aa # ü PU AY G Eyiti Abdülhamid rinde bir A aa H < Te e y !, ” Ci .’- l ' ş aB7 Ç e EM Ki Kırık madal — -. y HD) ke D aşk '("-faî- ""'.'J;n P ya . macerası : 4l_ - — SON POSTA B 5i Y B AVA b Bir tezvir dolabı Bu derin süküt, birkaç dakika devam €tmişti. Emin ağa, yanındaki sedef iş- lemeli çekmeceyi açmıştı. İçinden bö- lüğün evrakını çıkarmıştı. Bir eline, O €Evrakı, öteki eline de, istidayı almıştı. Zeki beye üzatırken: — Ya, bunu.. ya, bunu... Diye mırıldanmıştı, : Zeki bey dalgin dalgın evvelâ isti * daya, sonra bölük evrakına bakmıştı. Gözleri, bir müddet bölük evrakının ü- Zerinde takılıp kalmıştı. i b Şeytani bir ses, tıbkı onu büyüler gi- İ: — Ne düşünüyorsun.. ne tereddüd e- diyorsun... Üç mühür basmakla, haya- tının en büyük saadetini kazanacaksın. Diye fısıldamıştı. Eli; yavaş yavaş bölük evrakına u- zanmıştı. Kâğıdları eline almıştı... E- Min ağanın yüzünde, neş'eli bir tebes- süm parlamıştı. Fâtataom;.îda Zeki bey yerinden fir- lamış.. o kâğıdları parça parça etmiş.. başındaki kalpağın ortasında, Osmanlı saltanatını temsil eden (arma) bulunan Emin ağanın yüzüne fırlatmıştı. SON ÇARE... O mağrur ve haşin aşiret reisi, o ha- karete ıgı;uxıl tahammül etti?.. Bu ha- karet üzerine, onu nasıl sağ bıraktı?... Altı saatlik yolu.. bü yolun derele;ı— ni, tepelerini, uçurumlarını, o derin zulmette nasil geçti?.. _ Her tarafta, Tatar ağarıım ve OÖsep Racinin casusları bekliyen kasabayâ nasıl girdi?... Zeki'bey, bunların hiçbirini bilmi- | yordu. | O, gece yarısından biraz sonra, ka- İ bölük a avdet etmiş.. doğruca îğîlîezine gelmiş.. kendisini hayretle karşılayan Ali çavuşa: S — Hakkı çavuş uyanır uyanmaz, na getirin. ae aS Demiş.. ve odasına girmişti. " Maddi ve manevf yorgunluktan e kin bir halde idi. Artık, butufı ku?iç- kapıları kapanmıştı. Başvurulaca bir çare kalmamıştı. _ , Bu vaziyet karşısında, Faris çîlellîıedî artık büsbütün korkup çekinece ktı Yo lânın misafirliğine hitam verece .dq Zaman Leylâ ne yapacaktı?... Nerede Yatıp kalkacaktı?.. 5 A Kendisini, elbisesile yaşagıp? __USğ':i he atmış olân Zeki bey, şımdı_1 eıuğu_t- Ve hattâ nikâh yapılmasını bi â":—ünü- Muştu. Yalnız onun vaziyetini düş KüR Yordu. Ve, çare' bulunması mâlm Olmıyan bir ümidsizlik karşısın a_.: b — Ah Allahım!.. Nasıl oluyor ©© 1:11(ilı*rııllf()ı'lııııı Diye, söğleniyord , söyleniyordu. İ ; Bu düşünme ve söylenme,_oıîtagkzî- Sarıncaya kadar devam etmişti. oi kapı açılmış; içeriye Hakkı Çav Birmişti ü Zeki bey, Hakkı çavuşu Urtmuş; vaziyeti olduğu mışti_ karşısına 0- gibi naklet- Karadeniz sahillerinin bu mer__Tur_k yoCUğu, Zeki beyin sözlerini büyük bir “&Ssürle dinledikten sonra: j Ca beyim!. Allahın dağları ne S- tae düruyor. Olmazsa, hanımı alır, iR teçe A çekiliriz... Dünyayı, yabanın b'-rğşleüne vermediler, ya?.. Deveden luyuk fil var... Bir taraftan siz, Mmes€- SYi daha büyük kumandanlara yazar d Sİniz. Biz de, beş on günü dağlar” K rmata on j nuz%.eçu“ıriz... Neye üzülüp duruyorsu h Diye, bir hayli teselli vermiş, Ve S0> Vam etmişti: nı; Sizin Mardindeki alay kufnanda' - © Pek babacan bir adam. Eğer ona UI'BCaat edll se, bu hale,..... Çfîîçîkl Çavuşun sözü yarıda kalmıştı. h &ibi îeki bey yerinden fırlamış;:. de- Nun üstüne atılmış; boynuna sarılmış... yüzünü gözünü, şapır şapır öpmeye başlamıştı. Hakkı çavuş, şağırmıştı. — Zavallı adam, nihayet, çıldırdı. Diye mırıldanmış ve; — Beyim.. yüzbaşı bey... -kendine .J gel Diye, bağırarak, onun kollarının ara- sından kurtulmak için çabalamıya baş- lamıştı. Zeki bey, çıldırmamıştı. Fakat, Hakkı çavuşun- söylediği son : sözlerin ilham ettiği çarenin sevinci ile çıldırmak ih- timali vardı. Nitekim, o bir an çılgınlık devri ge- çip de geri çekildiği zaman: —- Büuldum..' buldüm, Hakkı çavüş.. hay Allah senden razı olsun. - Eşyanın cinsi Gümrük muhafaza l kmutanlığı İstanbul Satınalma Komisyonundan: Tasınlanan tutarı İlk teminat Zeki bey Hakkı çavuşun boynuna sarıldı Diye bağırmıştı, Hakkı çavuş, büyük bir facıa karşı- sında'kalmış olmadığına sevinmişti, — İlâhi yüzbaşım!.. Çok yaşıyasın?.. Beni, fena halde korkuttun. Söyle ba- kalım., Bulduğun çare nedir?. — Ah, ne budalalık ettim. Bunu, na- sıl düşünemedim?.. Gidiyoruz, Hakkı çavuş.. derhal gidiyoruz:. — Nereye?, — Mardin'e... — Hay, teddine rahmet. A, efendini.. nasil 'öldü dâ bunü vaktile düşüneme- din?.. Lüzumsuz yere kendini üzüntü- âen harab ettin. — A, Hakkı çavus!.. Bende, düşüne- Cek kadar akıl, fikir kaldı mı ya?,.. /Arkası var) "Eksiltmenin pazarlıkları yapılacaktır. HİKÂYE: Zavallı (Baştarafı 12 inci sayfada) sinin gemini çıkararak tavlaya yerleştir- dim. Saat gecenin ikisi idi. Ertesi sabah kahvaltı ettikten sonra tavlaya yollandım. Toprağı sürmeğe gi- deceğim için katırları koşmam icab edi- yordu. Avlu kapısı ardına kadar açıktı.. dışarıya baktığım zaman Lad Mozli ile üç dört kişinin, yanlarında Şerif olduğu halde, bizim eve doğru gelmekte oldukla- rını gördüm. Hepsi de atlı idiler.. avlu ka- pısına gelince atlarından indiler.. Mister Con Terner onları karşılamak üzere dı- şarı fırladı, Şerif'in omuzlarına vurarak gülünç bir şeyler anlatmıya başladı. On- lar, böylece yarım saat kadar gevezelik yaptıktan sonra Şerif, Mister Con Terner- den benim nerde olduğumu sordu. Mister Terner, benim, yeni alınan ve geçen se- ne mMmısır ekilen araziyi sürmek için tar- laya gitmeğe hazırlandığımı söyledi.. Şe- rif, Mister Terner'e, beni tevkif etmek emrini almış olduğunu bildirdi.. Mister | Terner, bunu lâtife olsun diye mi yapa- |caklarını sordu. Şerif buna karşılık, be- nim, Lad Mozlinin alaca kısrağını çalmış olduğumu söyledi. Mister Terner, hâlâ, Şerifin lâtife yaptığına kani bulunduğu için kahkaha ile gülmeğe başladı.. fakat bu sırada Şerif bir kâğıd çıkararak Mis- ter Terner'e gösterdi, Terner, buna rağ- men anlatılan şeylere inanmak istemiyor ve işin içinde bir yanlışlık olduğunu kar- şısındakilere anlatmıya çalışıyordu. Mis- ter Con 'Terner benim bir at hırsızı ola- mıyacağımı çok iyi biliyordu. Hayatım- da ben böyle bir şey hiç yapmamıştım.. Gelenler, beni hemen oracıkta tevkif ettiler ve şehre götürerek tevkifhaneye tıktılar.. Lad Mozlinin kısrağını çalma- dığım için zerre kadar telâşlanmıyordum, Beni şehre götürüp kapadıktan sonra Lad Mozli ve diğerleri tekrar geri dönerek, bizim tavlaya bakmışlar ve, orada, Bet- sinin bölmesinde, Lad Mozlinin alaca kıs- rağı Kırlangıç'ı bulmuşlar.. çünkü Mister Terner benim bu kısrağı çalmadığımı, ve böyle bir şey asla yapamıyacağımı gayet iyi biliyordu.. kat vardı: Alaca kısrak bizim tavlada bu- lunuyordu; duvarda da buna âid gem ası- li duruyordu. Kısrak bizim tavlada bu- lunduktan sonra Şerif ve diğerleri, Lad Mozli'nin çiftliğine giderek, — tavladaki benim ayak izlerimi ölçmüşier ayrıca o- rada Betsiye aid gemi de bulmuşlar.. Lad Mozli, benim Mister Terner'in beygirile buraya geldiğimi, sonra onu salıvererek Kırlangıç'ı gemliyerek götürdüğümü söy- lemiş.. Mister Ternerin beygirine - aid gemlerin nasıl olup da orada bulunduğu- na dair kimse bir mütalea yürütmemiş.. bir kişilik yemliğin kapısı, sağlam olarak duruyormuş ve kilidli değilmiş.. demek Aki ben Betsiyi oraya yerleştirdiğim za- Lira Kuruş Lira Kuruş tarihi günü saati Filburnu mevkiindeki — ahşab . kulübenin yeniden yapılması. 248 96 19 00 19/9/938 Pazartesi 10 Filburnu mevkiindeki muha- faza kuülübesine mütfak yaptı- rılması, 240 07 10 C00 a SK e Galata Balıkpazarındaki eski ahşab kulübenin sa- î?ştîhafaza , 10 00 02 00 » » li de 1.—— Yukarıda yazılı kulübe ınşaatı ve satışının gösterilen gün ve saatlerde gee ? şartnameleri komısyondadır. Görülebilir. _ , ğ ş;îîîıiıîrin gün ve saatlerinde ilk teminat makbuzları ve kanuni vesika- | korkutmaktadır. Onün nıiyeti kızını Bi- larilğ birlikte Galata eski İthalât Gümrüğündeki komisyona gelmeleri. — <6514 | Nevralji, Baş, Diş, Nezle, Grip, Romatizma | kırıklık ve bütün ağrılarınızı de-hal kes>r. _ İcabında günde 3 kaşe alınabilir. KI BETE yemek masasi ile 54 e konulmuştur. me2.’ı'__ Beher aded masan lenin muhammen 147,19 liradır. | ıî :; v Iczılıiılı zilrlr lıstıllle 3, tubları 2490 sayılı kanünün ; bir & zılı gaatten vermeleri lâzımdır. 4 — Eksiltme yunda Yüksek M ılacaktır. — — da;îl_’ Posta ile gön ! l kadar gelmiş © garttır. PM Yüksek Mühendis mektebi satınalma komisyonundan: üks ndis mekfebi için resim ve şartnamesi mucibince 137 aded g aded iskemle bir şartname ile kapalı zarf şeklile eksilt- m muhammen bedeli 18.67 lira olup beher aded iskem- bedeli ise 6.55 lira ve ilk teminatı 461,10 ve mecmuu bedeli apılacak işbu eksiltme için isteklilerin teklif mek- eı:nrettiği vesikalarla beraber 4 üncü maddede ya- t evvel zarflarını komisyon reisliğine makbuz mukabilinde aâ 6/9/938 tarihine rastlı yan Pazartesi günü saat 11 de Gümüşsu- 2h ndis mektebi binası içinde toplanan satınalma komisyonun- ühe a ü ddede yazılı sâate tecek mektubların nihayet 4 üncü ma :: xâî;czearfm mühür mumu ile iyice kapatılmış bulunması n;î;cnk geçikmeler kabul edilmez,.- . «G216> . | iyi bilir., o, man kapıyı iyice kapamağı unutmuşum,, beygir kapıyı açık görünce kendi kendine dışarı çıkmış ve eve dönmüş,.. Lad Mozli, küçük kızı Neomiyi alama- mam için beni yirmi sene kürek cezasile şŞop dört yolundaki ihtiyar dula vermek- tir. Çünkü bu adamın on beş odalı koca- man bir evi ve bir hayli arazisi vardir. Mister Con Terner, beni müdafaa etmek için şehrin €n iyi avukatlarından birini tutacağını vâdetti.. fâkat buudan da her hangi bir fayda hasıl olacağını hiç ummu- yorum.. çünkü Lad Mozlinin ahırının her farafında benim ayak izlerim var; bun- dan masada onun alaca kısrığı Kırlangıç da bizim tavlada bulundu,. Ben arzu etsem bü meseleden yakayı kurtarmak işden bile değil.. fakat ben bu- nu yapamam.. bunu Şaparsanı Neominin namusunu lekelerim.. şayed bem Neomiyi görmek için oraya gittiğimi göze batma- Ması için de Betsiyi tavlaya koyduğumu, giderken de karanlıktan ötürü Kırlangıç'ı yanlışlıkla aldığımı itiraf ed:cek olursam bir sürü dedikodulara yol açmış olurum., sonra, ayrıca Neominin de, perşembe ge- celeri benimle buluştuğunu itiraf etmesi icab eder ki, bu da ayrı bir dedikodu mev- zuu teşkil eder. Belki kızcağız günün bi- rinde bir başkasile evlenmeği arzu eder. Halbuki gecelerini benimle bahçelerde geçirdiğini duyacak olurlarsa onu kimse almaz!, Neomi benim at hırsızı olmadığımı çok bütün bu işlerin nasıl cereyan ettiğini, benim yanlışlıkla Laâd Mozlinin alaca kısrağına bindiğimi, tavlanın kapı- sını iyi kapamadığım için Betsinin tavla- dan çıkarak kendi kendine eve döndüğü- nü çoök iyi bilir.. çe K Fakat ne olursa olsun, ortada bir haki- Lâad Mozli, artık, beni yirmi seneya mahküm edeceğini, kızını da şu on beş odalı ev sahibine vereceğini önüne gele« ne söyleyip duracak.. Lad Mozli benim böyle kapana kısılışımdan çok memnun- dur. Kızı Neominin hakikati söylemesine fırsat bırakmadan bir an evvel mahküm olmama gayret edecektir. Maamafih böyle bir fırsat çıksa bile Neomi hakikati anlatacak mı bakalım?, Benim, Mister Con Ternerin hizmetinde alelâde bir irgad olduğumu herkes bi- lir.. belki de Neomi hakikati bildifi hal- de, gelip bir şey söylemek istemiyecek- tir. Ben, bütün bu olan biten şeyleri pekâ-« lâ Şerife anlatabilirdim. Fakat Neomi- nin adını böyle bir işe sokmak istemiyo- rum, Bu iş, evvelisi gün, yani perşembe günü olmasaydı da pazar günü olsaydı, ben bunu herkese anlatmakta — hicbir mahzur görmezdim. Fakat şimdi söylere sem bir sürü dedikodulara yol açmış olu- rum, ; Şayed Neomi şehre gelerek bu işin hâ»- kikatini söylerse, tabil ben oha mani ol- mağa teşebbüs_etmem. Çünkü, demek o, her şeyi düşünmüş ve her şeye önceden razı olmuştur. Hattâ bu vaziyette benime le evlenmeğe karar verdiğini bile kabul etmek lâzım.. Yok Neomi şehre gelmez de Lad Mozli şu on beş odalı adamla beraber beni yire mi seneye mahküm ettirirse, hapishaneyi boylamaktan ve cezayı çekip bitirmekten başka çare yok. Ben Neomiye, onun için her şeyi yapmağa hazır olduğumu süöyle« miştim.. işte bu sözümün doğruluğunu göstermek için iyi bir fırsat çıktı demek- tir. YARINKİ NÜSHAMIZDA: Bir korsanlık hikâyesi Çeviren: Faik Beremen ı.ıııııııılıııııııılııııııııoıııııııııııııılıllılııııııııııı.. ANL