8 Mart 1932 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ç ÇTT 6 _Sğyfa- Hai ea A ” l aSi Ka n I — y ı,lıı.,'l a Kza | SON POSTA T Te (KK wT el TRİB. , S TELdA SİZAR A y MANZUM KOMEDİ HAYDUTLAR KIRALI ) Birinci Sahne İHSAN EFENDİ — BURHAN |Perde açıldığı zaman, Ihsan Efendinin Istanbuldaki evinin temiz bir yatak odası görünüyor. Ihsan Efendi, ölüm derecesinde, hastadır. Oğlu Burhan yanıbaşına oturmuştur. Ihsan Ef. oğluna vasiyyet eder:| İHSAN EFENDİ Oğlüm !.. Kapatıyorum dünyaya gözlerimi, Sana vasiyetimdir, dinle bu sözlerimi: Çalışıp biriktirdim iki bin sarı lira, Sana miras kalıyor şimdi bütün bu para!l Fakat önce kulak ver babanın son pendine: İhtiyat akçe ayır bin altını kendine, Üst yanını en kanli bir eşkiyaya ver ki, Bu. parayla haydutluk yapmaz bir daha - belki ! BURHAN yer (Bu sözden birşey anlamamış giblı)| Tam bin sarı altını hayduda mı vermoli ? Benim hayrülhalefim olmak istersen eger, Mutlaka bin altını en büyük şakiye ver! İHSAN EFENDİ Hayır işlemek için cömertlik göstermeli ; Duydum: Anadoluda kanlı katiller varmış, Bunlar adam öldürür, kervanları soyarmış! Kuvvetlerini verip tabancaya, kırbaca, Bazı vilâyetleri keserlermiş haraca ! Nice zengin adamlar bu yüzden yoksul kalmış, Nice, erleri ölen, genç kadınlar dul kalmış! Bu haydutlar nekadar kimseye vurmuş bıçak, Onların şerlerinden, sönmüş nekadar ocak! Vereceğin para ile, bir haydudu eğer sen Tuttuğu fena yoldan geriye döndürürsen, Emin ol ki girersin en büyük bir sevaba, Bu kazandığın sevap hatta gelmez hesaba! Benim hayrulhalefim olmak istersen eğer, Mutlaka bin altını en büyük şakiye verl.. İkinci Sahne BURHAN — ÇAKIRCALI (ihsan Ef. ölmüştür. Oğlu Burhan, baba- sının vasiyetini tutmak için bırakmış olduğu mirasın bin altınını yanına İhtiyat akçesi olarak alıkor. Mütebaki büyük şakiye vermek üzere, Anadoluda seya- hate çıkar. O zamanlar Anadoluda meşhur “Çakırcalı,, etrafı haraca kesmiştir. Burhan da bu paranın ona lâyık olduğunu anlıyarak “Cakırcalı,, yı Konuşurlar : | bin altını da, en muvaffak bulmıya olur. BURHAN (Çakırcalının önünde, ellerini kavuşturup, ayakta durur: | Ağam!, Altı ay evvel, babam dünyadan gitti, Fakat şunu, ölürken, bana vasiyet etti: “Sana ben veriyorum bugün tamam bin lira Memlekette en büyük bir şakiyi git, ara, İHSAN EFENDİ. . . . Zengin, BURHAN A Ku ( Jandarmalar, Bir kuruşuna kadar, bu parayı ona ver...,, Altı aydır. dolaştım nekadar vilAyetler, yüce harap, — oldum, yoruldum ! dağ başlarında Tanrıya şükür olsun, nihayet sizi buldum! (Para kesesini uzatarak: | İstediğiniz gibi, bununla yeyin, için, Fakat, tövbekâr olup, hırsızlıktan vazgeçin! ÇAKIRCALI (Uzun bir müddet düşündükten sonra:) Evlât!.. Sen saf çocuksun.. Dinle benim sözümü : | Dünyada, bin günahla, kara ettim yüzümü, Ben ahirette babana fakat mahcup kalamam Benden büyük hırsız var, bu parayi alamam! Kimdir? Diye sorarsan bu eşkiyanın adı, Sana sağlık vereyim: Konyaya oldu kadı! Bu sarıklı haydutun şeytandır öz kardeşi, Billâhi, hırsızlıkta, onun bulunmaz eşi! İki metelik için, babasını parçalar, Kadınların gözünden sürmeyi bile çalar ! Babanın son sözünü yapmak istersen eğer, Elindeki parayı Konya Kadısına ver |.. BURHAN Ağam!., Kurban olayım.. Ben Kadıya ne derim, Bir hocaya parayı nasıl teklif ederim ?.. ÇAKIRCALI (Başını sallıyarak :) Hiç korkma!.. O mendebur anaforu çok seyer, Bütün bu işi anlat.. Sonra, pervasızca, ver! Şayet sana verirse paraları geriye, Bu dünyada gezerim ben de “kahpeyim..., Diye, İstediğiniz gibi, bununla yiyin, için Fakat, tövbekâr —olun hırsızlıktan vazgeçin! (Palabıyıklarını göstererek :) Bıyığımı keserim, karı gibi, kökünden !.. (Burhanın sirtıni okşıyarak: ) Haydi, yavrum!.. Kervan var! Yola koyul bugünden !.. Üçüncü Sahne BURHAN — KONYA KADISI (Karlı bir kış günü, Burhan Konyaya vâüsıl olur. Biran evvel bu üzüntüden kurtul- İhsan Ef. nin oğlu (Vak'a saltanat ve şeriat mahkemelerinin hüküm sürdüğü bir devirde geçer. | EŞHAS KONYA KADISI . .. Mürteci, mürtekip, y baz bir. kadı. namuslu bir ihtiyar. Malüm ve meşhur haydut. Mahkeme Kâtibi ) mak için, kadıya koşar. Çiçek bozuğu, çipil gözlü, ince, keçi sakallı “Konya Kadısı, minderde bağdaş kurmuş, rahle üstünde du- ran kitabı karıştırarak, hüküm vermekle meşguldür. Davaların hitam bulduğu ve mah- kemenin boşaldığı bir sırada, Burhan Kadıya yaklaşır 1 ) BURHAN Kadıfendi!.. Beni de biraz dinleyin hele, Size anlatacağım çok mühim bir mesele: Babam, örtülüyorken ebediyen gözleri, Bana vasiyet edip söyledi şu sözleri: — Bu karlı kış gününde vilâyetleri aşma bir şartım var! Bu parayı alayım.. Bak fakat “Çalışıp biriktirdim iki bin sarı İira, Sana miras kalıyor şimdi bütün bu paral Fakat önce kulak ver babanın son pendine: İhtiyat akça ayır, bin altını kendine, Üst yanını en kanlı bir eşkiyaya ver ki, Bu para ile haydutluk yapmaz bir daha belki !..., Sözünü yapmak için, ben de birkaç ay yoruldum, En büyük haydut... diye Çakırcalıyı buldum! Almadı “benden büyük bir hırsız vardır...,, Diye.. KONYA KADISI O “ Büyük hırsız ,, kimmiş ? BURHAN Sizi etti tavsiye /.. KONYA KADISI Gidi, hayasız herif !.. Onu bilirin zaten !.. | Bir müddet durup düşünür, sonra birşey keşfetmiş gibi, sözüne devam eder;| Gel evlâdım !.. Herkese iyilik ederim ben; Hırsız aramak için dağdan dağa dolaşma, Bu karlı kış gününde vilâyetleri aşma ! Bu parayı alayım... Bak, fakat bir şartım var : (Burhanı pencerenin yanına götürüp, bir ufuktan bir ufuğa kadar uzayan, üstü karla örtülü araziyi sötererek : Karşıdaki gördüğün bütün dağlar, ovalar, Hepsi benim malımdır... Üstlerindeki karı Sana satmış olurum; alırım paraları !.. Çünki ben mukabilsiz para kabul edemem, Yarın, Tuzu —mahşere ben günahla gidemem |!.... (Burhan, bu alim satımda bir mahzur görmez. Bir an evvel vasiyeti yerine getir- mek için razı olur. Mahkeme kâtibi pullu, mühürlü bir mukavelename tanzim eder. Konya kadısının sonu gelmez arazisinin üze- rindeki yığın yığın karları resmen satın alarak, bin altını verip gider. ) Dördüncü Sahne BURHAN — KONYA KADISI ( Yolları kâmilen kar kapladiğı için ker- van hareket etmez. Burhan da handa kalır. Fakat onbeş gün sonra, ansızın jandarmalar gelip, Burhanı mahkemeye sürüklerler. Kadı pürhiddet Burhana bağırır:) KONYA KADISI Herif !.. Tahammülümü artık kökünden yıktın, Sen, kaygusuz başıma, yoksa belâ mı çıktın?.: BURHAN Şaşkın bir halde Aman! Kadı efendi!. Ben ne yaptım ? Ne oıdu ?ıo KONYA KADISI Dört gözle bekliyorum: Tam on beş günü — buldü, Sen mukavelemize fakat aldırmıyorsun : Arazimden malını neden kaldırmıyorsun?., (Burhan şaşırmış, bakar. Bunun üÜzerine kadı yerinden fırlayıp, Burhanı pencerenin yanına sürükler. Ellle dışarısını İşaret ede- rek sorar; Bu dağlarla, ovalar, söyle, kimindir ?... BURHAN Sizin /.. KONYA KADISI Ya üÜstündeki karlar 7... BURHAN Onlar da bendenizin !.. KONYA KADISI Öyle ise malını alıp, götür.. Efendi ! Mülkümü tahliye et.. Artık sabrım tükendi!. (Neye uğradığını şaşıran biçare delikanlı, — ordularla askerin bile temizliyemiyeceği kars lara bakarak, kadının ayağına kapanır: ) BURHAN Bana merhamet edin; Kadı Efendi! Amant Yaz mevsimine kadar, bekleyin birkaç zaman İ KONYA KADISI Daha da söz söylüyor.. Hele bakın şu pise | — Jandarmalar!.. Atınız şu herifi hapise ! ' (Jandarmalar Burhanı yakalarlar. Burhan feryat etmiye başlar. Bunun Üzerine kadı — merhamete gelmiş gibi, hitap eder: ) ' Daha da söz söyliyor..Hele bakın şu pisel Jandarmalar!. Atınız şu herifi hapise! Gece gündüz dua et o akıllı babana: İhtiyat akçesini eğer verirsen bana, Seni azat ederim.. Burdan çıkıp gidersin; Başka kurtuluş yoktur..Teklifime ne dersin? (Burhan çaresiz babasının, ihtiyat akçesi olarak ayırttığı diğer bin altıni da, Çakırcalı* ya taş çıkaran bu sarıklı hayduda vererek söylenir : ) BURHAN Bildim; neden bu kadar zenginsin,paralısın: Yahu!.. Sen, kadı değil, haydutlar k ıralısın!: PERDE İNER HÜCESTE MÜMİN

Bu sayıdan diğer sayfalar: