BUT AT n © ÜYK AM AA Sabıkhuigar kıralı ilk defa anlatıyor Tac ve tahtını nasıl ve hangi şerait altında bırakmış? ılıöılıdi.llivııdorekdedeğiki: — Haşmetmaap, bir gün tarih bu Harelintinl. takiki sölecüktü Bulgar kralı Ferdinand Hıl tac ve tını bıraktığını ve igarista nasıl terkettiğini ilk defa olarak şöy- le anlatıyor: » — 26 eylül 1918 de eğer mevcu- diyetim sulh için bir mani teşkil edi yorsa, Bulgaristan'ı terketmeie. h_ı- zır olduğumu hükümetime bildir- dim, Cevap gecikmedi: Böyle bir ih timal, hattâ tasavvur dahi edilme- miş. 5 teşrinievvelde Malinoff 19'11 ae Sağnel, M L S e L şr rin, ortada hiç bir sebep yokken, 50 milyon marka varan harp tahsisatını keseceklerini bana söyledi. 1918 şu- tan, — ev- Bunun üzerine kendisine, o gün Bulgaristan'ı terketmek için kat'i ka rar vermiş olduğumu söyledim. Ve hikikaten o gün Varnaya gittim. o rada aşku şekle döşediğim bir şa- tom vardı. Duvarları üstadların ve- simlerile süslü olan bu şatonun bah çelerinde ve salonlarında hazin ha- zin dolaştım. Varna'daki (ını_dıklı- rıma veda ettim. Sonra hususi tren 'ya döndüm. y Ssıf?f;ı.’â,ın sonra, munlelıeti"yıxış yavaş kat'ederken, yolumun üstün- de her saniye bir hâdise çıkacak diyord Hiç bir hâdise ol- 'dum, batından itibaren, Bulgaristai h velki teslihati ödeyemediği için, Mer kezi devletler bize harp em ermiyecekler. 12 ağ h;ı-ı Ifthl' ren Bulgar hükümeti, Almanya ya, daha d:;ruıu Merkezi devletlere, üzel, SĞ Geğ SE cibince Makedonya'ya on iki_fırlşı gönderilmediği takdirde, fe!ılıetııı nakabili içtinap olduğunu mükerre- ren bildirdi. ? Hindenburg ise Garp cephe_sınf_le ki vaziyetin hattâ bir fırka dahi gön derilmesine müsait olmadığını ceva- bmı verdi. F Mütezelzil Bulgar ordusu çekili- yordu. Ben o zaman bir yardım et- mek emelile, Üsküpte Alman erkânı harbiyesi ile temasta bulunuyordum. Vaziyeti anlayınca, 26 eylülde Sofya ya döndüm ve kabineyi içtimaa da- vet ettim. Malinoff bir teklifte bulun dur “Almanya ve Avusturya'ya ha- ber verelim, Bulgaristan'ın münferit Sulh akdine muhalefet etmesinler. Eğer bu teklifimizi reddederlerse, Bulgaristan münferit mütareke akdi Yyollarını aramağa mecbur kalacak- tır, O tarhite ben vaziyeti tam vuzu- u ile göremiyordum. Çünkü uzun Zamanlar, Merkezi devletler Erkânı- arbiyesinin, beni kendi kozlarında tutmak için, hâdisatı daima müsait bir şekilde gösterici tarzda verdik- leri malümat ile iktifa ediyordum. Daima Almanların muavenetine güvenerek ve müttefiklerime sadık almak azmile, hükümetimin Mer- kezi devletler aleyhine ittihaz edece- ği ilk karar üzerine Sofya'yı terkede f“ğîmi de beyan etmiştim. Bu esna iarda ilk ihtilâl haberleri Radomir- den geldi. Hapishaneden çıkan Stam buliski benim şahsıma karşı değil, fakat politikama karşı mücadele et- tiğini söyliyordu. Az sonra Radomir den gönderdiği bir telgrafı — aldım. Bu telgrafta bana şöyle diyordu: — Siz mahlüsunuz. Ben Reisi tümhurum. Bir eylül gecesini hususi tereni- min — “Vagon lit” sinde geçirdim. Çünkü Sofya sarayı bana emniyet vermiyordu. Maamafih az sonra sa- Taya avdet ettim. . Çok geçmeden, muvafakatimi is tihsale hiç te lüzum — görmeksizin, Meclisi vükelâ tarafından mütareke Şartlarını müzakereye memur edilen Llapicheff ceneral Fanchetde' Espe- Tey ile görüşmüş. Ceneral kendisine Sunları söylemiş: — Biz Veliaht prens Boris ile daha iyi anlaşabilirdik. Liaptecheff'de bu meselenin, Bul Saristanın dahili politikasına ait bir Mesele olduğunu söyliyerek, müta- Yeke müzakerelerinde mevzuu bah- sedilmesini istemiş. Çünkü Liap- tcheff nihayet Kral — Ferdinand'ın hazırı idi. Fransız ceneralı sormuş: — Sız hâlâ onun nazırı olduğuna #min misiniz? * &« & . Liaptcheff 1 teşrinievvelde aldı- 81 vazifeden döndü. Bana itilâf dev madan Budapeşte'ye vardım. Orada belediye reisi beni karşıladı. Ş Macaristan'da Murany'de mali- kânelerim vardır. Belediye reisi bu malikânelere gidemiyeceğimi, aldığı kat'i emir üzerine bana tebliğ etçı'. Kendisine Ebenthal'e gitmek niyetin de oduğumu söyledim. 5 teşriniev- velde bindiğim trenle Marchegg'de Avusturya - Macaristan hududunu geçtim. Bir kaç saatlik seyahat.. Vi yana civarında Ebenthal.. Kızlarım da orada oturuyor. Geceyi bir isMSyondaAdAuran lsen de geçirîiim. Sabahın i_kısıne doğru Cont Berchtold beni ziyarete geldi ve açıkça AÂvusturya (ogıraklşrmı derhal terketmekliğimi söyledi. Bu suretle bana yatacak bir yer bakkını bile vermek iatemiyorl.:ırdı. Avustur- ya tarafından böyle bir muameleye lâyık goruleceE: mi idim? Te öi istil diğim k te olsa, istihza — sezdığın ğîr:îıî:ılad'un bana karşı kullandığı lisana karşı böyle cevap verdim. - ütün hicabı kayin .biradfrın! Choîluel:’ı: ait olan böyle bir vazifeyi kabul etmek alçaklıktır. i gün, sadık cene_rılım Gont :’ıefE;it:.:ngdahele:i sayesinde, kızla- Sabık Bulgar Kralı Ferdinand Avusturya'da saade edildi. ile olan mükâle lım — Gönt- rımı görebilmek içiı,' bir gün kalmama mü z ğ:ntc Brechtold meler esnasında cenera cheff demiş ki: K — Kral Ferdinand'ı ihane(lç itti- ham etmek alçaklıktır. Kendısın'ıvn bugün tahtı kaybetmiş olması,. müt tefiklerine karşı olan sadgkıhnden ileri gelmiş değil midir? 'Bo)île olma sa bile, her şeyi kaybetmiş bir !(rala karşı iltica hakkını reddetmek insaf- sızlıktır. S Brechtold nihayet Avusturya da il imin niçi edilmediğini ığ_aııııel min niçin arzu © ei letlerinin Bulgaristana gönd k €ri ordunun ne Sırp ve ne de Yu- han müfrezelerini ihtiva etmiyeceği- hi söyledi. Bu, her iki hasım oır'dıı- Yekatim ö ylemiş. Çünkü imp Charle Avusturya'daki mevcudıy_etııııııf, memleketin — efkârı — umumiyesini, Bulgaristan'da bana olduğu gibi, hun y - 8ayri kabili içtinap mukabelei bilmi- Sile karşı, bizi emniyet altına ı!dı;ı için azim bir ehemmiyeti haizdi. Liaptcheff'e sordum: — Fransız ceneralı he dedi? F cevabı verdi: îl Bu ::ihıte onlunla konuşmak istemedim. Maamafih — muttefikler Veliahttan çok sitayişkârrane bah- Settier, Bu benim için muhavereden sonra o gece e 3 teşrinisanide Ma inoff kabul edilmek için iki defa mü Yacaatta bulundu. İkisini de reddet- tim, Öğleden az sonra ceneral Gat- cheff'i çağırdım. Kendisine taç ve tahtan ferağat eylemek niyetinde Olduğumu söyledim. Hiç bir zaman Vatana karşı hain vaziyette görün- Mek istemiyordum. ., Sant üçte istifanamem tanzim e- dildi ve imzaladım. Prens Boris ve :’""ll Cyril bu sahnede hazır bu- ı;!ndı!_ır. Maamafih bütün bunlar, kf" müddet gizli kalacaktı. Saat se- izde Malinoff'u çağırdım ve kara- Tim hakkında hiç bir şey söyleme- kıen istifanamemi uzattiım ve dedim — İ_ş(e istifanamem, okuyunuz! 'lıad'?.;;nn“ ?undan mütehayyir ql— ctti V bedal_ıaı_'lık yaptığımı — taşdik Özelk u hadııenın umumi — vaziyet nde bir e>lâh husule getireceği kendisi içinde gayri müsait bir tesir altında bırakmasından l'(ork.uyorı- J) maddi asırda yaşamamıza rağ | hayatın bir nevi 'üzerinde tesirini muhafaza ede “Meş'um kadınlar,, ın devri geçmedi mi? Şimdi bir çok sinema yıldızları bile bu rolleri beğenmeyorlar “Romans,, ta Greta Garbo Hayatta bir çok kadınlar vardırki, esrarrtengiz — cazibele rini erkekler aleyhine istimal ederler. Bin türlü — işvelerile kendilerini sevdirirler, — fakat sevmezler, İstedikleri tahassul edince, kurdukları tuzağa göre zavallı erkeği evirirler, çevirir. ler, istediklerini yaparlar ve ga yelerine vasıl oulurlar. Maalesef kadın cazibesi, en men, eskiden beri cari hükmü. ne sahiptir. a Hayatta bu, böyle olunca, makesi olan sinemada da başka türlü olma sına ihtimal yoktu. Bilâkis si- nema, bu mevzuu senaryoları- nın hemen yüzde seksenine koy muştur. Sinemada bu kadınla- ra Fransızlar “meş'um kadın,, Amerikalı'larda “Vamp,, diyor lar. Sinemayı her hangi ahlâki, fikri ve bilhassa tecrübevi bir | hale koymak isteyenler, “meş' um kadınlar,, den çok istifade | etmişlerdir. Çünkü bu nevi mev zular, daha uzun müddet halk cektir. İnsanlarınm münevveri ve cahili kadın sıhrından azade olmadıkları için, bu nevi mev. zular halkta —derin intiba. lar — bırakmaktadır. Mese. lâ bir casus ve yahut hain kadın — filmi hemen — herke sin hoşuna gidiyor. Aşağı yu- karı hesap etmek lâzım gelir- se, kadın yüzünden felâket gö rüp geçirmemiş erkek azdır. Vamp beyaz perdede, kendisi. ne has işvesile iki üç saat için de, bir macerayi temsil edince, bu filmi gören erkek uzun müd det gördüğünü unutamıyor. Bu filmler, kadınların erkek ler üzerinde bir nevi zafer ve galebesini göstermesi itibarile, kadınlar üzerinde de başka tür lü tesir ediyor. Sanki iki cinsi karşı karşıya ezelden beri harp . Ben taç ve tahtımı a ';:l!ııriıtındın çıktım, 0_ flı beıııı_n yüzümd leket efkâri yesinin hışmına uğrayarak taç ve tahtını kaybetmesin diye, Avusturya da kaldığımı istemiyormuş. Bu mütalea üzerine Gontcheff şu cevabı vermiş: — Eğer Kral Ferdinand'dan yeni bir fedakârlık istemeğe lüzum hasıl olursa, onun bu fedakârlığı - derhal yapacağına emin olunuz. Uzuün telgraf muhaberelerinden sonra, nihayet Koburg şehrini ikame time tahsise muvafakat ettiler. Müstakil ressamların hepsi istifa etmedi Halkevi Güzel San'atlar şubesi idare heyeti intihabından sonra ya- pılan ihtisas encümenleri intihabın - | da müstakil ressamların Hılkevin-l den istifa ettiği yazılmıştı. Yaptığı- mız tahkikata nazaran, istifa eden- ler bütün mustakil san'atkârlar de- | ğil, ihtisas encümenine — giremiyen bir iki rı mdır, Diğer mustaki Halkevinde çalışmağa devam tedirler. ediyorl ş gibi, bazı kadınlar bu filmleri gördükten sonra, hissen tatmin edilmiş — oluyor lar. Olmıyanlarda o yala dökü lüyor. Birçok filmlerde kadınların cazibelerini, zeklarını, hileleri ni nasıl tarta tarta idare ettikle rini görüyoruz. Kadın ve erke ğin her yerde ayni mahlüklar olduklarına göre, filmlerin A- | merikan, Fransız veya Alman filmleri oluşu ancak “mizan- sen,, noktasından tali derecede kalıyor. Fakat asıl değişmiyor. Çevirdiği filmler rağbet ka zanan bir kadın artist var, Ona yeni bir film çevirtmek lâzım! Fakat kadının fiziyonumisi a- ğir, bakışı hilekâr, tavırları ve edası her türlü işveye müsait. tir. Tabit seraryo, aşağı yuka- rı onu çevirecek — olan artiste göre yazılmaktadır. Fiziyono- misi ağır, bakışı hilekâr, tavır ları ve edası her türlü işveye müsait bir artist için “Erkek aldatmacası,, ndan başka bir senaryo yazılabilir mi? Fransızlarda Gina Manis, Hugette Duflos, Lily Damita, Arlette Morchal, Amerikalılar- da Joan Crawford, Norma Shearer, Greta Garbo, Alman- larda, Brigitte Helm, Marlene Dietrich ve bir az da Lilian Harvey, esmeri sarışını halk Şen rolleri kadar Vamps rolleri de yapan Anita Page ile haza “Vamps,, Kate de Nagy tarafından “Vamp,, olarak en sevilenlerindendir. Gina Manös hayatta hiç te “Vamp,, olmadığını — söylediği halde, fiziyonomisi Müsait ol. duğu için, sinemada — daima “Vamp,, olarak kullanılmasın- dan şikâyet ediyor. — Ne yapayım ki, Allah be ni böyle yaratmış, diyor, çeh- remin hali neşeli ve yahut ma- sum genç kız rollerine muva. fık düşmüyor. Felâkete uğra. mış veya bedbaht bir kadın ro lü oynarsam, — çehremin sert hatları rolümün hakkile ifası- na mani oluyor. Eğer çehrem bu kadar hainane müsait dü. şüyorsa, kabahat benim mi?, Tabiat bana n2 verdi ise, film de ondan daha ziyade istifade ediyorum. Halbuki ben hayat ta, filmde temsil ettiğim şah- siyetlere hiç berzemem, Uslu uslu evimde otururum, otomo- Sesli ve sözlü sinema Lilian Harvey gibi bir artisti bize ta- nıtti. Vakıa Lilian sessiz film de çevirmemiş değildi. Hattâ bu filmlerden Almanyada mu- vaffakıyet kazananları da ol- idu. Fakat bu filmler kendisi- ne ancak mahdut bir şöhret te. min edebilmişlerdi. — Halbuki bugün Lilian Harvey şöhretin şahil varmış bul yor. Onu dört film tanıttı: “Cen net Yolu,, , “Prenses, Emirle. riniz,, “Calais — Douvre,, ve bir de “Kongre Eğleniyor..,, Bu suretle genç artist — ta biri caiz ise — musiliki kome- dinin kraliçesi oldu. Lilian Harvey hiç şüphesiz en çok tekliflere maruz kalan Avrupalı artistlerden birisidir. Ahiren Berlinde “Kız ve Ço- cuk,, isminde yeni bir. komedi filmi daha bitirmiştir. Bu fil. min yalnız Fransızca ve Alman ca versiyonları vardır. , Birkaç güne kadar da Ber- linde yeni bir filme başlıyacak tır. Lilian Harvey için Alman derler, İngiliz derler, Ameri- kalı derler. Hangisidir? Ken. disi Londrada doğmuştur. Ber linde — oturmaktadır. Meşhur Zimmerman'ın — baletinde işe başlayarak sahneye girmiştir. Amerikaya hiç gitmemiştir. Gö rünüşe nazaran gitmeğe de niye ti yok, Lilian boş zamanlarında .| seyahati sever. Bu kış Paris ve Londraya gitmiş, son dere. ce hüsnü kabul görmüştü. Fran sızcayı bilir. Lilian'ın en çok sevdiği rol | “Kongre Eğleniyor,, filminde- |ki rolüdür. Hakikaten asıl mu Lilian Harvey bir Ve daha iki film için de angaje edildi.. KAT film daha bitirdi Lilian Harvey vaffakıyetini temin eden - film | mektup alan artiştlerinden biri de budur. Lilian dir. Günde aldığı Avrupanın en çok I beş yüzden aşağı düşmüyor. mektuplar ... Sinema haberleri " * 1932 zarfında — Amerikan film mamülâtı 550 filmden ibaret olacak- tır. Bu rakam 1917 den beri en asa ğı rakamdır. 1921 de 854 film yapıl mıştı. * Yavaş yavaş bütün tiyatro sahneleri sinemaya mı kalbedilecek? İki yüz sene evvel Maltada inşa edil | miş olan Opera binası da ahiren sine ' maya ifrağ edilmiştir. * Parbst meşhur Atlantide'in Afrika çöllerinde harici — aksamını çevirdikten sonra , bütün artistlerle berâber Fransaya ve oradan Berline avdet etmiştir. Berlinde dahili kısım larmı da bitirecek ve film hazırlanmış olacaktır. nisanda * Vera Sherbane ağır bir otomo bil kazası geçirmiş, yüzünden ve bacaklarından yaralanmıştır. eğleniyor Bütün Marsilya ayaktadır.. Meş hur Rultabil, bir kaç #ün geçirmek ve son filmi olan isimli eserin ilk gösterişte hazır bu lunmak üzere Marsilyaya gelmişti. “Kalbimin esiri” nde Mary Glo- | “Kalbimin esiri” Roland Toutain — | “Gizli Vazife,, filminde Willy Fritch ry ile oynryan Roland Toutcin, ha- ! yatta filmlerinde olduğundan — daha ateşli, daha çalâk ve daha muziptir. Bunun için, bu yaramaz çocuğun in diği otelin sahibi mütemadi bir he- yecan içindedir. Zira, Rultabil, ote- Üa kapıl pek rah buluy ve girip çıkmak için ya — pencereyi, yahut ta, su borularını ve damı ter. cih ediyor. Roland Toutain kendisi. ni görmiye gelen kadınlardan ihti- yar ve çirkin olanlarına da dilini çı- karmaktadır.... Bununla beraber, her kes onu seviyor. Böyle sevimli çocu ğa hangi can dayanır. ? bilime biner, kıra giderim. Pa- ris civarında bir sayfiye al- dım. Orada kendi — kendime, kimseye zararım olmadan otu - rurum. Demel. ki, hayatta bu ka- dar sakin artistleri bile, sine. ma Vamp diye kullanıyor. Be- reket versin, son zamanlarda halkın zevki değişti. Şimdi her ikcs operet, müzikalı — komedi ive komik filmlerden hoşlanı- İyor. — Sinirlerin gerginliği | Vamp istilâsının önüne |ti geç- Hilâliahmer Beşiktaş kazasının senelik kongresi perşembe günü ya- pılmıştır. Kongrede Hilâliahmer rei- si Ali Pş, kaza kaymakamı — vesair zevat hazır bulunmuşlardır. Kongre yi müderris Dr. Etem Akif B. açmış ve müteakiben kongre reisliğine dr. Ali Pş. ve kâtipliklere de — muallim İhsan Beyle muallim Münevver Ha- nım secilmişlerdir. Bundan sonra senelik mesai rapo- Hilâliahmer Beşiktaş kongresi ru okunmuş ve tasvip edilmiştir. İdare heyetinin son senelerde va- ridatını artırması takdir edilmiş ve özmilün bezlb * Zühtü B. cevap vermiştir. Müteaki. ben yeni idare heyeti intihabına ge- çilmiş ve neticede Etem Akif, dr. Halil, Zühtü, Kıymet, Muzaffer, Ba ha Kâmil, İhsan, Emin Şükrü, şaü Sıtkı, Edip ve Hulki B. ve Hanım lar itifakla intihap edilmişlerdir.