November 5, 1936 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 20

November 5, 1936 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 20
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

384 SERVETİFÜNUN H AT | | N L A R İ UYANIŞ Tedi günde | bir. Rl yerine çıkar. yn gazetesi | Telefon : 2-1013 : İstanbul Uyanış Abonesi : hüm, > Mi şi aylığı 600 rs — Başı 378 inci sayıfada — Gazetemize ilân verecekler, İstanbulda Kemal Salih, Hofer Saranon ve Huli İlân Şirketine gilmelidir. No. 2098—413 Yabancı ülkelerde 36 İsviçre frangıdır. Bir sayın GÖ Kuruştur Yazıları hatırlıyor.. Neydi onlar?.. Kendi- sini de beraber götürmek istiyordu değil mi?.. Düşünüyor. Gözünde renkli bir tablo doğmakta.. Bir vapur güvertesi.. Yanında o, ayakta duru- or.. Hayır, hayır.. uzandığı şezlongun yanına ilişmiş.. Ona neler, neler anlatıyor. Ve vapur.. lâcivert denizin bağrına beyaz köpükten hâtıra- lar bırakarak ilerliyor. Uzak, çok uzak buğulu iklimlere doğru... Sularda köpükten hâtıralar oynaşmaktalar.. Hâtıralar.. hâtıralar.. hâtıralar... Dalgaların hâtıraları bunlar.. Dalgalar da tıpkı insanlar gibi.. Onlar da hâtıralara bağlı demek.. Sevgilisi de öyle değil mi?.. Hem ne diyordu o Satırlarında?.. «Heki hdtıralarımı, eski duy- gularımı, eski heyecanlarımı bulacağımdan emi- nim..» Evet, hem de bunları kendi gözlerinde bulacaktı değil mi?.. Oh yarabbi ne kadar mes- uddu.. Fakat dur!., Cümlede bir şey daha var- dı. Neydi o?.. Ha.. «tekrar» diyordu «tekrar o kızın aşkını tutuşluracak saflığı bulacağım. dan eminim...» Bu ne demek?.. Ne demekti bu?.. Bir türlü anlamıyordu. Yok.. anlamak istemiyordu.. Oh, ne müthiş şeydi bul. Vaktile onu seven bir kadının hâtıralarına kendi gözle- rini bekçi mi yapıyordu?.. Demek o, düşmanı olduğu o hatıraları yaşatmıya vesile mi olacak- t1?.. Hayır, hayır.. onu demek istemiyordu... Belki çok başka şeyler demek istemişti... Öyle olmalıydı.. Öyle olsaydı.. Ah, ne olurdu öyle olsaydı... Yazık, çok yazık ki öyle değildi... İlk düşündükleri tamamile doğruydu. Gururunun ayaklandığını, bütün benliğini sararak aşkına bile pençesini geçirdiğini hisse- diyordu.. Birden vücudünden bir sarsintı geçti. Gitmiyecekti... Onunla beraber gitmiyecekti.. Belki bu aşk bitirecekti onu.. Fakat gitmiyecekti. Artık bu kadar alçalamazdı.. Alçalmamalıydı... Demek.. demek onu hatıralarına bir... Hayır, gitmiyecekti.. Gidemezdi de... Demek o kadının aşkını tekrar tutuşturmak için gözlerinin bütün saflığını ona verecekti ha... Yok.. bunu yapa- mazdı.. bu fedakârlık fazlaydı artık.. Hem gu- rüru buna... Hayır.. hayır.. gitmiyecekti... Birden geri döndü.. hızla kapıya ilerledi.. ve, sofaya kaydı... Sokağa çıktığı zaman göğsünü temiz bir ha- va kapladı.. Gece sessiz ve durgun.. Uzaktan, kurbaların ve ağustosböceklerinin sesleri bir- birine karışarak geliyor. Yıldızlar, denizin ka- ranlıklarında sallanarak uyumaktalar.. Ufukta yarısı kırılmış kızıl bir ay yükseliyor. Vakit gece yarısı.. İlerliyor. Ve, eski günleri düşünüyor... Beraber dolaştıkları bu yollar;. beraber duyduk- ları bu böcek sesleri,. ve, beraber seyrettikleri bu kırılmış ay... Daha bir sürü hatıralar.. hatıralar.. geri gelmez oldular artık.. lar demek... Hayat.. hatıralar... . Hepsi Hepsi hatıra oldu- Aşk,. her şey bu hatıralar... bu.. Fikret Menemencioğlu DÜNYA NİMETLERİ — Başı 371 inci sayıfada — misal olmak üzere, aşağıya kitaptan lâslettayin par- çalar alıyorum. Zira Andr6 Gide, ancak örnekler ü- zerinde, anlatılabilir.. Aşağıya aldığım parçalar eserin mütercimi Avni İnsel'in nefis teroümesi hakkında da, kâfi bir fikir verebilecektir, kanaatindeyim. Bu cüm- lelerde, tekrar edeyim ki, yalnız hayat sevgisini, yal- nız orzuyu; kısaca, Andre Gide'in «harikulâde açlığı- nı» buluyoruz: «Çimen gibi taze, çillerdeki çiçekler gibi güzel, ça- amm yonsalardan daha evvel solmuş veya biçilmiş ten neş'eleri.» ör hissi - hislerimizin en hüzün verioisidir. Temas edemediğimiz herşey bizi müteessir eder.» «Her akşam yatağımın başucuna bir arzu çömelirdi. Onu her fecirde orada bulurdum. O, bütün gece beni beklerdi. Yürüdüm, arzularımı yormak istedim; fakat, vüocu- dümden başka birşey yormadım.» «Hislerimin bütün neş'eleri yalanlar gibi nâtamdı.» .. Susuzluğum, tçtikçe saatten saate artıyordu. En nihayet 9» öyle şiddetlendi ki, az kalsın arzudan ağlı- yacakitm Gide, hayatı şöyle kabul ediyor: «Nathanaöl, benim için hayatın şekli: arzu ile dolu dudaklar üzerinde lezzetle dolu bir meyva.» «Dünya Nimetleri» avâre bir ruhun, ifrat bir ih- tirasın, dağınık duyuşların, eseridir, belki... Fakat, bütün güzelliği de buradadır. Bu eser «Uyanış» ta tefrika olunup, kitab halinde çıktıktan soura, mat- buatta büyük bir alâka, uyandırdı. Bunu, eserin mü-- ellifinin şahsiyetine olduğu kadar, mütereiminin de bu vadideki kudretine borçluyuz. Avni İnsel, bu işi Hap gok uğraşmış, bu suretle bu sahada çalı- şanlara örnek olacak bir muvaffakiyet elde etmiştir. Gavsi Halit Ozansoy AHMED İHSAN Basımevi Ltd.

Bu sayıdan diğer sayfalar: