburdu. Holümitden — şikâyet etmiyorduk. Kartumuz yarıyarıya düyüyor, hasır Üt- tünde yatıyor ve efendimizin anbarına her sene biraz daha farzla ekin gönder- meğe çalışıyorduk, Habeş imparatoru- nü ve Hobeş toprağın! seviyorduk. Çünkü bütün ecdadımız bu toprak Üs- tünde yaşamışlar ve bu töprağın altına girmişlerdi. İmparator, bizlen için Allahtan son- ra gelen en büyük, en mukaddes var- hktı. Hayalimizde onun vücudu, va- tan mefhumiyle, ecdat hatırasiyle ve “Allah korkusiyle karışık olarak yaşar- dı. Onun bir fenalık, bir yanlışlık yap- Mıyacağına dair içimizde öyle kuvvet- Hi bir iman vardı ki, bunu düşünmeğe bile imkân tasavvur edilemezdi. İtalyanlar memleketimiza saldırınca hepimiz ecpheye koştuk. İmparatorun bayroğı altında, Habeş toprağı — için dövüşmeyi, Habeş toprağının üstünde ölmeyi, sizin hiç birinizin anlayamıya- cağı bir istekle, bekliyor, Üzülüyor- duk, Az zamanda kendimi gözterdim.. Beni cephede silâh atmıyan, fakat da. ha büyük hizmetler gören bir sınıfa a- yırdılar ve tahsil için Avrupeya yolla- dılar. Gayet kısa bir zamanda ve kolaylık- la, bir Trablus vatandayı olarak, İtal. yaya girdim.. Az bir müddet sonra bir 'Trablus kıt'odına katılarak memleketin sıtır boyuna sokuldum, Burada, kısa bir zamanda, Habeşi tan için, imparator için yaptığım hir metleri, şimdi burada anlatamam, Bu hem uzun, bem can - &rkıcı bir hikâye: dir, Yalnız şunu eyim ki medeni insanlardan bir kıç Din tanesi, b görünmez Silâhimla, toprağa « ler. Hizmetim, Habeçista: ne kadte devam edöcekti. Hiç olmarsa beni tutup ka çakacakları dakikaya kadar süreo dı. Gecikti Her g biraz daha Ihti ve biraz daha hay ben bilmiyordum. Cür'eti Ümidim sönmüyordu ve beni yalnız berakmıyorlardı. Bu günlerin birinde, İtalyan ordusu satflarında kâlatasım: yakan ilk haber | çalkandı: fenparator — altınlarını, sarayındaki gümüş ve billür takımlarını, (Adis - a- baba) dan kâaçırmış ve trenle Kazilde. nize oradan bir İngiliz vapuriyle, İn- giltereye göndermiş! Tren! O dümdü: demirler ülstünde, hiç bir yere sürtünmeden, hiç bir yere takılmadan kayıp giden o akıl durdu- rucu ilâh? araba! O arabayı, © rayların üstünde kaydırabilmek için kaç bin Habeşlinin #ıcak teri ve tuzlu kanı çö- lün kumuna karışmıştı ve kaç bin va. tandaşım, kabuklu derilerini demirlere yapıştırarak, tan vermişti.. Biz o yolu ne Ümitlerle döşemiştik. O yolun (ls- tünde Habeşistana gıda, saadet ve e- vİnç taşıyan trenler yürüyecekti. O MARKİZ DÖ PONPADUR * î yo: Üstünde ayağı deri kunduralarla | süslü, cengâver Habeş askerlerini taşt- ! yeacı trenler dolüşacâktı. Bu habere inanmadım. Benimi sevgi. 1 kahraman imparatorum, mukaddes na değı Ümüş kaşıkların; ve bil. şarap ba: na hâlâ, bugün de inanmış deği- ak saber almakta ve r kömür filtresi gibi süz- zanmış olan kulakla - 'az daha artan bir oğul. z 'w'aııu,.ı başlamışlardı. ç bir şey duymuyordum. Hiç | bir gey işit Hiyordum. Hiç bir haber ayordum. Bunu — yapamıyor- dum, Sebebini â sormayın! Bunun Göz- in önünden ıxmıslı İtalyan zabit. leri hudut nöbetçileri, yalınayak vatan daşlarım ve yalmayak Habeş askerleri, biribiri arsından kayıp geçtiler, Bir ino gibi düşünmiyen, fakat ihti . yatlı olan bir yobot gibi yürüdüm ve Habeşistan toprağındaki eski yerime ge;tıı-ı. Varifemin meydana çıktığını ve ölüm tehlikesinden kaçtığımı söyle, miştim.. Buna hayvanca iİnandılar ve göğsüme, dört yüz yıllık bir şari ve şe- rtef mazisinizi en büyük delili olan (Ka- slan) nişanını taktılar, Bu nişanı r karşımda azametli bri oda uşağı gibi sallanıp duran irin gözlü (Ras) 1 suratına çarpmamak için ken: dimi güç zaptettim *” * * Artık bir İtalyan casusu olarak Ha. beş cephesinde çalışıyordum. Kekisin- den bin kere dahâ hevesli ve bin kere Iki yüzlü adam ÇAZKAMLI ihan TARUS daha cür'etkâr olatak, bu vazireyi ce yaptıra ve başardım. İşin tafsilâtr önü- nüzdeki kâğıtlarda yazılı olsa gerekti. Artık beni İtalyanlara —tmı, Habeşli- lere mi, teaslim edersiniz; suratıma kürülmeğe veya insanlık nam Resminin altını okumadan önce, titmi bir zeplinin enkazı sanacaksı rinde tutulmuş bir balina balığıdır. tirilmektedir. Boyu 22 metre olan bu lıal ik, bir fabrikaya götürülmektedir. Amerika hayvanat müzesinde 25 met: balık öldürüldüğü vakit, kırk ton et, sökiz t çıkarılmıştır. Bütün ağırlığı 63 ton idi. Bu tutulmuştur. Boyu 28 metre, kuyruğu ) Bahrimuhitin gimalinde 32 metrye uzunluğunda hk avlanmıştır. e0cmneze M TAyIR görürsünüz; oratı sizin bileceğiniz iştir. Benim bildiğim ve size — söyliyece. Yaptıklarımdan nadim de- Hhan TARUS =ıx'p açık bir vngrm yer.q. 1 ve kemikleri çıkarılmak Üzere mda bir balina moevcuttur. Bu yağı, yedi ton kemik k bir balık da Alaskada laydı. Sön zamanlarda sen ton ağırlığında bir ba. Balina balıkları üzerinde yapılan incelemelerde bu balıkların Mdlerimn mek südüne benzediği çersinde yavrularını sütle büyüten yı hayli güçtür. Şimal memleketleri avında ölmüş oldukları görü! NARRİZ yalnız bir parça ekgi oldu; DÖ POÖMPADUR BT termek hakkı Eğlenceler! Şeref ve pe- restiş! Hindistanın bütün serveti 1. Jülyet heyecan içinde: — İmzalıyordum! Diye soludu ve bir hamlede ayağa kalkarak bir masaya koştu, küğıda ta- tik koydu ve imza attı. Mösyö Jak da şöyle dedi: — Şimdi bütün bunları kendi elinizle 'yaşka bir kâğıda yazım ve bu kâğıdı da alayın.. Genç kadın itaat etti. Mösyö Jak büyük bir dikkatle her iki *? tıdı da okudu, bunları kuruüttu, kat ladi ve elbisenin altında -ıçnuhı olup boğfnundan astlr duran gerip bir nevi çantaya yerleştirdi. Sonra şapkasını başına koydu ve ka- prya doğru yürüdü. Jülyet de: — Bir dakika durun, mösyü, dedi. Bizi tekrar ne raman göreceğim? — Belki bu gece, belki de biçbir zaman.. — BSizi hiçbir. zaman görmezsem maksatlarınızı nasıl öğreneceğim? »- Bundan endişe etmeyin, Müteva.» zi bir kız veya krabm gözdesi olarak nerede bulunursanız bulunun, gözlerim ve ellerim sizin üzerinizde olacak- tr.. Jülyet ürpererek tekrar sordu? — Size hangi itimle hitap etmem lâzımdır? Garip ve korkunç ziyaretçi sakin bir seslet — Benim ismim mösyö Takdır, de - di. Eğilmiş olan Jülyte Bekü tekrar doğmulduğu zaman, Mösyö Jalı odada göremedi ve bütün bu şeylerin, şoyanı hayret bir rüya olup olmadığırı.. Kol- tuğunda uyuyup uyumadığını kendi kendine sordu: Fakat bu esnada, aynaya baktı ve kulaklarında kıvılcımlar saçarak par - ü saları gördü.. Hayır, bayır!. Rüya görmemişti!. XVI D, Etyol konağı Sövalye d'Assas Bastiyin — İ-doısın - dan çıkıp da, temiz havayı derin derin teneffüs ettikten, huzurile kendisine garip bir endişe veren — kuttarıcısının çıkıp gittiğine kanaat getirdikten ve, sihaylet serbest olduğuna tamamile ka- naat getirdikten sonra, alelâele Sentor noöre sokağ yolunu tuttu. Burnu havada ve eli, kendisine iade edilmiş olan kılremnın kabrası Üzerinde olduğu halde, dirdik yürüyerdu. Bu esnada ona yan bakmak herhalde hoş bir netlce doğurmazdı. Filhakika şövalyı n kendi sine söylediği şeyden, yani | t Fransa kralının kollarına atacak olan gizli do- lap haberinden, kalbinin adeta yerinden kopatağını hissediyordu. Basit bir bayrı olan o, bizzat kr mücadele edı e bir zabit beşinci Luiyle Tıpkı, kahraman devirlerin serseri gövalyeleri gibi o da, düçü indeki kadını kurtarmak yatını verme- he hazır olduğunu kendi kendine söylü yordu!. Mücadele korkünç olacaktı! Pakat onun cesareti, tatlı ve güzel mahlükun içinde bulunduğu bi Hkelerin fevkindi belki de darağacına sil bu bağlılık ve sadakat mukahilinde bir şey. bişbir şey istemiyordu. Hulâsa şövalye bir Don Kişot, fakat ne'ik dolu bir Don t bertaraf olan ve b edilen bir Don Kişot gil du! Betbaht genç gunu kabul etmek istee miyordu ki, bütün bu güzel sadakatin n entrika ve tehr mryan genç kadım, dizleri Üzetine çöke- rek ağladı., Cizvitler gefi, bu kadın zaaflarının fevkinde bulunan bir insan gibi, vakur ve azametli bir memnuniyetle bir an ©- na baktı, sonra omuzuna — dokunarak şgöyle dedi: — Şimdi, gelin!.. Jülyet ürperdi.. Mösyö Jak alelâcele bütün ışıkları söndürdü ve birdenbire zülmetlere gö- mülen genç kadın mırıldandı; —Bu biz Tüyadan bogşka bir şey de- gildil. Mösyö Jak onu elinden tuttu, yerden kaldırdı, merdiven sahanlığına sürükle- di, rüya dairesinin kapısını kapadı ve Jülyeti odasına götürdükten sonra gülümsiyerek sordu: « Eh! Ne dersiniz? Zavallı kızı bütün vücudile Ürperi- yordu. — Ahi! Mösyö, dedi. Bana niçin gösterip sonra tekrar sulmet ve sefa- Tetime gömdünüz?. Biliyor musunuz ki, bu bir zulümdür! Mösyö Jak, birdenbire ciddileşen ve hemen hemen tehditkâr bir hal alan sesile göyle dedi: — Boşu boşuna geverzelik etmediği- mi, elimde servetler ve imkinlar bu- Tunduğunu, istersera sizi cennete yük- seltip, istersem bugünkü sefil hayatı- nızda terkedebileceğimi gösterdim zan- nederim. Binaenaleyh, şimdi beni bü- tün dikkatinizle dinleyin. Sizin saadet servet ve refalımız, bu anda sizin eli- ]J!)eı titrek bir sesle: —— Dinliyorum, nösyöl! Dedi mösyö Jak da biran düşündük- ten sonra söze başladı: — Fakirsiniz sefalet içinde bulunu- yorsmuz; — istihfaf, — ediliyorsunuz; bütün temizlik arzunuzun ve zevki se- Hminizin, her şeye rağmen sefaletten kurtaramadığı bir evde oturuyorsu- ) | | gocuğunuz gibi sevdiğiniz bir kız iniz var ve bu zavölk küçük kız, istikbalde, n gibi, sefalet ve hicabe mahkümdur. Bütüa bunlar birer hakikat değil — Heyhat! Evet,, Benim bakkımda kiler doğrudur.. Fakat kücük An'ıma gelince, size yemin ederim ki, onu bun korumasını bileceğim , bu sözleri duymanış feh olmak istiyor. ? -En muhteşem konaklardan birisinde mımn etmek istiyor müsü- ük, masum kız kardeşinize ut, rahat bir hayat kendinize de ence, neşe ve Jüks içinde geçen bir in etmek istiyor musunuüz?. 'et ürpererek, ellerini göğsünde kavuşturdu,. Mösyö Jan ikna edici tavrile devam etti: — Küçük kız kardeşinizin her şeyini temin etmek v i Üzerime alıyom Tum; onu Poris ndaki bir sayfi. iniz zaman kendisini gö- iniz bir yerde büyüteceğim. Kabul ediyor musunuz? söz söyliyemiyecek başile evet Heyecanımı bir halde bulunan Jülyet, iştceti yaptı. — Pekâlâ. Size gelince, sizin hayat dan soönra — şu olacaktır. ğim bir konakta İkamet en eski ve en güzel konak- dan biri olan bu konak Cen - Lui nda Anjudadır.. Sizin için evvelâ işes dö Şatorunun konağını temin etmiştim. Fakat hemen ertesi günü onu dostlarımdan birisine.. Mös- d'Etyole etmek mecburiyetinde kaldım.. Ve böyle olmanr — daha dir.. Mözsyö Jan, gözlerini bir noktaya dik miş olduğu halde bir müddet düşünce. ye daldı.. Tillyet ona, gizli bir korkuyla

Bu sayıdan diğer sayfalar: