16 Haziran 1935 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 14

16 Haziran 1935 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 14
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

6 L MEMLEKETTE TAN Sebze ihracatını Çoğaltmak için Denemeler Yapılıyor Mersin, 15 (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — Mersin Türk Ofis Şubesi sebzecilik hakkında etraflı malümat toplamağa başlamıştır. Bu malümattan sonra ihracat vaziyeti daha ıslah edilecektir. Türk Ofisi, bu mıntakada yetişen kamış ve ambalâja elverişli diğer ııehaı_sapl_şnndan istifade imkânlarını tetkik ettirmektedir. El- de edilen örnekler, iyi netice verirse derhal bu çeşit ambalâjlar kullanılacaktır. Yaş meyva ve sebzenin tahta ambalâjlardan kurtarılması memlckevı ormanlarının israf edilmemesine ve yeni bir ambalâj- cılık san'atının kurulmasına da vesile olacaktır. Ayni zamanda daha ucuza mal olması mümkün görülmektedir. Seyyar Tiyatro Truplarına Müsaade Edilmedi Çanakkale, 15 (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — Ayvacık panayırı 26 Ma- yısta kurulmuş ve beş gün devam etmiştir, llçebaylık sınırı ge- niş olan Ayvacık, bu panayır dolayısile Ezine, Bayramiç, Ça- nakkale ve yakın ilçelerdeki halk ve esnafı da kendisine çekmii tir, Panayır bu yıl çok rağbet görmüştür. Fakat, bilgi ve tekni- ğe uyularak daha düzenli bir hale konulduğu takdirde fazla takdir kazanacağı muhakkaktır. Panayıra giden bozuk ve çirkin yapılı yolu bir an önce düzelt- mek gereklidir. Geçen yıl panayırı teftiş eden Trakya Genel İnspektörü 1b- rahim Tali Ongörenin verdiği emir üzerine, Sseyyar tiyatro oyuncularile, saf köylüleri kandıran sarraflara bu defa müsaa- de edilmemiştir. Panayırm umumi havası bu yüzden sessiz geç- miştir. Ödemiş Yaylâsında Yeni Ve Modern BirMahalle Yapılıyor Izmir, 18 (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — Ödemişin 1080 rakımın- daki Bozdağı köyündeki evler, bu yıl istirahat için yaylâya gi - denler tarafından tamamen tutulmustur. Öğrendiğime göre bir sosyete teşkil edilmektedir. Bu sosyete, gelecek yıldan itibaren kayak sporlarının da başlıyacağı bu yaylâda modern bir ma- halle yaptıracaktır. Verem Mücadelesi Ba'ı"ak“alâı"l (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — Paşa yaylâsında vereme müstait çocuklar için hususi idarenin yardımı ile verem m dele kurumu tarafından barakalar kurulmaktadır. Bu barakalar- da bu yıl 50 zayıf çocuk barınacak, yiyip içmeleri kurumca te- min olunacaktır. Yaylâya elektrik tesisatı da yapılmıştır. Bir- çok aileler de yaylâya göçerek yazı geçirmeğe hazırlanıyorlar, Tören Eğridirde Yapılan | cek ve içecek satılan mahallin bir | haylı uzağında kurulması lâzımdır. Ya Düzeltmeli Ya Kurmamalı Çanakkalenin Ayvacık panayı - | yından bu sütunlarda bahsediyoruz. Ayvacıktan aldığımız yeni bir mek: tup, bu panayırın hakikaten ıslaha muhtaç vaziyette bulunduğunu gös- teriyor. Önümüzdeki panayır mevsimönde gözden uzak tutulmaması gerekli noktalar şunlardır: Panayır civarındaki dereleri umumi helâ vaziyetinden kurtar - mak için açık hava apteshaneleri yapılmalı, belediye her akşam bu muvakkat helâları örterek yenisini açtırmalıdır. Bu nokta halkın sıh- hati bakımından yüzde yüz önemli- dir. Sanra, hayvan pazarının yiye- Uçüncü bir nokta da, panayır ye- rinin toz ve topraktan korunması için daima sulanması meselesidir. Ayvacık belediyesi hortumsuz tu- lumbasına bir hörtüum tedariki su- retile bu ihtiyacı da pek âlâ karşı- layal Biz, kötü şartlar altında kurulan panayırların faydadan ziyade kö- tülük doğuracağı kanaatindeyiz. Ne kadar kuytu bir köşede olursa olsun, bellibaşlı sıhhat kaidelerine etmek her belediyenin en bi- rinci vazifesi olmalıdır. Aksi halde, Ayvacık panayırı- nn gelecek yıllarda kurulmasına mâni olmak lâzımdır. Gaziantep Hastanesi Yeni pavyon Gaziantep, (Husust — muhahirimiz- için yeni pılan pavyön bitirilmiştir. İç ve hastalıkları ile kulak, boğaz, b mütehassıslarına ait yeni poliklinik bitirilmiş ve faaliyete geçilmiştir. Yukarki resimde yeni pavyon &ö lüyor. — Suda boğulan Bir arabacı Antalya, 15 (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — Ali Oğuzun Serik kaza- &1 civarındaki Pirinç Çiftliğinde ça- kışan Tbrahim isminde birisi Akan Köprü Pararı çayında boğulmuştur. Ibrahim tek atlı arabasını, hayvanı sulamak maksadile çaya sürmüş, fa- kat hayvan ve araba su — cereyanına kapılmıştır. Tbrahim atr kurtarmağa uğraşırken muvazenesini kaybetmiş, Eğridir, (Husust muhabirimiz bil. diriyor) | hattının ilk treni eline geçen Aydın | ederken düşerek boğulmuştur. tende kalabalık bir halk “ütlesi de hazır bulansz gur. Tiznin Tokomo- A N HAKYERLERİNDE Avukatına Deli O... Diye Bağırdı! ÇATALCA CiNAYETİi Çatalcanın Halaçir köyünden Halil brahimi öldüren Aziz, Mehmet ve A- rifin duruşmalarına dün de ağır ce - zada devam edildi. Geçen celsede suçlulardan Azirin vekili, Azizin ruhi zaafı olduğunu ve fikirlerinde dağınıklık — bulunduğunu söyliyerek kendisinin Trbbr - Adlice muayenesini istemişti. Dünkü celsede, Azizin Tıbbr adlice muayene edildiğini bildiren rapor o- kundu. Raporda, Azizin deli olmadığı bil- diriliyordu. Duruşma, zabıt varaka - sında imzası olanlarla suçlular aleyhi- ne şahitlik yapanların çağırılması için başka güne kaldı. Aziz, Hakyerinden dışarı çıktıktan sonra: — Ben deli değilim. Bana deli di- yen avukatım Etem Ruhi galiba deli olacak ki beni Tıbbr adliye göndertti. diye bağırmıştır. * Dün tramvayla Sultanahmetten Sirkeciye gelirken bir yolcunun 750 | Nirası çalınmıştır. Zabıta , yapılan ta- rif üzerine, çok geçmeden sabıkalılar- dan Celâl isminde birini yakalamıştır. Celâl ilkin inkârda bulunmuş, fakat evinde yapılan araştırmada 250 Jira | sakladığı yerde bulunmuştur. çaldığı paranın 750 lira değil, olduğunu iddia etmektedir. * Şefkat dispanserinde Ayşe adlı bir kadına kolundan dizanteri aşısı ya parak ölümüne sebep olmaktan suçlu hasta bakıcı Katerinin duruşmasına dün üçüncü cezada devam edildi. Şahit olarak Fransız hastahanesi doktorlarından Gassen, müdafaa şa- hidi sıfatile doktor Hüseyin Kenan, Cevat Sezai dinlenildiler. Şahitler, mikrobun mutlaka iğne ile girdiğine hükmedilemiyeceğini kangren olmakta daha ziyade hasta - mın vücudundaki mukavemet derece- sinin âmil olduğunu söylediler. Du - ruşma, öteki müdafaa şahitlerinin din lenilmesi için kaldı. * Aynı odada yattıkları Mehmedin 300 lira parasını — çalmaktan suçlu Hakkı ve İsmailin dün ikinci sulh ce- zada duruşmalar ıyapıldı. Bir kaç po- lik memuru şahit olarak dinlenildiler. Şahitler, paranın çalındığına dair ha- berleri olmadığını söylüyorlardı. Gel- miyen bir şahitin zorla getirilmesi i- çin duruşma kaldı. * Dükkânında yapılan aramada çak mak taşı bulunan Müstafanın dürüş- ması dün 9 uncu ihtisas hakyerinde bitirilmiştir. Suçlunun taşlarr kaçak- Çılık maksadile bulundurmadığı anla- şıldığından beraatine karar verilmiş- tir, KÜÇÜK TELGRAF | İ HABERLERT İ * Merzifon, (Hususi muhabirimiz bildiriy.e) — Iki çocuk saçma tüleği le karga avlarken bir kaza neticesin- de çıkan saçmalardan biri çocuklardan birisine rastlamış ve sırtından yara- lanmasına meydan vermiştir. Küçük derhal hastahaneye kaldırılarak teda- vi altına alınmıştır. * Merzifon, (Tan) — İlçemizin Hükümet Doktoru Ahmet Bilgin 34 senelik memuriyet hayatının verdiği yorgunluk dolayısile tekaütlüğünü is- temiştir. Yerine Belediye Doktoru Hakkı'nın getirilmesi muhtemeldir. * Mersifon, (Tan) - Parti Ku- rultayından dönen Hakkı Kentel, Halkevi Idare Heyetini toplıyarak bütçe içtimamı yapmıştır. — Verilen karara gör:, Halkevi eski Taşan mecmuasını yeniden neşre başlıya- enletir * Balıkesir, '(Tan) —- Tüccardan Halil ve Ahmet Hava Kurumuna | 100 er lira vermeği taahhüt etmişler- dir. * Sıvas, (Husust muhabirimiz bil- diriyor) — Temaslarda bulunmak üzere Ankaraya giden belediye baş- kanı Hüseyin Veli Gürleyük şarımı- za dönmüştür. * Sıvas, (Tan) — Gülün belediye başkanlığına halk partisi ” başkanı Fuat Orhan D-Fh' seçilmiştir. * Sıvas, (Tan) — Kadripaşa okulu okutanı Bedia Tan tarafından batın itikatlara inanmıyalım mevzulu bir konferans verilmiştir. Halkevinde verilen bu konferans epey alâka uyandırmıştır. . * Kütahya, (Tan) — Genel Ku- rultay ayın 15 inden sonra toplana- rak bütçeyi yapacaktır. Bunun tuta- ti 160 bin lira raddesindedir . * Çorum, (Tan) — Bunaltıcı sı- caklar başlamıştır. Sıcaklık derecesi 36 yı bulmuştur. * Sürt, (Tan) — Şehrin güzels leştirilmesi için yeni yolların açıl- masına başlanmıştır. urban, — Belediye Başkanı Fevzi Çeliğin kısa söylevi sı- rasında kesilr' tir, Trenin harek den sonra, Coşkun Spor bisikletçileri yordu. Getirilen tifi Coşkun Spor gençleri tarafından büyük bir itina 1 slenmiş bulunu- No. 55 Onun en zayıf taraft da hemen hemen elindeydi. Erguvanı ku- Bürhan CAHIT güzel dağlı kız yalnız nişanlısı- nt değil, etrafındaki bütün er - kekleri meşgül ederek kendi ü- zerinde toplanan takdir ve alâ- kaları çürütüvermişti. Bu çizmeli, beli kayışlı, kız - dan ziyade atlet bir delikanlıya benzeyen Erguvan toyluğuna, hamlığına rağmen nasıl olup ta buna muvaffak oluyordu?... Nadya, için için döluyordu. Daha akşamdan kendisine e- lini vermemekle başlayan ha - karet, sonra sonra, lâkırdısını dinlememek, çizmesini burnuna doğru uzatmakla devam _edip gitmişti. Onun bu küstahça, hoyratça, dağlıca yaptığı hakaretlere kar- şı kurnazca, şehirlice, tecrübeli bir kadın pişkinliği ile mukabe- de etmek lâzımdı. Nadya, buna karar vermişti. | dürtmak için en kuvvetli silâh, gene onun nisanlısıydı. Şimdi beraberce kalkmışlar, parkır k,'r'!lnı doğru inerler - ken içiniçin heyecanlanan Nad- ya bu hıncını bir ân ö bilmek için plânlar hazıslıyor - du. Şahin yumuşak bir gençti. Onu bu küstah dağ kızına karşı oynatmakla salon kadmının üz- tünlüğünü, inceliğini isbat ede- bilecekti. | — Turgut, Erguvanla önde gi - | diyorlardı. Grupun parkı bıraktıklarını gören meraklı bir kalabalık on- ları daha yakından görebilmek için daha kestirme yollardan ka prya gelip yığılmışlardı. Erguvanın hayvanı kapıda bekliyordu. Onun geceyarısından sonra Atik'e döneceğini duyan More- no genc kıza sordü: — Peki ama karanlık... Yo- ha nasıl bulacaksınız? Ergüvan kamçısınm ucu ile bi — Yolum yerde deği da! Kapmın önünde Erguvan ve- da etmek için ilk önce elini Turgud'a uzattı. Patron genç kızı hürmetle selâmlarken Şa- hin'e: — Atik ailesine karışan er- kek böyle gecede nişanlısından geri kalmaz. Dedi. Şahin gülümsedi: — Zaten hayvanımı hazırlat. tım, Ben de gidiyorum. Erguvan bunun, kendisini yal- nız bırakmamak arzusundan ge- len, bir zahmet olduğunu z: e derek kaşlarını çın%: K — Onun burada daha mühim vazifeleri vardır, dedi. Atik yo- hı güneşten önce geri dönülmi. yecek kadar uzaktır. Patron başını salladı — Dönmek için değil, geceyi nişanlısının evinde geçirmek icin gelecek.. Bunu istemez mi- siniz?. Erguvan gülümsedi: — Çok naziksiniz Turgut 1 hava- ilk istazyona kadar takip etmişlerdi POLiİS Acele için öldü Dün Köprüden Kadıköyüne 10,35 postasını yapan Bağdat vapuru Ka- dıköy iskelesine yanaşırken yumur - tacı Yani isminde birisi iskeleye at- lamak istemiş ve denize düşmüştür, . dakika kadar arandıktan olarak bulunmuştur. * Beylerbeyinde Çamlıca caddesin- de 1İl numaralı fırinin alt kat duvar- ları tamir edilirken ikinci katı birden- bire çökmüştür. Yalnız fırma ekmek almağa gelen 60 yaşında Hatice is - | minde bir kadın hafifçe yaralanmıştır. * Ceylânt Bahri isminde bir motor Gerlikter gelirken Hayırsızada önle zinde boyalı bir sandala rastlamış, sandal bağlanarak İstanbula getiril « miştir. * Muradın idaresindeki - otomobil 'Tophaneden geçerken Hüseyin oğlu Kahel taralmdu hi earuğa eeemenım H miştir, Yaralı hastahaneye kaldırıla- Tak tedavisine başlanmıştır. S * İzmir limanında demirli bulunan Fransız bandıralı Stetatens mazot va- purunda infilâk vukua gelmiş ve ge- minin çarkçısı Sporedov yanarak öl - müştür. Tayfa gemiyi yanmaktan kur tarmıştır. Çarkçının cenazesi dün sa- bah limanımıza getirilmiş ve acente-, ce gömülmüştür. Hava tehlikesine Karşı * * İzmir, 15 A.A. — Hava tehlikesi- ni bilen üye yazmak İçin seçilen ku « Tul toplantılarına devam etmekte, te- cim odasından gelen defterleri ince - lemektedir. Bu iş bittikten sonra ge- nel bir toplantı yapılacak, tecimenle- timiz üye yazılacaktır. Dün bir çok yurttaşlarımız, Osman H Bankası İşyarları ve palamutçular sosyetesi hava tehlikesini bilen üyeli- e yazılmışlardır. * Elâziz, 15 A.A, — Türk hava ku- tumuna yardım için bugün Halkevin- de ilbayın başkanlığmda büyük bir toplantı yapılmıştır. Toplantıya gelen lerin hepsi hava tehlikesini bilen üye 16.6.938 —— SAĞLIK OGÜTLERİ y AAA AAA MA Deniz yosunları Nebatat âlimleri deniz yosunlarının iki bin türlüsünü gayarlar. Belki bir gün gelecek, bu iki bin türlü yosun- dan herbirinin hassası ayrı ayrı araş- tırılacak ve herbirinden'bir türlü is- tilade etmenin yolu bulunacaktır. Şimdilik deniz yosunlarının cinsle- Tİ ayırt edilmiyerek onlardac toptan istifade edilir: Çiftçiler denâ dalga- darımın kayalar üzerine getirdikleri yosunları pek makbul gübre sayar- lar. Ağaçları olmryan ülkelerde de de- niz kenarında oturan yoksul balıkçı- lar onları kurutarak kışın odün yeri- ne kullanırlar. Hekimlere gelince, denizizi suyunu, havasını ve içindeki her şeyi tetkik ederek. berbirinden hastalarına bir fayda aradıkları için denizin içini dolduran yosunları unutmaları elbet- te kabil değildi. Freundler a: la bir Alman hekimi nebatat dilinde Lomi- naria digitata denilen bir deniz yosu- nunu derin tetkik etmiş ve pratik ba- kımdan pek işe yarayacak birçok bil- giler çıkarmıştır. Bir kere deniz yosununda bir giz- li iyot olduğu meydana çıkmıştır. Hem de bu madde kalay ile iyot ara- sında, yani her iki maddenin haline geçebilecek bir şeydir. Kalay olabil- mesi hekimlik bakımından şimdilik işimize yaramazsa da, iki maden ara- sında müşterek bir madde bulunma- sı, bir gün, topraktan altın yapmak i iya ilmi meraklılarının söz- lerini doğru çıkarahilecek bir mahi- yette olduğundan felsefe bakımından gayet önemli Deniz yosununda bu gizli iyottan başka bol miktarda çelik, kireç, arse- mik, fosfor maddeleri de bulunmuştur. Bunlar da, bilirsiniz. ki, hekimlerin hastaları hesabına pek sevdikleri ilâç- lardır. Onun için hekimler deniz banyola- rında yosunları kullanmak yolunu bule muşlardır. Yosunlu deniz banyosu iştahr açar, kan deveranını kuvvet- lendirir; hazmı düzeltir, böbrekleri daha işlek yapar. Narin yapılı ,lenfatik, sinirli, hare- ketleri gevşek ve yavaş çocuklar yo- sunlu banyolardan çok fayda bulur- lar, Sıracalı çocukların da yosunlar arasında şifa buldukları görülmüştür. Yosunlu deniz banyosunu yapmak hiç te güç bir şey değildir. Denizin alçaldığı bir vakti seçerek çocuğu, ye- Yia GRSREÜZARNİZ GÖ GÜ sa yatırmak yetişir. Çocuk fazla nazik olap ta soğuk deniz banyosuna sokulmak kabil ol- mazsa, evde deniz suyunu isıtarak, denizden yosunları kopararak banyo- un içine koymak ta mümkün ölur. Deniz yosunlarının büyük fayda- sından dolayı, deniz kenarına hiç gö türülemiyecek çocuklar ve çocuk ol mayan hastalar için, yılın her mevsi- ,minde kullarılabilmek üzere, paketler içinde hazır deniz yosunu da bulmak mümkündür. Bizim Florya plâjı yapılımca orada elbette bir de yosunlu banyo yapmalç için ayrı bir yer bulunacaktır. Lokman Hekim —— İtalyada süel talimler Roma, 15 A.A. — Bu sabah Bakan dar kurulunun kabul ettiği bir kanun- la işler cumartesi günleri saat 13 te bırakılacak ye işyarlar, siyasal, kül- türel ve hele süel talimler görmek Ü- zere bu azat sâatlerinde bağlı bulun- dukları Faşist kurumlarının emri al » tında bulunacaklardır. ——— yaztlmış ve yıllık yükenlerde bulun- muşlardır. Üye yazılma işi hararetle devam ediyor. Ötekiler bekliyorlardı. Bu muhavereden bir şey an- — Sauvage ! Erguvan bunu duymuştu. lamıyan Nadya genç kızın ken- | Ateş püsküren gözleri ipekli ka- disine sadece başile bir selâm | pına sarılan bu altın kafaya di« verip atına sıçradığını görünce | kildi ve bir anda havayı yırtan iğneyi batırmak zamanı geldi- | keskin bir rüzgâr ıslığı ile Sarı ğini hissetti. Hayvanını bekli- Bal'ın pembe yüzünde Erguva- | yen Şahin'e dönerek: nın kırbacı şakladı. — Dostum, dedi. Park eğlen- Bir çığlık ve şahlanan kısrak cesi pek çabuk bitti. Bizde supe | kişnemeleri atasında kalın bir edeceğiz. Haydi. toz bulutu bu heyecan sahnesini Erguvan irkildi, başı dikildi, | bulandırdı. kuru, hakaret dolu bir sesle: Nadya bayılmıştı. — Ne yazık madam, dedi, Şa-| — Beş altı kişi onu kollarına al- hin uzun bir yolculuğa çıkıyor. | dılar. Nadya, genç kızım bu manalı | — Çokları ne olduğunu anlama- müdahalesinden büsbütün alev- | mışlardı bile. En yakındakiler lendi. Bu manalı ve istihzalı | iki kadın arasında geçen heye- darbenin cevabını vermiş olmak | canlı muhavereyi işitmişlerdi. için çapkım bir kahkaha attı: Turgut Nadya'nın savurdu- — Erkekler için geri dönül- | ğu ağır kelimeyi duymuştu. miyecek yol yoktur matmazel. | Bu kadının Basibrin'de bir Erguvan'ın kaşları çatıldı: hâdise çıkaracağını tahmin et- — Bunu erkek gibi düşünen | miyor değildi. Fakat bunun er- kadımlar söyliyebilir. kekler arasında patlıyacağını Bu ilkinden daha ağır oldu. | zannediyordu. Nadya bu pervasız, dik başir| — Atik kızt bu aristokrat tortü- kızın hamlelerinden ,yılmış gibi | sunun hakaretine hayvanma bi- yüzünü buruşturdu. İğrenir, le indirmekten çekindiği o müt- Sarr Bal gururüu yüzündeki kırbaç yarasından daha çok sız- layarak dostlarının kollarında evine getirilirken toz bulutları arasında Gökdere vadilerine doğ ru uçup giden Erguvan'ın peşini bir süvari daha takip ediyordu. Bu, ona yetişmeğe çalrşan Şas hin'di. e - Basibrin'in durgun ve biribi- rinin eşi günleri arkada kalali çok olmuştu. İşler genişledikçe küçük ka- sabanın yaşayışı da değişiyor, her kaliteden nüfus gelip yerle- şiyordu. Kasabanın Pirovani tarafın - dan çizilen yeni plânma göre kar saba doğu yoluna doğru ilerli- yecekti Talabalık artıyordu. Ve burada yakın ve eski mer- kezlerde zörülr-iyen bir yaşay1? vardı. Yarı ecnebi kokusu, yart iş hayatı ve kuruluşundaki ser” bestlik havasında hoş bir petr' kokusu eksik olmıyan bu kasü* bayı doğu — şehirlerinden ay!f” mıştı. *

Bu sayıdan diğer sayfalar: