17 Haziran 1938 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 12

17 Haziran 1938 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 12
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

HABER — Akşam vostan Yemekten Sonra iş sağlamlığında hari Diş macunlarının incisi ve şaheseri olan Radyolinle dişlerinizi muntazaman Sabah, öğle ve akşam her yemekten son- ra dişlerinizi muntazaman fırçalayınız alar yaratmakla meşhur olan yegâne diş macunudur. fırçalayınız ne mikropların, ne de ribatından amuu Otomatik Telefon santralı 22 numaralı otomatik Dahili ve Şehir e TELEFON SANTRALI S.S.C.i. Leningrad (Krasnaya Zarya) fabrikası mamulâtındandır Yüksek keyfiyeltte malze- meden imal olunmuştur Mükemmel surette montaj edilmiştir. Mekanizması fevkalâde çalışmakladır. Bülün diakımile birlikle salılmakladır. Kan çıbanları, el ve ayak parmaklarının arasındaki kağıntılar, dulama, mem Ütihabı ve çatlaklar, flegmonlar, yanıklar, traş yaraları, ergenlik- ter, koltuk altı çıbanları, ANTİVİRÜS ile Tedavisi en erken ve en emin bir surette temin eder. | ŞARK ISPENÇİYARI LABORATUARI MN rahatsızlıkların tah- korkmayınız, gm Isgaralı Her sobada ve Her ocakta En çok tutuşan, en çok ısıtan, en idâreli yanan, en sürekli TÜRK ANTRASITINI KIŞA BIRAKMA, YAZDAN AL Türk Antrasit MERKEZİ Galata, Yolcu salonu karşısmda Tahir Han 5 inci kat Tel, 44915 SATIŞ av sa MARKİZ DÖ POMPADUR ülonuza iyite sarılıp başl, yüzünüze indirin.. Yolumuzu kot'ede- ceğimiz müddetle, hiç kimse tanmmasn Jülyetçne yaptığının pek te farkın- da olmadan, gayri şuuri bir halde, bu Emre itaat etmiş ve hiç ses çıkarmadan cnünla beraber yürümüştü, kalın, dü Barrinin nasıl haber. i iyenin ancak bir den kurtulabildiği bu baskın: nasıl yaptığını kendi kendine soruyordu . Ayni zamanda, şövalyenin, zevahire aldanarak, bu işde kendi parmağı bu- ü kânaatiyle çıkıp gittiğini dü- » fena halde ıstırap duyuyor- ve gö mucize kabili nı, günkü önün yerinde ke: saydı, bu âni baskından: 'dol haklı olarak, ayni zehaba kapılmış ola- cağını düşünüyor ve bilâhare, masumi- yetini isbat için neler yapıp söyliyebile- ceğini kendi kendine soruyordu. İşte böylece, düşüncelere dalmış bu- İknan genç kadın, yürüd ü yolun far. da bile olmadan kontu takip etti ve ak Rezervuar sokağına (girdikleri mn nerede bulunduğunu zam Halbuki, kontun kendisini kralın (o kü- gördü. gini zannetmişti. kadın hayrette kalmakla bera- ber endişe düymadı. Neden korkacaktı? 4 Ona ne yapabilir Bu korkünç adamların, kendisine muhtaç olduklarını pekâlâ biliyordu. Filbâkika onu ortadan kaldırdı! mı ve yahut o, kendi arzusile çeki hem mösyö Jakın, hem de dü Bar bütün ümitleri mahvolacaktı. Bunun içindir ki, Jülyet, pek haklı olazak, hiç bir cebir ve şiddete maruz kalmıyacağın: düşünüyordu, kalbinde, öyle müthiş bir ıstirmp ve Ümitsizlik vardı ki, ölü muyordu. Esasen, im onu korkut- Devlet Demiryolları ve Limanları işletme LAL MT TRY - Muhemmen bedeli 5075 lira olan 4 kâlem muhtelif kazma ve kürek sapı 21.B-1938 pazartesi günü saat 15 de kapalı zarf usuliyle Ankarada idare bine- a sındâ satmalmacaktır. ii En ucuz malüz Bu işe girmek istiyenlerin 380,63 liralık muvakkat teminat ile kanunun ta- ğ kömürüdür. yin ettiği vesikaları ve nafia müteahhitlik vesikası ve tekliflerini ayni gün ve i saat 14 de kadar komisyon reisliğine vermeleri lâzımdır. rinameler parasız olarak Ankarada malzeme dairesinden, ak tır. (3359) Haydarpaşada *esellöüm va sevk sefli“inden dağ sormadım... Diğer taraftan, mevzüu bahis oteli böştan başa araştırdım ve hiç bir şey bulamadım... Doğrusu işin mahiyetini'bir türlü anlayamıyorum, - Mösyö Jak: — Pekâlâl.. Dedi ve, bunun üzerine, kontese, dö- nerek, son derece sakin ve sorduğu şey. lere en küçük bir ehemmiyet dahi atfet- miyormuş gibi, lâkayd bir tavırla: — Demek yavrum, dedi, bütün ba- baca tavsiyelerime, sizin selâmetiniz saad, genç kadın, hiç bir şiddet ve Gebte maruz kalmıyacagını bilmikle be- raber, şunu da pekâlâ anlıyordu ki, mösyö Jak, onunla korkunç bir müca. deleye girişecek ve şayanı hayret ira- desini başkalarına kabul ettirmek hu susundaki harikulâde manevi kuvveti sayesinde, onu tekrar eski yola sevket- miye çalışacaktı. Bu düşünce, betbaht kadını ürperti. 1 dereçetle içine bulunması ihtimali ona — Her şeyi söylemiştim.. Siz bu hareketi yük bir hata işledi — Benim evime sığıntlığı halde, onu teslim etmek mi lâzımdı?. — Evet! Bir düşmandan kurtulmak için, her çareye baş vurulur, KİRALIK DUKKAN Pındıklı Molla bayırında 25 numa- Yemekten Z; ralr dükkân kiralıktır. Yanındaki eve s| mürâcaat, E — — Sonra > SANAY; vr ama AZAT. OPERATÖR i Dr. Halit Ziya Konuralp Tıp Fakültesi İkinci Cerrahi Klinigi Doçenti İstiklâl Caddesi Elhemra Apar. tımarı No.: 1 (Sakarya Si Muayene saatleri: Pazardı da hergün saat 15 - 19 kadar, e PEEEEREREEARMMM RATE Zİ Dr. irfan Kayra Röntken Mütehassısı Hergün öğleden sonra saat 3 ten 7 ye kadar Belediye, Binbirdirek Nuri Conker sokakta Aslaner aparlıman No. 8-10 ERER EEE KE KASK SEDEEEEAEEERA SETER â MARKİZ DÖ POMPADUR 389 bildiğimi, size zaten z, yavrum, — Mösyü d'Assas benim düşmanım Hiddetinden boğulan ve artık tahsm- mül edemiyecek bir hale gelen dü Bar. ri tekrar bağırdı; dehşet veriyordu. namına verdiğim dostça hasihatlere ve — Fakat bizim düşmanımızdır, Dü Barri, onu, mösyö Jakın işgal et. hülâsa, her şeye rağmen üçük d'As Kontes soğuk bir tavırla devam tiği, ortadaki paviyona götürmüştü, sası tekrar görmek istediniz, öyle mi?, etti: Jülyet metin ve kat'i bir tavırla ce- vap verdi: Tenha ve sade döşeli bir sofadan geç tikten sonra, kont onu, zarif bir şekilde döşenmiş, oldukça geniş bir odaya al- — Evet, mösyö, i dı. Hiddetinden sararmış olan dü Barr! ; Bu vjada, perdeleri itinayla indiril - — İtiraf ta ediyorsunuz !.. dedi. miş geniş bir pencere ve girdikleri ka- Jülyet-ona nefret dolu bir nazarla sizi, — Sizin düşmanınız olabilir, sizin düşmanlarınız benim düşmanlarım değillerdir. fakat hiddetle: ribirimize bağlıyan pakt, pınm'tam karşısında, yandaki odaya &- çılan ve perdeyle kapalı bulunan diğer bir kapı vardı Kont, arka an kapıyı kapadıktan sonra, Sna oturmesını İşaret etti ve genç kadın, karşısında bulunmaktan korktu. ğu mösyö Jakın odada olmadığını gö - rünce, derin bir nefes aldı. Fakat, kendisine gösterilen yere he- DÜ zoturmuştu ki, bahsettiğimiz per- deli kapı açıldı ve mösyö Jak, gayet sa“ kin bir halde, odaya girdi. Mösyö Jak ağır adımlarla yaklaştı, bir koltuğa oturdu, cebinden enfiye ku. tusunu çikardr, bir tutam alarsk burnu- de çekti, gözleriyle dü Barriyi isticvap etti ve ondan şu cevabr aldı: — Maatteessüf monsenyör. Mösyö Jak, sert bir hareketle enfiye kutusunu kapadı ve hiddetini gösteren mutad jestine rağmen, giwet sakin bir halde sordu; — Genç mi kaldınız? Yoksa aldığı - miz malümat mr yanlıştı. — Hiç bir şey bilmiyorum. Emirle. riniz mucibince madama hiç bir şey baktı ve ona cevap vermeden, oturdu, ğu koltuğu, arkasını ona dönecek, bir şekilde çevirdi ve böylelikle, daha dün örtağıyken bugün düşman addettiği bu adamla kat'iyyen münakaşa etsek arzusunda olmadığını göstermek iste- dı. i Ayni zamanda, enerjik bir mücaele- ye girişmek ve icabında hücuma dahi geçmek azmiyle, yüzünü tamamiyle mösyö Jakâ çevirdi. Genç kadının bu hareketiyle çileden çıkan kont, ulur gibi, bağırdı: — Madam... Fakat, mösyö Jakın kaşlarım çat'şı, onun dudaklarından fırlamak üzere bu- Yunan tehdidi durdurdu. Mösyö Jak da, hep ayni sakin haliyle genç kadına hitap etti: — Bundan bir kaç gün evvel, kendi. sini takip edenlerden kaçarak bahçeni. Ze Siğınan bu d'Assasın kaçmasına yar. dım ettiniz. Jülyet, mükemmel bir söğük kanlılık- Ja sordu: — Demek bunu biliyorsunuz? Diye söze başladıysa da, mösyö Jak ikinci defa müdahale etti ve kontun sö- zünü keserek şöyle dedi: — Kaçmasına yardım ettiğiniz ada- mı tekrar görmeğe teşebbüs etmek $U- retiyle bu ilk hatanızı büsbütün vahim- leştirdiniz.. Eğer, düşünmeden yaptı. ınızı zannettiğim bu harketinizi kral haber alırsa, her şey mahvolacaktır, — Bundan bana ne ?. Kendisini bif türlü Barri; — Sizce bunun ehemmiyeti yoksa, dedi, bizce var, , Kontes istihfalâmiz bir tavırla otuz” larını silkti.. Dü Bârrinin çileden çık” tutamıyan dü müş olmasına mukabil'sakin halini bİÇ bozmayan mösyö Jak ta devam etti : — Eğer bu d'Assası görmeğe muvaf fak olsaydınız. Fakat hayır.. Kont her tarafr aramış, taramış onu bulamamı$” Demek ki siz boşu boşuna... — Kim demiş? — Yoksa bu küçük şöyalyeyi göre” bildiniz mi2,

Bu sayıdan diğer sayfalar: