19 Mart 1938 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 6

19 Mart 1938 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Bi y .Rs_ vi .- AKŞAMCILAR y (Eski tir Yezen : ekşamcının defterinden Osman Cemal Kaygıli Si Boyalı ispirto içen adam ! Ayığı kaydı, merdivenlerden yuvar- F- adı, yüzü gözü — Müzlumdan Perapalasın önünden Ayrıldıktan sonra iki arkadaş artık 'Böyle yerlerde akşamlanacağına ceb lere birer küçük şişe koyup evlerde biraz demlendikten sonra tatlı tat - kan içinde kaldı. imeyhanede ve birahanelerde göre - mez oldular. eai 'Turban şimdi Sanatoryomda O, şimdi uzun yıllardanberi tür - İt yemeğini, yiyip çoluğu çocuğu i-|lü içkiler ve türlü içkilerin icabatın -|de muhabbet etmenin iyiliklerin - Gden bahsederek Şişhane karakolun- dan aşağıya sarkıyor ve sağdaki ya- 3a kaldırımı takip ediyorlardı. Yo - $ Ortalarına geldikleri zaman — erada bir kalabalık ve bir. telâştır — €ördüler, Oradakilere sordular: " — Ne var, ne ohauş? »40 Su cevabı aldılar 0 — Bir sarhoş buradan aşağı yu - Yarlanmış, başından, yüzünden a - a yaralanmış! ©p Orada, önbeş yirmi ayak merdi - götnle nşağıya inilen bir yer vardı.| Zavallı sarhoş, merdivenlerin — üst ATarafındaki yüksek sedin yanından gEtçerken, yalpalamış, soluğu beş al- 8 Metre aşağıdaki taşlıkta almıştı. n İki arkadaş oradaki polislerden bi / Şine tekrar sordular: — Kimmiş acaba bu sarhaş? z — Kim olacak, canım şu (Selman) Menilen yarı kaçık, yaşlı bir - herif| Yardır. Hani arasıra yollarda elinde Bir tefle kendi kendine gazeller, şar| , ilâhiler falan okuyarak an - 'dan bundan para dilenip topladığı ile hemen soluğu h ı"'!wn boyalı ispirto çeker. İş- o! 'Turhan Nâgüha Selmanin eski ha — İini anlatarak Karaköye — geldiler. İgençlik gelmiş... İşt |dan olan bir takım yorgunlukların hayli yıpranmış olduğu vücudu - ile ruhunu dinlendirmek için — hususi bir sanatoryomdadır. Kendisini ge- çende ziyarete gitmiştik, Onu bir kaç aydır yattığı o yerde çok değişmiş gördük. Hali, tavrı İyüzü gözü, sözü söhbeti pek değiş- miş... Yüzüne adeta Bir helâvet, bir yemesi, iç mesi, uykusu, hatta burada çalışma- sı bile pek muntazam, pek mükem - melmiş... Ama diyeceksiniz ki Turhan sa - 1natoryomda niye çalışıyor acaba? Kendisinin söylediğine bakılırsa lonun yirmi yılı aşan bu akşamcılık hayatı şimdi kendine acayip bir Tü- ya gibi geliyormuş... O, şimdi bu upuzun ve çok aca - yip rüyasında görmüş olduğu bü - tün o renk ren, çeşid çeşid vakaları maceraları, manzaraları: (AKŞAMCILAR) Namı altında ve bir roman tefri- İkası şeklinde yazıyormuş! Kendisi diyor ki: — Yirmi yıllık bu up uzun — ve İacayip rüyadan gördüğüm bunca zi yanlara karşı biricik kazancım an - İcak bu (Akşamcılar) olacaktır! Turhanın bu eseri bari yakında Oruda ayakta birer de bira içtikten #0nra sen sağ, ben selâmet! deyip ve bir daha - birbirlerini bitse de okusak. SON Osman Cemal Kaygılı Yedi aydanberi kaybolan dul ka- dınla kızı öldürüldü mü ?.. Zabıta, kadının dostu çiftçi Rusdan | şŞüphelenerek kendisini sorguya çek- ti. fakat, yedi saat süren sorgu sonunda bir ipucu elde edilemedi. — Çiftçi Rus masumiyetini z ( Tuloz civarında, Karadağ sakin -| deri, madam Antuanet Klerk - adlı 30 yaşlarında bir dul kadınla kü - gük kızının haftalardanberi kaybol duğunu görünce endişeye düşüyor- lar, Zabıtaya haber veriyorlar Madam Klerk, geçen ilk teşrinde) buraya gelerek yerleşmişti. 10 yaş-| darında bir kızı vardı, Küçük kız, mektebe devam edi - “yördü Ana ile kızın hayatı — pek, mütevazı idi. — Genç dulun hareketlerinde - bir; Yolsuzluk yoktu Geçen şubatın yirmi sekizinci gü- “MÜ, Sabah saat 10 da madam Klerk V6 kızı apartımanından çıkarken , eski komşularından bir Rusun çift-| diğine gideceğini söyledi. . : — 40 Milyonluk B mari taribi ile Belgrsdtan bil- O Ülriliyor: M , Ea gzbeh herbiye nazır Meri, ğ general B Klsriç, tt yaşlarında, beyaz bıyıklı bizini kabul etti. Ethi Bus generallerinden olan bu Bödizenin iadesini istida ediyordu, Cörcral Kokujko, Kuban kazak - ber Yugoslavya - iddia ediyor Apartımanda her şey yerli yerin İde idi. Akşam yemeği de hazırları mıştı Polisler araştırma yaparken 'bir cüzdanın içinde beş yüz franl 've bir de 2 bin franklık banka sene. di buldular, Rus çiftçi, karakola çağırıldı So: Buya çekildi. Komşuların iddiası - Na göre dul kadınla çiftçi arasın - 'da hususi bir rabıta vardı 2 ve 3 şubatta, madam Klerkin n partımanına geldiği ve geceyi <e- çirdiğini görenler vardı Rus, bülün bunları inkâr ediyo: ve: — Ben o gün, ne madam Klerkin apartımanına geldim, ne de geceyi beraber geçirdim... Diyor.. Fakat kadınla kızı mey - danda yok Bir hazine kayı ele vermişlerdi. Bu hazine, 1920 sehesinde kıral |tarafından muhafaza altına aldırıl. |Mmiştır. Ancak “Müstakbel — kazak Cumhuriyeti,, ne verilmesi — şartile emanet bırakılmıştır. General Kokujku, Kazık cumhü- huriyeti tesisinin imkânı kalmadı - öyliyerek hazinenin iadesini is edir SAai d mütakassısı işe başlacı fera dairelerinin ıslahi için İa - viçreden getirilcceğini haber ver - v İer. ceki Kubin kla- ı hazinevi çalmak te- İnde bulunmuşlar | iz mütehassıs doktor Zleman İdün şehrimize gelmiştir. Bu akşam İAnaareva gidecek ve icra dalrele - ve ya «'rintn tetkikine başlıracaktır. İşvi | | HİKÂYE Çocukları (Dönrdüncü sahifeden devam) İyuyordum. Odada herkese — selâm verdikten sonra rugan iskarpinleri- nin ucuna basarak çekingen adı: arla bana yaklaştı. Yarı gövdesine kadar öne doğru eğilerek elimi sık - İtı. Ve beni selâmladı avuçlarımın i- İçindeki bu el ne kadar küçük ne ka- dar minimini Idi bueli avuclarımda Zaptettim ve neden bilmiyorum ona sordum: Senin ismin nedir çocuğum? — Mehmed efendim. Çocuk bana en saf en samimi, En lekesiz bakışları ile bakıyordu. — Mektebe gidiyor musun ? - Hayır efendim. Gelecek sene gi- deceğim. — Büyüyünce ne olacaksın? — Babam gibi tayyare zabiti e - fendim, — Baban gibi tayyare zabiti mi? Neden baban gibi tayyare — zabiti olmak istiyorsun? Çünkü dünyada en iyi şey tay- yareciliktir efendim. Böyle olmasa di babam tayyareci olur muydu ? — Babanı çok mu seviyorsun? — Evet efendim babamı çok seve- rim. -'Ya anneni? kekeey 38 - Onu da çok severim efendim. — Fakat hangisini daha çok? Mehmed benim bu saçma suali - me güldü. - Hiç annenin babadan, babanın anneden farkı olar mu? ikisi de bir. Evet Mehmedin hakkı vardı. On ların ikisi de birdi. Ve ben onu par- İçalıyordum. Ondan kopardığım par çayı kendi hayatıma eklemek isti - yordum. Evet ben bir şeyi kırıyor. ey yapmak istiyordum. Çünkü baş ka bir gülden kırılmış bu parça be aim hayatımda ebediyyen ek olarak kalacaktı. Çocuğun elini avucumda tutu - yordum. Ve Ömerle onun hakkında verdiğimiz merhametsiz hükmü dü tünüyordum. “Annesi — Mehmedsiz yaşayamaz o annesi ile beraber İz - mire gider,, Ve Mehmed sanki düşündüğümü biliyormuş gibi bana anlatıyordu. — Bu yaz İzmirde iken babam İv- tanbulda kalmıştı. O zaman baba- 1 öyle göreceğim geldi ki akşam sofralarında hep onu hatırlıyordum | Sonra İslanbulda iken annem has alandı. hastaheneye gitti —Annem tahanede iken yine ağlıyordum O zaman anladım ki annemi de ba- bamı da bir seviyorum. Sanra önü- ne bakıyor “onların ikisi bir. Ben onları birbirlerinden — ayıramıyo rum» diyordu. Ve ben ayıracaktım öyle mi?Küçük Mehmedin elime el- lerini sonsuz bir emniyetle veren ve gözlerime dost bakışlarile gü - len bu küçük insanın bir bildiği var iği ben ikiye ayıracaktım — öyle ni? Mehmed odadan çıkarken Şe- fakkatin oğluna «ah senin tey: v güzel... yüzü tıpkı bir r enziyor» diyordu. Tüzeyyen ellerile çüzünü kapı or ve hıçkırıklar içerisinde : Hayır diyor bu küçük çocuğu tördükten, onu göğsümün üzerin - le sıktıktan onun ağırlığını dizle - rimde hissettikten sonra bunu yap- maklığıma imkân yoktu anhıyor Musun!... Bu akşam Ömer'e bir mektup yazıcağım ve yarın bura - dan gideceğiz. Buradan — gideceğiz Lâmia... ben karar verdim... SUAD DERVİŞ Vergileri İndiren proje Taemamlandı Müvazene ve buhran vergilerini birleştiren ve bu birleşmeden çı - kan vergi nisbetini azaltarak ka - zanç vergisi üzerinde teksif eden kantın projesi dün başvekâlete ve- Tilmiştir. Bu yeni lâyiha ile küçük maaş ve| ücret sakipleri, büyük maaş ve üc- ret sahiplerinden daha fazla tenzi- lâttan istifade etmektedirler. Hava kurumu vergisi aynen mu- hafaza olunmaktadır. Bu tadilât ve tenzilât, her sene devlet varidatından 4,5—5 milyon. iranın eksilmesine sebep olacaktır. —a İteli mütehassıs kendisile gazetecilere demiştir ki: — fera işlerinde yapılacak — olan islâhâtla mütekabil münasebetle - rin doğurduğu bir takım borçları, hem alacaklı; hem borçluyu aynı tamanda -memnun edecek — farzda k imkânlarını tesbit edi .|timali göz önüne gelse bile böyle 've bu kırıkla daha yeni, dahi iyi bir | , Fransa Korku içinde!.. (Dönrdüncü sahifeden devam) Terinde bulunduran Pransızlar - içi işte bir takım sualler göz önüne gel- |mekte ve bunların cevabları veril - imek Üüzere uğraşılmaktadır. Almanya'nın; Şimalt — Afrikada İnasıl emeller beslediğinden bundan evvel bahsedilmişti. Gitgide kuvvet- li olduğunu göstermek istiyen bu - günkü Almanya için bu emelleri ta- zelemek günü gelmiştir! diyorlar, | O halde Afrikada İtalya ile Al - manya arasında el ele vererek hem çalışmak, henr de askeri noktadan çok ehemmiyetli olan mevkileri kuv vetlendirmek ihtimalleri göz önü - 'ne geliyor . Fakat İtalya, umumi harpten ga- lip olarak çıkmış, hele Habeşistanı aldıktan sonra artık başka yerlerde olmadığını söylemiştir. Alman yanın vaziyeti böyle değildir. — O, umumi harpten mağlup çıkmı riçteki müstemlekeleri elinden miş, gözleri uzaklardadır. Afrik yeni bir macera için İtalya ile Al- manya arasında bir teşriki mesâi ih- Ya: Hüseyinin Paris güreşleri çok y 'vvan geçti. Bir Letonyalı Pasman'I Ti işkembesi gibi ismini tersi- 'ne çevirmiş olan bir Bulgar pehli- vanile güreşerek ses sada kesildi Hüseyinin güreşlerde — kabahati 'var mı?., Menajeri Asım ma suçlu? Hayır; kabahat ne başpehlivanı- Mmızın ve ne de menajerinindir. Asıl kabahat; Avrupa medeniye- tinin ortaya koyduğu pehlivanlık- tadır, Avrupada güreş — cambazlaşmış, bezirgânlaşmış haldedir. Hattâ; Tikada da böyledir. Bir alay me- 'nafer, etraflarına pehlivanlar top- lamıştır. Bu pehlivanlar yenmek, yenilmek için çalışmazlar. Yalnız sahnede oyun gösterişi ve nefes ka- biliyeti için idman yaparlar. Adale- lidirler, müşekkeldirler... k; İcanlarını dişlerine takıp vücudler i zora koşarak elddi güreş yapmı- 'a yanaşmazlar.. Hep yalancıktan, danışıklı döğüşüklü güreşirler.. Ba- zan; dünya şampiyonluğunu birisi- © verirler, bakarsınız aradan bir- bir ihtimal uzak, pek uzaktır. kaç ay geçer geçmez ortalığı kızış- Böyle diyenlere karşı Fransız mü-|tırırlar. Diğer birini ortaya sürer- el ga -|ler ve sözde dehşetli bir güreş mü- tetesinin 12 tarihli nüshasına yaz -| *abakası vücud buldururlar. Neti- dığı makalede cevab verirken İtal- | ©; berabere olur, ya'nın Habeşistandaki vaziyetini| Çünkü; halkı kızıştırıp revanş kısaca hatırlatıyor ve uzun zaman-|Maçına hazırlamaktır lar beklemiye mecbür olan İtalya"- n 'vm Şimali Afrikada daha çok ve -|Hepsi menajerlerin dostu ve postu- rimli olan bir yeri neden kendinedur... Yazarlar, şişirirler, resimler- maletmeyi düşünmiyeceğini saru -|İ€T.. Revanş maçına öyle bir sam |mi ve sâfiyane ciddiyet verirler değil halk, yazanlar da, yapanlar da inanırlar. Nihayet; birisini yen- dürirler ve yahut diskalifiye ettire- recek sebebler bulurlar, <Temps> n'lar kaç zamandır Trablus- garb - Mısır hududunda — Libya'ya asker geçirmiş, yığmışlardır. — Bu mevcud kuvvetin daha zi; SAR A u rılması için ise bahane bulmak zor|, V© böylelikle müsabakalar Paris- değildir. Hele bu sene; orada bü -|'€A Londraya, Londradan Amerika- yük bir manevra yapılacağı söy -|Y4 Polçalanıp elden ele devrolur leniyor ki eğer İtalyanlar — Şimali|Sider. Afrikadaki kuvvetlerini artırmak is| Sebebi; Pariste bulunan —mena-, terlerse bu manevra vesilesile da-|İerler biribirlerile ortaktır. İngilte- ha ziyade sevkiyat yapabilecekler-|fe ve Amerikadakiler de böyledir- dir. Bupna ihtimal verilmektedir - |'ST. Şimdiye kadar devam eden — bu| Hal böyle iken zorlu ve satırların arasında istikbale — dair söylenen şeylerin hepsi; birer ihti- nalden ve mütehaskis bir Fransız'ın | ileriye göre düşüncelerinden ibaret tir. Fakat, bundan evvel bahsedil - diği üzere meşhur Alman kuman danı Ludendorf Her Hitler'e bun - dan sonraki Avrupa harbinin şimali Afrikada yapılmasını söylemiş ol -| duğuna ve Avusturya ile Almanya| Fredrik Gerstl aslen Viyanalıdır, birleştikten sonra artık Almanya i-| Geçenlerde Paris zabıtası tarafın - le İtalya arasında komşuluk olduk-|dan tevkif olunmuştur. tan ve Berlin - Roma mihverinin| Şerbrgdan gelen tren Sen La- zağlamlığından da bahsedilip dur-|zar istasyonunda durur durmaz, çe- duktan sonra; istikbalde ne olacağı |vik ve tıknazca bir adam, Frantızlara Simali Afrika için - bir Cevdar çok şeyler düşündürmektedir. Ğ “üsabakamızın — Jeticesi Hangisi daha güzel?... Okuyucularımızdan — aldığımız mektuplara göre en çok rey kaza - nanları sırasile yazıyoruz: 1 — Madmazel Alla Donrer, tale- be. 2, — Loret Yung. 8 — Danyel Daryö, 4 — Notali Pilenko, k 1 Daryö. 6 — Simon Migeot, satıcı, 7 — Doroti Lamur 8 — Madam İksaviye Lazal, Sayın okuyucularımızdan Bayan Sabiha Essen hediyemiz olan ma - sa lâmbası kazanmıştır. İdaremiz - den aldırması riça olunur iddi bît' Serseri bir karşıla - arasında bekleyen gen ç bir kadının kolları arasına kendisini bi raktı. Sonra kolüna girdi, yürüme - ye başladı.. Çantalarını taşıyan hammal — da arkalarından takip ediyordu. Tam istasyonun önünde bekleyen taksi- lerden birine binecekleri sırada et- rafını dört kişi çevirdi, — Fredrik, bunların sivil polis memuru oldu - ğunu derhal anladı. | Fakat hayret ve telâş esi medi. Amerika zabılasının ivereceğini — ve — trenden Fransız polislerile biliyordu. Fredrik sabıkalı bir adamdı, Vi - yana ticaret üniversitesinden dip - loma aldıktan sonra bir takım kizli i gösler- haber inince karşılaşacağını | ibe, işlere girişmiş, bir çok dolandırıcı - lhıklar, sahtekârlıklar, yapmıştı. Sonra İsv e gitti. Moman, Dis konto bankaları mümessili olduğu- nu söyliyerek bir çok kimseleri do- landırdı. Ve Parise kaçtı. -Pariste bir İsviçreli ile beraber (Eezayı tıb- ü biye şirketi) ni kurdu. Gaye: Ko - Tıjrbelor!n tamiri kain, eroin gibi zehirleri sürmek - Müzeler idaresi tarafından İs -| | tanbulda tarihi kıymeti haiz bazı| * türbelerin tamir edilmesine — karar verilmiştir. Bu karara göre tamiri icabeden tarihi eserler arasında Fatide Hus- revpaşa türbesi, Hasekide Bayram- paşa türbesi, Kasımpaşada Kaptan Piyalepaşa türbelerinin — tamirleri kararlaştırılmış, bunlardan bir kıs - mının tamrialı da nihayet bulmuş- tur Bundan sonra daha 15 türbe ta- mir olunacaktır. Müzeler idaresince arşiv evi ola-| " İçak seçilen Sultanahmet medrese -|Tİnde elmaslarını aşırmıştı. İsinin tamlratı kısmen nihayet bul -| Zabıta, kendisini şiddetle arıyor- muştur Bu medresenin tarsiratı 15 /du. Fakat bir türlü ele geçire, bin liraya mal olacaktır. du, Fredrikin, Dofir kapısı ci oldu. ikisini Bu şirketin ömrü pek az Zabıla haber almış ve her de tevkif etmişti, 6 Ağustos 1935 de Pacisten sürü -| len Viyanalı az sonra sahte bir isim la yine Parise döndü , Bu defa kırsızlığa başladı. Gayel şık giyiniyor, büyük ctellere yor, —oda komşularını soyuyordu. Hatta geçen sene zengin bir Ame- rikalı kadının 2 milyon frank değe. or- Londra mektupla Tekirdağlı ile Londrada kimler karşılaşacak? zan : M. Saml Karayel başpehlivanın bu saydığım mevzu İdahilinde güreşmesi hem güçleşir ve hem de güçleştirilir. Nitekim; Hüseyinin Avrupa gü- | reşlerinin daha başlangışla yavan- İlaşması bu sebeblerdendir. * Pariste, — Pasman'la — Meh - med Arif'ten başka güreşçi yok mu? Nerede eski dünya şampiyonu Deglan, nerede Rigulo, nerede Şi- |kat, hani meşhur Dangalof, Hüseyini zorlu gören meçhurlar; baş pehlivanımıza, — teşkilâtlarının kuvvetli varlığile mukabele etmek, lanun ciddi güreşlerine meydan ver-| memek için binbir bahaneler orla- İya koyarak sahadan sıvışmış bulu- | * nuyorlar, Hüseyinin menajeri Asım (dradan şöyle yazıyar: »- Bakalım Londrada he yapa |ğiz? Burada meşhur, üç pehliv. var: Biri Şeri, diğeri Hindlinin k deşi, üçüncüsü de Makridis'ir. Hüseyini evvelâ Makridis ile gü- reştirmek istiyorlar. Bu bir dene medir, Eğer dişlerine, midelerine muvafık gelirse, Şeri'yi ve yahut İHindlinin kardeşini ortaya koyarak Hüseyini meydandan çıkarmak ni- yetindedirler, Fakat; Hüseyin for- mundadır. Sonra; bunlardan çok kuvvetli ve pehlivandır. Bunu da biliyorlar. Nihayet; menajerler ken- Lon- Mecmular, gazeteler ellerindedir |di tarzlarında bir uyuşma yoluna | İgirerek bizi de kendileri gibi cam- bazlığa sevketmek arzusundadırlar. Hüseyinin ciddi güreşleri Avru- pa güreş menajerlerini şimdilik u- uşulmaz bir hale getirmiştir. E- ğer, büyle giderse değil, güreşecek pehlivan, idman edecek — pehlivan dahi bulamıyacağız. Nitekim Hüse- iyin için idman yapacak adam bula- İmıyoruz.. ilâh,.. Menajerin mektubu çok acıklıdır. Londrada da Pariste olduğu gibi o- lacak olursa, Hüseyin, Türkiyemiz- |den ayrılırken duyduğu ümidlerin jboşa gittiğini görmekle mütcezzi o- |lacaktır. Bakalım netice ne olacak?.. M. Sami Karayel dolandırıcı Kalpazan Fransaya ayak basar. basmaz tevkif edildi da lüks bir apartımanı vardı. Po -| lisler, apartımana gittikleri zaman genç bir kadın karşılarına çıktı: Fredrik mi?... Aşıkımdır, bir kaç gün evvel Amerikaya gitti. Bil- 'diğim bir şey varsa o da Holivud si- nema şirketlerinin birinde bir iş: bulmak için gittiğidi. Fredrikin çantasında bir çok sah- te hisse senedleri bulunmuştur. Bu senedler, mevbum bit gaz şirketi -| ne aiddir. Cebir ve tazyik siyassti Hatayda devzim ediyor Hatay'dan alınan hul İre; Türk vatandaşlarımıza karşı ce- |bir ve tazyik siyasetine bütün şidde- tlere gö - tile devam olunmaktadır. Şapka giyenler hakkında şiddetli takibat yapılmaktadır Ezcümle Hırsen adlı 70 yaşların: da bir ihtiyar da dün şapka giy İden Colayı dövüle dövüle öldürül | halâ | KER Hati İş arayan, işçi isleyen veya bir müşkülü olup bizden fikir soran ve şikâyetini — bildirmek arzu eden muhterem karilerimizin mektub - larmı her gün bu sütunda munta- 'zaman ve parasız meşredeceğiz, Bi- 'ze gönderilecek iş ilânları 2 gün üs- | tüste tekrarla noşredilecektir. 198 — Tahsilim ortada derecededir Franszcayı mükemmelen — biliyo - rum, Tercümeye muktedirim Dak- tilodan anlıyorum. Dikiş ve elbise işleri de biliyorum Herhangi bir ti- carethane ve yazıhanede çolışma - ğa talibim. Kanatkâr bir üczete ra- zıyım, Arzu edenlerin Son Telgraf gazetesi İş ve halk sütunu le (Gülümser) e mürac sını rica ederim, 199 —Lise mezunu bie luya giderim ; Telgraf iş ve halk ) ye müzacaa .a: & iyi dere Mi ik - üesse - ira ücretle her ne iş - cede okur yazarım askerli; mal ettim. Şirketlerde vı selerde 25 lursa olsun iş arıyorum. Nakdi ke- falet verebilirim teklifle «Son 'Telgraf» iş ve halk sütunu vasıta- sile Arif adına yapılmas /derim, | 201—Bulgaristandan geliyorum, Öz Türk'üm, Evvelce muallimlik ettim. Darumuallimin mezunuyum. — Ana dilimden başka; bulgarca ve rusca lisanlarımı mükemmmelen biliyorum, Biraz almancaya da vükıfım, — Bir iş arıyorum. Her pe i; olursa olsün Yyaparım, Arzu edenlerin «Son Tel- Erafe iş ve halk sütunu vasıtasile Hamid ismine — müracsatları ri - BUGÜNKÜ PROGRAM Akşam neşriyatı : 18,30 Plâkla dans musikisi, 19,15 Konferans; Üniversite namına Porf Ziya Cemal Aksoy (Diş ve ağız ba- kımsızlığının zararları). 1955 Bi sa haberleri,20 Sadi kadaşları tarafındaâı si ve halk şarkıları, 20,30 poru, 20,33 Ömer Rıza tarafından a- rabca söylev 20,45 Semahat Özden- ses ve arkadaşları tarafından Türk musikisi ve halk şarkıları (Saat a - - 2115 Klâsik Türk — musikis Nuri Halil ve arkadaşları tarafın - dan, 21,50 Orkestra. 2245 Ajans haberleri, 23 Plükla sololar, opera ve operet — parçaları, 2320 Son haberler ve ertesi günün programı, 23210 son, YARINKİ PROGRAM Saat 12,30 plâkla TTürk mtsikisi, 12,50 Havadis, 13,05 plâkla — Türk musikisi, 12,30 muhtelif plâk neşri- yatı, 1 son, TIYATROSU Pu gece saat 209,3) 11 Sanatkâr NAŞİT ve arkadaşları Hakkı Rüşen, Rıfkı, Eyup Sabri jbirlikte Miçe - Pençef varyetesinin |iştirakile (Kaplıca Dönüşü) komedi |3 perde. | » TEPEGAŞINDA ŞEHİR TİYATROSU Dram vea Piyes kısmı bu gece #sal 2530 da FİDANAKİ Eski Fransız tiyatrosunda ŞEHİ KOMEDİ ha. Bu yece sast Ze da Culga Pazar çügü çüacüz saat 15,3) la * Crltuğ Salı (Dakirköy) M SEVDA MACI'NU Ça ba ( si (Kadıköy Süreyya) da süvara : AKTÖR YriN Te 28 Trğmin buyuk

Bu sayıdan diğer sayfalar: