22 Haziran 1935 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

22 Haziran 1935 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

22 Haziran ingiltere, Alman- a İle Anlaşmakla ata Mı Etti? İngilterenin Almanya ile deniz si- hları o hakkında yaptığı anlaşma, Imanyayı hasım bilen devletler tara- ndan büyük bir hata addediliyor ve deta © barış davasına Obir hiyanöt lâkki âdiliyor. Bu devletlerin düşü- İngiltere, denir, kara ve lesi bir küldür ve bu kül, toplu k hallolunmak gerekti. Binaenaleyh, giltere, bu tarzda hareket etmekle ransa va İtalyadan ayrılmak isteği östermiş gibidir. Bunun dışında, İtalyanın Habeşis- nla olan davası da, Avrupa vaziye- nl bozacak mahiyette telâkki edili- or. Eğer yarın, İtalya ilâ Habeş ara- nda bir harp çıkarsa, hiç şüphe yok; u harp çetin bir mücadele olacaktır. ' belki İtalya, birçok kuvvetlerini u savaşa tahsis edecek, bu yüzden * Avrupadaki vaziyeti gayıflayacak- r. Halbuki İtalyanın istikbali Avru- adadır ve bu istikbal orta Avrupanın ziyetini haliledecek olan Tuna kon- ransının alacağı şekle ve © sonuca ağlıdır. Bu sebeple Avrupada yeni « çok önemli, mazik Obir vaziyet asıl olmuştur. — Süreyya Bir Tayyare Bir Otomobile arptı Los Angeles 21 (A.A) — Amerika ava filolarının yaptığı bir manevra irasında bir kaza olmuş, yere inme- çalışan askeri bir tayyare manevra geçmekte olan bir otomo- Otomobilde bulunan teyyarede bulunanlar a yaralanmıştır. Stratosferde Bir Uçuş Roma 21 (A.A) — Binbaşı Bezzl tratosferde uzun bir uçuş 3,600 metre yüksekliğe kadar çık» sagtır. Binbaşı Pezzi bu Oarada önemli Mişahedeler yapmış irin altında 2 derece soğuk kaydetmiştir. * 'ansada 8ir Haydutun idamı Ajaksio 21 (A.A) — Alt kere dam öldürmekten suçlu Rodağ hay- utlarımın sonuncusu olan Korsikalı aydut Spada bu sabah Giyotinle lam edilmiştir. Tejrika aşka şeylerden konuşmak İçin rsatlar çıkardım. o Dokto En- er de çocuk hastalıklarına dalr u titiz anayı heyecanlandıran ak'alar o anlattı, Bir gün gelip İfteri aşısı yapacağını söyledi. Gülseven kızına okadar düş- ön ki kendinden çok ona dair, nu alâkadar eden şeylere ehem- iyet veriyor. Vakit zaten geçti. Müsaadesini ıp kapıdan çıkarken © bende (lan kıymetli emanetini unut- uştu. Doktora: — Rica ederim. aşıyı unut ayınız. Nö gün geleceksiniz? İye sordu. > — Yarın akşam, — Teşekkür ederim * Poker dönüşü yol üstünde ptığımız bu istasyondan sonra tan önce ev egitmek istiyordum. Doktor Enver Taksime kadar #ümek arzusunu kabul etti- medi. Harbiyeden Obir otomobile Çindeki Japon Saldırımı Pekin 21 (A.A) — Çinli komü- nistlerin şimali (o Şanside (Ye: misyonerleri binasını yağma lerdir. Baş papas ile dokuz Fri ket papası Yenan'a o sığınmışlardır. Komünistlerin Yenan etrafında bir kaç şehri elde ettikleri haber verli- mektedir. Vaşlagton 21 (A.A) — Dış İşleri Kanton'daki o Sunyasten si Röktöründen kuzey Çin pon saldırımına kargı yardım isteyen bir telyazısı a! Rektör bu telyazımnın birer kopyası de kuz devlet andlaşmasinı imza eden düörletlere gönderilmesini istemiştir. Londra 31 (A.A) — S0 bakanlığı finans sekreteri (o Duglan o Howkins avam kamarasında İngilterenin Kuzey Çindeki kuvvetlerini çoğaltmak al yetinde olmadığını söylemiştir. Almanyada Bir Hâdise Milli Sosyalistlerle Çelik Miğferliler Geçinemiyorlar Münih, 21 (A. A.) — Münihteki Nasyonal - Sosyalist partisi ile çelik miğfer teşkilâtı arasnda ağır bir anlaşamamazlık patla iştir. Baviyera İç İşleri Bakanı, miğfer teşkilâtının hertürlü faaliyetini yasak etmişi Zannedildiğine göre bu anlaşama- mazlık Hitlerin karışmasını gerekti- recek kadar şiddetlidir. ingilterede Eski Alman Muharipleri Londra, 21 (A. A.) — British Legion Birliği tarafından çağrılan Alman eski muhariplerden ilk heyet Doura gelmiştir. Alman delegeleri birliğin Brighton şubesinin toplantı. sında bulunmak için bu şehre hareket etmişlerdir. Bir Gemi Karaya Oturdu 2IÇ(A A.) — Dansig ğı 12336 tonluk Harperi petrol gemisi sis yüzünden İngiltere- nin Kornuval sahillerinde kayalar üzerine oturmuştur. Nüfusça zayiat yoktur. atladık. O çanlatıyordu: — Şöyle böyle derler amma ben bu kadını beğenirim Hikmet. Bak bügün ne olsa yüzüne bakılır bir kadın. Kimle istese gönlünü eğlendirebilir. Fakat eminol ki kızından beşka düşüncesi yoktur. — Prası varmı bari? — Macera uzundur. Ali Sami- nin metresidi. Tanırsın değil mi? — Tanımam, işittim. — Zengindi. Şimdi ledi ya, — Zöğürtledikten sonra mı ayrıldılar. Doktor güldü. züğürt- — Tersine, Ayrıldıktan sonra züğürtledi. — Şu halde Gülseven herifi adamakıllı sızdırıp öyle ayrılmış olacak! — Gülseven iyi günler geçir- miş bir kadındır. Sen Burada olsaydın bilirdin. İstanbulun en şık giyinen kadını idi. Gittiği yerde herkesi kendi hakkında konuşturan bir kadındı. Ali Sami “SON POSTA Habeş, Bir Daha Uluslar Kurumuna Başvurdu — - —— Bitaraf Bir Heyet Tarafından Tah- kikat Yapılmasını İstiyor Pi ii — ü j İh ig nz 39 be MİŞ | gi R 4 Adis - Ababa sokaklarında Habeş piyadeleri Roma, 21 (A. A.) — İnformasyon gazetesinin bildirdiğine göre, Habaş İmparatoru, bındam - nüfuzu - sultanlığını vermiştir. Habeşistan, Harar ilinde yığmağa devam etmektedir. * Cenevre, 21 (A, A.) — Habeş hü- kümeti uluslar kurumu genel sekre- terine İtalyanın vaziyetini protesto altında ilhak (etmeğe asker sınır bölgelerini hakiki durum ile rulmuş hâdiseler hakkında tahkikat yapacak nötr (bitaraf) bir komitenin taylai istenmektedir. Habeş hükümeti bu komiteye elinden geldiği kadar yardım edeceğini ve bütün masrafları yükleneceğini & vadetmektedir. Bu teklif Habeşistanın barış sever niyat- lerini isbat etmek maksndile yapıl- mıştır. * Roma, 21 (A. A.) — Giornale D* bununla yaptığı iki aylık bir Ar- rupa seyahatinde yüzbin lira ye- diği söylenir. Onun zamanında birkaç parça güzel elması vardı. Fakat ayrılmadan önce Gülseven biraz da para biriktirmişti. öyle olacak ki bugün geçinebiliyor. — Evl kendinin mi? — Kira vermediğini biliyorum, Kendinin olacak ? Doktor daha anlatacaktı, Taksime geldik. Ben indim. — Yarın akşam nerdesin ? — Bilmem verilmiş sözüm yok. — Yemeğe bana gel. — Olur doktor. pi Artık herşeyi unutmuştum. Doktorun (anlattıkları beni büsbütün hayecana düşürmüştü. lik görüşte o kadar sakin, düm- düz görünen bu güzel kadının böyle bir macera sahibi olduğu- na İnanmak güçtü. Öyle gönül lerde fırtınalar yaratmış bir ka- dın bissi vermiyordu. Daha zi yade İnce ruhlu, kahır görmüş, çile çekmiş bir ana hali vardı. Bütün bu görünüşlere karşı elimde bir vesika vardı, ki onun bütün esrarını bana anlatacaktı, Adımlarımı sıklaştırdım. Doktor da çok terbiyeli bir dost. Güleevenin bu kadar eski bir tanıdığı iken defterinden öğ- İtalia gazetesi, Habeş hükümetinin, yapılan andlaşmalara aldırmayarak, İtalyanın ekonomik asığlarını (menfa- atlerini) ve bu alanda yaptığı girişit- leri (teşebbüsleri) ayak altına aldı- ğını yazmaktadır. * Roma, 21 (A.A) — Şimdi Soma- lide yeni bir İlman yapılmakta ve Logaden Ile kurey Somali'yi biribirine bağlamak ve Mogadişü İlmanındaki darlığa çare (o olmak © Üzere Bender - Kasım limanı genişletilmek- tedir, Ayni zamanda yeni İlmanı ye bağlıyacak ve yağmur mev- bile kullanılabilecek yeni yapılmaktadır. Edenle Musolini Görüşecekler Londra, 21 (A.A) — Musolini Eden'in Paris konuşmalarından sonra, deniz meseleleri ile hava yardım and- laşmasını görüşmek Üzere Roma'ya gelmesini kabul etmiştir. Burada söylendiğine görü, İngiliz hükümeti herşeyde, al İtalyan-Ha- zlığı üzerindeki | İngilir- 7 inci yüzde ) reneceğim şeyleri kendisine am- latmamı istemedi. Eve geldiğim zaman saat İkiyi geçiyordu. Soyundum. Masa lâmbamı yanımdaki sigara masasına koy- dum ve koltuğa uzandım. “ Gülseven, in hafif fujer kokan defterini tatlı bir heye- canla açtım. Kıvrak bir kadın yazısı, bazi satırlar bir çırpıda çıkmış gibi, Bazı kelimeler, Üzerinde çok du- rulduğunu anlatan bir biçimde. Harflerin kolları, bacakları uzamış etlenmiş, kemiklenmiş. Silinmiş. Tekrar yazılmış. Belli ki bunların Made ettiği mana ile yazanın düşüncesi ve duygusu arasında uzunca bir münakaşa olmuş. Gülseven (o defterine (hiçbir serlâvha ve tarih koymadan baş- lamış ve öylece bitirmiş. Yalnız yazıların uzunca bir zamanda elden çıktığı belli, Mü: rekkep başka. Hattâ bazı say- faların kokusu bile başka. Anla- şılıyor ki bu sayfalar ötekilerden ayrı. Eir gazeteci keyfi ile defteri üstünkör şöyle bir karıştırdıktan sonra koltuğa gömüldüm. Lâm- banın ışığını ayar ettim. Ayak- larımı da alçak bir taburaya yer- leştirdim. Bu vaziyet) benim için en rahat bir okuma vaziyeti idi. Meraklı bir filim, zorlu bir Gönül İşleri Evlerini Bekliyen Ev Kadınları Gezmeyi tozmayı seven, gece zorla kocalarını sinemaya, tiyat- roya, pokere sürükleyen kadın- ların yanında bir de bütün haya- tını evine veren, bütün zevki evini tozsuz, camlarını, pırıl pırıl, çama- şırlarını kaymak gibi tertemiz görmekte olan kadınlar vardır. Bunlar için yegâne mühim şey gündüz evin içinde didinmek, akşam yemekten sonra da kocası gazetesini okurken (karşısında örgü örmek ve yahut başka bir İşle meşgul olmaktır. Günler, haf- talar, aylar, seneler hep böyle biribirinin aynı geçer. Insanın birdenbire « oh aman, ne güzel ev. Benim karımda böyle olsa,, diyeceği geliyor. Fakat işin iç yüzü böyle değil, Erkek ilk zamanlar bu hayata uyar gibi görünür. Ara sıra bekâr- liğının gecelerini hatırlar. Karsısı sürüklemek İster, ** Yemek hazır, şimdi yeniden elbise değiştirmek, saçı düzeltmek lâzım.. sonra Üs telik de bir sürü masraf..,, vaz- geçerler. Fakat erkek bir sabah, içinde bir üzüntü ile gözlerini açar. Sır- tında ev kaygusu orta yaşını bulmuş. Arkadaşları hâlâ genç. Oyundan oyuna, eğlenceden eğ- lenceye koşuyorlar. Ya tekrar karısına uyar, veyahut karısını sörükleyemediği yerlere yalnızca gitmiye başlar. Karısı evine çöken bu felâke- tin nereden geldiğini bir türlü anlayamaz. Evlendiği zaman bi- ricik işinin, kocasına rahat bir ev hazırlamak olduğunu düşünmüş ve onu mükemmelen yapmıştı. Bütün bayatını eve vermiş onu bir cennet kadar güzelleştirmişti. Fakat bu bayanın unuttuğu bir şey vardı. O ev temizliğinin, ye- meğin bir gaye olmadığım, yal nız yaşamak için bir yer olduğu- nu hatırlamıyordu. Bu tertemiz dört duvarın, ko- casına nasıl bir hapishane oldu- ğunu farketmiyordu. Kocasının sinemaya gitmek, dışarda yemek | Devamı 7 inci yüzde | maç seyredecekmişim gibi İçimde gıcıklayıcı bir heyecan vardı, “ Gülseven,,in, üzerimde bırak» tığı tesire henüz şekil ve ad ve- remediğim bu genç kadının yaz larini okumaya başladım. » “... Kalâmış körfezinde yüzme yarışları ver. Modadan Fenerbah- çeye kadar deniz sandal, motör dolu. Kulüp futaları, üç çifteleri, alamana balıkçı kayıkları, cankur- taran sandalları. Bunların arasında irili ufaklı kanolar fişek gibi geçip gidiyorlar. Nişanlım Nail Suadiye kulübü- nün Üç çiftesini kullancak. Bir aydanberl (o ekzersiz yapıyorlar. Daha dün akşam ona “ artık dinlen, yemeğe de bize gel,, diye mektup gönderdim. o Cevap bile vermedi. Beni de geç vakte kadar bekletti, Kulüp ( arkadaşı Selâmide bana Bahariye caddesinde rast- geldi. Her zamanki teklifsizliği ile sokuldu. Naili sorduktan sonra: — Ben ikinizi de severim amma doğrusunt. istersen, Nail (o sana lâyik bir genç değil Açık söyli- yeyim bütün Kadıköy de öğrendi. Şimdi Nail bir Mısırlı kadın ile yaşıyor. (Arkas var) bike izni bite sisin lükens ld emen 2

Bu sayıdan diğer sayfalar: