June 28, 1934 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8

June 28, 1934 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

l Porşeıılonln Gelişi Şair, Mizahçı Ben şair olsaydım hanımelendi; gözlerinizi mehtaplı bir açılmış iki pencereye benzetirdim. Dudaklarınızın kiraz renginde ol duğunu — söylerdim; ve — küçük, beyaz şapkanızın örtemediği kı- vırcık - saçların - ilâhi inanırdım! Şair kollarınızı bir çift mevzun sarma- şık dalna, — ve iskarpinlerinizin içinde saklanan ayaklarmızı, ku- tulara konulmuş lavanta şişelerine benzetmekte tereddüt etmezdim. * Hanımefendi ben mizahçıyım; şair değili Gözlerinizi pencereye benze- tirim, fakat toprak bir ev altına açılmış iki kömürlük pencerımnol Dudaklarınızın bir sığır ciğeri renginde olduğunu söylerim. Ve aslında beyazken sonradan kirden siyahlaşmış şapkanızın yır- tık kenarından fırlıyan arap kavır- | cığı saçların bir toz yuvası oldu- | ğuna inanırım. Ben mizahçıyım hanımefendi; vücüdünüzü bir Göksuü destisine; kollarınızı bi çift asma kabağına | ve salapurya pabuçlarınızın içine bile sığamıyan ayaklarınızı deve ayaklarına benzetmekte tereddüt etmem! Darılmayın hamımefendi; ka- bahat benim değil tesadüfün... Şair olamamışım, mizahçı olmu- şoihl — Daktilomu iş zamanında bir aşk mektubu yazarken yaka- ladım.! — Birdenbire kızdın mı? — Hayır birdenbire sevindim. Mekhıl—ııı bana lııııbın ynnyordu Açıkgozlor güzelliğine | olsaydım — hamimefendi! | Vücudünüzü Venüsün heykeline, | | geceye | — Hanımefendi kaç yaşında- sınız? — Yirmi beş! — Yirmi beş yaşınızı bitireli kaç ay oldu? — Yüz yirmi sekiz! man aa zemamarer . Sevenler Az açık göz, çok açık gözden | en lira borç istedi. Çok açıkgöz: — Veririm amma, dedi, - on beş lira olarak'iade etmelisin! — Pekâla! Az açıkgöz on lirayı — almış gidiyordu, çok açıkgöz OĞ kesti: — Sana - bir iyilik edeyi Nm, dedi, on beş lirayı birden vermek sana güç gelecektir. Verdiğim on lirayı şimdi geri ver öteki beş lirayı da sonra getirirsin, — Hamımefendi ne emreder- siniz? x — Burada | parasını verecek; az akıllı, | Paralı bir erkek! yiyeceklerimizin çok Yaptıkların hep naz mı? Ampul Ve Kadın Kadın ampüle benzer t Boş yüzlük var, binlik var.. Hangisindendir sezer Anlıyan, çabuk anlar ; Bir genç kızı görünce t Dedimdi, b 60 mumlük y b » Arkasıma düşünce, 4 Anladım bir yudumluk.. Bir başkası ayrıca İ | Sanki yüz mumluk ampul Dikkat ettim eyice, Ne hoştu tombul ıumhnl Gönlüm coştu, hem taştı; Aradıin ben her yanda; t Gördüm, - gönüm ' tamaştı — Piyanomu dinlerken kim Beş binliği bir &nda! bilir. gözünün önüne neler geli- Ilnhçı yordur? — Evet, aşağı katta oturan- ların hali ! n — —azamaz — a Soruyorum, cevap Dudakların kiraz az mı? Benim Ol Durmayıp akar gider Bu dere, dere, dere Söylemez bakar gider, Kız yerin nere, nere? Yaşamayı neyleyim; Dur yanına gelöyim; Hem zihnini çeleyim, Göğsümü gere gere. Aytılmayım kalayım, Bir rüyaya dalayım; İste, sana alayım; Sırmalı birkaç çevre, — Kocamla avda tanışıp ev- l lenmiştik! — Tevekkeli değil, geçen ak- şam arkadaşları bıldircin zanne- derek kargaya nişan alır, diye eğleniyorlardı. Hakaersın, haksız, hakeız Yaşanmaz asala yalnız; Gel benim ol yonma kız, Gilme sakın ellere. Üzülmeyin Mahküm müddetini bitirmiş, hapishaneden cıkıyordu. Hapls- hane arkadaşlarının yüzüne baktı, hepsi müteessir görünüyorlardı: — Üzülmeyin, dedi, dışarıda çok kalmam, birkaç gün sonra tekrar döner gelirim. Acı Berber müşterinin yüzünü sa- bunladı. Sabun köpükleri müşte- rinin ağzına, bu çi K Berber ııııwllu : Tör a man — Bu yeni aldığım nasıl buldunuz? — Lezzeti iyi değil, fazla asal Denizde Kendini beğenmiş hamsi de- nizin dibinde bir gemi çapası gwdü arkadaşına: — Bak, dedi, yine beni tutmak olta atmışlar ! Karışmam Erkek pencereden baktı, yine yağmur yağıyor.. Kadın yatıyordu, kalktı : — Sakın ha şemsiyeni alayım deme, yağmurda bozuluyor. Sonrl şemsiyesiz kalırsın karışmam ! Mesele — Ben daima kışı, yaza ter cih ederim. — Bir zevk meselesi! — Bir zevk meselesi değli, bir ticaret meselesi.. —?2?7??? — Kömürcüyüm! sabunu insanlar için — denize birdenbire — Sizi yeni aldığım - iskarpi: nime benzetiyorum.. — Bu nasıl teşbih Hamme- fendi ? — O ne kadar ayağımı sıkı- yorsa, siz de okadar camımı sıkıyorsunuz! Yalıyorum Şekercinin küçük çırağına de- dim ki: — Sen bol bol şeker yersin değil mi? — Bir tane bile yiyemiyorum, yersem belli olacak, ustam şeker- leri sayıyor. — Yüzlerine bakup oturuyor | musun? — Hayır usta dükkânda yok- ken kavanozdan çıkarıp — yalıs yorum, O geleceği zaman tekrar kavanoza koyuyorum!

Bu sayıdan diğer sayfalar: