1 Şubat 1933 Tarihli Kadro Dergisi Sayfa 10

1 Şubat 1933 tarihli Kadro Dergisi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

mek istiyenlerin, evvelâ kendi damarlarında hareket ve hassa- siyet olmalıdır. Fakat ilim demek, tecrübe edilmiş veya sistem- leştirilmiş tabiat ve cemiyet bilgisi değil midir? Bu tabiat ve cemiyet içinde lLaharriye istinat etmedikce, ilim nanmna verdik- lerimiz neyin ifadesi olabilir? Rusya'da ve İtalya'da Darülfünunların Rusya ve İtalya'nın ye- niden kuruluşu davâlarına bütün enrjilerile bağlanısşı acaba xe- bepsiz mi? Rusya'da Ruzs inşa plânının davâları karsısında Rus toprağının kabiliyetinden şüphe eden bir âlimin nasıl mahküm edildiğini okudum. Bu bir şiddettir. Milano'da aylardanberi beklenilen konserine Balillaların marşı ile başlamadızı için ka- pı dışarı edilen beynelmilel san'atkârın (1) hikâyesini hepimiz hatırlarız. Bu da bir şiddettir. Fakat bu şiddetler bir inkılâp haz- sasiyetinin ifadesidir. İnkılâbın davâlarına emniyet için ve bu davâlara genç neslin vakfı nefa edebilmesi için, yani bir gün cemiyetin ruhi hezali karşısında istikametleri kaybedip (acaba genç nesle nasıl bir mefküre gösterelim?) dememek için bu has- sasiyet şarttır. Eğşer bu hassasiyet olmasa idi, eğer isimlerine ilim, san'at ve s&aire denilen ve bizde her birinin üstüne mayerai bir gaze Biy- dirilen şeyler, bu memleketlerde inkılâbın günlük davâla- rma bağlanmasaydı kampüni di Rama denilen balaklık tarla- ları, tarhlara benziyen bir yeşil mamureye dönmez, Dinyeper kazaklarının kaval çaldığı sahillerde dünyanın en büyük sana- yi mınlakası doğmazdı. Milli siyasetin ana davâları üslünde tek kelime söylemezken Aşaoğlu Ahmet Beyin konferansındaki devletçilik aleyhtarlığı- nı Çırağan Meclisi meb'usanındaki Cavit Bey telâkatile müda- faa eden ve bu hususta şimdiye kadar göstermediği kabiliyet- leri bundan sonra birer birer göstereceğini ilân eden bir Mü- derrisimize, İktisat Müderrisi Fazıl Beye de hassate cümleyi arzetmek isteriz: Muhterem Fazıl Baeyefendi, Bizim, sizin gibi n şu bir kaç İktisat hocasından istediğimiz, gayri resmi iç- timalarda dolambaçlı ve zikzaklı yollardan inkılâp devletçili- ğine tarizler yollamak değil, hâdisatın çetin seyri içinde hem Ü) Toskanini.

Bu sayıdan diğer sayfalar: