Sı»yf; -3 — Bakalorea Meselesi mr a r ae y — — Bu sene yapılan imtihanlar umümiyetle hazin bir netite ver- di. Büyük bir talebe kütlesi im- tihanlarda — muvaffak — olamadı. Bu vaziyete sebep olarak tale- benin gayretsizliğini gösterenler vardır. Bilmukabil program - ağır- lığından ve tedris heyeti zaafından bahsedenler de yok değildir. İmtihan ve bilhassa bakalorea meselesi, ilk — defa maarif mevzuu olarak yar al- mıyor. Başka memleketler ve | meselâ Fransada bir hayli dedi- | kodu ve münakaşaya sebep ol- İ muş, bu münakaşalar orta tedri- 'î satın ehemmiyetini bir zamanlar düşürtmek — derecelerinde — ileri " gitmiştir. Nihayet üniversite rek- ; törü Sebastiyen Şarletinin mü- i dahalesi ve lise hocalarının te- T * şebbüsü ile bakalorea meselesi İ eski şeklini değiştirmek mecbu- riyetinde kalmıştır. Çünkü M. Şarletiye göre bakalorea talebe- nin izzeti nefsini kıracak bir ma- hiyet almıştı. Eski şeklini mu: hafaza etmesi mümkün değildi. | Nihayet bü dava, bir bakalo- ren ofisi tesisi suretile halledildi. ; Bu ofisin — teşkiline ve imtihan j osaslarının — dürüst — bir surette İ tesbitine de Paris akademisi mü- fettişlerinden M. Lui Benaerts memur edildi. ' - Tesis edilen bakalorea ofisinin İlk iyi neticesi bakalorea sualleri- nin dışarıya sızmamasını temin etti. M.ektep müdür. ve — talim heyetlerinin kâğıt sepetlerinde tesadüfi olarak unuttukları sual- lerin müsveddelerini ele geçir- mek te mümkün olmamıya baş- ladı. 1933 de, tahriri imtihanlarda ı bir kontrol yapabilmek içi BBi S0 Ea YaREri " tabslsat ta matlüp neticeyi temin etmiye kâfi geldi. Bu gibi imtihanlarda mühim rol oynıyan tavsiye ve iltimas meselesine gelince; Fransız baka- lorea ofisinin bir iyiliği de bu belâyı ortadan kaldırmak olmuş- tur. Çünkü: Bakalorea evrakının ihi, hususi musahhihlere ha- - r ir. Bu musahhih- lerin hangi kısım talebe evrakını tetkik edecekleri ise son dakika- ya kadar meçhuldür. Demek oluyor ki talebenin evrakı üze- # rinde şu veya bu şekilde kalem oynaması da imkânsız bir hale !:ntirîlmiıtir. Bu musahhihlerin ngi esasa göre talebe evrakını tetkik etmeleri — lâzimgelece- ise, Sorbon — Darülfünunu hocalarından mütehassıs kimsele- rin riyaseti altında mümeyyiz he- yetleri vücude getirilmekte ve bazi evrak, bu heyetlerde gözden rilerek yapılacak tashih esası müştereken kararlaştırılıp alâka- darlara gösterilmektedir. Maamafih bir talebenin imti- han esnasında uğrıyabileceği tu- tukluk karşılaşacağı sualin aksi FŞ çıkabilmesinden doğacak betbaht nethEİCf'G mani olmak. için de, musahhih mümeyyizlere talebenin ders karnelerini tetkik salâhiyeti verilmiştir. O suretle ki bakalorea talebesi,rakamların riyazi kat'iyetine mutlak bir kurban olmasın. Ma- _ mafih bu mesele, Fransada dahi N henüz halledilmiş değildir. Çünkü yalnız Pariste bakalorea imtihan- larma giren (15) bine yakın tale- H | tı e n — ŞG T eee Ku . KUĞA I lük ve tek bir zaviyeden Bakarak i toâkik etmek mümkün olamamak- tadır. Onun içindir ki orada da bu B mesele hâlâ mühim bir tetkik y mevzuudur. Zira, iyi bir cemiye- fin iyi bir başölye sınıfı tarafın- « dan vücude getirildiği kanaati : bugün 'her tarafta şümullenmiş ! mâbiî i_"' Wded&. bizde bir |£ benin imtihan evrakını ayni göz- | Resimli Makale M Şerefsiz Olmayınız Bi Ihtikâr yapıp fazla para kazan- mak, başkalarının saflığını istismar ederek kasa doldurmak ve bu suretle bulanık suda balık avlamak her zaman mümkündür. Fakat bu gibiler bugün değilse yarın mutlaka şerefsizlik ve namussuzluk bataklığına düşmiye mahkümdurlar. Binaenaleyh daima şerefinizle yaşamıya ve alnınız dik yürümiye çalışınız. Osmanlı Bankası umumi he- ı yeti bu ayın 19 unda Londrada toplanmıştır. Bu - toplantıda reis Herbert Lorens izahat verirken bilhassa demiştir ki: «— Türkiye, ecnebi memleket- lerle olan mali ve ticari münase- betlerini tanzime hususi bir enem- miyet vermiştir. Türkiyenin harici döviz tediyatı ihtıvac. mühim nispetlerde tatmin edilmiştir. Türkiye hükümetinin &: yük- | Hazırlanar Liste Tasdika Arzedildi Ankara, 28 (Hususi) — Mua- mele vergisi tenzilât cetveli âli tasdika arzedilmiştir. Listeye göre İ tahakkuk eden muamele vergileri üzerinden mükelleflere yüzde beş İle yüzde yetmiş arasında tenzilât yapılmaktadır. Çimento, tuğla, alçı, kireç ve dökümhbaneler tenzilâttan istifade edememektedirler. Demir mamulâtı yüzde (50), doğrama yüzde (10), kimya sanayii Yyüzde on ilâ 20, iplik, büküm ve dokuma sanayii yüzde yetmiş, deri sanayii yüzde 5 ilâ 20 tenzilâta tâbidir. Buğday Koruma Memurları Ankara, 28 (Hususi) — Buğ- day koruma resmi kanununun tatbiki için değirmenlerde vesair yerlerde bulunacak memurların kadrosu tanzim ve icra vekilleri heyetine sevkolunmuştur. Londrada Yap Muamele Vergisi Lâstik Ayakka- 'bılar Vergisi SON TELGRAF HABERLERİ sek ve salâhiyettar makamları Türl: lirasının altır partisinin mu- hafs:asına kat'iyyen azimkâr ol- duklarını — muhtelif — vesilelerle beyaz etmişlerdir. Türk lirası bugün Merkezi ve Şarki Avrupada kıymeti resmi fiatler haricinde de düşük olmi- yan ve sağlam bir kotasyona sa- hip bulunan adetleri mahdut müstakar paralardan biridir. Paramız Sağlamdır ıla'r;TB_i_ıî Toplantıda Mali Vaziyetimiz İzah Edildi Cümhuriyet Merkez Bankası- nın tedavüldeki evrakı naktiye ve vadesiz taahhüdatının karşılık nispeti tamamen altın olmak üze- re 12 ay zarfında *612,30 dan 9615,87 ye yükselmiştir. Bu hal Türkiyeye para yatırmış olanlar için emniyeti artıran şa- yanıkayıt bir âmildir. Bu netice ticaret bilânçosunun geniş mik- yasta Türkiyenin lehinde olmasile elde edilmiştir. Ankara, 28 (Hususi) — Mali- ye Encümeni lâstik ayakkabılar- dan alınan” verginin çoğallılması hakkındaki lâyihada mühim de- gişiklikler yapmıştır. Encümen lâstik ayakkapların beherinden 100 kuruş vergi alın- ması teklifi yerine kilosundan 50 kuruş alınmasını kabul etmiş, lâstik ve şosonların — vergiden istisnası cihetine gitmiştir. : Bütçe Encümeninde yapılan tadilâta göre de beyannamesi verilmeyen - veya eksik yerilen eşyanın vergisi bir misli fazla tahsil olunacaktır. Lâyihanın bu- gün Mecliste müzakeresi yapıla- caktır. Leh Nazırını Öldürenler Varşova, 27 . (A. A.) — Dıhliliye nazırı müteveffa M. Piyerakiyi öldü- renlere ait tahkikat ileriliyor. Suikas- tin nerede — hazırlandığı — meydana çıkmıştır. Alman zabıtasının de yar- dımile yerli ve ecnebi birçok kimse- ler tevkif ıdümiştir. Bunların sui- kastçi olduklarına dair — alâmetler vardır. ——— — Balatta Âyin Esnasınpa Bir Ev Yıkıldı Dün akşam Balatta bir facia olmuş, bir ev çökmüş, altında kalan iki kadın ağır surette ya- ralanmışlardır. Balatta — oturan Musevi Bayram oğlu dün gece evine ahbaplarını toplıyarak dini âyin yapmak istemiş, ev davet- lilerle hıncahınç dolmuş, saat 21 “raddelerinde ayin yapılırken bir- denbire çokmüştür. Sultana ve Fortine isminde iki akadın ağır surette yaralanmışlardır. Florya Yangını Dün öğleden sonra Beşiktaşta çıkan büyük yangına ait tafşilâtı birinci sayfamızdan takip ede- bilecek — surette bildirmekteyiz. Dün bundan başka Filorya plâ- jındaki barakalarda da yangın çıkmış ve dokuz baraka yanmıştır. Ayrıca biri Tepebaşında, biri de Fatihte iki yangın başlangıcı da kaydedilmiştir. ' —a F Muharrir Selâmi İzzet Bey dünkü || — den bahsederken şunları yazıyor: “ Bugün çalınan ve değildir. Türkkâri sazın, dinlenirken söylenen alaturka, gönüllerde coşturması gerektir. Halbuki, herkesin bil- diği ve gördüğü gibi, bugünkü alaturka: “ Aman Allah İSTER İNAN İSTER İNANMA! yazısında musiki- | yandım!... , dığı yok! alaturka TÜNk F dergürümü yor. — Alaturkaya söyliyordu. alaturkaya?.. » İSTER INAN ISTER İNANMA! — — nâralarından başka hiçbir. his uyandır- Bir arkadaş, geçenlerde bu nâralardan şikâyet (edi- Alaturkaya hürmet edelim; A hürmet — edilmesi lâzımgeldiğini edelim amma, hangi | | otuz buçukluk topların çıkardıkları ge Soözün Kısası Yatan Da Bu Keçinin Anasıdır * * Çorlu tarafında Istranca dağların- da bir yere gök yüzünden geceleyin * pek büyük bir taş düşmüş. Düşerken perdelerle kapanmış odalar da bile binlerce mum kuvvetinde bir işık görülmüş. Işık geçtikten sonra da, ses gibi, dehşetli bir gürültü duyul- müş.. Bu hadise şimdi ancak bir gazete telgrafına mevzu oluyor. Fakat on, on beş sene evvel gök yüzünden böyle büyük bir taş düşmüş olsaydı ? Ahmet Bey köyünün, Çorlunun, Lüleburgazın, bütün Rumelinin hatta İstanbulun birçok hanımları: — Ayol — duydun mu, — derlerdi, Istranca dağları tarafında bir yerâ öyle büyük nur yağmış ki, uykuda bulunan gözler bile kamaşmış o nura kimse bakamamış. Âcaba oralarda yatan mübarek zatışerif kimdir? O ne mübarek evliyadırki Üstüne bu kadar büyük nur yağıyor! Vaktile, Şehzadebaşındaki Osman babanın da türbesi, şimdi sinema olan köşeden kalkmazdan evvel, Şehzade başı taraflarında oturanlardan pek çoğu onun üstüne böyle nur yağdığını gözlerile görmemişler miydi? Galiba o vakit onların gördüğü nur yine uzakta İstranca dağlarına düşen taş- Jarın işığı olacak ki, Şehzadebaşılılar top sesinden hiç bahsetmezlerdi. Gökyüzünden geceleri düşen taş- ların bir iyiliği pek büyük bir saha içinde görülebilmesidir. Onun için bir yere gökyüzünden bir taş düşünce büyük bir saha içinde yatan evliya- ların hepsi ondan istifade eder, on- lara inananlar nur düştüğünü gözle- rile gördükleri için, bir taşla birçok evliyaların itibarları artardı, Böyle üzerine birçok defa nur yağmış, muteber bir evliyanın yattığı bir türbede şeyh efendi müritlerden birine kızar, tekkeden kovar, Fakat mürit aç kalmasın diye, ona bir keçi verir. Keçi ile mürit giderlerken bir gün keçi ölüverir, mürit keçinin ölüsünün başında ağlamıya başlar, yöldan ge- - çenler bu 'hale acıyarak beş on para sadaka verirler. Mürit — ağlamanın para getirdiğini gördükçâ ağlamakta ! devam eder ve ağladıkça — zengin olur, keçinin gömüldüğü yerde büyük bir tekke yaptırır. c Bu tekke itibar buldukça tabit öteki tekkeye zarar getirir, adaklar azalır, nihayet öteki tekkenin şeyhi bu rakip tekkeyi görmek için yola çıkar. Kendi tekkösinden kovmuş olduğu müridin burada şeyh olduğunu görür. Fakat yeni şeyh keçinin hikâ- yesini anlatınca hiç hayret etmez: — Zaten der, bizim tekkede yatan da bu keçinin anasıydı ! Şimdi de keçiler çok, gökten taşlar da düşüyor. Fakat bereket versin ki, tekkelere gökten nur yağacağına inananlar kalmadı, Zaten inanan olsa da etin bu pahalılığı zamanında evine bir. kilo et bilene ne mutlu ! Evliyalara bütün kurban götürebilecek babayiğit zenginler nerede ? Bir Yıldırım Faciası Gebze, (Hususi) — Birkaç gün evvel sahil yolu köylerinden Yarımca köyde çok acıklı -bir yıldırım hâdisesi olmuştur. Şid- detle yağan yağmur esnasında Taban Osmanın evine düşen bir yıldırım pencereden içeri girmiş, üç çocuğa çarpmıştır. Bunlardan biri derhal ölmüş, diğeri sağ tarafından yanmış, üçüncüsüne birşey olmamıştır. Eve — düşen yıldırım ev eşyasından bir çoğunu, — su küpünü, su testilerini parçala- — mıştır. Yaralı çocuk hasahaneye — kaldırılmıştır. — * Bir Boykot Kaldırıldı Şehrimizde — toplanan İdman — Cemiyetleri ittifakı umümi mer- — kezi, bütçe ve diğer spor işlerini tetkik etmiş, 934 bütçesini 80 bin lira olarak kabul etmiştir. vi Bu arada askeri yurtlardan — ayrılanların bir — daha bir. takımılada — oynıyamıyacaklarına — karar verilmiş, bu arada Fener- behçe kulübü umumi kâtibi Hayri — Celâl Bey hakkındaki boykot — kararı da kaldırılmıştir. ke (Diğer Spor hâdiselerine D v 05 aj ALRE askeri —©