26 Şubat 1932 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4

26 Şubat 1932 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

DA e LE Billiyet Asrın undesi “MİLLİYET” tir. 26 ŞUBAT 1932 İdarehane: Ankara caddesi, 100 No, Telgraf adresi: İst. Milliyet Telefon Numaraları: Başmuharrir ve Müdür 24318 Yazı işleri Müdürlüğü 24319 İdare ve Matbaa 24310 ABONE ÜCRETLERİ: Türkiye için Hariç için) fi LK. LK. iğ 3 aylığı 4— “— ığs 740 u— . iz ” 4— 28 —| Gelen evrak geri verilmez — Müddeti geçen nüshalar 10 ku” İruştur. Gapete ve matbaaya âit işler için müdiriyete müracaat sdilir, Gazetemiz ilâmların mas'u. liyetini kabul etmez. BUGÜNKÜ HAVA Yeşilköy askeri hava rasat mer. İkezinden aldığımız malümata gö- İre bugün hava tamamile kapalı İve yağışlı olacaktır. Rüzgâr poy- Yağsız peynir Bir ahbap bir bakkalın önün- den geçerken mostrada bir pey nir görmüş. Peynirin üstünde Diye bir yafta var. Merak et miş içeriye girmiş ve sormuş: — Bu peynir yağsız mı?. — Hayır efendim! Kaymak | gibi peynir. — Neden yağsız koydun! — Vallahi efendim! Belli ol- muyor ki... Bazan yağlı diye yafta koyuyoruz. Belediye tah- lil ediyor, yağsız çıkıyor. Ceza veriyoruz. o Onun için bende hepsine yağsız diye yazıyorum. Yağlı çıkarsa kimse şikâyet et. miyor. Cevabını vermiş.. diye yafta Eğer insanların yağlı ve ya- | van olarak taksimi lâzım gelse de tahlilde kaybedip ceza var. memek için ben kendime; (Yağsız) Diye yafta yapıştırırdım... Simitçi ile hasbıhal Bir simitçi dostum var. Sa. kin, basit ve filozoftur. Geçen de önünde camekânile altmış paraya susamlı halkalar satar. ken rastladım. Beni durdurdu ve: 5 — Aman Bey! Azıcık sizle © görüşmek istiyorum... — Buyurun... dedim. O de. vam etti — Küçük esnafı ticaret oda- sına yazacaklarmış... Ben tica- © ret odasının nerede ve nasıl şey olduğunu bilmem. Orası efendi İar vardır. Ticaret işlerile uğra- bile güçtür. Bir arkadaş var, kazara bir defa odanın kapısın. tirme sözü idi ve ısrar ediyor. id. $ey yoktur! ısrarmın manasmı anlattı, Anlıyordum ki; Naran ser. yaşamağı evli adile yaşa. mağa tercih ediyordu. Ve.. sa- dece benim oluşunda bile yine hürriyetine sahip kalmak iste- Nihayet, — Hayır. İllâ benim dediğim > olacak. Diyemezdim. Ve, bu nokte- da fedakârlığa hiç tahammülü yoktu: — Söyle senin için o canımı © — vereyim. Ne istersen onu yapa- © yim. ae bu nikâh ği lerin yeridir. Okur yazar adam | şırlar. Bizim oralara gitmemiz | Milliyet'in Edebi Romanı: 21 GÖZYAŞLARI! Hakikaten bu son ve en kes- ! — Yapılacak başka hiç bir | Belki dakikalarca bu fikrini, iii za di Fırtına — Fransızcadan — İki oteller aklen taklım dolu idi. Hat| tâ bir yer bulamayıp ta avdet etme-| o diye korkuyor. dum. Bu takdirde banyo mevsimi | geçtikten sonra, teşrinlere doğru ge! lip denize girmek müyesser olacak te. Fakat cüzdanı sonra bir çok ucunu açtıktan ri mümkünler mümkün oluyor. in kâtibi ile bu | tarzda uyuşarak, en yukarda, hiz:| metçilerin katında bir küçük oda bulabildim, Hizmetçilerin katında yatmak a yıp sayılmaz. Zaten alt katlarda oda bulamayan yüksek ve zengin sın | fından bir çok zevat ta benden son- İ ra aşağıdan yukarıya doğru sökün| etmişlerdi. ! Nitekim sol taraftaki odaya dil-| ber bir dul kadın misafir oldu. En| alt katta oturan bangerin şoförü ile | | gelmişlerdi. Yalnız bu kadın öyle şen bir dul! değildi. Üç, dört defa fırsat getirip, konuştum. Mevzuu biraz tatlılaştı. | rip kendisini odama davet tazmda| bir imada bulunduğum zaman, göz- leri elddileşmin, alar karışmıştı. Ba | yolda konuşmaktan beni | anlaşılıyordu. Fakat ben kadınları iyi tanrım, Uç mukabil taarruzdan sonra kendi İ mi mağlüp edemezdim. Bunun için İ evvel emirde, kadının bana karşı kul İ andığı zmhın zaif ve çürük tarafları nı aramağa başladım. Bu Zaif tarafı bulmakta da gecikmedim. Genç dul otelde tanınıyormuş. Al tı seneden beri her yaz buraya geli- | yormuş. Yine cüzdanın ucunu gösterince, kâtip bana daha hayli şeyler ani — Bu kadın son derece dir. dedi, elektrik pili gibi bir | ve şimşek çakan lursa?) Göreceksi temin ederim ki göl kadının ödü kopuyor ve odasında i yalnız kalamıyor... İ | Kâtibinne demek istediğini ve niçin şimşek ve gök gürültüsü bek- lemenin bir talih olduğunu anladım. Kâtip devem etti: — Müteveffa kocasını da öyle ta numıştı, Bir fırtınalı gece, korkusun dan adamcağızın odasına gitti ve o geceden sonra da evlendiler. İ © Bana bu kadar iyi malümat ver kâtibe teşekkür ettim. Artık sinirli dulu kollarımda görmek için, sabur- sızlıkla yağmur ve fırtına bekliyor dum. Fakat gök yüzü de öyle mavi, öy | İ le mavi ki. Havada nokta kadar bu de simit satacak olmuş hemen sepetlemisler, Hakları var.. Biz İkim, onlar kim... Lâkin şimdi İbizi de oraya yazacaklarmış... İ Birkaç kuruş ta para alacaklar . Peki verelim... Allah ne| bir parça da onlara ve. | , Verelim amma, kuzum Beyim bana anlat! Bu işten ba na ne kâr gelecek?.. Ben daha | fazla simit mi satacağım! Ya. | hut si fiatı mı artacak, ya- hut benim ticaretim büyüyecek İ hut ve bir damlâ su bile yok. Sicak- O yaz, Normandiya sahillerinde | lar da fazin olmadığı için, ortada İ edilmiş. -İ ler çakarken odama girdi. Korkusun lı gece yağmura dair alâmet te görülmiyor. Nihayet genç dulun hareketinden ild gün evvel, o kadar beklediğim fırt na belirdi Oh, ne güzel fırtına bul Ne gü: zel hava! Sanki sipariş üzernie imal Gece saat ona doğru, ilk gök gü rültüleri başlayınca, bemen yataktan fırladım, kapıyı açtım ve bekledim. Hiç şüphesiz komşu odadaki dil dadem korkarak, sofaya çıkacak ve kapımı aşık görünce, odama girecek . Bekledim, bekledim. Hatti kü- çük sayhalar bile işittim. Şimşek ça kınca, kadının sesi o duyuluyordu: Allahım, korkuyorum. Allahım, sen beni muhafaaz. et.,, Nihayet sofada ayak sesi duyul du ve genç dulun duvara © akseden gölgesini gördüm, Artık galebe yak. laşmıştın Hümü kabul için kollarımı bile açmaştımı, Sabahın yedisinde fırtma dinmiş, odama kimsecikler gelmemişti. Öğle yemeğine inerken, soförle karşılaştım. Onunla da dostça pek İ çok defalar konuştum. Beni kolum- dam çekti ve yavaşça dedi kiz — Yahu, sizden bir akıl danışa- sağım. Ne yapacağım: bilmiyorum. Bir defa ben evli adamım. Sonra| mevkilerimiz mütenasip değil Bu dul kadın mutlaka benimle evlen- mek istiyor. Bu gece kapımı açık bı rakdımsa, kabahat benim mi? Odam da hava sıcaktı. Boğulacak gibi i dim, Kapıyı açık bıraktım. Şimşek-| dan yaprak gibi titriyordu. Birden Eh, nihayet ben akıl öğretiniz, rica ederim, Ne yapa- yım? | €rİ Kazdım amma, hiddetimi belli et| medim, Sadece dedim ki: | i İ — Ne tavsiye edeyim birader?! Bir daha fırtmalı. gecelerde kapıyı | açık bırakmazsın. İNGİLİZCE TİYATRO Haber aldığımıza göre, “English players” namında bir. İngiliz tiyatro heyeti Davetler | ve U İDarüşşafa ka mezunları cemiyet yapacaklar ) Darüşşafaka mezunları klübün-| den: 26 şubat cuma günü saat 9 da| Halkevinde aktedilecek fevkalâde | kongrede klübün mesaisi ve bir Me- | unlar cemiyeti teşkili halkında mü. davelei efkârda bulunulmak © üzere bütün © Darüşşafaka mezunlarının. teşrifini ehemmiyetle rica eder ve bu ilânm davetiye makamına kabul İ edilmesini istirham ederiz ef. Galatasaray Ticaret kısnu mezun ları birliği ri Teşekkül etmekte olan “Galata- saraylılar birliği” ne iltihakımız hak kında görüşülmek üzere bütün ar kadaşların 26 şubat 1932 Cuma gü- tüccar mı olacağım, yoksa ge. ne omuzumda camekânım kar. | İda, kışta sokaklarda altmış pa- | İraya simit mi satacı 7. E gibi halacaksak bizi neden oda ya alıyorlar... Biz odalara alışık değiliz, yadırgarız.. Şunu bir yazsan!.. Dedi. Ben de olduğu gibi yazdım. Tabii bu satırlara Ticaret odası cevap vermez ve- ya veremez... FELEK Etem İZZET ısrar etme, | i Diyordu. | — Ya, anneni, | Dedim. Ona da. | Annem nihayet boğazıma | sarılacak değil ya.. Bu adamı seviyorum, Onunla nikâhsız yaşayaca. ğım., Der, keser atarım, Cevabını verdi ve.. ilâve et- ti: | — Canım her şeyin — çaresi bulunur. Ben annemi idare ede İ İ — Peki.. dediğin olsun. | | Demeğe mecbur kaldım. Ne | yapıyor, ediyor, yine her istedi. ğini bana yaptırıyor. Artık iş den iyiye biliyorum ki, ben bü. tün gönlümle zavallı bir esirirm ve., o tam, müstebit, hüküm. & la nü saat 14 1/2 de Löbon karşısında. ki lokalimize gelmeleri ehemmiyet. le rica olunur. v.» Halkevi Riyasetinden: Halkevi Dil, Edebiyat ve Tarih in geçenlerde Fırka merke. | ima eden zevat ile bu şube- İ ye ei azanın ve ayni zaman | da bu mevzu ile alâkadar ve bu şu- beye girmek isteyen zevatın şabenin idare heyeti intihabını da yapmak üzere 262.932 cuma günü saat on | dörtte Halkevini teşrifleri rica olu- nar, ran bir aşk ve sevda sultanı!. Böylesine: - Boynum kıldan incedir. Denir. Daha sonra, yeni — evimizi, aşk ve gönül yuvamızı konuş- tuk. İştahlı iştahlı bana tasvir ettiz — Küçük bir oda. Tek karyola! Elimle işleyeceğim örtüler. Her yün değişen çiçekli Yastıkları bol bir aşk köşe- si! Çılgın kahkahalar!, Mes'ut birer gönül! Süslü bir masa... Yalnız iki sandalya.. İştahir yemekler!.. | Ve.. sordu: Daha başka ne istersin?. Bunlar yetmez mi? Hemen cevap verdim; — Hiç bir şey. Yalnız se- nil, Bu günlerde işler de o ka- dar çoğaldı ki. Her gün yığin yığın * şifre geliyor. Kucak © kucak şifre gi | leri Pariste İMisk sokağı liye dilini ds huslağıMD Yeni neşriyat Mülkiye mecmuası Her ay intişar eden Mülkiye mecmuasının on birinci sayısı intişar etmiştir, İçtimai, huku- ki ve iktısadi sahada muntaza- man neşriyatına devam eden ve her nüshasında ciddi bir te- kâmül müşahede edilen bu kıy- | maetli ilim mecauasının bu müs | hasında ezcümle şu makaleler vardır; Türkiyede mahalli ida- reler ve beynemilel Londra kon gresi, suların tâbi olduğu huku ki rejimler, Amerika müttehit devletlerinde bankacılık, hasta- hanecilik o ve köycülük, zıt kuvvetlerin yaradışı, beynelmi- | lel tahdidi teslihat konferansı, polisin vazife, salâhiyet ve teş- tı, Pilsüdekisme, nın refah ve nüfuzu, Japon mil- leti ve Japonyada siyasi hayat.. Memleketimizin hukuki ve ikti! sadi sahasındaki neşriyatla kıy | metli bir varlık olan Mülkiye! mecmuasını karilerimize bilhas | sa tavsiye ederiz. ele Kadro mecmuası Ikinci söyisi birçok kıymetli ya- aslarla çektı. Kadro, aylık fikir mec- muasıdir. İletisadi ve içtimai en kıy: metli, en yeni yazıları Kadro mec- muasında bulursunuz. Kadro'nun ilk nüshası da ikinci İ defa basılmıştır, Münevver gençli- Rimizin fileri ihtiyaçlarına cevap ve- ren bu mecmuanm gördüğü rağbet meşvutiyetten beri hiçbir fikir mec- umasına nasip olmasıştır. Merkezi: Muallim Halit kitapha- nesidir. 25 kuruş. Bugün aaat 15,30 da matine ve suare Sant 21.30da İsionbul Belediçesi müşkün — ŞehirTiyafrosul İTİRAF car mM Yazan: M. A İN Hasse anal ın itibaren YALOVA (TÜRKÜSÜ 4 . Sehğdebaşı FERAH $İNEMADA Bugün saat 2 le komik dürbül. Tü lsmisil ve Ahmet Beyler temsil sinayeti (Yahut) Sarrafın kızı (7 perde) ge- <e nbiyatı (Hindiyana) #.pende ay- tea Anastas bak heyeti, duhuliye- ler gündüz 20 gece 25. —set RAŞİT RIZA TİYATROSU Bugün gündüz saat 15 te ve gece saat 21,30 da SERSERİ piyes 4 perde , Nâkleden: Muhtar B. Yarın akşam: AŞKIN MANASI. —..m ECONOMOU OPERET HEYETİ Fransız “Tiyatrosunda Bugün birinci matine saat 14,30 te Rose Marin. İkinci matine saat 18 de Ya Sena Hrjsomou. o Akşam suvare saat 21,30 te Tehin Tehi La. e — KADIKÖY SÜREYYA SİNEMASINDA BOYALI MELEK Bitli Dov'en ilk şarkılı sözlü filmi, gönderiyoruz. Bütün sefaret- ler seferber. Hele Paris, Ber. lin sefirlerimizde öyle geveze. ki, Durmamacasına yazıyor. Bizim nazir da sanki onlar. aşağı mı kalıyor?. Lâf tor bası. Bir Jâfı, bin ediyor. Her halde çok nazik, hassas, ehem miyetli günler içindeyiz. Siya. 8et havası epeyce fırtınalı, bu. Mutlu, şi li, Fakat, her şey o bana vız geliyor. Onun gözlerinin gölgesi altında ben büt yorgunluğumu dinletti- rebiliyorum ve.. öyle calışıyo. rum, Araya araya | İstediğimiz gibi bir odacık bulduk. Hem Gönül * apartımanma da uzak değil. > Bir sokak ötede, Döşeli bir oda, Bunu beğeninceye kadar ak la karayı o kendisine de, bana da seçtirtti! Fakat, sahiden gü zel bir oda, Belki bir iki gün sonra bu- raya taşınmış olacağız. Bu ii ye onun gözle. Ee İ filminde halkı fevkalâde tehyiç etmişlerdir. Bugün saat 4,30 mâtinesinde ve suvarede ZENGİN VAR- YETE PROĞRAMI ile 7 ASAYELOFF'un yeni program- larının son haftası. “Aes AU K A Dün akşam A KANLI Bugün Dita bii ve OPERA MAJİIK MR > Türkçe - Sözlü - Sazlı - Şarkılı Ağ Önümüzdeki Pazar gününden itibaren ALEMDAR sinemasında Her sınıf halkı çok yakından alâkadar eden büyük Türk filmini herkesin görebilmesi için sinema müdiriyeti tertibat almaktadır. Lily Damita, Ernest rp ve Don Alvardo R Bir aşk ve entrika romanı olan sinemada KÖPRÜ sinemasında Gustav Fröehlich HİCRAN filmi ve BOX ŞAMPİYONLUĞU İÇİN SCHMELLİNG-STRİBLİNG (Tamam 15 rund'luk büyük maç) Bugün Hi de tenzilâtlı metine — Dühuliye 25 kuruş. CECİL B. DE MİLLE tarafından vücude getirilen tarihi ve muazzam filim Mez Asiye App e l SİNEMASINDA | gösterilmektedir. Bugün saat 10,30 matinesinin umumi duhuliye 25 kuruştur. Beş Hasta Var! Etem İzzet Beyin en yeni edebi romanı. Kitap halinde çıkmıştır. Tevzi merkezi Suhulet ki phanesidir. Darülfünun Hukuk Fakültesi Reisliğinden Hukuk Fakültesi mezunlarından olup şimdiye kadar diplo- masını almamış olanların evvelce verilen mezuniyet tasdikna- mesile ve 4/2-6 eb'adında iki fotoğrafları ve bir liralık damga pulu ile Fakülteye müracaatları, (711) Bromural «Knoli» tabletleri dünyada en ziyade mütearımim âsap müsekkini ve münevvimdir. Bu müstahzar milyon- larca vakada tecrübe edilmiştir ve hergün binlerce doktor- rimde canlandırdığı hayal si yıltıcı ki. Yeni evdeyiz Odamda. Onun ve benim odamız. O kadar neşeliyiz. o kadar mes'uduz ki, Civil cavıl ötüyor. ubi!, Dediği zaman bütün canımı alacak gibi oluyorum! Saadet: — İşte bu benii yelerce çınlıyor. Gündüzleri ben daireye gi- diyorum. O işlerini bitiriyor, annesine, ahbaplarına gidiyor. Bazan geliyor, çılış satimde nüyoruz, Anlamiyorum. — Ne var?.. Ne oluy Dün gece ill defa odamda silesi o kadar tatlı, o kadar ba | yumak ne mümkün? Der gibi kulaklarımda sani | lar tarafından tavsiye olunmaktadır. Alındıktan 20 dakika geçer geçmez, şayanihayret olan müsekkin tesirini gösterir. Uzun zaman alınsada hiç bir zarar yoktur. — Eczanelerde 10 veya 20 tabletlik cam tüplerde satılır. — Fabrikası Almam- yada Rhein üzerinde Ludwigshafen, de KNOLL A-G: dır. I yapayalnız yattım, Fakat, u- Sabahı İzor ettim. Bütün bunlar, o ko ca karının başı altından çıkı- yor. Eve döndüğüm zaman Na- ran yokti görmemek, onun sihirli, büyülü gözlerine daha kapıdan girerken gönlü. mü ve gözlerimi kaptıramamak öyle fenama gitti ki, yıldırım. la vurulmuşa döndüm. — Belki sinemadadır. Bir arkadaşına gitmiştir. Şimdi geli Diye düşündüm ve.. bekle- dim. Fakat, saniyeler geçtik- çe içim içime sığmıyor, bunalı- yordum. Hayatımda bu kadar sıkıldığımı, kalbimin £ daralıp | kıskaç içinde sıkıldığını hisset memiştim. Aklımdan neler geç beni de alıyor. Güle güle, ge- |ti, neler? Sanki o yenilecek, içi ze geze beraber yuvamıza d#. | lecek, kapılacakmış gibi korku yor, kıskanıyordum. — Bir yere gitti de başına bir şey mi geldi? Kazaya mı uğradı?. EMAR İyi ağlak ile 1500 - 2000 Lira aranıyor Şehri 150-200 lira kâr müem mendir. “M. M. rumuzile İs- tanbul'da 176 No.lu pos- ta kutusuna yazılması. | VEFAT Aslan Veresiye | Şirketi Şürekâ- İ damda Anse Bitik Beyin valide- si Vasilik Hânem eceli mev'udile vefat etmiştir. Yarın cenazesi Üs- ! küdar'da Selâmsızdı Sürp Haç kli- sesinden saat iki buçukta kaldırala- daktır. Arzu edenler Köprüden saat İ 2 de hareket eden vapurla teşrif e debilirler, ALENİ TEŞEKKÜR H.A. C. Eminönü şubesinden Eminönünde Hüseyin efendi ha. nında Arslan veresiye “şirketi sa. İ hiplerinden ve şubemizin — azasın- | dan Ahmet Münir bey vefat eden Valideğinin vasiyet ettiği Elli lira yi şubemize teslim etmiştir. Mer- humeye rahmet dileriz. Doktor “Hafız Cemal Dahiliye hastalıkları mütehassısı İ GCumadan maada hergün öğ- | leden sonra saat (2,30 dan Se) kadar İstanbulda Divanyolun- da 118 mumaralı hususi daire- sinde dahili hastalıkları mua- 'eme ve tedavi eder. Telefon: istanbul 22398. RADYO Burünkü beograi İstanbul — Saat 18 den 19 a ka dar gramofon, 19,5 Vedia Rıza Ha- nım, 20,5 Hlabibe Molla, 21 İnci Ha nım heyeti, 22 tango. Belgrat (4298 m.) — 18,45 Çek Usanı dersi, 19,45 konferans, 20,15 senfonik konser. Bükreş (394,2m.) — 13,10 askeri müzika, 19.40 gramofon, 20 konfe- rans, 20,15 koro | heyeti tarafından İ şark, 21,15 radyo orkestrası. Budapeşte (550,5 m.) 18,15 stenografi dersi, 18,40 piyano kon- seri, 19.20 musahabe 20,30 konserva- tuar konseri, 21,45 haberler, Fran- sızça musababe, Roma (441.2 m.) — 19,50 gramo- İfon, 21, keman keman konseri Varşova (m. 1411) — 19,45 Rad- yo jurnal, 20 musahabe, 20,15 sen- fonik konser 22,40 Radyo jurnal, 22,50 dans havaları: Viyana (SI7Z m.) — 1840 mu sahabe; Radyo jürnal, 19:40 saksa fon ve klarinet, 20 Godounav boris gutmat operası; 22;5'danı havaları İğu vururken yüreğim yerinden sökülüp atılıyor zannettim ve.. bu anda kıskançlığın, itimatsız Jlğm bir insana neler yaptıra» bileceğini, nasıl deli edebilece- İ dünü dendrlüm. Düşünüğükdasi Di " kam birinci vas ie bir e mu gör Onu mu sevdi?, | Şu dakikada hiç tanımadı- ğım bir erkeğin kolları arasın. da mı? Beni terk mi ediyor?, Hele; Beni terk mi edi Derken boğazımın İ ğını, ciğerlerimin çekilip yum rulduğunu, beynimin ateşler i- çinde yandığını hissediyordum. İ Onun bir erkekle konuşması de gil, göz göze gelmesi bile beni delirtiyordu! Gözüm pencere. de, kulağım kapıdaydı. — Eğer onu bir erkekle kö nuşurken bile görsem dayana. mam.. Ya öldürür, (yahut te buna benzer bir yaparım.

Bu sayıdan diğer sayfalar: