19 Mayıs 1936 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

19 Mayıs 1936 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

76 yaşında bir adam ayni yaşta bir kadın arıyor Gazete ile neşrettığı ilâna yüzlerce cevap aldı ve birisini tercih etti. Fakat henüz evlenemedi. Müstakbel zevcesi oğlundan izin bekliyor Londradan yazılıyor: Plibton kasabasında emsaline pek en- | Bi der tesadüf edilen bir evlenme teşebbüsü olmuştur. Deyli Ekspres gazetesinin — anlattığına göre kasabanın en ücra bir yerinde ika - et etmekte olan 76 yaşında mütekait bir miralay evlenmek için Plibton gazetele - ilân vermiştir: Yaşımı 76 ndan rine şöyle bir sAdım Leyve dusunun miralay Ufak Kendime hayat arkadaşı olacak, ay- buyluyum. bir servetim — var. dır, ni yaşta bir kadın ile evle! Dulu tercih etmekteyim. mek istiyorum. dresim: Plib - tonda Peyterç izdivaç idarehanesidir.» Bu ilân gazetelerde görülür görülmez. mütekait miralay yüzlerce mektup almış- tır. Bu mektupların kâffesini yaşlı ve ih - tiyar kadınlar göndermiştir. Gazetenin yaz- dığına göre kadınlardan - birisi yuva kurmak istiyen 76 yaşındaki izdivaç yeni bir talibine şöyle cevap vermiştir: «Dünyada yapayalnız bir kadınım. İyi bir iradım ve bir de evim vardır. Cenabı Hak bana hâlâ cazibesini muhafaza eden güzel gözler ihsan etmiştir.» Başka bir dul kadın da şöyle cevap ver- miştir: «Serbest tabiatliyim. Bir erkeğin ka - dında bulabileceği en iyi ahlâka malikim. Kocamın en hayali tasavvurlarını yapabi- lecek cesaretteyim.» Başka birisi de memleketi olan Brimin- | hamı terkedip kendisile evlenmek üzere Plibtona geleceğini haber vermektedir. Hülâsa 76 lık damat namzedi İngilte - renin her tarafındaki dullardan, kocasın « dan ayrılmışlardan, #atiyarlamış kâzlar - dan bu tarzda mektuplar almıştır. Ve bit- tabi bunlardan birisini tercih etmekte te- üşmüştür. Nihayet bu müşkülü de halletmiş, mektup gönderenlerin hepsi ile bir randevu ilân etmiştir. - Bu tandevuyu da gene ilân şeklinde ga e vermişlir: ütek: kendisine evlenmek için mektup göndetenlerin yısın 6 inci günü saat beşte Plibton izdi - vaç idarehanesinde bulunmalarını rica e- der, burada izdivacı için talip olanlar ile görüşüp kararını verecektir. İzdivaç idaresinde gelecek kadınlar için hususi bir salon hazırlanmıştır. miralay - Leyvera Tayin edilen saatte kimi yetmiş yaşla- mında, kimi o yaşa yaklaşınış on dört ih » —— — 4——— ——— — İngiliz or- | tekaidim. İyi | “|ğini bildirdiğini söylemiştir. K he Mütekait Miralay Leyvers tiyar kadın izdivaç idaresinin salonunda toplanmışlardır. Fakat ihtiyar miralay vaadettiği Beşi » tabil gibi irmi — geçe 14 yaşlı saat beşte gelmemiştir. kapı — açılmıştır. — Ve kadının — heyecanı — en derece. İsini — bulmuştur. — Fakat — salona — çi- ren bekledikleri damat namzedi değildir. İdarehanenin direktörüdür. Direktör londa toplanan bu 70 bahar görmüş ge - linlik namzetlere mütekait miralayın gön- | derdiği bir mektupta kendilerinden af di - son sa | lediğini ve zevceliğe alacağı kadını seçmiş olduğundan artık kendisinin gelemiyece- Bu haber ü- zerine (4 ihtiyar kadının düştükleri feci vaziyeti kolayca tahmin etmek mümkün - dü Mütekait miralaya gelince: Dostların - dan birisinin tavassutu ile 70 lik birisile ev- lenmeğe karar vermiş. fakat bu kadın Hin- distanda bulunan ve 40 yaşında olan oğ - lundan izin bekled memiştir. için henüz evlene - Bir yankesici mahküm oldu Galatada Emin isminde birinin yan- kesicilikle parasını çalmaktan — suçlu sabıkalılardan Mehmedin dün asliye ceza mahkemesinde duruşması yapıl- mış ve suç sabit görüldüğünden Meh- met 1 ay 27 gün hapse mahküm edil- miştir. GÖNÜL İŞLERİ İnsan başkasını Sevip başkasile Evlenebilir mi? «Evli bir adamı seviyorum, o da be- ni seviyor. Benimle evlenemiyeceğini bi- liyorum. Fakat onun sevgisine ihtiya - cım var, Uzaklaşmak istemiyorum. Ben bir genç kızım. Hayatımda — bir defa vevdim, © da beni aldattı gitti. Bu â- /dam sevgisinde samimidir. Çünkü ben- den hiç bir şey saklamıyor. Hatıâ baş- kasile evlenmeme de itiraz etmiyor. O da benden yalnız sevgi istiyor. Siz ne dersiniz? » Bedriye *Bu sevgi gayri tabüdir ve her gayri tabiü şey gibi muvakkattır. Bu adam er Beç sizi unutmağa mahkümdur. Siz de başka birisile evlenirseniz muhakkak su- rette onu zamanla unulursunuz. Ma - dem ki evlenmenize muhalif değildi dostlüğunuzu muhafaza etmek - suretile, bir başkasile evlenmeğe çalışınız. Önü- nöze talip çıkarsa, bu sevgi — uğrunda reddet'meviniz. Muvakkat bir sevgi uğ- runa bütün hayatınızı zehirlemeyiniz. * hk nişanlıyım. Fakat son za- manlarda bir başka kızı sevmeğe baş - ladım. Nişanlım artık beni tatmin ve a Tâkadar etmiyor. Fakat nişanı bozmak e kızı da manen harap etmek olacak. Onun için düşünüyorum. Siz ne demi- niz? Cahit Merhameten evlenilmez. Bugün sev- miyerek nişanlınızla evlenirse, gözünüz yeni sevdiğiniz kuda kalır. O vakit hem kız bedbaht olur. Hem siz. İyisi, şimdi- den bir münasip çare bulup kızdan ay- rılmak ve sevdiğiniz kırla nişanlanmak- tır. * vAskerliğimi bitireli beş sene oldu. Ayda 80 lira kazanıyorum. Şimdiye ka- dar iki kadınla yaşadım. Fakat bunlar Mmetresimdi. Şimdi artık temiz bir a - Fakat kız gösteriyorlar. Tek- rar eski hayatımı idame etmeyi daha ile yuvası kurmak istiyorum. babal mı ağır masraflar ü korkutuyor. kolay buluyorum. Siz ne dersiniz? » Ankara; T. S.R. Her kaız babası fazla masrafa Küzum göstermez. Kızlarına koca arıyan bir çok temiz nileler bulabilirsiniz. Sorup araş- tırınız. Her halde aradığınız şartları ca- mi bir kız bulup tel yuva kura - bilirsiniz. Metres tutmanın sonu yoktur. Gençliğinizi böyle gayri meşra müna - sebeplerle öldürmeyiniz. TEYZE SON POSTA ütün dünya 2 Haziranı merak ve heyecanla bekliyor! O tarihte Fransanın 200 diktatörü ile sosyalist Başbakanı arasında düello başlıyacak — Önümüzdeki Haziranın ikisinde Fran- sanın başına ilk defa olarak bir Sosyalint |hükümetin geçmesile bütün Fransanın ve bütün dünyanın alâka ile takip edeceği bir savaş başlayacak, ve bu savaş — belki de Fransız demokrasisinin mukadderatını ta- yin edecektir. Çünkü bu savı kı ile bir asırdanberi Cumhuriyetin ç Fransa hal- gizli bulacaktır. Bu iki yüz aile, Fransa devlet banka- sından en büyük hisselere sahip bulunmak- tadırlar. Bankanın 40,000 hissedarı içinde ancak bu iki yüz aile bankanın siyasetini, dolayısiyle hükümetin maliyesini — kontrol eden müdürleri seçerler. Büyük harptenberi Fransanın — başına |sayılamıyacak kadar çok hükümetler gle- |di. Fakat bütün bu hükümetlerin dayandı- ğt mesnet Fransa bankası idi. Banka ise iki yüz mileye istinad ediyordu. Bu aileler, ka memleketlerde eşi görülmeyen bir oli- garş teşkil ederler. Soayalist hükümet kendi siyasetini tat- bik & baş- takdirde bu iki yüz âilenin hü- kimiyeti nihayet bulacak. Çünkü Sosyalist- ler seçim savaşı esnasında «Fransayı tah- rip eden bu iki yüz aileyi yıkmayı» tash- hüt etmişlerdi. * ** Bu iki yüz ailenin kolay kolay yıkılma- yacağı ve mevküni korumak ve kurtarmak için uğraşacağı muhakkaktır. Gerçi bunlar silâh kullanamıyacaklar, fakat — bunların kullandıkları borsa ve döviz silâhları ha- kiki silâhlardan daha az tesirli değildir. Soayalistlerin bu iki yüz aileye — karşı harp açmalarının e-bebi, Fransada iktis di islâhatın Fransa bankasını devletleştir- meğe bağlı olmasıdır. Bu — yapılmadıkça Fransayı mali yanıklardan kurtarmağa im- kân yoktur. ça Sosyalist hükümetin kimlerle dövüşece- ğine gelince Fransa bankasına hâkim olan iki yüz ailenin en büyük başları, bu banka- nin idare hey'etindeki on iki kişidir. Bu on iki kişinin beşi Fransa sanayi â- lemini temsil ederler, yedisi hususi banka- larin mümessilidirler. Fransa — sanayii yüzde altmışı bunların elindedirler. Mem- lekette bankacıkk, sigortacılık, gemicilik, demityolculuğu, madencilik ve aşağı in yu- karı Fransanın bütün iktisadi işlerinde bun- ların menfaatleri vardır. Bu itibarla nüfuzları çok bü Fransada hüküm süren iki Fransiz parasını altın esasına istinad ettir- Mekte israr ediyor ve büyük nafıa işlerine girişerek iktisadi vaziyeti düzelimeğe ma- ni oluyozlar. Bu siyaset yüzünden Fransanın harici |Ucareti düşmüş ve sanayi faaliyeti mühim bir aksaklığa uğramıştır. Halk cephesinin buna karşı gelmek (- çin düşündüğü tedbirler B leştirmek ve idare hey'etine maliyecilerden başka ziraat mümessillerini okmak ve bankanın siyasetini hükümetin siyasetiyle telif etmektir. — (Dayli Herald) ayı devlet- mesâi, sanayi, , | laşırken. mualltm mektebinin skksssecerAALA diktatörleri olan 200 aile mrasında vuku-| Bir Fransız Fransadaki son seçimde büyük muvalfa- kiyet kazanan ve Haziranda iktidar mev- kilni ele alacak olan sosyalist lideri Blum bakkında Vu mecmuası bir makale neşret- miştir. Bu yazıyı aynen alıyoruz: Leon Blum kimdir? Bilhassa son günlerde bu sual çok sorul- makta, ve günün adamı olan bu meşhur in- san hakkında biribirine mt yüzlerce söz söy- lenmektedir. Kendisinin Marksist — olduğun- dan bahsettikleri kadar, ince, sanatkâr ruklu, ilmi kabiliyeti ziyade bir Insan oldu- dundan da bahsederler, Aleytünde Kin duyanlar, pek çoktur. 20 se- ne evvel, Blumu eşi, emsali bulunmaz bir a- dam diye tavsif edenler, bugün aleyhinde söylemedik sözler bırakmıyorlar. Biz soğuk kanlılığımın muhafasa ederek, bitâraf bir görüşle Leon Blumu tanıtmağa çahşalım. Blum aslen Alzaslı olan bir ailedendir. 1812 de Pariste doğmuş, ve çocukluğunu, geşit çeşit ihtilâllere sahne olan Saint Denis- de geçirmiştir. Anne annesi, müfrit bir cümhuriyelçi öl- makla maruftu ve torunu okumağa başladığı taman, Tenot'un taklibi hükümet hakkında- ki kitabını onun ufak parmakları arasına sıkıştırmışlı. Blum, biraz büyüyünce Charlemagne lise- sine girdi. Yaramaz ve hoyrat bir talebe 0l- du. Eğer sınıfının birincisi ölmasa idi belki de kendisini yaramzlığı yüzünden mektepte tutmazlardı. Küçük yaşıdanberi, lsyankür bir ruha sahipti. | 16 yaşında iken ihtilâlin felsefesini tetkike |koyuldu. Biühassa Emlle Augierin kitabında- |ki şu cümleler küçücük dimağına nakşedildi: «1789 Ihtilâli henüz bitmemiştir. O daha bir |başlangıçlır..» Leon Blüm, yüksek muallim mektebine giriyor, felsefeden agregatlon — yapıyor ve © zamanlar Clemanceau İle Barres'in tesir- leri altında kalıyor. Bir müddet sonra, be- yaz mecmuade Jean Grave ve To d'Ase ile Hberal fikirleri, yanındaki bütün münevver Ansanlar gibi şiddele müdafaaya —köyulu - yordu . 4 Aradan zaman geçiyor. 1893 genesinin içi- ne giriyoruz. Bir gün Blum, Şanzelizede de. tamdığı — ve çok zamandanberi görmediği arkadaşı Lucl- €n Herr'e tesadüf ediyor. Beraberce yürüyor- lar ve konuşuyorlar. © zamana kadar liberal bir zihniyete ma - |lk olmakla beraber — cemiyetin — adalet- lamııımn karşı da yrıca inflal duyan Blu- İmun fikirleri değişiyor, Herr onu - kollekti İvizme doğru sürükliyor ve Blum 21 y: BORY t oluyor Bialâhare Leon Blum ismi Dreyfüs davası münasebetiyle çıkan bir kitabın üzerinde o- kunuyor, Jüres ile kolkola geziyor. ve niha- yet sosyalişt ittihadına dahil oluyor. bi el 30z çei eli « di İllül'm n gÜB ei Leon Blu m'un üç pozu mecmuasına göre Leon Blum » 'e ll Karikatürcüler onu titrek elli bir Yahudi halinde gösterirler. Halbuki geniş omuzlu bir sporcudur. Mağrurdur, derler, hayır sadece dalgın ve miyoptur. Dünyada okumadığı kitaba az tesadüf edilir. Yemek- ten anlar, şaraba bayılır, eğlenmesini, gülmesini sever. 1905 de, siyasetten uzak yaşamağa başlı « yarak, kendisint edebiyata vakfediyor. Şüra« yı Devlette memuriyet alıyor, ve orada - hu- kuki tenkit ve malümatiyle temayüz ediyor, Ayni zamapda da Matin ve Öomcedin gae getelerine edebi tenkitler yazıyor, bu böyle« ©e 1917 senesine kadar gidiyor. O sırada na- fia nazırı olan Mösyü Marcel -Sombat'ın kas lemi mahsus müdürü oluyol e. ayni sene Bordesux'daki köngreye iştirak ediyor. 1918- de sosyalist ittihadı fırkası tehlikeye girince mücadeleye atılıyor, 1919 da — bolşevizmle mücadele ediyor, ve nihayet — 1920 da Toms'daki sosyalist kongresinin en nafiz ü- zası oluyor. O arada meb'us seçiliyor, zekâsının kuv« veti sayesinde parlâmenlo grupu relsi olüe yor, milli cepheye karşı ve bilhassa onların mali siyasetlerini hırpalayacak tarzda mü « eadele açıyor. Ekseriyetin fikrini hiçe saya« rak, büyük bir cesaretle Ruhr hâdisesini, el« nayet ve cinnetle tavsif odiyor. Bütün bunları, mantığının kuvveti, hita« betinin kudreti, münakaşa kabiliyetinin büs yüklüğü sayesinde başarıyor. Gazeteler onun karikatörünü yaptıklari Taman, kendisi, haksız yere çifte gözlük dü, dar yapılı, eli titrer bir yahudi halinde gösterirler, halbuki, Leogn Blum uzun seneler, gekrim yaptıktan sonra, boksa da çalışmış, geniş omuzlu bir sporcudur, Gene bazi gazeteler kendisini mağrur biz adam, her şeyi hesaba, vuran bir tip olarak telâkki ederler, bu da yanlıştır. Blum, soğuk, kanlı olması Hâzmgeler yerleri takdir eder, Biraz dalgın ve biraz da miyop olması, kene disini tanımayanlar tarafından kibirli den« mesine sebep teşkil etmişse de o da doğrü değildir. Blum, fevkalâde bir Insan değildir. Heple miz gibi bir insandır, o hayatın yeknasâklı- Çını sevmez, biraz heyecan ve değişiklik we rar., çocukları, hayvanları, güzel manzara « ları sever. Karısının kullandığı ufak otümü- bilde Parisin yollarını arşınlamağa doyamaz. Musikiden çok'iyi anlar. Blamün dünyada 0- kumamış olduğu eköre az tesadüf edilir. ve işin en garip tarafı, okuduğu hiç bir şeyi u- nutmaz. Hügo'nun gürlerini, Javres'in nutuklarını ezber söyler. Klâzikleri çok Iyi bildiği halde, halihazırı da fevkalâde iyi takip eder. İke tısattan, Üyatroye, tarihten — felsefeye ko- Taylıkla geçetillir. Yemekten anlar, güzel şeylerin şirileceğini de bilir, şaraba bayılır. ) gülmesiz ürmetle dinler, fakat onu: nasıl pi- ai sever, fikir - ) yoktur, Leon Bli berkesi leri üzerinde müessir oln fikir jimnastiğinin en zor hareket mağa müktedirdir. Sırasına göre tedakâ Ve nefsini hiç bir geyden esirgemez. Benim tanıdığım Leon Blum buüdür.a

Bu sayıdan diğer sayfalar: