8 Mart 1932 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

kendisini SON POSTA .AREBESİNDE .ya Neden Yenildi Ü Yazant Emil Luduvlş N. aarebenin İlkG nlerinde,Her Şeyin Altust Olacagı Bir Dakika Gelmıştı '— Alman imparatoru muha- rebe oınasındı hâdisatın iç yü- zünü tetkik edecek yerde haki- kate karşı gözlerini yumdu ve hudutsuz bir nikbin- liğinin içine koyverdi. Kuvvetli bir şahsiyet olarak görünmek istiyordu. Halbuki manevl kuv- vetten mahrumdu ve kendi arzusu ile bu hakikat arasındaki tezat, muharebenin feci neticesi yaklaş- tıkça daha fazla görünüyordu. , İkinci “Giyom,, un muharebe esnasında arzettiği şahsiyet işte budur ve bu hüküm imparatoru- nu pek iyi tanıyan Jenerallarin- den biri tarafından verilmiştir. İlk Mes'uliyetler İkinci Giyom askerli rlülessa- nın İntihabından şahsen mes 'uldü. Milyonlarca neferden mürekkep muazzam bir ordunun idaresini namuslu ve afif Jeneral “Molt- ke, ye cebren kabul ettirmişti. Hakikatte bu vazife insan haya- tına hürmetle telif edilemezdi, asabın çelik kadar kuvvetli ol- masına lüzum gösterirdi. Binaen- aleyh (Moltke) nin kârı değildi. İmparator Giyom fazla olarak kendi kafasindan çıkan taarruz plânını da “Moltke,, ye kabul ettirmişti. O taarraz plânını ki daha evvel Erkânı Harbiye Reisi olan Jeneral “ Sehliffe ,, e de göstermiş — ve — onun da bilâitiraz — tasvibini almıştı. Bu plân büyük “ Moltke ,, nin çok evvel yaptiğiı sevkulceyş plânla- rından farklı idi. Garp cephesi lehine Şark cephesinin zayıfla- masını İstilzam ediyordu. İlk Dakikalar... Fakat muharebenin ilk günle- rinde öyle bir dakika geldi ki, te- sadüfün herşeyi zannolundu: Londrada bir suite- fehhüm çıkmıştı. Bu suitefehhüm neticesinde Fransanın İngiliz ga- rantisi altında muharebede bi- taraf kalacağı — zannolunmuştu. İşte o zamandır ki bu taarruz plânının nekadar — kıymetli oldu- ğu Aaskerlikten hiç anlamıyanlar tarafından bile anlaşıldı. İmaratorun Bir Sözü.. Ağustosun birinci günüydü. İmparator Erkânı Harbiye Reisi Jeneral Moltke ile bu yanlış haber etrafında konuşuyordu: — Şu halde, dedi, bütün or- du ile şarka yürüyeceğiz de- mektir. Moltke cevap yerdi; — Haşmetpenah bu, imkân haricindedir. Bir milyonluk bir ordu yoktan var edilemez. Mey- dana gelen şey kıymetsiz, kar- makarışık bir insan güruhundan ibaret kalır. İmparator sert bir sesle sözü kısa kesti: — Amcanız büyük Moltke şimdi berhayat — olsaydı bana başka bir cevap verirdi. Moltke ısrar etti; — Harekâta garp cephesinde kuvvetli, şark cephesinde ise za- yıf bir taarruzla başlanacaktır. Bu, daha evvel derpiş edilmiş | | altüst edeceği | Moltke taarruzun Garp cephesinde bilhassa kuvvetli olmasını istiyordu olan plânın icabatından başka türlü hareket mümkün değildir. Londraya Telgraf.. İkinci Giyom bu muhavereyi müteakıp Londraya bir telgraf çekti: — Fenni esbap dolayısile, bugün öğleden sonra yapılma- sını emrettiğim seferberlik, ha- zırlık plânına tevfikan Garbta ve Şarkta iki cephe üzerinden icra | edilecektir. Aksi bir emrin veril- mesi mümkün değildir. Ümit ede- rim ki Fransa sinirlenmiyecektir.,, Dedi. Hudutta da tahşidat icrasının önüne geçilemiyordu. Fakat di- ğer taraftan bu tahşidat büyük bir tehditteşkil ediyordu. Baş- vekil Betman Holveg bu tehdidi biraz hafifletmek istedi. İmpara- tora söyledi. Muhaverede Büyük Erkânıhar- biye Reisi Jeneral ( Moltke ) de hazırdı. Fakat İmparator onun fikrini almadan yaverine emretti: — 16 ıncı fırka Lüksenburg üzerine yürümiyecektir. Hatıratında bu sahneyi tasvir eden _Ieneral “Moltko,. nin kita- bında şu satırları okuyoruz; — Kalbimin — parçalanmak Üzere olduğunu hissettim. Bir sekteye — uğrıyacak — gibiydim. Taarruzumuzun şirazeden çıkması ihtimali tekrar büyümüştü. Evi- me tamamen bitkin olarak dön- düm. Yesimden ağladım. Odam- da mağmum olarak bekledim. Saat on birde tekrar haşmetpe- "'nahın nezdine çağırılıncaya kadar hiçbir. yere çıkamadım. ,, Aradan geçen müddet zar- fında Londradan gelen haberin yanlış olduğu anlaşılmıştı. Tekrar Fransaya karşı tahşidatta bulunu- lacak, mukarrer plân dahilinde hareket edilecekti. Fakat Jeneral “Moltke,, hatıratında diyordu ki: — Buna rağmen hâdisenin üzerimde bıraktığı tesiri sileme- dim. İçimde birşey tamir kabul etmez bir şekilde kırılmıştı, em- niyetim ve itimadım sarsılmıştı.,, vir Bu, neticesiz kalan suitefeh- hümün hikâyesi, büyük bir harbin tarihçesinden daha manidardır: ( Arkası var ) Briyan Nasıl Bır Adan_ı_dır X (Baş tarafı 1 inci sayfada ) Nezaretinden çekilmişti. Bir müd- det istirahat ettikten sonra Pa- rise dönmüş, tekrar siyas! te- maslara başlamıştı. M. Briyan : — Ben sağ iken harp olmı- yacaktır ! Demişti. Ölümü, belki onun korktuğu bu tehlikenin tahakkuk etmesine sebep ola- caktır. Kendisi — Cümhuriyetçi Sosyalistti. 1906 danberi hemen bilâfasıla iktidar mevkiine gelen kabinelerde bulunmuştur. Ken- disine, müşkül zamanlarda vazi- yeti kurtaran- adam, deniyordu. (11) defa Başvekil olmuş, 27 defa nezaret deruhte etmiştir. Nezaretlerinin on üçünü hariciye- de geçirmiştir. Gençliğinde Nant ve Sentet- yen şehirlerinde avukatlık yapı- yor, daha ziyade amele taraftar- lığı gösteriyordu. O zaman, bir- çok sindikaların davalarını — Üc- retsiz kabul etmiştir. Sosyalizm- den ayrılması üzerine eski arka- DU daşları ona Hain ,, ismini vermişlerdi,. Harpten evvel en büyük eserleri Vatikanla katı münase- bet, amele sindikaları kanunla- rını yapmak olmuştur. Harpten sonra ise Vatikanla iadei müna- sebat kanununu vücude getirmiş, Tuvaride Alman Hariciye Nazırı Strezemanlailk Fransız - Alman temasını yapmış, Avrupa Birliği fikrini ortaya atıp müdafaa etmiş, meşhur Briyan - Kellog muka- velesini vücuda getirmişti. Sulh adamı olduğu söylenirdi. Şehrzadebaşı Raşit Riza Tiyatrosu Perşembe günlü akşamı O TELLO Şkespirin şaheseri Mart &8 Ekmek Pahalılaşamaz (Baş tarafı 1 inci sayfada ) ziyade ileri “sürülen fikir ekmek fiatlarına 5 kuruş zam yapmak fikridir. Bütün bu teklifler buğday fiat- larının himayesi ve buğday me- selesinin halli için ortaya atıl- mıştır. Filhakika bütün — mem- leketlerin bir iki senedenberi bu mesele ile meşgul olduğunu ve muhtelif tedbirler aldığını görü- yoruz. Bu memleketlerden Ro- manya, Bulgaristan, Macaristan gibi, iktısadi kudretleri — esa- sen zayıf olanlar vaziyetlerini kurtarmak — için Ayvrupa itti- hadı gibi beynelmilel bir an- laşmıya ümit bağladılar. Bunlar- dan bazıları, meselâ Bulgaristan, 1930 senesinde buhranı atlatmak için muvakkat tedbirler alarak fazla mahsulünü hükümet zara- rina ucuzca satarak dahili buğ- day piyasasını kurtarmıya çalış- mıştır. Fakat bütün bu tedbirler muvakkat ve idarei maslahat kabilinden şeylerdir. Bizim vaziyetimiz ne Âvrupa ittihadına bel bağlamıya, ne de muvakkat tedbirlerle idarei mas- lahat siyaseti yapmıya — müsait değildir. Biz esaslı tedbirler al- mak mecburiyetindeyiz. Tavsiye edilen tedbirleri şöyle bir gözden geçirelim: Fiat Tahdit Edilsin Buğday fiatını tazim için ba- zıları şöyle bir “tedbir teklif ediyorlar: Bulgaristanın geçen sene yap- tığı gibi, hükümet buğday fiati için memlekette asgari bir fiat tayin eder. Gümrük resmi kiloda altı buçuk kuruş olduğuna ve hariçte buğday piyasası (5) kuruştan Aaşağı olmadığına gö- re, dahili piyasa, meselâ, (9) kuruş gibi bir asgari had tayini kabildir.. Bu takdirde tüccar, bu fiatten yukarı müşteri bulursa satmakta — serbesttir; fiat bu hadden aşağı düşerse bu asgarl fiat üzerinden hükümet malı sa- tin alır. Eğer buğday istihsalâtı, istih- lâktan fazla değilse, fiat (cihan piyasası, gümrük resmi ) düstü- rüne göre 11 kuruş raddesinde olacağından, ©o vakit hükümete kimse mal satmaz, fiatler de düşmez. Buğday himaye edilmiş olur. İhracat Primi Buğday ihraç eden tüccarlar, Yunanistanda tatbik edilen ihra- cat primi usulüne taraftardırlar. Bu tedbire göre hükümet harice zararına buğday ihraç edecek tüccara prim vererek zararlarını kapatacak ve bu suret- le buğdayın harice çıkmasını ““EMLÂK ve EYTAM BANKASI İLÂNATI teşvik etmiş olacaktır. Fazla buğ- day harice çıkınca dahilde kala- nın fiatı kendiliğinden yüksele- cektir. Ekmeğe Zam Şimdi en ziyade revaçta olan üçüncü teklif te şudur: Bu teklife göre buğday Hat- lerini köylü lehine olarak şu su- retle yükseltmek mümkündür. Şimdiki vaziyette 7 kuruşa yediğimiz ekmeğin okkasını 12 kuruşa çıkarmakla aradaki beş kuruşluk farktan yari yarıya köy- lü lehine 30 milyon ve bütçe için de 30 milyon lira temin edebiliriz. Biz buğday ihracatçısı bir memleket olmadığımız için buğdayı kıymetlendirmek — ameli- yesini başka memleketlere nis- betle daha kolay yapabiliriz. Bu teklifi yapanların istihdaf ettikleri ikinci gayede bütçedeki noksanı kapatmak ve devlet büt- çesini sarsılmaktan kurtarmaktır. İstihlâk Kabiliyetini Artırmak Bazı salâhiyettar zevatın mü- taleası da şudur : Buğday meselesini mustakil ve münferit bir mesele olarak al- mak doğru değildir. Asıl mesele istihlâk eşyasının fiatları — ara- sındaki muvazenesizliktir. Ekmek fiati ile şeker, petrol, tuhafiye eşy ası fiatleri arasında mühim bir ahenksizlik vardır. Ekmek fiatini artırmakla diğer eşyanın fiatle- rini indirmek mümkün değildir. Halbuki diğer eşyanın fiatleri bu nisbette kaldıkça ekmek fia- tini çıkarmak, köylünün istihlâk kabiliyetini artırmaz. Yapılacak şey diğer eşyanın fiatlerini indir- mek, hayatı ucuzlatmaktır. AL- manya bunun yolunu da göster- Devlet Teşkilâtı Diğer baziları buğday mese- lesini memleketin en mühim iktı- sadi ve mali meselesi addettik- leri için, bu işin teşkilâtlandırıl- ması, istihsalâtın tanzimi İüzu- munu ileri sürüyorlar. Türkiye şimdiye kadar buğ- dayını hariçten getirtiyordu. Bu sene fazla buğday istihsalinden mustariptir. Şu halde istihlâkten ziyade, istihsaldeki müvazenesirz- likten mustariptir. Binaenaleyh evvelâ istihsali tanzim etmek lâzımdır. Bunun için de ayrı bir devlet — makanizması — kurmak, plânlı bir teşkilât yapmak za- rureti vardır. Ve bu yapılma- dıkça buğday meselesinin, buğday meselesi halledilmedikçe bütçe ve para meselesinin halledilme- sine imkân yoktur. İşte bugün buğday meselesi etrafında ileri sürülen fikirlerin hulâsası şudur. | miştir. EMLÂK VE EYTAM BANKASI İSTANBUL ŞUBESİNDEN: Satılık Haneler Kat'i İhale: Nısıf Taksitle Satış 1 ee BCYOğıunda Kâtip Mustafa Çelebi mahallesinde Hoca zade sokağında 6 oda 4 sofa, mutfak, sarnıç ve müştemilâtı saireyi havi 10 numaralı hane, 2 — Haliç Fenerinde Tevkü Cafer mahallesinde Kiremit caddesinde 4oda 3 sofa ve müştemilâtı saireyi havi hane. Esaslı tamire ihtiyacı olmıyan ve her tarafa kurbiyeti bulunan işbu hanelerin İstanbul Dördüncü İcra Dairesinde 10 Mart 1932 tarihinde icra kılınacak 931 - 194 ve 302 dosya numaralı müza- yedesine iştirak edeceklerin uhdelerinde kaldığı takdirde şeraiti umumiyemize tevfikan beş sene müddetle bedeli müzayedenin nısfı derecesinde ikrazda bulunulacağı ilân olunur.

Bu sayıdan diğer sayfalar: