Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
B <e Y ee SiT U . a — Dizmi —eay a T F — ÇTT TTT ı “Hadiseler Karşısında ESKİ ESERLER ünlük gazete Ayaklarının uçlarına basa basa mer - divenleri çıktı, yüreği çarpa çarpa bir odanın kapısını vurdu: — Giriniz! — Efendim, hey'eti tahririye?.. — Burası, — Bir şey arzetmek istedim de.. — Estağfurullah, buyurunuz! — Efendim. Bizim bu İstanbul şeh rinin hemen her yanında güzel ve kıy metli eski eserler bulmak mMmümkün - dür. Camiler, medreseler, şadırvanlar çeşmeler.. daha ne — bileyim; bir çot şey.. Fakat bütün bunlar bakımsızlık yüzünden harab olmaktadırlar. Yazık değil mi, bunları her zaman göz önün- de tutmak, tamir ettirmek icab etmez mi? — Doğru hakkınız var.. — Söylediklerimin gazeteye yazıl - masını isteyebilir miyim? — Hayhay.. yarınki gazetede çıkar: * Ertesi gün çıkan gazetede şöyle bir yazı vardı: «Dün idarehanemize gelen, âsarı a - tika meraklısı bir okuyucu İstanbulda bulunan bir çok kıymetli eserlerin ba- 'kımsızlık yüzünden harab olduklarını alâkadar makamların bu hususla da meşgul olmaları icab ettiğini söylemiş- tir. Kariimizin yerden göğe hakkı var- dır. Biz de onun fikrine iştirak eder, alâkadarların nazarı dikkatlerini cel - bederiz.» * Kari, gazete idarehanesine müra - caat etmişti. Gazete, kariin dedikle - idarehanesinin kapısından utana utana girdi. rini yazmıştı. Fakat bu varakı —mihri vefayı ne okuyan olmuştu, ne de din- leyen! * Bu bir başkasıydı: Günlük gazete idarehanesinin ka - pısından cesaretle girdi. Ayaklarını vu 'a vura merdivenleri çıktı. Haşmetle sir odanın kapısını açtı: — Hey'eti tahririyeyi arıyorum, — Burası. — Bir şey söyliyecektim. — Söyleyin. — Bu İstanbul şehrinin hali nedir? Ter yanda yıkık camiler, çökmüş med s*eseler, susuz şadırvanlar, işe yaramaz yeşmeler. Bunları yıkmak kimsenin ak 'ına gelmiyor mu? — Fakat... — Söylediklerimin gazeteye yazıl - masını istiyorum. Ertesi günü çıkan gazetede bir yazı vardı: «Dün idarehanemize gelen bir kari, İstanbul bir çok yıkık camiler, çök - müş medreseler, susuz şadırvanlar, işe yaramaz çeşmeler bulunduğunu, bun- ların bir an evvel yıkılmaları icab et - şöyle | vesaire.... vVesaire.....> Bu yazının gazetede çıktığından bir gün sonra âsarı atika âşıkları, sanayii nefise meraklıları makaleler yazdılar, sözler söylediler, ve İstanbulda bulu - nan bütün yıkık ve çökük eski eser - lerin âsarı atika ve san'at kıymetleri - ni izah ettiler. Neticede eski eserle - rin bir an evvel tamiri kararı verildi. İsmet Hulüsi DAMOKLES'İN Herhangi bir i- şin veya insanın âni bir felâkete Mmaruz kalabilece- ği — ihtimalinden bahsedilirken: — Başı ucunda Damokles'in kı - lıcı asılıdır, denik- - & mesinin itiyad ha line gelmiş oldu - ğunu hepimiz bi - liriz, fakat bu Da- : mokles - kılıcının — * ne olduğu hatırı - AZI J nızda mıdır? / Damokles'in hikâyesi evvelâ Çiçe - ron ile Horas'ın masallarında anlatıl - / İij ao KILICI NEDİR? mıştır. Bu masallarda söylendiğine göre : — Damokles eski zamanlarda pek kuvvetli bir hale gelmiş olan Siragüze gehri hâkimi Dionisiüs'ün arkadaşı ve dostu idi. Müsahabelerinde hep onun kudretinden, kuvetinden, haşmetin - den ve saadetinden bahsederdi. Bir gün Dionisiüs kudret, kuvvet, haşmet ve saadetin neye bağlı olduğu- nu arkadaşına göstermek hevesine ka- pıldı Muhteşem bir ziyafet masası hazır- lattı ve bu muhteşem ziyafet masası - nın kurulu olduğu odanın bir duvarı- na bir tek at kılına bağlı olarak bir kı- lıç astırdı. Tam kılıcın altına da Da - mokles'i oturttu: — İşte, dedi, saadet buna bağlıdır. Okç_ıyuculâr;ma Cevablarım Bay «Flöran» a: " — Ben ortada aşk görmüyorum. Harekete gelmiş olan sadece «sinir» dir. Nafile üzülüyorsunuz. Ona ken- disinde gördüğümüz istidadı veren evvelâ tabiat, sonra da muhittir, siz tesadüfün karşısına çıkardığı bir va- sıta oldunuz. Bu dakikaya kadar si- zin için tehlike yoktur, fakat artık vaziyete nihayet vermek lâzım. Ona gelince, ilk adımını attığı yolda du- 8 Bay «F.x: — «Bir kızla (tahriri) münase - betim var» cümlesi hoşuma gitti. Es piri'den mahrum değilsiniz, — fakat anlaşlıan fazla «konuşgan» olmıya - caksınız. Nitekim verdiğiniz tafsilât o kadar az ki beni hiç de tenvir et - medi. Ne bekliyordunuz, — ne oldu, neye hayret ediyorsunuz? Buraları- nı anlatınız. Vd İzmirde «Ö, Ç.» e: “ — Bu meselede önayak olmayı a- flene bırakmalısın.. K - Bayan «Şadiye» ye: — Bir diğeri mevzuubahstır, bi - naenaleyh adresiniz bende kaldı. E- / racak değildir. ğer arzu iderseniz bir başka vesile de kullanırım. ©& Bayan «E. K.» e: — Mektubunuzu — alâkadar zata yolladık, cevab gelirse — bu sütunda görürsünüz. İ Ankarada Bay «8. D.» e: |— Tesadüf — sizi sevmediğiniz ve beğenmediğiniz bir kadınla evlen - meğe sevketti. Artık yaşınız ilerle - iştir. Vücudünüz yıpramıştır. Ken dinizde kadere karşı isyan — etmek kuvvetini duyamıyorsunuz, hayatı - nıza hâkim olan «tevekkül» dür. Bununla beraber: — Ara sıra vaktile alabilecekken almadınız, şimdi ev bark sahibi, ma- zinin genç kızları, halin hanımları ile karşılaştığınız zaman kalbiniz burkuluyor. Ve günlerce - kaşlarınız çatık kalıyor, nihayet bana yazıyor: — Ne yapayım? diye soruyorsu - nuz?, Aziz okuyucum; hayat sizin için hükmünü vermiştir. Ara sıra ne ka- dar büyük bir acı — hissedeceğinizi takdir ediyorüm. Fakat yapılacak bir şey yoktur. Önünüze açılan ki - tabın sonuncu sayfasının da gelme- sini beklemek lâzım. TEYZE tiğini söylemiştir. Kariimizin fikrine....| - | ha ğ © S0 ö e— A p -- öR e Ne zaman, ne gibi vaziyetler alırlar — Fransız mecmualarından — Müteferrik : Pazarlıksız satış kararnamesi henüz belediyeye tebliğ edilmedi Pazarlıksız satış işlerine aid Heyeti Vekile kararı henüz Belediyeye gelme- miştir. Belediye İktısad İşleri Müdürlü- ğü, esnafla temaslarını bitirmiş ve hazır- lıklarını tamamlamıştır. Kararın gelme- sile derhal işe başlanacaktır. Kotra müsabakası tehir edildi . Bugün İş Bankası kupası namı altında kotra müsabakaları yapılacaktı, havanın muhalefetinden dolayı bu müsabakalar geri bırakılmıştır. Dün Trakya şeker şirketi ile hüküme arasındaki davaya bakıldı İki taraf avukatları noktai nazarlarını ileri sürdülel'ik; mesele 800,000 liralık bir ihtilâfa dayanıyor — İstanbul Asliye 2 inci Ticaret mah - kemesinde hükümetle Trakya şeker fabrikaları arasındaki mühim bir dava nın düruşmasına bakılmıştır. Hazine namına İstanbul Muhake - mat Müdürlüğü tarafından açılan bu davanın mevzuu şudur: Hazine vekilleri, 724 numaralı ka - nun mucibince, şeker satışında şirke - tin beher kilo başına 8 kuruş inhisar resmi koyması lâzım geldiğini söyle - | mektedirler. İşte bu kilo başında 8 ku- ruş inhisar resimlerinden biriken bir kısım para hükümete ödenmemiştir. Diğer taraftan şirketin, hükümetten avans olarak aldığı paraları da, satış - dan ödemesi lâzım gelirdi. —Bunu da yapmamıştır. Böylece şirket, hazineye 800 bin küsur lira borçlu bulunmakta- dır. ; Bu iddia üzerine, 2 ınçi Ticaret mah kemesi tarafından tasfiye halindeki şir ketin hasılâtı üzerine tedbiri ihtiyati olarak, haciz konulmasına, — hasılâtın hissedarlar arasında dava neticelenme- den evvel taksim edilmemesine karar verilmiştir. z Mahkemede hazinenin vekili olarak, Ankara hukuk fakültesi profesörle - rinden Şevket Mehmed Ali hazır bu - lunmuştur, Şirket vekili mahkemede, diğer ta- rafın iddiasına şöyle itiraz etmiştir. — Fazla para olarak bizden isteni - len inhisar resmi, 929 senesinde ilğa Buna mukabil, hazine vekili: X. Fakat 929 dan itibaren şeker fi - atları indirilmemiş, eski fiat üzerin - den satılmıştır. Bu suretle aradaki fark, baki kalmış ve bu farkı da şirket almıştır. Bu karşılıklı iddialarla, mühim bir safhaya giren davanın aydınlanabilme- si için, mahkeme 929 senesinden evvel ve sonra şeker maliyet ve satış fiatla- rının tesbitine lüzüm — görmüştür. Bu hususun şirketten sorulması için, du - ruşma başka güne bırakılmıştır. Çemberlitaş cinayetinin muhakemesine devam edildi Çemberlitaşta İplikçi hanında işle- nen cinayetin muhakemesine Ağırce - zada dün de devam edilmiştir. Suçlu Alinin vekili, - mahkemede maktul Ahmedin şeker hastalığından rahatsız bulunduğunu, vefatta bunun da âmil olabileceğini söylemiştir. Bu cihetin Gureba hastanesinden sorul - ması için, duruşma talik edılmiştir Altındiş Reşad tevkif edildi Mimar Sinan camii hatibi Mustafa Necatinin odasına — girerek, 1200 lira parasını çalan ve paraları Anadoluda yedikten sonra, İstanbulda yakalanan Altındiş Reşad, adliyeye teslim edil - miştir. Suçlu, Sultanahmed | inci sulh ce- za mahkemesinde yapılan sorgusunda, hâdiseyi tamamile inkâr etmiştir. Hâ- kim, Reşadın tevkifine karar vermiş - tir. Bir hırsız mahküm oldu Dün, adliyeye bir yankesicilik suç - Suçlu Osman Tekirdağdan yeni 53 miş bulunan Mehmed isminde bir KÖf lünün köprü üstünde cebinden para # sesini aşırarak, kaçarken, — yakayı © vermiştir. Dün, Sultanahmed | inci sulh c€, zada sorguya çekilen Osman, 2 ay ıâ gün hapse mahküm olmuş ve tevkif * dilmiştir. ! Bir köy ihtiyar heyeti tevkif edildi Bursa (Hususi) — Evvelki gün rimiz Ağırceza mahkemesinde bir ilmühaber tanzim eden Duraklı Ü: yü ihtiyar hey'etinin muhakemesi 3* | pılmıştır. Bu muhakemede muhtar le hir ile âza Hamdi, Mustafa, ve Salit köy halkından Kâmil, Aziz, Tahir ?? bu ilmühaberi tahrif ettiğinden dol’! ' arzuhalci Ahmed Vehbi tevkif edilmi lerdir. Muhakemeleri mevkufen i edilecektir. | | | | Sözün kısası: Tufan e (Baştarafı 2 inci sayfada) — Yahu! dedim; neye gülüyorum, b yor musun? Tufan esnasında, Nuh'un & misinde kopan kavgaları gözönüne get” dim de.. Bana çok ters bir cevab verdi; ben * mukabele ettim.. işte, sizin aâanlıyacağıli” suratımdaki abusluğun sebebi bu! _ E. Talu | Kastamonuda acı bir ölüm Karabük, (Hususi) — Karabükte #f| sis-edilmekte olan Ovel ormancılık V ehdüstri Şirketinin” mücsslki ve hi darlarından Hilmi Reisoğlu bir iş lçğ gittiği Kastamonuda dimağ sek eâmğ den ölmüş ve cenazesi buraya getif? miştir. Çalışkanlığı, iyi, temiz kalbliti ği ile tanınmış olan merhumun bu 8? şılanmıştır . Bursada bir sünnet düğünü Bursa, (Hususi) — Edirne meb'us” ve,eski Bursa belediye reisi Muhitt” Dinçsoy, Bursanın kurtuluş gününl. tesadüf eden pazar günü, oğlu i$” yaptığı mükellef bir sünnet düğünü’:" de kırk kadar kimsesiz köylü çocuğllp! da sünnet ettirmiş, hokkabaz, orta * yunu ile kendisine aid Başa çiftliğwjd de çocukları eğlendirmiştir. E| | M İL M Gemlikte açık hava balosu. Gemlik, (Hususi) — 11 eylül küf tuluş bayramı akşamı Kızılay ve cuk Esirgeme Kurumları menfaâüj ne belediye meydanında güzel bir g çik hava balosu verilmiştir. Gece Yf rısı saat on ikiye kadar milli oy“f_. lar, zeybekler ve danslar ile eğlena" li bir gece yaşanmıştır. Bu eğlen"' ye hemen bütün Gemlik halkının ” -— lusu teslim edilmiştir. Bacaksızın maskaralıkları : yük bir kısmı iştirak etmiştir. H