5 Kasım 1936 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 15

5 Kasım 1936 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 15
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

No, 2098—413 Onun gibi ben de alçalabitirdim.. Fakat bunda bir mecburiyet göremiyordum,. Onu sevmek bana kdfi geliyordu... Sevilmiye ihtiyacım yoktu be» nim., O halde neden bu mücadeleyi çekmeliydim!.. Onu bırakmam lâzım geliyordu.. Sevgimi kur. tarmak için bu lâzımdı.> «Biliyordum ki aşkın zevkini ancak, sevil- meden sevmesini bilenler duyar. Karşılıklı his- lerin yaklaştırdığı insanlar aşkın değil, ancak şehvetin esiridirler. Ne olurdu, o da bunu anlasaydı.. Şüphesiz ne kadar mes'ud olacaktı.. Fakat mademki an. damadı...» Satırlar devam ediyor.. Aşk yavaş yavaş değişmekte. Artık yalnızca sevmek kâfi gelmi- yor. Çünkü kıskanmıya başlamıştır. Sevdiğinin yanlız kendisinin olmasını istiyor. Aşk hayata doğru alçalmaktadır. Bu andan itibaren acılar başlırör. Delikanlı bedbin seneler yaşıyor. Hülyaya fazla ehemmiyet vermekle yaptığı hatayı anlamıştır. Gidip yalvarmıya ve af dile- miye gururu manidir. Bu yüzden unutmak isti- yor onu... Halbuki, boş vakitlerinde hep onu düşün- mekte., Şu halde boş vakitleri doldurmak lâzım.. Sefahat, kumar ve içkiye kaptırıyor kendini.. Yuvarlanıp gidiyor.. Hayatına yüzlerce kadın girip çıkıyor. Delikanlı hâlâ hayalindeki o kü- çük sarı kızı sevmekte... Bu'kız, artık kendin- de olmıyan meziyetleri de yüklenmiş.. bir ilâh olmuştur. Bazan unutur gibi oluyor onu... Fakat için- de bir uçurumun açıldığını hissediyor. Çünkü aşkın acılarına alışmıştır.. zevk buluyor onlarda... Acısız yaşıyamıyacağını anlıyor.. ve, tekrar bir çılgın gibi... Birden elinden kalemi bıraktı. Ve masanın gözlerinden birini açarak tek bir kâğıt aldı. Hemen yazmıya koyuldu. Bütün halinden son satırları yazdığı anlaşılıyordu... Genç kız, altın bukleli başını tekrar onun omuzuna yaklaştırdı.. Acele etmek lâzımdı.. Bi- raktığı yerden başlarsa yetiştiremiyecek.. Son yaprklardan birini buldu. Sayı 26.. Şöyle başlıyor : « Kulaklarıma inanamıyordum. Aparlımanı- na davet ediyordu beni.. Yanlızmış.. Çok güzel saatler yaşarmışız,. Daha neler, neler,.. Elimle onun boğazını sıkmak, ve söylediklerini boğuk hırılılara çevirmek zevkinden zor alkoyuyordum kendimi... Bu kadın benden ne istiyordu ?.. Neden evi- UYANIŞ 319 ne çağırıyordu beni ?.. Demek bana teslim ola- caklı ha.. Demek o da, bütün ötekiler gibi kol- larımın arasında, hayvanca bir zevkin âleti ola- caktı ha.. Hayır bu kadından uzaklaşmam ldzwnde.. Davetine gitmiyecektim, Fakat ak hâtıralar,, o eski hâlıralar,, Beni islemiye istemiye ona bağ- İyorlar.,. Gitmiyeceğim, isyan ediyorum, Bu gidiş benim #damım olaoak.. Actlarım, hülyalarım, ilhamlarım, her şeyim, her şeyim o gün mahvolacak.. Ve ben.. ben ne olacağım o zaman?... Gilmiyeceğim ogün.. Ha- yır.. gilmiyeceğim...» Kalem kâğıdın üzerinde isyankâr bir hışırtı kopardı. Genç kız, birdenbire ürktü bundan ve kalemin ucuna baktı. Orada, hemen oracıkta bir tarih ve birde imza.. Yazı bitmişti artık... Genç adam, kalemi elinden bıraktı.. bir bardak daha şarap içerek son sayıfayı tekrar okumuıya başladı.. O da onunla beraber okuyordu. «Onun yüksek hâtıralarını saklamam lâzım.. Ben, onlarsız yaşıya nıyacağım.. Hemen uzak. laşmalıyım bu yerlerden... Burası beni artık st. kıyor.. sıkılıyorum.. O hâtraların., e solan, parça parça yerlerde sürünen temiz hâtıraların tekrar beni bulması için, bu yerleri bırakmalı. yım,. Yanlız m:?., Hayır, hayır.. O küçük kız benimle beraber gelecektir.. Bu muhakkak.. Çünkü beni seviyor, o.. Ben onun gözlerinde, eski hâ- haralarımı, eski duygularımı, eski heyecanlarımı yaşatacak; tekrar o kızın aşkin: tuluşturacak saflığı bulacağımdan eminim...» İskemlenin arkasına dayandı.. kollarını aça- rak uzun uzun gerindi.. Ve sonra, masanın ü- zerine yüzükoyun kapanıp kaldı... Genç kız, kıpırdamıyor... Birşey düşünmü- yor.. Olduğu vaziyette dimdik duruyor.. İçinde yavaş yavaş ürperen bir sevinç var... Karanlık şuurunda parlak noktalar boncuklaşıyor.. Bu sevinci.. bu sonsuz sevinci,. bu binbir tereddüt ve azabın arkasından birdenbire parlayıveren se- vinci yudum yudum içiyor.. Epice zaman böyle kaldı.. Yavaş yavaş ba- şını önüne iğdi. Şimdi gözleri karşısındaki ada- mın dalgalı saçlarında dolaşıyor.. Onları okşa- mak, öpmek, koklamak istiyor... Sevinç ona birçok şeyler yaptıracak... Bu coşkun heyecan akışı içinde yavaş yavaş küçük fikir kırıntıları doğmıya başladı.. Düşü- nebiliyordu artık... — 5 384 İnci fada — onu "ağ

Bu sayıdan diğer sayfalar: