1 Ekim 1936 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 9

1 Ekim 1936 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

298 SEEVETİFÜNUN No, 353 —d08 Hikâye : Büküle büküle uzıyan yollar, genç çiftin ayaklarına sarmaşıklar gibi satılıyordu. Deli- kanlı, meyillerin boşluğuna, enginlerin 8essiz- liğine dalmış, kolundaki sevgilisine anlatıyordu : — Zaman zaman denizlerin dibine çöken tortular nasıl en alttaki satıl üzerinde yeni ye- ni tabakalar hasıl ederse, senin ruhumda bırak- tığın ilk izlerin üstüne yığılan batıralarda örtülmüştü. Zamanın hakikat yılı bütün kuvve- tile esince benliğimin en derin yerlerini sars- mağa başladı; gençliğimin, ilk aşkımın üstüne yığılan gönül hatıralarımı savurdu, o emel ça- &ımı daha müstehaseleşmeden bütün çıplaklığilâ meydana çıkardı, işte koyulaşan aşkımın alev- lendiğini görüyorsun. Ah bu ilk aşk!.. İnsan bütün varlığını, yaşadığını unutsa bile ilk aş- kını, ilk sevgilisini asla unutamiyor.. Ayağına çarpan bir taş, genç adamı daha fazla şairleşmekten kurtardı : yi — Evlendin, dedi, bu senin için geri çevrile- miyecek bir mecburiyetti. Çünkü vardığın adam, iflas etmek üzere bulunan babana kendini toplı- yabilecek pek kazançlı bir ortaklık teklif etmiş- ti. Yalnız senin ona varman şartile.. İyi bili- yorum, sen de istemiye istemiye, bir aileyi sefalete sürüklemekdense aşkını boğmağa boyun iğdin. İki sene ayrılıktan sonra benimle tekrar görüştüğüne, seviştiğine hoşnut musun Leylâ?.. Yorgunluğunun farkına varamadığı bu uzun yolculuktan genç kadının beyaz yüzü penbe- İeşmişti; canlı dudakları bir çilek tabağına düşmüş bir kiraz tanesine benziyordu; dudak- larında kızıl bir gülüş belirdi: — Ergün, dedi, o kadar memnunum ki, kendimi yeniden dünyaya gelmiş gibi görüyo- Tum.. Yolun birkaç kola ayrılan çatalına geldik- leri vakit Leylâ, Ergünün kolundan yayını kır- mış bir ok gibi sıyrıldı: — Eyvah|. Şaziyeler geliyor.. Ergün |. Leylâ, karşıdan gelen bir genç ve iki yaş- lı kadını görmemek için başını öbür tarafa çe- virerek yürüdü. Fakat ihtiyarların yanındaki genç kadın, gözlerini Leylâdan ayırınıyordu. Üç yolcu sevgililerden hayli uzaklaşmıştı. Leylânın yüzü sapsarı bir güzellik içindeydi. Korktuğu bu rzstlayış onun sinirlerini gevşet- mişti. Ergün sormadan 0, çabuk çabuk anlat- mıya başlafı : mahvoldum KORKU ! saril... mmlik mmm. 9 Yazan : Enver Naci e — Şimdi yanımızdan geçen genç kadın, kocamın ilk konuştuğu ve sevdiği kızdır. Şâzi- ye denen bir kızla evlenmeden evvel ufak bir arkadaşlığım vardı. 'Ta kızlığında Fazıl ile (Leylânın kocası) konuştuklarını bir kere bana söylemişti. O, benden iki yıl önce ihtiyerca bir zengin adamla evlendi. Böyle olduğu halde gene Fazıl ile konuşmasını bırakmamış. Ama bu sefer aşıkca değil, tam arkadaşca görüşür- lermiş. Hattâ Fazıl, Şaziyelere gider, gelir ve kocasile kırk yıllık ahbabmış gibi sohbet eder- lermiş. O, artık aşıklıktan çıkmış'ta bir aile dost olmuş! Fazıl benimle evlendikten sonra da bu ahbablığa nihayet vermedi. Galiba uzun bir müddet daha ver&miyecek. Bugün bile arada sırada onlar bize gelirler, biz onlara gi- deriz. Tabii aradaki bütün münasebetler tema- mile dostçadır. Fakat... Şaziye şimdi gider, kocama beni bir erkeğin kolunda gördüğünü söyler, biraz gevezedir, hiç ihmal etmez, mu- hakkak söyler.. eyvah !. Kocamın bana büyük bir emniyeti vardı. Bunu İn ge artık bütün doğru sözlerime de inanm Ergün genç kadından re üzüldü. Bir ke- limecik bile söylemiyor; bu beklenmedik rast- layışta en çok kendini suçlu tutuyordu. Leylâ, uzun bir durgunluk geçirdikten son- ra dudaklarını büke büke içini çekti, yalvarıci bir sesle: — Beni: söyliyeceklerimden dolayı affet !. dedi ve yaşaran gözlerini silerken kekeledi : — Bütün hayatımı senin varlığına bağla- mak isterdim. Ne yazıkki, bir başkasına bağ- lıyım. Artık ömrümü hep o sürükliyecektir. Bu gezmelerimiz bana o kadar tehlikeli ki.. Her halde benim kötülüğümü istemezsin. Ma- dem ki birbirimizi seviyoruz ve bu sevgimiz hayatlarımızı birleştiremiyecektir; o halde tek yaşamak bize bir mecburiyettir. Şimdiden sonra birbirimizi görmiyelim, Ergün.. Beni bu sö- zümde mazur gör. Bir ailenin hayatı benim hareketime bağlı. Eğer ondan ayrılıp ta sana varacak olursam kocam önce babamın ortaklı- ğını bozacaktır. Haydi «ne çıkar?» diyelim. Fakat O zaman aileme kim bakacak ? Senin vaziyetini biliyorum, Aldığın maaşla bizi ge- çindiremezsin. Beni affet Ergün! Gideyim de senin aşkının rüyaları içinde hayatımı kocama teslim edeyim. Genç kadının gözlüri gene yaşla doldu;

Bu sayıdan diğer sayfalar: