1 Şubat 1933 Tarihli Kadro Dergisi Sayfa 34

1 Şubat 1933 tarihli Kadro Dergisi Sayfa 34
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

mukabil bir taraftan sattığı malın para etmemesi ve bir taraf- tan da dısarıdan gelen ihtiyaç maddelerini alım kabiliyeti düş- müş bir para ile satın almak mecburiyeti ile karşılaştı. Sattığı malın para cimemesinin başlıca sebebi; müstehlik olan, kazan- cını daha ziyade Avrupa malları istihlâkine yatıyan ve bu mal- lara arız olan pahalılığı kendisinden çıkarmağa çalışan aracı- lar silsilesinin fiat kırıcı politikası idi. Zali iktisat mıntakalarındaki müstahsile gelince, o zaten hem gıda hem de ihtiyaç maddelerini kendisi istihsal ederdi. Yalnız, devlete üdiyeceği vergiyi, pazara arzettiği gıda matddelerinden cıkarırdı. Bunların fiatı 1/3 e düşünce, vergi ödeme kabiliye- ;ini kaybetti ve zararın ucu gine devlet bütçesine dokundu. İşte 1 Türk lirası — 12.06 frank üzerinde tuttuğumuzu zannelti- ğimiz Türk lirası, hakikati halde, haricin mallarına karşı bir in- flasyon, içpazar mallarına karşı ise bir deflasyon manzarası ar- zetmekle, bütün istikrar gayretlerimizi tamamile nazari kılmız- tır. Halbuki miktarı, ne artmıs ne de eksilmiştir. Bittabi para- mızın bu iki türlü ve birbirine tamamile zıd iki kıymet istikame- ti alışı paramızın para bakımından mütaleasından anlaşılamaz. Paramızı, iktisadiyatımızın bir ifadesi olarak mütalea etmek yani kemiyet nazariyesini tamamile bir tarafa atmak şartiledir ki, onda, iktisap etmiş olduğu hakiki yani hayatı iktisadiye üze- rinde müessir halleri tesbit odebiliyoruz. Besbelli bir şey ki, bu- nun en büyük sebebi, tediye ve ticaret müvazenelerinde müda- halenin kabul edi!mesine mukabil para'nın kendisi üzerinde lâ- zimgelen müdahalenin yapılmamasıdır. Para bakımından da bir mütdahalenin lüzumundan bahsacdenlere, deli yahut saü niyet ta- hibi ismini takanlara, bu hususta, bir kaç söz daha söylemek is- teriz. Memlekette ayrıca, bir de borç ve alacak vaziyeti vardır. Bugün bütün manasile, ziraat ve ticarette, kredilerin donması amcli- yesine sahit oluyoruz. Kredinin en büyük nâzımı istihsal, mem- leketteki müstahsil ise köylü olduğzuna göre, kendi istihsal etti- ği emliaya karşı dehşetli bir daflasyon temayülü güösteren bir parayı nasıl kazanacağını ve nasıl ödiyeceğini düşünmek lâzım değil midir? Simdi, bir de bazı memleketlerde yapılan inflasyon hareketin- y£

Bu sayıdan diğer sayfalar: