27 Temmuz 1935 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8

27 Temmuz 1935 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Doğru — Ben bisik- letimle İstanbul- dan — Ankaraya on dört saalte gittim. — Yalan söy- 1öyorsun! — Yalan söy- lemiyorum, doğ- $ ru söylüyorum; ben eksprese bin- bisikle- tim de yanımda idi. miştim, Yalan Atıyordu: — Bir lokanta biliyorum; çorba, et sebze tatlı 5 kuruşa. — Yalan! — Yalan ole masına — yalan; amma ucuz M BT boyalı Idi. Büyük kızın esmer, küçüğü sarışın . — Küçüğü doğurduğum zaman saçlarım sarıya Seni Seni Anlıyorum gerçekten Sevgimi yeni yeni Seviyorum seni ben Kız seni seni seni.. Kız ge'sen bana biraz, Bu kadar da naz olmaz; Okşesam o bembeyaz Bembeyaz teni ten'.. Elle tutmak isterim, Alıp yütmak istezim; Kâh unutmak isterim Yanı gındaki beni, Sena ne'er dedimdi, pek çok sevdimdi; sende şmdi ni beni keni. İMSET Beğendirememiştim Bayan yensi h zmetçiye söyledi: — Kocam olur olmaz yemeği beğenmez, pişirdiklerine çok dik« kat etmel sin! — Erkekler hep öyledir. ba- yan. Ben ölen kocamla tam on sene beraber yaşamıştım; bu on sene İçinde bir defa bile yemek beğendirememiştim. Haa ae saekasaea eee ss A d sesac AAA AAA AA AAA AAA SA RARARAARR AA AA Vurmadım Küçük Dogan ağlıyordu; sor- dular: — Niye ağlıyorsun? — Ayşe bana tokat vurdu. — Sen ona vurmadın mı? — Vurmadım ya? — Ne yaptın? — O bana tokat vururken el- ler'm boşta değildi, kulaklarını çekiyordum. — Evlenmenize babası mı mani oluyor. — Evet, iflâs atti. Hayal Arkadaşım golumu dürttü: — Şu karşı- dı:'goçoıı kadını gördünmü ne fev- kalâde şey. Baktım, arka- daşımın fevkalâ- de dediği kadın çirkin, çok çir- kindi. — Boşuna va- kit kaybediyor- sun! Dedim, sor- dll: — Niye? Sende bu ha- yal kuvveti var- ken müthiş bir romancı olursun! nıp sarletti. — Ne fenal. caktım. Son Defa Iki delikanlı arasında : — Sevdiğin kız seninle evlen- miye razı oldu mu ? — Oldu. — Ne dedi? — Dün yıne, benimle evlene- | cek misin? Diye | sordum, — Sana son defa bayır diyorum, dedi, Fazla Sıcakta Bir buz dolabı alacaktı, göz- terilen modelleri küçük Buldu: | — Büyük, daha daha büyük | İsterim. Sordular: — Bunlardan yapacaksınız? — Fazla sıcak havada, karyo- lamı içerisine koyup yatacağım! büyüğünü me — Kocam, çocuğumun kumbarasındaki paraları — Fena ya, ben e para ile kendime şapka ala- — sabahtanberi on aefa de- nize girdiniz. — Dokto- on beş banyo ya- pacaksınız, cedi. Cevap Meşhur riyaziyeci ölüm döşe- ğinde yatıyordu. Sesi sedası ke- silmişti; konuşmıyordu. Konuştur- mak istediler, sual sordular, ce- yâap vermedi nibayet birinin ak- hna gelip sordu: — Onlikinin murabbaı nedir. Rıyaziyeci sayıklar gibi cevap verdi: — Yüz kırk dört! İş — Aslan gibl kuvvetliyim, maymun gibi kurnazım, böyle ol- oluğum balde kendime bir İş bulamıyorum. — Bir hayvanat “bahçesine müracâat etl- — Bir şapka giymek iki saat sürer mi? — Dun et ki iki şapka giymedim, Yoksa dört saat beklerdin! Dava Avnkata gitti: — Bir davam vır, dedi, avu- katım olur. mu- sunuz ? — Olurum, paranız yar mı? — Param yok amma bir atım ile iki öküzüm var, — Pekâlâ, da- va ne davasıdır. — Beni bir at, iki öküz çal- makla — ittiham ediyorlar. Kime Söylemeli Bay hiddetli idi, hiddetli, bay bağırdı: — Kızımıza söyle ©o herife varırsa, beş para bile sarfetmem. Bayan düşündü: — Bunu; kızımıza değil, kızı- mzı alacak adama söylemeliyim! bayan da — Niçin geç kaldığını küçük kardeşine sor- dum. — Ne Dedi? di. söran —a — Şimdi nişan. yüzüğünü değiştirip gelecek, Bir bahçenit önünden — geçi- yordum, bir kös pek üzerime hücum etti, sas hibine bağırdımı — Köpeğinl çağırsanal — Çağıramam — Niye? — Kulağı ga« ğırdır. Bende Iki kişi kargıs laştılar. Biri gük dü: — İnsan, dedi bazan — budalar larla konuşmak mec buri yetinde kalır. Öteki de güldür — Ben de şims di aynı şeyi düe şünüyordum. Bilmiyorum Garsona sordular: — Bu balıklar ne kadar xa* mandır bu lokantada. — Bilmiyorum bay ben bura: da çalışmaya başlıyalı ancak on beş gün oldu. Palto Yenilenince — — Vestiyorde çalışan kadınc ne çok bahşiş verdin. — Baksana o bana nasıl bir palto verdi. — Rum baya bayılıyorum ! — Ben de Yahudi — bayas na | Rakı Yok Mahmut Ye« sariye, Yerli mal: lar sergisindeki inhisarlar — pav- yonundan — bir bröşür - verdiler. Bröşürün üzerindt “içkilerimiz,, ya- zıh idl — Yesarl Broşürün yaprakı — larını karıştırdı, Okudu. bir da- ha okudu - bit daha okudu Yanımdakl Ragıp — Şevkiye dönerek - bağır- duü — Hay çat- layacağım, bura* da yakı — yolt bel

Bu sayıdan diğer sayfalar: