27 Mart 1938 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2

27 Mart 1938 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

2 Gıyfı « Hergun Hayatı ucuzlatma Meseleleri. etrafında ,_ Mubittin Birgen —— elâl Bayar, hükümet başına geç tiği zamandanberi Türkiyede ha- yatı ıeııhıııyı temin edecek tedbirleri aramak işile meşguldür. Kendisine teşek- kür ederiz. Bilhassa, son zamanlarda İs - fanbul hayatına karşı gösterdiği alâka - gdan dolayı da ne kadar teşekkür etsek azdır. Et fiatlarını İstanbulda ow kuruş Gdüşürebilmek için, devlet hesoluna feda- kârlıklar yapmayı bile göze aldığı için İstanbullular onun bu iyi hislerini hiç bir zaman unutmasalar yeridiz Sırf onun bu işe verdiği alâka sayesin- dedir ki, bugün, biraz güçlükle de İstanbul, mevsimin et fiatları bakıcım « dan yükselme haftaları içinde bulunma- Bına rağmen, hiç değişr n bir fiatla et yemekte devam etmiştir. Bu hususta İs- tanbul vilâyetinin veyahud belediyesinin de büyük gayreti oldu. Bta gayretler için- de İstanbul belediyesinin İstanbula fazla mikdarda et çekmek ve bu sayede ftatla- Ti tutmak için aldığı tedbirler ve onun bu tedbirleri alabilmesi için de hükümetin yaptığı yardımlar bilhassa zikre değer geylerdendir. Fakat, bu gayretler arasında şu da gö- ge çarpıyor ki hayatı ucuzlatnmak bahsin- de fulan veya filân maddeyi müstakilen ele alıp bunlarla ayrmı aytı ve birer bi « rer uğraşmak, çok müşkül bir iştir. Bu usul belki matlüb olan ucuzluğu temine, Ççok sıkı ve dikkatli çalışmak ve daimi Bürette uğraşmak şartile, kâfidir; fakat, bu yoldan neticeye varmak âdeta bir nevi Gmür törpüsü mahiyetini almıya da çok müsaiddir. l * Esasen, iktısadi işlerde artık büyük bir etorite kuvvetini kazanmış - olduğunda Şöüphe olmıyan Celâl Bayar da bunun böyle olduğunu pek güzel biliyar. Menm lekette ucuzluğu temin etme (şinin uzun $tedkiklere muhtaç ve bir kül halinde mü- talea edilmesi zaruri büyük bir dava 0l- duğunu geçenlerde bize anlatmıştı. Bu meseleyi halliçin esaslı tedkiklere gi « rişilmiş olduğundah bu. tedkiklerin neti- selerini almak, bu neticelere göre ittihazı elzem görünen tedbirleri bazırlamak ve sonra bunları birer birer hayata geçir mek lâzım gelecektir. Bu, uzun bir iştir, zamana muhtaçtır. Bugünlük, meselâ et Mmeselesinde olduğu gibi, münferiden alı- han tedbirler, işte halfi uzun zamana muhtaç olan davanın esaslı halline nti « zaren yapılabilecek hususi hamlelerden Abazet oluyor. » Bu hamle yapılmış, ilk adımda iyi bir Metice alınmıştır. Faltat elde edilen fay- danın devam etmesi için ilk adımdaki hamleyi uzun müddet devam - ettirecek bir diltkat enerjisinin sarft lüzrm geliyor. Bade dikkat enerjisi değil, bel - ki de onunla birlikte fiili, ya - ni iktışadi bir —müdahalenin —de devam etmesi zarurt oluyor. Halbuki bizim İstanbul Belediyesinin — teşkilât bünyesinin, Türkiye belediyelerinin €en kuvvetli teşkilâtı olmasına rağmen, bu bamleyi — mütemadiyen — müsmir bir halde tutmya kâfi olduğunu zan- nedenlerden değiliz. Bunun için bele- diyenin bu işte günün birinde mağlüb ol Ması, ihtirmali vardır. * Acaba, bu işin, yani memlekette haya- fi ucuzlatma işinin daha başka tarzda bir ftemin çaresi bulunabilir mi? Bu kadar karışık bir mesele hakkımda, İzmirden, h ni Bının halli için, müracaat edilecek en iyi Usul, davayı parçalara ayırmak ve hep - Bİni ayrı mütalea etmektir. Mesşelâ, u « ı devletin ittihaz edeceği umumi ma « hiyette tedbirlerdir; vergiler, resimler, fiat barajları, demiryolu tarideleri vesai. re gibi. Diğer bir kısmı da belediyelerin Mtihaz edecekleri tedbirlerdir: Şehir hududları içindeki iktısadi hâdiselerin belediye nizamları ve belediye teşkilât. ları bakımından alâkaları gibi; faraza İs- tanbulun bir hamalhk meselesi vardır ki İstanbulun pahalıbığı bahsinde mühim bir rol oynar. Bunların haricinde bir de halkın kendi kendisine, istihlâk koopera> tiflerile yapacağı pahalılık — mücadelesi vardır ki bu iş bizde çok Jhmal edilmiş - tir. Ucuzluk, ancak böyle ayrı ayrı saha - Deniz tayyaresi niz tayyaresi, bir gün zarfında sekiz tayyace vekoru kırmıştır. lometre mesafe üzerinde sür'at ve 500, 1000 ve 2000 kölo yükle sür'at rekorlarıdır. Burnuile alış veriş yapan gimli bir adam, dükkânlardan alış ve - rişini burmu ile yapmaktadır. Yani kok hangi bir dükkâna göl rak istediği şeyin bulunduğu — tarafa doğrulup ve bularak. satın almaktadır. (derken, önünden geçtiği bütün mağa - zaların neler ki görüyorm! ddklarını hayrette bırakmıştır. , Jolmadan gözlerinin kuvvetile meş - SÖON POSTA Resimli Makale: BE Karar sizindir. 38 Sözün Kısası Yazı Çok Olduğu İçin Bugün Konamadı Nafia Vekilinin 3 mesele Hakkında beyanatı (Baştarafı ? inci sayfada) olan diğer parçaların da derha tedkik ve intaç edileceği şüphesizdir. Apkara İstasyon meydanı Ankara istasyon meydanının tanzimi için istimlâk edilecek sahada hazineye nid olanların tapuları alınmıştır. Diğer « lerinin de istimlâk muameles: yapılmak üzeredir. Almanyaya sipariş edilmiş 0 lan markizleri yakında gelecektir. Ayak« ları burada hazırlanmıştır. 3, & ay sonra yerine konmuş olacaktır. Elcktrik Şirketile müzakereler İstasbul elektrik şizketile müzakere « lere devam edilmektedir. Bu müzükere - ler bir müddet gürecektir. Vürılacak ne- 'ticeler hakkında ileride size daha tafsilât verebileceğim. 2 Hususi istihbaratıma göre elektrik şir- keti murahhaslarile naliada yapılan son toplantıda şebekenin ulahı işlerinden hangilerinin iptidai tesisat haricinde ka- lacağı mevzuu üzerinde müzakere — ve münakaşalar olmuştur. Mevcud tesisatın değiştirilerek yerine yeniden konulacaklarda eskileri arasın. da bir fark olursa bunun masraf ciheti « nin hükümeti alâkadar etmiyeceği nok- tasında tarafımızdan ısrarla durulmuştur. Müzakerelere pazartesi günü, arada tesbit edilmiş olan programa göre bu mevzudan başlanarak devam edilecek- tir. Gene pazartesi gününden itibaren tâli bir komisyon toplanarak müştereken ya- pılacak ıslahata dair işleri teknik ve ida- rf bakımdan münakaşa ve tesbit edecek- tir. Varılan neticeler bir raporla yüksek komisyona bildirilecektir. Bu suretle mü« zakereler şirketle Vekâlet arasında ih - tilâflı olan ve üzerinde ısrarla durulmuş bulunan ıslahat işlerinden her birinin mukavele ve şartnamelerdeki muayyel gekiller üzerinde tesbitine doğru bir isti- kamet almış olacaktır. Bu meyanda mun- zam 1926 mukavelesinin de kaldırılması üzerinde bir neticeye varılacağı şüphe- siz addedilmektedir. “Son Posta,, nın Şam mektubları (Baştarafı 1 inci sayjfada) elbirliği yaparak Hicaz hattını canlan - dırmalarını kararlaştıran biz anlaşmaya vardıktan sönra bu anlaşmayı hayata gös çirmek üzere Suriyeye dönmüştü. Projeyi evvelâ hükümete verdi; hükümet kabul ve parlâmenteya sevkeyledi. İşte tam bu proje parlâmentoda müzekere edilecek- ken maliye nazırı sıhhi sebebler ileri sü- rerek istifa etmiş bulunuyor. Siıhhati yerinde olmayan bir adamın Hi caza gitmesi elbat tasavvur — edilemez, Hicaz hükümdarı ile kenuşup Hicaz des miryolunu canlandırmak gibi bir proje bazırlıyan ve bu projeyi Şama getirip iki günde tathbik mevkine koyan bir deve let adama elbet sıbbalini evvelden ölç - müş bulunmak lâzm gelir. Bunun için kimse, kendisinin sıhhi sebeblerden do - Tayı istifa etmiş olduğuna inanmıyor, İstifa eden nazırın bizzat gazetecilere vaki beyanatına göre sebeb sıhhidir, fa- kat, bu sözlere inanmıyanların rivayete lerine göre de Şükrü Kuvvetlinin istifa- sının sebebi, hükümetin Fransa ile yap » tığı ve henüz hükümleri nelerden ibaret olduğu kimsece tamamen malüm bulun- mıyan itilâflara karşı muhalif hir vazi - yet almış olmasıdır. Bundan dolayı, bir aralık kendisinin Mısıra gideceğinden ve bahsedildi. Fakal, sabık maliye veziri bu rivayetleri işitince Mısıra gitmekten vaz- geçtiğini ilân eyledi. Şükrü Kuvvaetli ne derse desin, bu hâ- dise başvekil Cemil Beyin mevkliri sars- mıştır. Muhalotfet biraz daha diri ve kuvs vetli bir tavır aldı. t, n hülâsası budur. Şarkda Tifüs — Vak'aları Erzurum, 26 (Hususi) — Gümüşha- ne, Kemah ve Bayburdda B, Erzu«s rumda bir tifus vak'ası tesbid edilmiş- tür. Hastalığın önüne geçilmesi - için şiddetli temizlik - tedbirleri alımmıştır. Bir tebhirhane yapılacaktır. Üa BAŞKALARININ YVARI İnsanların çoğu telkin altında kalmıya müsald yaralılış- tadırlar ve ekseriya kendilerinin iyi fikirler bırakıp başkalarının iena fikirleri ile hareket ederler. Bunun için- dir ki kendi kansaatlerini bırakarak başkalarının kamaatleri ile hareket ettikleri için fena akihete uğrıyanların teessür ve telehküflerini sık sık işitiriz. Kendinizin ve ailenizin mukadderatı size bağlıdır. Ken- Cisizin ve ailenizin nasibin! siz yaratacaksınız. Sizi ve aile- Bizi kendiniz kadar biç kimse düşünemez. Muhtelif kim - selerden fikir alıraz, yeki rile mukayese ediniz, fakat kararı kendniz veriniz. Sizin vereceğiniz büküm, başkaları- nın yarı olgun fikirlerinden elbette daha iyidir. SÖZ ARASINDA Sekiz rekor kıran bir |e————— —| Pariste yapılan bir HEEGÜN BİR FIKBA || Güzetlik müsabakas . Bebek ve eşek İspanya bugürkü haline gelmeden evvel, orada bir küçük kasadaya gi - den dir seyyah Bir gece o kasadada bir evde kalacaktı. Ev sahiblerile bir- Tükte yemek yemişti. Yemekte sey - yahın nerede yatımlacağı konüşuldü; &v sahiblerinden biri: — Bedeğin odasında yatıtalım! Dedi, Soyyah düşündü, bir bebekle bir odada yatmak hiç öyü Bir şety de- gildi, Bobek bağırır, o rahalsız olur « du. Söze karıştı: — Beni dedeğin odasında yatırma - yın, başka bir odanız varsa düha İyi. Bunun üzerine seyyahı başka bir o- dada yatırdılar. Ertesi sabah, seyyah syanır uyanmaz odaya, tiyah saçlı, simsiyah gözlü bir İspanyol dilberi girdi, bu fevkalâde güzel bir kızdı, seyyah sordu: — Kiızım senin edın ne? — Benim adım Bebektir. Ya sizin adınız? Seyyah cevah verdi; — Benim adım da Eşektir. Fakuz a. dimi şimdiye kadar — bilmiyordum, şömdi öğrendim. e Piponun İngilizler Üzerindeki tesiri İngiliz feylesoflarından Ermest Cur- zon'un yazmış olduğu bir makalede İn- gilterenin «pipo İçenler memleketir ol. duğunu biktirmektedir. Mumaileyhe gö- re pipa içenler çak konuşmaktsn haşları- mazlarmış, Bunlar kısa kelimeler, kısa cümlelerle ifadei meram ederlermiş, Pi- po içenlerin bu halleri yavaş yavaş bü. tün İngilizlere sirayet etmiş ve binnetice dişler azasından konuşmak âdet hükmü- ne girmiştir. Curzon bu hale çok esef el mektedir. Birkaç gün evvel Pariste Fransa vilâ- yet güzelleri arasında kostümlü bir gü- zellik müsabakası yapılmıştır. Yukamda, birinciliği ve ikinetliği kazanan güzelle- rin, müsabakadan sonra jüri heyeti relsi- ni öperken görüyorsunuz. Buğdaydan kahve yapan İngiliz âlimi Bir İngiliz âliminin yapmış olduğu tadkiklere nazaran kahvenin Jezzeti ko- kusunda imiş. Bu âlim bir makine imal etmiştir. İki stlindirden ibaret olan bu makinenim silindirlerinden, birinde kah- ve kavrulmaktadır. Diğer silindirde ise buğday bulunmaktadır. Kavrulan kah- venin buhar ve kokusu borularla buğday silindirine geçmektedir. Bilâhare buğday kavrulduğunda kahvenin ayni lezzeti el de ediliyormuş. BETLEEBR &50 beygir kuvvetinde olan Alman de- Bunlar, yüksüz olarak 1000, ve 2000 ki- *&| zavallı bir adam Weymouth'da bulunan Bonthan kördür. Her ünce, düki u ortasında durmakta etrafı koklua— yarak.. zira zavabı İşin daha garibi, bir gün yolda gi - D Z 'ünyanı uzun isimli adamı Uzun isimlerde İspamyollara rekabet edilmez sanılırdı. Filhakika İspanyol & simleri hele İspan, dığını birer birer, san- gibi, söylemiş ve arka - Adam, 22 senedenberi kördür. Kör| Yağmur yağdıran garib bir. ağaç Poeruda çok garib bir ağaç vardır. Temi tazsüğr bapaldü. Yeriller aa Basice geride bırakan bir isim bulunmuştur. Bu (yağmur ağacı) demektedirler. Zira yap- isim geçenlerde vefat eden Tibetteki bü- rakları sayesinde Ravadaki buharı içer |yük rahibin ismidir. Bu uzun isim şudur: ve bilâhare sıcak havalarda bu buharı| Ahvang Lo Pu Tsang Ta Putan Şian yağmur şeklinde etrafına serper, Şay Vang Şo Şuh Lö Lang Şiem... İSTER İNAN, İSTER İNANMA! Tnhisar idarzesi son yıllar içinde mevcud şarablarının çe- | oluşunun sebebi rakıran küçük şişelerde, garab ve likörlerin şidini arttırdı, cinsini ılah etti, bu arada da cidden mükem- | ise büyük şişelerde satılmakta olmasıdır, bu müşahededen mel Likörler yaptı. Bür taraftan da şarab vo İikör Tehine | çıkarılacak neticeya gelince: şiddetli bir propagandaya girişti. — Rakıyı ancak iki kiloluk şişelerde satalım, — sarfiyatı Fakat yapılan “statistiklerden anlaşılıyor ki 'alkolü nis - | azalır, şarabı içe küçük şişelerde werelim, sarfiyatı artar, beten az olan bu içkilerin sarfiyatı artmakla beraber gene | diyorlar, fakat kendi hesabımıza biz bakkalın iki kiloluk aazdır, ve galebe tekrar alkolü fazla olan rakıda kalmıştır. | rakı gişelerini açarak müşteriye istediği kadar vermeyi akıl Anlıyanların söylediklerine bakılırsa rakı sarfiyatının fozla | ederniyeceğine inanmıyoruz, fakat ey okuyucu sen: İSTER İNAN, İSTER İNANMA!

Bu sayıdan diğer sayfalar: