18 Haziran 1935 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 3

18 Haziran 1935 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

bi ki bi ——— İ18.6.935 AnkerR GAPLAR MEMLEKETİN ALIŞ VERİŞİ Finlandiya ile Yeni Bir Ticaret Anlaşması Yapıldı (HUSUSİ MUHABIİRIİMİZ BILDIRİYOR)| » Temmuüzun birinden itibaren tatbik edilmek üzere, Finlandi- ya ile hükümetimiz arasında yeni bir ticaret anlaşması yapıl- mıstır. Bu anlaşmaya göre, pamuk iplikleri, demir, hırdavatçılık eşya- Sı, ziraat âletleri ve daha bir çok eşya memleketimize serbestce sokulabilecek, bir kısım eşya da yanlarında yazılı kontenjanlarla memleketimize girebilecektir. Kontenjana tâbi sında 1500 ton gazete kâğıdı, 250 ton matbaa kâğıdı, 500 ton mu kavva, 150 ton pamuklu mensucat vardır. Finlandiyadan memleketimize gelecek eşya dövizleri bu an- laşma hükümleri dairesinde serbestçe ödenecektir. Buna mukahil Türk malları Finlandiyaya hiç bir tahdidata tâbi tutulmaksızın Berbesçe girebilecektir.Anlaşma, onaylanmak üzere Bakanlar kuruluna verilmiştir. Hava Tehiikesine Karşı (Baş tarafı 1 incide) Bundan böyle, vaizler halka tayyareye yardımın müânasını daha açık anlatmağa çalışacak- lardır. Pazar günü, Rum orto - dokslarının yortularına rastla - dığı için kiliselerde Rum patrik hanesinin Rumları tayyare ia - Nesine teşvik eden tebliği okun- Müştür. Hava kurumunun bayanlar kolu, perşembe günü saat 16 da tekrar bir toplantıya çağrılmış- tır. Bu toplantıda miting prog- Tamına ait hazırlıklar görüşü - lecek, müsaade için vilâyete mü *racaata karar verilecektir , Bütün Esnaf cemiyetleri Bugün toplanıyorlar ., Bütün esnaf cemiyetlerinin i- dare heyetleri bugün - İstanbul tecim ve endüstri odası salonun Yapacaklardır. Bu toplantıda, esnafın ve es- teşekküllerinin hava küru - Muna yapacakları yardım gayet €eniş bir tarzda görüşülecektir. * l esnafları, imkân nisbe- tinde iki veya üç tayyare alarak hava kurumuna yardımda bu - lanmak kararındadırlar. , Mersin, 17 (Husüsi muhabi- Timiz bildiriyor) — Hava tehli- kesini bilen üyeliğe yazılanların Sayısı 200 ü geçmiştir. Taahhüt '€dilen para miktarı da 11 bin li- Tadan fazladır. Halkın bu işe verdiği önem Sok ilgi uyandırıyor. Finansal durumları iyi olm- Yanlar bile imkân nisbetinde yardıma çalışıyorlar. Muhtaç ir vaziyette olan Mercan ile arısı hava küurumuna - bir beşi irlik vererek teberrüde bulun- Muslardır. Kurum kendilerine Ve gösterdikleri alâkaya bilhas- Ba teşekkür etmiştir. * İzmir, 17. A.A. — Hava aşığıma dügülenen maç lara dün de devam edildi. Karı- #ık ve zevksiz geçen Altınordu- Buca takımlarının doksan daki- ilik oyunu 5—5 berabere bit- Tişti. Ön beşer dakika iki dev- Te uzatılan bu oyunda Altınor- du iki sayı daha yaparak Buca- Yl_bgıe karşı yedi sayı ile yen- :'llgır. Vıâtin geç olmasından ü y — Göztepe maçı oynan- TMamıştır. N ğ ü Yeni üyeler i Hava küurümuna yeniden üye Azılanlar şunlardır: abri İbiş, Maksudiye handa Pinisyoncu 100 lira teberrü, âsil ve Yorgi Neapolistaki Ar Vütköyünde un tüccarı 20 lira a üt, Mina Apostolidi Ar - # Sütköyünde oduncu 20 lira vu"'hhüt. Nakiye Dinçer, Arna- N, öyünde Fırancalacı sokak aS S, zoî!u:k ığıhlıü:, Anadolü im Tü igorta Şirketi, .5]%0 lira teberrü, İttihadı Milli> rk Sigorta Şirketi 250 lira te _h'"“. Şark Kontuvarı Türk Ankara, 17 maddeler ara- Limitet şirketi 100 lira taahhüt. Eskişeh r iki uçak alacak Eskişehir, 17 (A.A. )— Bu - gün burada hava tehlikesi için büyük bir gösteriş yapılmış ve bu gösterişe on binden fazla ! yurttaş gelmiştir. Toplantıda şehir üzerinde ünlü uçmanlar u- uşlar yapmışlar, Atatürkün, | îımet İnönünün söylevlerinden | bazı parçaları halkın üstüne serpmişlerdir. Toplantı çok he - yecanlı olmuş, Tü wva kal - kınmasının büyük!l ü uyaşııl_ı bir kafa ile anlıyan E;kiıehı_r)ı- ler üyelik için yarışa girişmiş - lerdir, Eskişehir işyarları en büyüğünden en küçüğüne kaçla_r hepsi de aylıklarının yüzde iki- sini ve bir çok mağaza ve kurum y bir günlük gelirle- rini hava kurumuna bıraktıkları | | gibi tehlikeyi bilen ve yardımcı üyelerin sayısı da gittikçe art- maktadır. Bu gidişle Eskişehir halkmın iki uçak alması bekle- nebilir. Gösterişte birçok aytaç- lar heyecanlı söylevler vermiş - lerdir, Bu gece de gösterişlere devam edilecektir. Bafrada mitinğ Bafra, 17 A.A. — Hava ku - rumunun bugünkü toplantı: da verilen karar üzerine ö Müzdeki perşembe günü bütün köylerde bir miting yapılacak Ve tehlikeye yardımı ulusal bir borç olduğunu anlatan söylev - ler verilecek, üye yazılması hız- landırtlacaktır. Akşam sinema- da güzel ve türkçe sözlü bir film gösterilecek ve bunun ge - lirinin yüzde 75 i kuruma vefi- lecektir. — 1500 işçi öldü Telgraf haberleri, bir kaç gün önce Almanyada büyük bir infi- İâk olduğunu haber vermişler - di. İngiliz gazetelerinin yazdı - ğına göre, infilâk - biri silâh ve | mühimmat fabrikasında olmuş- tür. Fabrika Wittenberg kasa- basına yakın Reisdorf'tadır. Fabrikada üç bin işci . vardı. Tahmin edildiğine göre bin beş yüz kadar işçi hayatını kaybet- miştir. Fabrikada Almanya için silâh imal edilmekte idi, ——— Şeker fabrikaları genel direktörlüğü Ankara, 17 A.A. — Memle- ketimizde dört şeker fabrikası - nım birlesmesile ve 22 milyon lira sermaye ile kurulan Türk şeker endüstrisi genel direktör- lüğüne Eskişehir ve Turhal şe- ker fabrikalarının kuruluş ve yönetgesinde (idaresinde) bü - Yük başarmaları görülen bu fab rikaların direktörü kimya mü - Ankara Postası : Parti Genel Sekreteri, Hak Bakanı Ankara stadında Beşiktaş - Ankara takımlarının maçmnı seyrediyorlar — İki takım bir arada — Ankaradaki'zi- yaretler “i yapan Bursalı yurddaşlar Parti binası önünde.. Emniyet müdürü Vali oluyor Ankara, 17 (Hususi muhabi- rimizin tel f u FgBak e-:: emniyet müdürleri, kaymakam- lar ve mektupçular hakkında ta yin listeleri hazırlamıştır. Lis - teler pek yakında tatbik edile - cektir. İstanbul Emniyet Müdürü Fehmi bu listelere göre, terfian bir valiliğe tayin olunmaktadır. Adliyede tayinter Ankara, 17 (Hususı muhabi- Timizin telefonu) — Temyiz mahkemesi azalığına Tüze ba- kanlığı eski müsteşarı Ferit, Ad liye başmüfettişliğine Van Asli- ye mahkemesi reisi Remzi, ü çüncü sınıf Adliye müfettişliği- ne Zonguldak asliye mahkeme- si reisi kâzım tayin edilmişler - dir. Posla ve telgrafta yeni tayinler Ankara, 17 (Hususi muhabi- rimizin telefonu) — Posta, Tel- graf ve telefon genel direktör - lüğü posta işleri direktörlüğüne Bursa posta ve telgraf baş di - rektörü Naci, genel direktörlük telgraf isleri direktörlüğüne ve- kâlette bulunan Necati, Bursa posta ve telgraf baş direktör - lüğüne. vekâlet emrinde bulu- nan eski posta direktörlerinden Yusuf tayin edilmişlerdir. Şeker kanunu Ankara, 17 (Hususi muhabi- rimizin telefonu) — Şekeri u- cuzlatan kanunun metni bu sa- bah Resmi gazetede çıktı. Ankarada sıcaklar Ankara, 17 (Muhabirimizin telefonu) — Burada havalar çok scak gidiyor. Hararet de- recesi gölgede 28 .— 32 arasın- dadır. Ankaradan ge'enler Ankara, 17 (Muhabirimizin telgrafıi) — Macar elçisi ve mu- hafaza genel komutanı Seyfi bu hendisi Kâzım Taşkent atan - mıştır. (tayin edilmiştir.) lılı:şıı-ıılu' trenle İstanbula gitti- ler. KRONİK insanlar Zenginledikçe... Bugünlerde gazeteler yine buğ day fiyatından srk sık bahsedi- yorlar. İstanbulda fırından ya- hut bakkaldan aldığımız ekme- ğin parası daha yükselmediyse de, gazetelerin dediklerine gö- re, ekmeklik buğdayın parası altı kuruş on beş paraya çıkmış. Bir un satıcısı bugünkü fiyatın nomal olmadığını, ekmeğin nar hını da yükseltmeğe lüzüm ol- maıyacağını söylemiş ama, öteki taraftan fırıncılar zararda ol- duklarını söyliyerek ekmeğin on bir kuruşa çıkarılmasını is- tiyorlarmış. Ekmek parası yükselse de, yükselmese de bu haberler İs- tanbulda aile babalarının yürek lerini oynatıyor. Çünkü İstan - bul ahalisi gıdasınm temelini hâlâ ekmekte arıyor. — Bu hal İstanbulda medeniyet halinin başka ülkelerdeki kadar ilerlememiş olduğunu göstere - cek bir sey değildir. Buğday tanesini ekerek ço - ğaltmak, ondan un çıkarmak daha sonra ekmek yapmak va- kıâ insanların ilk medeniyetle- rinde pek büyük bir ilerleme ol- muştu. İlk buğday ekimi izleri eski Mısırda bulunduğu için ta- rih kitapları eski zamanın en i- lerlemiş memleketi Mısır oldu ğunu gösterirler. Fakat bu zamanda medeni - yet ilerledikçe insanların yedik- leri ekmek miktarı azalır. Köy- lüler şehirlilerden daha az ek - mek yedikleri için sehirlilerden daha az medenniyetli sayıldık- labı gibi, uluslar arasında da halkın yediği ekmeğin miktarı medeniyetin derecesine bir âlâ- | met vayılır.,, Yakın zamanlara gelinceye kadar Avrupa ulusları arasın - da en çok ekmek yiyen Fransız- lar oldukları için başka uluslar bir Fransızla alay etmek iste » dikleri vakit günde ne kadar ekmek yediğini sorarlardı. Fran sızlar da bu al: karşılık, ken- dileri yedikleri ekmeğin çok Sitabuki ” Fransada — tutulan pek yeni istatistikler orada ye- filen ekmeğin de gittikçe azal- dığını gösteriyor. Pariste iki ünlü hekim, Roe- land ile Richet 1930 ve 1933 yıl ları arasında Parislilerin yedik- leri yemekleri hesaplamışlar ve Otuz yıl önce yine ünlü iki he- kimin, Gautier ile şimdiki Ri- chet'nin babasının buldukları hesaplarla karşılaştırmışlar. Parisliler otuz yıl önce gün - de 420 gram yerken şimdi 320 gram yiyorlarmış. Bu da yüzde 24 eksik demektir. Fakat bun- dan dolayt Parislilerin daha az beslendikleri — sanılmamalıdır. Ekmekten azalttıkları gıdaları hI sütle,tcreyağından, zeytinya- ğından ve et yağından çıkarı - yorlarmış. Parislilerin otuz yıl öncekine nisbetle şimdi içtikle- ri süt yüzde 88, yedikleri yağ i- se yüzde elli derecesinde art - Bir taraftan yenilen ekmeğin azalmasıı diğer taraftan yenilen yağ ile sütlin artması Fransada otuz yıl içinde medeniyetin iler- lediğini gösteriyor. Çünkü otuz yıldanberi süt daha iyi ve daha temiz olarak elde ediliyor, daha muntazam ve daha ucuz olarak naklediliyor. Yüz yıl önce Pa- riste su katılmamış bir bardak süt bulmak mümkün değilken şimdi süt halis ve mühürlü şişe- ler içinde dağılıyor. Bütün bu iyiliklerin neticesi olarak bir şehir tifo hastalığın- dan, barsak — hastalıklarından kürtülüyor ve o şehirdeki insan- larm vasati ömrü yüz yıl önce- kine göre tam bir kat artıyor! Paris halkının yediği ekme - ği azaltmasının sebebi meydan- da: insan zenginledikce daha lezzetli yemek ister, Süt, tere- yağı, zeytinyağı ise elbette ek - mekten daha lezzetli şeylerdir. Fakat insan daha lezzetli ye- mekle bedeninin yemek ihtiya- cını arttıramaz. Paris halkı otuz yıldanberi südü, tereyağını, zey tinyağını daha temiz ve daha u- cuz bulmuş, onlara rağbetini art tırmış. Şu kadar ki gerek ek - mekten ,gerek başka ü güylerlerdi.. —a den her gün aldığı kalori sayısı hiç değişmemiş. Otuz yıl önce 3100 kalori olduğu gtbi şimdi de yine o kadarmış. Ancak sütten, tereyağından ve zeytinyağdan aldığı kalori sayısını ekmeğin - den azaltmış. » Ya, et yemekleri, diyeceksi- niz, Parisliler et yemiyorlar mı? Yiyorlar, yiyorlar ama, eti pek arttıramıyorlar, Pariste de bir çok sebeplerden dolayı et, İstanbulda olduğu gibi, lül:s eş- yadan sayılıyor. Hele son yıllar da et daha ziyade pahalılaşmış. Onun için Parislilerin şinedi ye- dikleri et otuz yıl öncekine gö- re bir parça daha azalmış bile. Buna karşılık, Fransanın Pa- risten başka yerlerinde, köyle- re varıncaya kadar, yenilen etin miktarı pek ziyade artmış. Elli yıl önce bir kasap bir kaç köyü birden idare edebilirken, şimdi her köyde bir, iki bile, kasap bu lunuyormuş. Şimdi Fransıztarın aile yemek bütçelerinde et para sı bütçenin yarısını buluyorınuş. Ekmek parasma gelince, eskiden aile bütçesinde yemek parasınm dörtte biri olduğu hal de, simdi onda birinden daha az mış, Sözün kısası, Fransızlar çok ekmek yiyen bir ulus iken, zen- ginlikleri arttıkça ekmeği azal- tarak onun yerine et ve yağ yi- yorlar. Ekmek aile bütçesinin yemek faslında onda birden da- ha az olunca, orada buğday fi - yatının çıkıp inmesi aile baba - larının yüreklerini oynatmıyor. Darısı İstanbulluların başı - na! G. A. .. .. ., * Cünün iki . Meselesi (Baş tarafı 1 incide) Diğer taraftan buğday piya- durgun bir vaziyete girmiş- tir. Dün Bandırma ve Karabiga limanlarından 411 ton sert buğ- day, 15 ton da yumuşak buğday | gelmiştir. Borsada satılan 24 ton Mersin malı buğday 4 kuruş iki buçuk paradan, 30 ton Ban- dırma malı sert buğday 5 kuruş iki buçuk paradan ve 45 ton Sı- vas malı yumuşak buğday da 6 kuruş 10 paradan muamele gör- müştür. Ziraat bankası henüz buğday satışlarına girmemiştir. Şeker fiyatı indi Şeker fiyatlarını ucuzlatan kantın dün sabahki Resmi ga- zetede neşredilmiş ve dünden i- tibaren tatbik edilmeğe başlan- mıştır. Toöz şekerin kilosu top- tan 25, perakende 26 kurus 10 paradır. Kesme şeker de toptan 28, perakende 29,30 kuruştur, Şeker dün bu fiyatlarla satıl. mağa başlanmıştır. Belediye es nafm ihtikâr yapmaması için dün sabahtan itibaren her taraf- ta kontrollar yaptırmıştır. Yalnız ortaya yeni bir vazi - yet çıkmıştır. Çünkü bir çok yer lerde esnaf nakliye ücretinin fazlalığını ileri sürerek 10 para veya 20 para fazlaya satılması lâzımgeldiğini öne sürmüşler - dir. Belediye bu noktayı ehem- miyetle tetkike başlamışdır. Şeker şirketleri dün sabah te- cimenlere yeni fiyatlar üzerin - | den satıs yapmışlar, evvelce gi- eri angajmanları yerine getirmişlerdir. Dün İstanbul pi yasasına ve Anadoluya 10,666 sandık, 5700 çuval şeker gönde rilmiştir. Piyasada şeker azal - dığı için yeni fiyatlara göre dün yapılan ilk satışlar çok hararet- Ni geçmiştir. Şehrimizde ihtiyacı karsıla - yacak kadar bol şeker bulundu- ğu için hiç bir suretle ihtikâra ve seker buhranına meydan ve- rilmemistir. Öğrendiğimize göre bugün, Eskişehirden ve Alpulludan ye- niden mühim miktarda şeker gelecektir. Sekerin ucuzlaması, halkr se- vindirmiştir. Dün bakkalarda, i- ki üç günlük satışlar birden ya- pıilmış, bir çokları iki defa mal almak mecburiyetinde kalmış - yemekler. | lardır, DOSTLUK İSTEMİYORUM Eskiden, güvenilen şeyler a- rasında dostluklar vardı. Gün geçtikçe bunların kıymeti düş- tü. Hattâ zarar vermiye kadar vardı. Tıpkı bir güzel balık gi- bi. Taze iken tadından yenmez. Bayatlayınca zehir olur. Benim dostluklarım da bu- gün böyle. Eskiden bir dosttan ne beklenebilirdi? Sıkışık za - manda yardım. Lüzumu olduğu zaman lehde şahitlik.. Bugün bunların ikisine de ar- tık yer kalmadı. Çünkü: Zamanın — sıkışık olmadığı kerteler pek seyrek... Hattâ hü- kümetler bile sıkıntılı durum - lara girerken insanların sıkmtıya — düşmemesine im - kân yok. Herkes birbirinden sı- kışık. Onun için birbirine yar « dım edemiyor. Edemeyince yare dım istiyen dost size güceni - yor. Sanıyor ki elinizden bir şey gelirken yapmıyorsunuz... Bu bir zarar. Lehde şahitlik etmeye gelin- ce; şimdiki moda,insanlar hak- kında kimseye bir şey sorma- dan karihadan kanaat beslemek tir, Siz birinin istediğiniz kadar lehinde söyleyiniz. Karşınızda - kinin kanaatini zor değiştirirsi. niz. Daha fenası sözleri liyen adam, içinden: “ bir çıkarı var da onun için böy- le görüşüyor,, der ve sizden şüp he eder. Hele lehinde şahadet ettiğiniz adamı sevmiyorsa sizi de onun yanma atar... Bu da bir zarar, Dahası var... Bir dostunuzda alacağınız var, — Adam, yabancı değildir... diye size borcunu vermez. Dost olduğunuz bir yerin resmi da » vetlerinde sizi çağırmazlar: — Yabaneı mı 0?, derler, Alış veriş işlerinde de yaban- €t ile tam tertip muamele yapan lar dostlarile lâübali bulunuyor- lar. — Adam o aldırmaz. Yaban- »cı değildir, diye, Bir yerde bir para toplanır,dost tan fazla alırlar. Bir yerde para dağılır, dosta az verirler... Bir yerde tenkihat yapılır, dosttan fazla keserler... Neden? ünkü © yabancı değildir. Dosttur. Ben bu dostluktan zarar gö- rüyorum. Herkesin de benim gi bi olduğuna hiç şüphem yok. B. FELEK Lilian Gish Şehrimizde Dün şehrimize bir - vakitler çok mesşhur olan ve sinema me- raklılarımızdan çoğunun pek iyi tanıdığı iki sihema artisti gel - miştir. Bunlar Lilian Gish ve Dorothy Gish'tir. Bu iki hemşi- re sesli film çıktıktan sonra si- nemayı bırakmışlardır. -Şimdi sahne artistliği yapmaktadır « lar. İki kız kardeş Balkanlarda bir otomobil seyahatine çıkmış- lar ve Atinaya varmışlardı. Ev- velki gün Pireden Pilsna vapu- runa binen yolcular arasında i- - diler. Vapur, dün Reşilköy feneri önünde karaya oturduğu için, onlar da diğer yolcularla bera - ber şehrimize cıkmışlardır. Kuraklık Korku veriyor Bayburt, 17 (Hususi muha- birimizin telgrafı) — Bir kaç gündenberi burada havalar so « ğük gidiyor. Bir taraftan yağ - mursuzluk, diğer taraftan so0 - ğuklar köylüyü çok düşündür - mektedir. Soğuktan bağ ve bahçe mah- :u_! nün bir kısmı donmuştur. Güz ekinlerinin üşemesinden korkulmaktadır. Kuraklık bir çok mahsulü sarartmıstır. Şim- diye kıâ;ıi' görülmemiş olan bu gayri t vaziyet herkesi kor-

Bu sayıdan diğer sayfalar: