20 Temmuz 1934 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7

20 Temmuz 1934 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SA Bkz l Ziraat Bilgisi (*) Keten Ziraati Bakırköyünde Litros köylüsü na- mima müallim Hüsnü Beye: Geçenki yazımda keten tarla- sının hazırlanışından ve tohumun ekilişinden bahsetmiştim. Keten tarlaları bir karış boy alınca yabani otları birer çatal değnek veya elle çocuklara ayık- latılır. Keten tarlalarının en muzır Otu (Ketensilik) denilen ve tamu- men ketene benzeyen bir ottur. Bunu herkesin iyi tanıması müş- kül ise de alışkın köy çocukları kolaylıkla toplaya - bilirler. Bu nokta çok mühimdir. Tarlaları bu ottan daima ayıklamak icabet- tiği gibi keten tohuma |zeyrek veya bezir) alırken de bu otun tohumu ile bulaşık olmamasına dikkat etmelidir. Ketenin tohumu daima temiz ve yeni olmalıdır. “Ot alma,, dan sonra keten tarlalarının büyük bir hizmeti yoktur. Çiçek döktükten ve to- hum düğmeciklerini — tuttuktan sonra hasat mevsimi yaklaşır. Eğer kıştan ekilmiş lif keteni ise kadın ve cocuk ameleler tarafın- dan en düzgün teller (Nebatlar) elle çekilmek suretile yolunup demet yapılır. Bunlara parmak denir. Parmaklar demet demet tarlanın kenarında hasat müdde- tince tutulur. Ve sonra suda on gün müddetle ıslatılarak lif ka- buklarının çürümesi temin edilir. Sudan çıkarılan demetler hususi tarak ve mengenenelerle dövülür, lifi meydana çıkarılır. Usulünce işlenir, ipliği yapılır. Kısa boylu ve İyi yetişmemiş olup ta tarlada bırakılmış olan bir kısım ketenler #ıradan yolunarak harman yerine getirilir. Sopalarla dövülerek to- humları çıkarılır. (Saplarımı hayvan- lar yemez) savrulur, — kalburlanır, çuvallara doldurulur. Eğer keten tohumluk ekilmiş ise bu takdirde parmak çekilme- yip sıradan bütün tarla yolunarak veya orakla biçilerek demetler yapılır. Demetler birkaç gün tar- | lada kurutulur. Bunun için Üç demeti bir araya getirip çatmak kâfidir. ra harman yerine taşınarak dövülür. Merdane ve düğenle de olabilir. Yalnız tohumu alınacak nebatların biraz daha tarlada kemale gelmesini beklemek lâ- zınrıdır. Anlattığımız bu şerait içeri- sindeki bir keten tarlasının dö- Ki zünden (60 - 100) parmak çe- kilir ve beher patmaktan ( 150 - ) gram kadar Jif alınır. Kezalik bir dönüm yerden (95 - 170) kilo tohum alınır ki bunun da yüz kilosundan otuz kilo yağ çıkarılabilir. Küspesini hayvanlar Pek sevmezlerse de yerler. Dikkat: Memleketimizin bilhassa Kastamonu, Tokat, Sinop, Ordu, guldak ziraatine pek okadar itina edilmiyor. y aai Birçok — yerlerde Ç l“hum: saçıp ince bir pullukla ortüyorlar ve böylece ta baştan Sonuna kadar keteni herlnrln. bakım ve hizmetten müstağni biliyorlar. Bu kat'iyyen yanlış bir düşünce- dir. Memleketimizin bugühkü ke- ten tohumu - istihsalâtı 3 milyon kiloyu buluyor. k Fakat bu ziraate az bir gay- ret göstermekle bunu iki misline Şıkarmak ıınnlıündüı:ll lüı:': ği bırakarak çiftçinin en ::ı'uııınııdı basit bir hizmetle Tarih kitaplarında oku- duğumuz korsan hikâye- leri, bugün, bizi derin bir hayrete düşürüyor. Altın ışıklı güneşin yaldızladığı mavi sular üzerinde kayıp giden güzel seyyah ge- misinin içinden birtakım silâhlı insanların çıkıp ta diğerlerine — saldırışlarını, onları soymalarını, sonra gemiyi tenha bir noktada bırakıp kendilerinin sahile çıkışlarını ve savuşuşlarını düşünmek bile güç geli- yor, imkânsız görünüyor. Fakat vaktile Ak ve Karadenizi uzun seneler dehşet içinde titreten bu nevi korsan hikâyeleri, bugüne nisbetle henüz ku- runuvusta hayatı yaşayan Çin sularında, şimdi dahi birer hakikattir. Gün geçmiyor ki bir limandan kalkıp ötekine itmeye teşebbüs eden ir İngiliz, bir — Japon veya Fransız vapuru Çinli korsan- ların hücumuna maruz kalmasın. Yolcuları soyulmasın, mukavemet göstermiye teşebbüs edenler ö dürülmesin. Her ne kadar, bu suretle haydutluk yaparken cür- mümeşhut — halinde — yakalanan korsanların cezası derhal idam ise de, cezanın bu şiddeti dahi, bu haydutları, feci ve şeni mes- leklerini icradan alıkoymayor. He- le bu vukuat son zamanda oka- dar sıklaşmıştı ki nihayet ingiliz vapur kumpanyaları bizar oldu: lar, dundan böyle vapurlarına Çinli almamıya karar verdiler. Çünkü korsanlar umumiyetle gü- verte yolcusu kıyafetine giriyor, açık denizde ve gemi müretteba- tının gafil bulunduğu bir sırada silâhlarla meydana çıkıyor — ve gemiyi soyuyorlardı. Çin suların- da, Çinli korsanların kaçıp sak- lanmıya muvaffak - oldukları bir- kaç nokta vardır: Hong - Kong sahilleri ve Biyas ismi verilen körfezin sarp sahilleri. Avrupa devletlerinin ısrarlarına, tehditle- rine rağmen Çin Hükümeti, bu mıntakaları hiçbir zaman adam- akıllı inzibat altına alamamış, binaenaleyh korsan yuvası haline gelmelerine mani olmak ta müm- kün olamamıştır. Deniz kumpanyalarının Çinli geescerenEnA. H ai v envene e iyi kazanç getiren bu mahsulüne Kkıyl kalmamalıyız. — Çiftçi ulara Covı';r öyde Halil Maşuk Beye: OA"i-:çılrınnııı budatmak — için Istanbulda Şamlı handa 10 nu- maraya müraccat ederseniz size ücreti mukabilinde kolaylık g_öı- terirler. Maamafih — bu — işle bizzat meşgul olmak ve bu İşe dair umümi - bir direktif abk- mak — isterseniz Afyonkarahisar Ziraat Müdürü- Ahmet Beye 25 kuruşluk — bir pul _ıdndınrı_lı (Meyva Ağaçlarının Temizleme İşleri ) ismindeki risalesini isteyiniz. Bu kitapçığı okuyunca ağaçları ne suretle tımar edeceğinizi kolayca bilirsiniz. anlıya Çıttçi ——— V) Zirsat hasusundaki müşküllerinlzi . Sen Posta'nın - (çiftçi) ai .::.m» verecektir. Dünyada Olup Bit Çin Korsanları, Uzak Denizlerin Bââsı Haline_G eldiler Korsan Yataklarının Bombardımanı Da | Faiıda Vermedi Bombardımandan Sonra düşüp yanan tayyare ve tayyoreci biri bir tarafa kaçıp kur- yolcular hakkında aldıkları karar- lar, çok kurnaz ve hunhar olan bu adamları, başka bir çareye baş vurdurmaya başlamıştır: Ka- dın dan istifade. Meharetle terbiye olunan gü- zel kadınlar vapur yolcuları ara- sına sokuluyor, kaptanlarla ahbap ediliyor ve münasip bir zamanda, bunların içkilerine uyutucu mad- deler dökülmek suretile gemi baş- larından —mahrum ediliyor ve korsanların vaziyete hâkim olma- larına imkân veriliyor. 1930 sene- sinde Dehli-Marl isimli Japon ge- misinin başına gelen vak'a cidden dikkate değer: Japon bandıralı olan bu vapur 20 eylül 1930 tarihinde Sıvator limanından hareket etmişti. Epey yolcusu yardı. Bunların arasında da yirmi yaşlarında çok güzel bir Çinli kız vardı.' 20 yaşında ya görülüyor, ya gbrlllıınyordu. Ertesi sabah he- nüz güneş doğarken bu genç kız güvertedeki şezlonglardan birine uzanmış, sigara içiyordu. Kaptan Olup Bitenler | ve yolcuların büyük bir kısmı derin bir uykuda TVler. Sigarasını bitiren genç kız, yukarı güverte- ye, vardiya nöbetçisi ikinci kaptanın yanına çıktı. Du- daklarında dolaşan tebes- süm en müşkül insanları bile çıldırtacak mahiyette idi. Tatlı, tatlı konuşmıya başladılar. Birden genç ka- din ellerini iki yan cebine soktu, akabinde de iki tabancanın avuçları içinde parıldadığı görüldü. Bu, İşaret bekliyen ve her biri geminin bir tarafından pu- suya yatan korsanlar için hücum kumandası oldu. Gemi zabitan ve mürette- batı sımsıkı bağlandı. Ge- mide mevcut olup gerek kumpanya, gerek yolcula- ra ait olan (18) bin do- lardan fazla para korsan- lar tarafından alindı ve her tuldular. Sonra yapılan tahkikat gösterdi ki korsanlara elebaşılık yapan Çinli kız çok iyi bir tahsil ve terbiye görmlüştür. Babası eski bir korsandı ve bir çetenin Pelisl İdi. O öldükten sonra baba- sının kârlı san'atinin başına geç- mek İcap etti ve Delhi - Marll Japon gemisi, işte bu şerait ab tında ve çok güzel bir haydut kızın kumandası altında bulunan bir çete tarafından soyuldu. O gün, bugün Çin sularında vaziyet değişmiş değildir. ve tedbirsiz davranan her yolcu vapuru, Del- hi - Marü'nin akıbetine uğramıya namzettir. * Muhtelif zamanlarda, korsan- ların yatak olarak -kullandıkları Biyas körfezi ve Hong-Kong sahil- leri gemi ve tayyareler tarafından bombardıman edilmişlerdir. Fakat bu arazi o kadar sarp ve sakla- nacak kıvrımları o kadar çoktur ki bu teşebbüslerin hiçbiri fayda vermemiş, bu arada bir tayyare de düşüp yanmıştır. Sıcak Papasa Cübbe Bir baftadan- beri bütün Av- rupada — hüküm sürmekte — olan sıcak dalgası en fazla — şiddetini İngilterenin ce- nup kısmında gösterm işt ir. Londra gazete- lerinin anlattık- larına göre bu havalide harare- tin derecesi göl- gede (36) ya çıktığı için bütün müessesat öğle- den sonra - tatil v edilmiştir. Buna İnzimam ederek memleketin bütün su membaları da kurumuş ve dehşetli bir ku- raklık hüküm sürmiye başlamış- b Yukarıya dercettiğimiz resim Croyden papazmı göstermektedir. Çıkartıyor ! Bu din adamı bir mektep müsa- meresinde hazır bulunmıya ge- miş, Fakat orasını o derece sıcak bulmuştur ki, son derece mera- simperest olmasına men cüb- besini çıkarmakta tereddüt etme- miştir. | Badri, Balıkesir Börekçiler mnhall Geçen Bilmece- mizi Doğru Halledenler Birer muhtıra defteri ala- caklar: Ödemiş İnönü Lkmektep 3 sınıftan tahkem adli hâkimi Bey kızı Türkân, İstanbul 5 mektep 316 Şinasi, İstanbul k mektep B inci smıftan 179 Z askeri şabe yanında No. l0 da Na ye, İstanbul Gelenbevi 81 İbrahim lisesi 83 Semiha, Aydın Tabaklı mae hallesinde Kulaksız. Zade — Mehmet elendi oğlu Talât, Uşak şoker fabrika- ginda S. Kaya Bey kardeşi — Leylâ, İatanbul Kasımpaşa Aynalıbaba ıoiü No. 88 te Hanri — Galinidi elendi ve hanımlar. Birer mürekkepli — kalem alacakları İstanbul Vefa lisesinde 226 Zeki, İetanbul erkek — lisesi 462 Esat, İstanbul erkek — lisesinde 652 Hayrettin, Istanbal Kurtuluş Sinem köy Şahin sokak No. 59 Adalet, İstanbul 44 üncü İlkmektep 986 Nezae het Osman Hanım ve Beyler, Birer kurşun kalemi alacak- lari İstanbul Yüksek İktisat ve Tücaret mektebi 1499 Sadiye, İstanbul Kasım« îıoı Yakupağa sokak No, fi te Öznet Tamdi, İstanbul kız lisesi 120- K İstanbul Sent Jorj Avusturya u. » vor Gerson Franko, İstanbul Paçacısokak No, 26 Osman Bey ve Hanımlar, Birer küçük sulu boya ala- caklar: Karacaköy Nahiye müdürü Hakkı Bey kizi " Fahamet, — İstan« bul Fatih 18 üncü İlkmektep 718 Sait, Bursa Setbaşı Hocaalizada #sokak 18 No. da Müyezser Sait, İstanbul Beyar zit Camcıali No. 18te Emine Fevsi, İatanbul kız lisesi 467 Sabahat Hanım ve Beyler. Birer boya kalemi alacakları İstanbul kız Orta mektebi No. 8 Nihal, İstanbul — Pangalti Baysungur sokâk Şefik apartımanı Semahat, Devrek İsmetpüşa mahallesinde Mustafa Paşa zade Ahmet efendi oğlu Salâhatlin, İstanbul 44 üncü İlkmektep 164 Hik- met, İstanbul kız liaesi 58 Semiha Ha» nim ve Beyler. Birer kart alacaklar: İstanbul Nurosmaniye Sezaisinanpaşa aokük No, 12 den Feyyaz, Ankara merkez sılıhat memuru Ahmet Bey oğlu Âsım, Çorlu Cemaliye mahallesi No. 386 da P. Nev« zat, İzmir Göztepe tramvay caddesi No 891 de Hayati Arditi, Edirne M marsınan caddesi Değirmen sokak No, 8 te Münevver, Edirne Kulenlti maran- göz fabrikasında Osman Nuri, Bilecik nüfus müdürü Kemal Bey kızı Muaz- zez, İzmir Uzunyol avukat Saflet bey oğlu Sabih, Samsun İrmak caddesi No, 8I de Zeki, Salihli Finike eski hükimi Hayri Bey kızı Muazzerz;, Konya Şekere kuruş mahallesi No. 15 te Fazlı, Salihli Altınordu İlkmektep 597 Küzım, Uzi köprü postabanesinde Mehmet Ahmet, İzmit hbükümet karşısında No. 208 de Sedat Emin, Ankara Misakı- milli mahallesi Katırcıoğlu çıkmazı No. 17 de Lütfi, İzmit Kapanca sokağında Mo. 22 de Yılmaz Ali, Edirne İstanbul yolunda 204 No, da M. Zeki, Çankıri Müddelumumi — muavini oğlu Galip, Edirne Ayşekadında kahveci Arif, Sam- #un tütün merkezinde komisyoncu Sa- lâhattin Efendi oğlu Muhiddin, Manisa Ahmetmithatefendi mektebi £ inci #te nf 433 Jale, Bozöyük mahkeme baş- kâtibi M. Ali Efondi oğlu Rahmi, Ay- valık Katranlı Mehmet Bey kızı A; Buca 8 üncü mektep başmuallimi man bey oğlu Nezih, Bayındır doktor Yasin Şakır bey vasıtasile mukadder, ye kuğflandanı Sabri bey vasıtasile Cavit Orhan, İstanbul Şehza- debaşı 18 Sekbanlar No, 10 da Arif Hikmet, İzmir Damlacık caddesinde No. 1de Leman, İstanbul Cerrah«e paşa Ahmetkethüda mahallesi Hahz igalip sokak No.l4te Süheylâ, İzmir Bahribaba parkı ovarında damlacık çaddesinde 28 de Afife Tahir, Tes kirdağ Ortacami karşısında No. 5 te Orhan, Bursa 5 inci İlkmektepten Ners min Rıza, Dörtyol Hacı Mistik oğlu Fehmi, Yozgat İszmetpaşa mektepi 71 Rüştü, Tarsue Hayat eczanesinde Ha- san, Ankara Çocuksarayı caddesi Zirant bank sandığı muavini Hakkı bey oğlu Ferit, Ankara Muhasebei hususiye mü- fettişi İbrahim Ethem bey oalu le-. Devrek mealiye memurlarından Y efendi torunu Bahtiyar, Artova çiftlik © No. da Nazan, Zonguldak Devrekte berber Ethem efendi çırağı Mehingt, Konya Akifprşa mektebi talebesin 27 Kadriye, İstanbul kız lisesi Zühran Hamım ve Beyler. 38 Şevket, İzmir mavkiimüs: Binbaşı — Cevdet â İlke ortamektep Selâhattin, İstanbul kız

Bu sayıdan diğer sayfalar: