dev * rind bir aşk ) Ben.. yani, Hamidiye hafif süvari 57 ©- ci alayın 3 üncü bölük nizamiye - yani, (talim) - kumandanı yüzbaşı Zeki.. alay merkezi olan Mardinden buraya kadal' süren altı günlük mesafeyi dört mecidi E yeye kiraladığım hir beygir ile katettıîı. ve üç gün evvel güneş gurup ederken, bü Doğruca, bölük merkezine gittim. Bölük merkezi, üstünde iki oda, .her ta- rafı açık bir sofa, oldukça geni_ş bir ahır- dan mürekkeb, salaş gibi bir bina. Bölüğün daimi nizamiye kadrosunu teşî kil eden bir çavuş ile dört onbaşı, b_t_am görünce şaşırdılar. Bir senedenberi mün- hal olan bölük kumandanlığına mahsus odayı açarak büyük bir gayretle temiz « lemiye başladılar. Onylar ıîıîhtmızhkh uğraşırl_ar_keı.ı_, înen de sofanın camsız lerinin önüne gittim. Yaşıyacağım muhite şöylece bir| göz gezdirmek istedim. Bölük merkezi, kasabanın yegâne cad- desi üzerinde idi, Ve, caddeden gelip ge- çenlerin gözleri, pencerelere çevrilmişti. Halk arasında, bir fısıltı dolaşıyordu. — İşte.. işte... Yeni yüzbaşı... Anlaşılıyor ki halk, çok hassastı. Ve bir senedenberi münhal olan bölük ku - mandanlığına bir yüzbaşının gelmesi, bu küçük kasabada âdeta bir hâdise yarat- mMıştı. ; Fakat ben, bu hâdisenin tesirini tedkik ve tahlil ile meşgul olacak vaziyette de - ğildim. (Otel) değil, (han) bile bulun - mıyan bu kasabada nerede yatacağımı düşünerek derin bir endişe içinde idim. Zabit odasında bir tahta kerevet ile o- nun üstünde içi ot dolu bir minder vardı. Kendime bir yatak tedarik edinciye ka- dar, bu minderin üzerine uzanarak, üs - tüme de kaputumu örtmiye karar ver - miştim, Hiç şüphesiz ki bölüğün asıl kuman - danı olan (Emin ağa) benim geldiğimi haber alacak.. koşup gelerek bana bir takım kolaylıklarda bulunacaktı. —— n Malümu âliniz; Hamidiye alayları cüzü tamlarının iki kumandanları vardı. Asıl kumandan, aşiret reisleri idi. Bu aşi_ret reislerinin refakatlerine de (nimye kumandanı) namile birer muavin veril - mişti, Bizim vazifemiz, senenin mu?yyen zamanlarında efradı talim ve terbiye €- derek onlara askerlik öğretmekti. Nite - kim şimdi burada bulunan bir çavuşla dört onbaşı da, nizamiye efradından olup bunlar da benim muavinlerimdi. Çavuşu çağırdım, sormıya başladım: — Oğlum!.. Bölük kumandanına bir ar- kadaş göndersen de, geldiğimi haber ver- sen. — Başüstüne efendim. Yarın, arkadaş- lardan birini bindirir, göndeririz. ; — Ay, bölük kumandanı burada değil — Hayır efendim, köyü, buraya altı saattir. Orada oturur. — Buraya gelmez mi?.. — Pek az gelir. Ancak, pazar ğu günler. Derhal alay kumandanının nasihatle- rini hatırladım. Bahsi kapadım. Merdivenleri saxzsan, acele bir ayak se- si işittim. Başımı irdim. Birdenbire rinin üstüne, kirmızı şeritli, parlak tene- ke düğmeli siyah bir ceket.. başına da, ü- zerine allı yeşili yemeniler sarılı bir kır- mızı fes giymişti. Elinde kalın bir sopa; belinde kayışla asılmış enli yüzlü bir kasatura vardı. Sopaya dayandı. Âdeta bağırır gibi ko- nuşmıya başladı: — Yeni gelen yüzbaşı sen misin? — Evet. — Çabuk, seni, (ağa) çağırıyor. — Ağa kim?.. — Canım, yüzbaşı olasın da, (ağa) yı bilmiyesin.. bu, nasıl iş. — Oğlum!.. Memleketinize yeni gel - dim. Ne bileyim sizin ağalarınızı. — Bizim ağamız, Tatar ağa... Hadi.. ça- buk., seni istiyor. — Tatar ağa kim?.. kurulâu- macerası :23 — SON POSTA | «— Çabuk seni — Kim olacak.. zaptiye çavuşu. Birdenbire, tepemin tüyü attı... Derhal kaşlarımı çattım. Karşımda, sopasına da- yanarak duran o adama dik dik baktım. — Sen kimsin?.. SA Diye, bağırdım... O, evvelâ hiç istifini bozmak istemedi, Fakat benim ısrarla ba- kan sert asker nazarlarım karşısında, biraz kendini toparlamak mecburiyetini hissetti. Pürüzlenen bir sesle cevab ver- di: — Ben mi?.. — Evet.. sen.., — Ben.. zaptiyeyim. — Demek ki beni, senin çavuşun çağgı- yor? — Beli. — Git., O çavuşuna söyle... Ben, yüz - başıyım. Beni çağırmak, onun haddi de- ğildir. Emrediyorum. O.. şimdi buraya gelsin. Zaptiye neferi, o kadar şaşırmış ve a- fallamıştı ki; onun aldığı garib tavra gülmemek için, başımı tekrar pencereye | çevirdim. Onun, ne halde gittiğini gör - medim. Fakat merdivenleri sarsa sarsa inmesinden, büyük bir telâş ile avdet et- tiğine hüküm verdim, Maamafih, işin böyle olacağı az çok belli idi. Çünkü alay kumandanım, yeni gireceğim bu müuhit hakkında beni ten- vir ederken, gıyaben tanıttığı şahıslar a- rasında bu zaptiye çavuşu Tatar ağadan da bahsetmişti. Tatar ağa, aslen buralı imiş. Gençliğin- den itibaren hayatının uzun seneleri, eş- 'kiyaîıkla geçmiş. Şiddetli takiblere rağ - men, bir türlü ele geçirilememiş. Niha - yet bir gün pusuya düşürülerek yaralı olduğu halde elde edilmiş. Mahkemenin kararile idam edilecekmiş. Fakat vali bil- mem kime vVerdiği bir heybe dolusu al- tın rüşvetle hayatını kurtarabilmiş, İdam cezası affedilerek Girid adasına sürgün edilmiş. Orada, beş sene kalmış. Bu müd- Cildinizin tahriş edilmeme -ini ağa istiyor!» det zarfında vasıtalar bularak Yıldız sa- rayının kodamanlarından birine çatmış. Sürgün cezası affedilmiş. Uhdesine bu mıntakanın zaptiye çavuşluğu verilmiş. O tarihten itibaren de bu adam burada, (ferman fermâ) kesilmiş. Şimdi, âdeta nahiyenin derebeyi imiş. Eğer nahiyeye gelen (müdür) hoşuna giderse, onunla geçinirmiş. Gitmezse derhal bir uyuz e- şeğe bindirerek, Mardine gönderirmiş... Alay kumandanım, bana bu malümatı verirken; — Bu herif her sene İstanbula yüz - lerce teneke yağ, kırk elli at, daha bir çok şeyler hediye gönderir. Onun için orada bir çınar ağacı gibi kökleşmiştir. Onu oradan koparip atmak, hiç kimse - nin hartı ve haddi değildir... Tabiidir ki bununla temas edeceksin. Sakın, yaba - nın iti ile uğraşayım deme. İt ile uğraş-| maktansa, çalıyı dolaşmak evlâdır, de - Alay kumandanımın bu sözlerini, bü - yük bir ehemmiyetle zihnime kaydet - miştim. Fakat bu herifin, beni ayağına ça- ğiracak kadar küstahlık göstereceğini zannetmemiştim. Zaptiye neferi gittikten sonra, içime bir kurd girmişti. Acaba bu herif emri- mi dinleyip gelecek mi idi?.. Emri, çok sert ve yüksek bir sesle verdiğim için, şa- yet azametine yediremeyip te gelmiye - cek olursa, mevkiim sarsılacak.. burada- |. ki efradıma karşı pek küçük düşecektim. Ben bu düşüncede iken merdivende bir gürültü daha hissettim. Başımı çevir - dim, gözüm öyle bir adam ilişti ki; az kal- sın, gürültülü bir kahkaha koyuverecek- tim, Ağır ağır merdivenden çıkan.. elinde uzun bir tesbih sallıyan, Ve arkasından a- cayip kılıklı bir kaç kişi tarafından takib olunan bu adam da ayrı bir (tip) ti. ” (Arkası var) isterseniz ? Hikâye : Tehdid ı Sayfa 1 ermün (Baş tarafı 12 inci sayfada) damın arkasından koştu. Kâğıdları aldı, onu çağırıp kâğıdları verecekti. Fakat üzerlerine bir göz atınca birdenbire sap- sarı oldu. Bu kâğıdlar kendilerine gelen çizgili tehdid mektublarının ayni idi. Genç kız heyecanla açıp baktı. Bunlarda da ayni yazı ve öbürlerinde olduğu gibi tehdid yollu sözler vardı. Bazısı yarım kalmış, bazısı yazılmış tekrar silinmişti. Genç kız orada düşüp bayılmaktan kork- tu. Demek bu işi yapan, kendilerini teh- did eden bizzat Kerimdi! Fakat bu al - çaklığa nasıl cür'et etmişti! Birdenbire ürperdi. Arkasından kapının açıldığını hissetmişti, döndü, gelen Kerimdi, gülü- yordu. Genç kız ona dilinin ucuna gelen en ağır sözleri söylemiye hazırlanmıştı. Fakat birdenbire şaşırarak geriledi, Ke - rim ellerini uzatmış — Mektublarımı bana iade etmiyecek misin? diyordu. Gayet neş'eli ve pervasızdı. Belkis o- nun gözlerinde müstehzi bir ışığın yanıp söndüğünü farketmişti. Kıpkırmızı oldu. Vücudü hiddetten titriyerek: — Alçak, diye mırıldandı. Genç adam bu söz üzerine birdenbire ciddileşmişti, ona doğru bir kaç adım ata- rak gayet müşfik sevgi dolu bir sesle: — Belkis, Belkisciğim, dedi. Bu hâdi - senin baştan başa uydurma olduğunu an- lamıyor musun? Dur, öyle nefretle yü - züme bakma, Sana her şeyi anlatacağım, seni seviyorum, seni unutamadım, Doğ « rudan doğruya gelsem öfkeye kapılıp be- ni gene reddedecektin. Nihayet bu teh- did mektublarını uydurdum. İstediğim ol- du, sana yaklaştım. Genç kızın derin bir şaşkınlıkla büyü- yen gözlerindeki nefret, öfke dağılıver - mişti. Yüzü hali tabilsine avdet ediyor- du, vücudü gevşedi, mektublar elinden yere düştü. Genç adam koşmuş, onu kol- larına almıştı. Genç kıiız önün yüzüne bakmıyarak kekeler gibi: — Ya babam, dedi. Seni affedecek mi zannediyorsun? — Mektubları onunla beraber hazırla- mıştık dedi. Meseleyi biliyor. Zaten bazı hoşlanmadığı ahbablarından seni uzak- laştırmayı düşünüyordu. Sonra bilirsin ki ikimizin birleşmesini her zaman için çok istemişti. Birdenbire sustu. Mecdi Bey içeri gir- mişti. İhtiyar adam evvelâ onların yü - züne, sonra yerde dağılmış duran teh - did mektublarına baktı. Pek ender olan tebessümlerinden biri ile gülümsedi ve hiç bir şey söylemiyerek kapıyı çekip git- YARINKİ NÜSHAMIZDA: Teyzenin mirası Çeviren: Hatice Hatib M Ankara Yüksek Ziraat Enstitüsü Rektörlüğünden: 1 — Kurumumuzun kaloriferi için aşağıda isimleri yazılı 4 kalemâ malzeme- yi açık eksiltm eusulile satın alınacaktır. 2 — İhale günü 1/9/938 Perşembe günü saat 10 da Rektörlük binasında mü- teşekkil komisyon tarafından ihale yapılacaktır. 3 — Tahmin edilen bedel 4764 ve muvakkat teminat 557,30 lira. 4 — Daha fazla izahat ve parasız şartname almak istiyenlerin Enstitü Daire Müdürlüğüne müracaatları. (3139) (5511) Aded İsmi Beherinin fiatı 3 E.K.3 46 m 2 teshin satıhlı klorifer kazanı. 1500,00 2 — Ateş takımı kompile 20,00 1000 Sıcak hava vantilâtörleri verilecek nümuneye göre. 20 4 — El arabası. 6,00 * nümuneler görülebilir. konmüuştur. natı 70 liradır. V — İsteklilerin eksiltme için tayin ri lâzımdır. ralariyle birlikte yukarıda adı geçen Komisyona gelmeleri ilân olunur. ; KAsaş I — İdaremizin kutu fabrikası için şartnamesi mucibince 300 kiloluk 1 aded ve 500 kiloluk 1 aded ki cem'an 2 aded baskül pazarlık usuliyle satın alınacaktır. II — Pazarlık 12/1X/938 tarihine rastlıyan Pazartesi günü saat 10.15 de Ka- bataşta Levazım ve Mübayaat Şubesindeki Alım Komisyonunda yapılacaktır. IH — Şartnameler parasız olarak hergün sözü geçen Şubeden alınabilir. IV — Eksiltmeye iştirak etmek istiyenlerin fiatsız teklif ve kataloğlarını mü- nakasa gününden bir hafta evveline kadar Tütün Fabrikalar Şubesine vermele- İnhisarlar U. Müdürlüğünden: I — İstatistik bilânço ve sair mümasili işlerde kullanılmakta olup ' tipometre ölçüsü esasına göre hazırlanmış olan ve mikdar ve eb'adı listesinde yazılı bulu- nan 3420 adet Garnitür nümuneleri mucibince eksiltme usulile satın alınacaktır II — Muhammen bedeli 800 lira ve muvakkat teminatı 60 liradır. III — Eksiltme 7/9/938 tarihine rastlayan Çarşamba günü saat 11 de Kabaşat- ta levazım ve mübayaat şubesindeki alım komisyonunda yapılacaktır. IV — Listeler her gün parasız olarak sözü geçen şubeden alınabileceği — gibi V — İsteklilerin eksiltme için tayin edilen gün ve saatte 96 7,5 güvenme para- larile birlikte yukarıda adı geçen komisyona gelmeleri ilân olunur. <5Tl1T> Ş SAA I — Şartnamesi mucibince satın almacak 6 aded tulumba açık eksiltmeye II — Muhammen bedeli beheri 160 lira hesabiyle 960 lira ve muvakkat temi- IH — Eksiltme 2/1X/938 tarihine rastlıyan Cuma günü saat li de Kabataşta Levazım ve Mübayaat Şubesindeki Alım Komisyonunda yapılacaktır. IV — Şartnameler parasız olarak hergün sözü geçen Şubeden alınabilir. edilen gün ve saatte /e 7,5 güvenme pa- <5538> V — İsteklilerin pazarlık için tayin edilen gün ve saatte © 7T,5 güvenme para- lariyle birlikte yukarıda adı geçen komisyona gelmeleri ilân olunur. «5589> : y t Vç —_ | qy»ğ&* DO'(;::F' İ Dünyanın her tarafında seve seve ç pğ/;—ğl kullanılan, ve cildi tıraştan sonra pamuk gibi yumuşatan POKER tıraş bı çaklannı kullanınız. —Gümrük Muhafaza Genel Komutanlığı İstanbul Satınalma Komisyonundan 1 — Deniz vasıtaları için 100 er metrelik 7 parça galvanizli zincirle, 3 kilit, 2 parça adi zincirin ve iki admiraltı demirinin 16/9/49388 Cuma günü saat 1l de kapalı zarfla eksiltmesi yapılacaktır. 2 — Tahmini tutarı 3000 lira ve ilk teminatı 225 liradır. 3 — Evsaf ve şartnamesi komisyondadır. Görülebilir. 4i — İsteklilerin o gün eksiltme saatinden bir saat evveline kadar 2490 sayılı kanunun tarifi veçhile hazırlıyacakları teklif mektublarını Galata eski İthalât Gümrüğü binasındaki komisyona vermeleri. — (5950) İstanbul C. Müddeiumumiliğinden: İstanbul Ceza ve Tevkif evleri için alınacak 40,000 kilo Rumeli mangal kömü- rile 27,500 kilo sobalık meşe ve 80,000 kilo mutfak için ince gürgen ve 30,000 kilo hamam için kalın gürgen «kütük» odunu ayrı ayrı açık eksiltmeye kon -« muştur. Kömürün muhammen bedeli 1800 lira olup muvakkat teminatı 135 lira- dır. Odunun muhammen bedeli 1925 Hra olup muvakkat teminatı 144 lira 38 kuruştur. , 4 » Eksiltmesi 3/9/938 Cumartesi günü kömürün saat 11 de ve odunun 12 de Sir- kecide Aşirefendi sokağında 13 numarada Adliye Levazım dairesinde eksiltme komisyonu tarafından yapılacaktır. Şartnamesini görmek istiyenler tatil günlerin- den fmaada her gün Adliye Levazım Dairesinde görebilirler. — «5588> EGE TIYATROSU Ertuğrul Sadi Tek Tiyatrosu Nuri Genç ve arkadaşları v <eğel ?//// % A z RA : geâ;mâlieybeli) de, . ' ı L (Bebekte) VZ Teti Kontak yaptı het dldl z Üü he A A7 İ İ hi Ça PY Pi