21 Haziran 1934 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

21 Haziran 1934 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

gL a — Siyaset Âlemi | Müli Sosyalizmin Kuvvetli | Tarafları Almanya, nüfusun çoğalma nişbeti bususunda Avrupada birinci gelmek- tedir. Fransuda bazı seneler nülus azalması görüldüğü halde Alman- yada elli senedenberi nüfus artması görülüyor. Bunün aile — muhabbeti, sanayi bareketinin Fazlalığı gibi bir çok #ebepleri vardır. Fakat nüfus çoğalmasının en mühim #sebebi, dev- letin nüfas işlerine verdiği ehemmi- yettir. Nitekim Hitler partisi de bu siyaseti, hattâ dahm asrt ve ilmi kaidelerle takviye etmek — suretile yürütmektedir. M. Hitlerin ve arkadaşlarının tog- kil etmiş olduğu millt sosyalist par- tisi bugün Almanyada her şeye fortlerin hususi hayatlarını bile hâkim ve mücssirdir. Partinia hoşuna gitme- yen vo Işine gelmeyen hiçbir hareket yapılamaz. Millt sosyalist partisi bütün faali- yetleri — yeniden — tensik ederken nmüfus siyasetini plânın —en başına geçirmiştir. — Kuvvetli, — sıhhatli ve çok — kalabalık bir Almanya, bu partinin ana siyasetidir.. Bu ana siyaseti fili sahasına çıkarmak için yapılan ilk tetkiklerde görülmüştür ki Lirçok evler sıhhate muzır vaziyette- dir. Parti bu netice karşısında derhal şu kararı vermiştiri Alman milletini hastalıklı ve cıhz olmak tehlikesinden kurtarmak için bu evleri yıkmak Vâzım Filhakika — mütehassıs Almanyadaki —bütün evleri tetkik bunlardan iki yüz bin tanesinin yıkılmasına, yerlerine de yenilerinin yapılmasına mişlerdir. Alman hükümeti bu evleri satın. ularak yıklıracak ve yerlerine asri ve hhi gartları haiz yeni meskenler İnga ettirecektir. Milli davayı bu kadar şümullü gören bir sistemin şu voya bu.aksaklığına yapılan hücum, teforruatla ve binmetice al meşgul olmak değil de nedir? — 4 daktorlar etmişler, karar yer- Alman Morator- yomuna Karşı Vaşington, 20 (A. A) — Alman moratoryomuna karşı Amerikm hükü- metinin bir Klring ofisi tesis etmek #uretile tedbir alacağı zannediliyor. İngiltere de bu maksatla — bir Klırıng kanunu kabul etmiştir. *Son Posta,, nın Milli ve Edebi Tefrikasız 27 ÇÖL İşte büyük annemin bana, evinden çıkacağı son dakikada adığım teselli yalanına ver- —k__'ül cevap buydu: isili i biç zahmet etme- AA a e ge Kocamın evine, öim de böyle” oldu Nn - Sana babandan bahsetmek, bundan sonra yazacağım günleri . anlatmak - çok güç olacak. Bir kere, hiçbir zaman babana karşı içinde sak'adığın sevgi . ve hay- ranlık hissini, değil bozmak, bu- ruşturmak bile istemem. Onun için anlatacaklarımın o kısmına geçmeden evvel sana şunu söyliyeyim. Baban muhak- kak ki çok iyi — bir insandı.. İyi bir baba, iyi bir evlâttı. Yal- niz. benim yaşımda, benim ka- Mebrure- Sami Mıntaka Misakları Küçük İtilâf Ve Balkan Devletleri Şimdi Bunu Yapacaklar Paris, 20 (A.A.) — Küçük itilâf mümessillerinin dünkü celsesi küçük Kil†devletlerinin komşuları ile mü- nasebetlerine tahsls edilmiştir. Gele- cek ay, bir taraftan küçük itilaf devlelleri, diğer taraftan Balkan dev- letleri ile Sovyet Rusya arasındaki bağların, mıntakavi misaklar e«ası Üzerinde kuvvetlenmesi melhuzdur. Bugün kapanma celsesi yapılacak ve resmi bir. tebliğ neşredilecektir. M. Bartu'nun Bükreşte bulunu- şunun küçük Itilâf içtimaıma hususi bir ehemmiyot kazandırdığı âşikârdır. Silâhları Bırakma İşleri Cenevre, 20 (A. A.) — Silâhları bırakma konferansına bağlı emniyet komitesinin çalışmaları, İngilterenin müzaharetile inkişafa doğru gitmek- tedir. Komite bir Avrupa misakı — ihti- mallerini tetkik etmiştir. Ayrıca Lo- karna ve Balkan misaklarından ilham alınarak umumi - silâhları — bırakma muahedesile çerçevelenmesi — lâzım- gelen inukabil yardım anlaşmaları yapılması — mezlesi — konuşulmuştur. Müznkereler — hüsnüniyetle — devam ediyor. Japon İddlatarınin Reddi Nevşork, 20 (ALA.) — Japonyanin deniz silâhlarında Amerika ve î...iı- tore ile Mmüsavat İstemesine karşı Amerikanın itirazları — çok sarihtir. Taponyanın müsavat istemiye hakkı olmadığı, ancak başka bir noktadan müsavi” muameleye tabi tutulmiya haklktı olabileceği #söyleniyor ve şu #ebepler ileri sürülüyor: 1 — Japonyanın, — İngiltere gibi dünya denizlerinde dolaşmıya ihtiyacı yoktur. 2 — Japonyanın Amorika gibi iki uzun sahili yoktur. 3 — Bitaraf olarak, — Japonyanın İngiltere ile Amerika gibi ağır mes'u- Tiyetleri yoktur. 4 — Japonyanın mali vaziyeti bu müsavatın icap ettireceği mesarifi tabii bir şekilde yapmasına müsait değildir. Lomdra, 20 (A.A.) — Deyli Telgraf » 493 GİBİ famdaki bir kadınının kocası ola- cak adam değildi. Beni herhalde severdi. Amma bir tek gün bile bu sevgiyi anla- tacak bir şey yapmadı, bir keli- me söylemedi. Bana, bilhassa git gide zen- ginleştikçe bol para ve bol rahat verdi, Elmas taktı, süs aldı, am- ma hiçbir zaman da bunların alınış ve veriliş tarzlarını bilmedi. Bir hiçi “bir şey,, yapan ve sır- Ti ancak sevişen gönüllerde o h':,'İdııhriii olmuyan şeyi, -göster- Bflkı kabahatli idi. Fakat onu ?'fı"?“ gibi kabul edemediğim içimin o ezeli hayal açlığını din- diremediğim - için de muhakkak ki, ben ondan çok kabahatli idim. Evine gördüğüm, onu ilk defa yakından girdiğim gece, aylardır Paris, 20 ( Havas | — Almanya Başvekil muavini M. Fon Papen Propaganda Nazırı M. Göbbala sında çıkan — ihtilâf muvakkat bir sükün devresine girmiştir. Bir mesele çıkmasını istemeyen Başvekil M. Hitler, Fon Papenin pazar günü söylediği nutkun radyo ile neşrini temin etmiştir. Dün bir aralık Fon Papenin ve Hariciye Nazırı M. Nöyrat ile Maliye Nazırının istifa ettikleri şayiası çık- mıştır. Bu gibi şayiaların çıkması ve Fon Gönül İşleri Karilerin Suallerine Sayfa 5$ —— İ —eaan Cevaplarım Bazı Nazırlar Bi- ribirine Küstüler, Başvekil İbtilâfı Halletti Fon Papen ve M. Göbbele Papenin —nutkunun — neşredilmesinin yasak: edilmesi efkârı umumiyenin asabiyetini etmektedir. Fransanın. Silâhlanmasi . Kaldırarak _Kab_gıl Etti Parla, 20 (ALA.) — Ayan meclisi hava ordusu teşkilâtima nit kanunu, ehemmiyet ve müstaceliyet kararı vererek el kaldırmak suretile kabul etmiştir. Harbiye nazırı mareşal Peten milli müdafaa işlerinin daha ciddi bir şekilde temini için başvekâletin teş- kilâtlandırılması lüzumunu İleri sür- müştür. Başvekil M. Dumerg'de bu muhabirinin Cenevreden verdiği ha- bere göre, Amerika hükümeti daimi bir silâhları bırakma konferânsının teşekkülü ve mühimmet fabrikalarının kapatılması lehindedir. mın ölümünde bile anane ve âdet- lerin dışına çıkarak, bana velevki bir iki satırlık bir yazı ile yakın- hk gösteremiyen bu iasanın ilk söylediği şeylerden biri de neydi bilir misin ? Düğün dernek yapılmamasının banva verdiği acıyı dindirmek için, babamla kararlaştırdıkları yüz gö- rümlüğünün iki misli kıymetinde bir gerdanlık aldığını, anlatmak oldu. Ondaki her hiş ve isteğin ölçüsü döner dolaşır, muhakkak paraya veya elmasa gelirdi. Fikrince de bundan daha güzel ve kıymetli hiç bir çare olamazdı. Sevgi gös- termek, indinde, para vermek, bir hediye almakla anlatılmış sa- yılırdı, Herkese ve her şeye karşı da hep ayni silâhı, derece derece kıymetlere ayırarak - kullanırdı. Hoşuna giden bir şey mi ya- pıldi? İlk sözü: — Durun size yarın şunu ala- yam, veya vereyim: olurdu. İste- diği bir şey mi vardı? İlk söz yine: — Şöyle yaparsan, edersen, şunu alırım, bunu veririm! Lâfın- dan ibaret kalırdı. Ne olurdu.. Bir tek gün olsun nikâhında- olduğum halde, baba- | bana bir kuru dal veya bir çakıl lüzuma ehemmiyetle işaret ederek bu husustaki kanunların acele mü- | zakeresini istemiş ve demiştir ki: “— Eğer bütün memleketler kin- den, garazdan uzak olan, sulha derin bir surette bağlanan, yalniz tecavüze uğradığı zaman silâha davranmak isteyen Fransa gibi olsalar sulh daha | İyi temin | Ö ÜND | KA YAK LEaMEA AM SORULUMAR SAAT Harici telgraflerimız burada bit- memiştir, Lâtfen T2 inci sayfamıza bakınız KA OCARARSALT TC SADA taşı, ne bileyim işte, en basit bir şey getirse de: — Bunu sana canmım çektiği için, veriyorum al! Deseydi. Hayır! O, evvolâ, aldığı şeyin kıymetini, parasını söyler, sonra da, " işte sana bunu, Şşunun için aldim, veya şöyle yapman için verdim! Diyerek, adeta her getir- diğini muhakkak bir iş, bir şey mukabili satıyormuş gibi bir hal takınırdı. Her ne beğensem, onun ilk ölçüsü para olarak - gösterilirdi. Adeta, * Ne güzel mehtapl ,, veya * Ne parlak şu yıldız! ,, dediğimde bile bir gün, elinde olmadan : — Elbette ya, şu kadar ku- ruştur. veya İiradır o... Deyivere- cek sanırdım. Bunun için de, parası kıymeti anlatılmadan verilecek, basit bir şeyi, kuru bir dal parçasını, bir çakıl taşını yerden almasını: — Bak Nihal bunu sana vermeyi canım çekti, al! demesini günlerce deli deli istiyordum. Süleymaniyenin iki sıra “ ko- nak yavruları ,, ile dolu dar so- kağındaki, — küçük — bahçesinin dıvarları bile kafeslerle karartıl- miş bü büimindı ilk senemin Üü — yal uman rengini, gözlerimin ı’ı'hnı çala çala gamla, sıkıntı ile geçti. Gençliğin en ateşli devresin- deyim., Gönlüm meçhul bir sev- gilinin sevdasile çarpıyor. “Aşk,, kelimesinin lezzetini hakkile tat- madım. Fakat onun ne ulvi, mukaddes bir varlık olduğunu takdir edenlerdenim. Sevmek, se- vilmek ve bir saadet yuvası kur- mak istiyorum. Ankara: H, Cahit Oğlum, öyle anlaşılıyor ki sen uzun müddet yalnız kalmışsın. Ar- kadaşsızlık ve yalnızlık insanı böyle melenkolik vaziyetlere gö- türür. Kendine samimi bir arka- daş muhiti ara. Bu muhiti bul- duktan sonra cemiyet hayatına kendini ısındır. O zaman meçhul sevgilinin yüzünü görür ve dik- katli davranırsan saadet yuvası- nını da kurarsın. Bu derdin başka çaresi yöktür. * Bursada A. F. Oya: Madem ki çocuklarınız. var, geçim- sizliğin en son derecesine vardığı dakikada dahi #size ayrılmayı tavsiye edemem. — Yapılacak şey: Zevcehizi karşınıza alınız, en sakin zamanında kendisine karşı beslediğiniz aşkın hiç değişmediğini söylemekle söze başla. yınız. Bu mülâkatta geçimsizliğin se- beplerini tahlile lüzum yoktur. Mu- habbetinizi tekrardan sonra sükünetlâ düşünebilmesine imkân bırakmak içia küçük bir tebdili havaya gideceği- nizi söyleyiniz, veya onu gönderiniz. Tekrar buluştuğunuz zaman - zebirli havanın — dağıldığım görmek ümidi goktur. Bu, sizin için bir fedakârlıksa, onu gocuklarınız için yapacağınızı uhut- mayınız. HANIİMTEYZE Ispanyada Anlaşamamazlık Madrit, (A. A.) — Meclis, verilen bir takrire rağmen Katalonya ile merkez arasında çıkan ihtilâfın mü- zakeresini tehir etmiştir. Hükümet bu meseleyi hal için hukukt bir çare bulacaktır. Burada — sevdiğim d;t şey vardı:. Odamızın yanında yatır- dığım, ve çocuğummuş gibi her- şeyini ” sevdiğim Necdete ders yaptırmak; edebiyat sevgisinin ve yalnızlığın verdiği romanesk bir hisle herkesten gizli, ölülerime hitap eden, dertlerimi anlatan, gitmiyecek, — okunmayacak bir sürü acı gamlı mektuplar yazmak; pençerelerden hiç eksik olmayan güvercinlere kafeslerin dibine ek- mek ufalayıp onları süyretmek; ve bir de minarelerini kubbesini gördüğüm - Süleymaniye — camiin- den gelen yanık ezan seslerini dinlemek. Evin içinde, daha doğrusu alt katlarda yaşayan akraba kalaba- lığına, kayın valde ve görümce hanıma kendimi sevdirmesini bil- men&işüın. l inemi geldiğimizin asın- da öldüren bu evden de; insan- larında da” hiç hoşlanmıyordum. O günlerde, dünyadaki benim en yakınım olması lâzım gelen insanı muhakkak ki sevebilirdim. Hattâ çok çirkin, alil, sakat bir insan bile olsa, içimdeki yalnızlık, kimsesizlik acısı, birini sevmek, birine sokulmak ihtiyacı ile e- bette onu sevebilirdim. Halbuki baban bende, sade korku ve hudutsuz bir saygı bis- — sinden a bir şeye can ver- diudmnö. (Arkası var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: