10 Mecliste Dünk ü TAN Müzakereler Hatipler Cenuptan Gelen Ankara, 7 (Tan muhabirinden) — Dahiliye Vekili B. Şükrü Kayanın ce — nup hudutlarımızım âsayişi hakkında — verdiği izahat çok şiddetli ve uzun |— tasvip alkışlarile karşılandıktan son -— ra birçok mebuslar söz aldılar. |— MAZHAR MÜFİT DİYOR Kİ: Önce B. Mazhar Müfit (Denizli) kürsüye gelerek dedi ki: — Arkadaşlar, muhterem vekilin — mufassal izahatından anlıyoruz ki, — yakınlarda Diyarbekide husule gelen | hâdisenin tekerrürünü men j için çok sıkı tedbirler alınmıştır. Fa kat bu hâdisenin vukuundan evvel '*Türkiye hudutlarını tecavüz etmek —igin çeteler hazırlandığını, silâhlar / dağıtıldığmı gazeteler uzun uzadıya yazmışken ve bu çetelerin hazırlan - Mmakta olduğu malüm iken elbette bu |— hâdiseden evvel de tedbir almak lâ - — zimgelirdi ve alındığına da şüphe |— yoktur. Hâdisenin vukuundan evvel - tedbir alınmış ise iki vatandaşm şe - |hit düşmesi, 700 - 800 kişinin soyul- - Masl vazifedar olanların ifayi vazife /— de müsamahaları, teseyyüpleri kayıt- sızlıklarını açıkça isbat ediyor. Bina - enaleyh hükümetin alacağı tedbirler a /| rasında en müessir bir tedbir de, zan |nederim ki, ibreti müessire olmak ü- /|zere vazifesini sulistimal edenlerin tecziyeleri olmalıdır. (Bravo sesle - Szi) MÜSAMAHAYA KARŞI -— Arkadaşlar, kanun, nizam, talimat, usul, tedbir... Fakat bunlar ne kadar —mükemmel olursa olsun, bunu icra edecek ellerde müsamaha bulunduk - gı. ve bu eller kayıtsız kaldıkça bu £ “ve mükemmel kanundan ve t n hiçbir fayda beklenemez. h Kimler silâh dağıttı? Muhter a vekil, 935 - 936 senelerinde de hudu /—dun haricinde çetelerin hazırlandığı »nı, silâhlar tevzi edildiğini ve hudut- n geçirmek istendiği hakkmda ma Tlümattar olduklarını beyan buyurdu lar. Bunları kim hazırlıyor? Arkadaşlar, bu silâhları dağıtan timdir? Memleketimize bunları sev- keden kimdir? -Bizim gere kiç ve gerek dış siya- Betimizde bir prensibimiz vardır: A- k ve samimi olmak ve hakikati ol- «duğu gibi söylemek.. . | DOST PERDESİ ALTINDAKİ g FRANSA Açık söylüyorum, bunları ha- yan bunları teslih eden dost desi altında hareket eden nsadır. (Bravo sesleri). Ara- görüyoruz. Blum kabinesi- nin bizimle dostluğa temaylüm ar, Her fırsatta bu dostluk - te- ayülü gösteriyorlar. Fakat bu maskesi altında hadudun en karşısında yapılmakta o- lan ihzarat, verilmekte olan si- âhlar, teşvikler, paralar, bunun ukla nasıl kabili telif — ola- gına ben hayret ederim. ı nilebilir ki, müstemleke memur arının bulundukları yerlerde çok ge ,. îşa.hei menfaatleri vardır. Onlar yor. Nasıl olur? Koskoca Blum abi inesi kendi memurlarının bü gi- bi ahval ve harekâtından haberdar midir? Binaenaleyh bunun mü- bibi Fransa ve onun peyki olan riyelilerdir. at arkadaşlar, takdir buyurur- 4 ki, bizim hududumuza tecavüz rle memleketimizin refah ve saa - etini izrar edecek, vatandaşların ra : bozacak, bilhassa Hataylılara kanını akıtacak zalimane hare- e karşı asla susamayız, (Bravo apı atın KEŞKE MERT BİR — DÜŞMAN OLSA!.. e mi?.. Arkadaşlar, biz onu sadan, Suriyeden daha iyi bili - “Rabat hi narda arkasıtflı kara- Dün Mecliste söz alan Halil Menteş tenezzül etmeyiz. Biz hareketlerimi - zi cihanm gözü önünde apaçık yapa- rız. Ben anlıyorum ki, birçok pro - tokollar ve hudut mukaveleleri ya - pılmıştır. Fakat buna mukabil birçok tecavüzler ve menfi hareketler görül müştür. Muhterem vekilin söylediği gibi Türk kanı dökmeyiz, artık mas- ke altında dostluk oyunlarına gele- meyiz. Sabır ve tahammülün de bir derecesi vardır. Bu derece artık aş - mıştır. KAT'İ TEDBİR! Hükümetten rica edelim, cezri ve kat'i hareket için adım atsınlar.. Bi- zim, hükümete tam bir itimadımız vardır. Bu itimadın kanaatile söylü- yorum ki, hükümet, artık yazmak ve çizmekle pontıkaymış. yok bilmem | gir, beynelmilel münasebetlere halel iras edermiş filân demesin. Bundan sonra hükümet, cezri ted. bir almalı, kat'i harekete geçme. lidir ve Hatayda ne bir Türkün zul- me uğramasına ve ne de bir Türk kanımm dökülmesine huduttaki mk . daşlarımızın rahatsız edilmesine ve kanlarının dökülmesine meydan ver. memek için yapılacak şey, kat'i şe- kilde hareket —etmektir. — (Bravo sesleri), Arkadaşlar, sözüme nihayet vere- ceğim. Bu çeteleri hazırlıyanlara, teş vik edenlere ve onlara para verenlere milletimin müvacehesinde söylüyo - rum, perde altında, dost maskesi al- tımda böyle Zgılbgışlık yapacağı- nıza karşımıza mert düşman gibi Çı- kınız. Türk mertlikten hazeder. (Bravo sesleri, alkışlar). RESMİ MÜESSESELERİN ELEMANLARI B. Müfitten sonra B. Refik İnce (Manisa) söz aldı. Cümhuriyetin ye- ni nesilde âsayişsizlik hakkında hiç bir fikir vermiyecek kadar sükün ve emniyet kurduğuna işaret ettikten sonra umumi kanaatle alay eden bu hâdisenin çok fena tesir yaptığmı ve bunun alelâde bir vaka telâkki edile miyeceğini söyliyerek dedi ki: “— Dahiliye Vekilinin beyanatın - dan anlıyacağımız şu oluyor. Bizim hududun cenubunda hakikaten bizim le meşgul olan sivil namı altında, fâ- kat resmi müesseselerin elemanı un- surlar vardır. Bu anasır, ya hbizim kovduklarımız, ya bizim tutarsak öl düreceğimiz, yahut bize evvelce hi- yanet etmiş olanların teşkil ettikleri bir kafilei şenaat, ve yahut tıpkı bu gün olduğu gibi ecnebi bir devletin &i yaset vasıtası olan Suriyelilerdir. ACIYORUM ONLARA! Suriyelilere acıdığımı bir defa da. ha huzurunuzda ifade etmekle te. essür duyuyorum. Kendi akıllarının ve mantıklarının çerçevesini tanzim edenler, dün bizden ayrılan bir za- vallı millet ki, bugün . akılsızlıklarile büyük bir devletin kör aleti olarak emellerini tecelli ettirmek istiyor. lar, Çok zannederim ki bu körlükle. ri kendilerinin hayatına mal ola- caktır.,, b 800 kilometre uzunluğundaki bir hudut üzerinde çapulçuluk yapan bir met karşısında bulunduğumuzu söy- liyen Refik İnce, sözlerine şöyle de - vam etti: “— Arkadaşlar, öyle bir devirde bulunuyoruz ki, mücrim denilenlerin siyasi kısımlarını devletler müteka - bilen affetmek usulünü şimdiye ka- dar yapmışlarken, Suriyelilerin hüu- süle getirdikleri bütün feci vaziyetle ri beynelmilel hâdisatı hukukiyeden saymak istiyorlar. Nitekim, dahiliye Vekilinin dediği gbi, eğer beynelmlel bir cürmümeşhut mahkemesi olsay - dı, bu eşkiyanın heyeti mecmuası - nın bu mahkeme huzurunda mah- küm olacaklarına dair ellerimizde de üller vardır. HAKİKİ KATİLLER Bu eşkiyayı ve hırsızları ıiyaâî mücrim olarak tanımak, bence haki- ki katilleri muhafaza etmek doğru- dan doğruya medeniyetle hiçbir alâ- kası olmıyan bir harekettir. (Bravo sesleri). Beyanatın içerisinde çok ta vakkuf edilmesi lâzımgelen ve doğru- dan doğruya Fransız kanaati siyasi - yesinin Türkiye hakkındaki tecellisi 2din bir delili olmak üzere söylenen bir fıkra vardır. (Siyasi teşebbüslerimiz — müsbet sarşılanmamıştır.) O halde menfi kar şılanmıştır. Bütün eşkiyalar hakkın- da Türkiye şikâyet ediyor. Manda zabıta ve memurlarının bunlar hak- kında tedbir almadığmı, iğmazlarını delillerle ve vesikalarla gösteriyor. Buna karşı Fransa hükümeti, Maz - har Müfidin dediği gibi iki yüzlülük yaparak bize müsbet cevap vermiyor. O halde menfi cevap karşısındayız. Bunun mânası da bize karsı yapılan |bu hareketlerin yine devam edeceği- İKİ YÜZLÜ SİYASET Zahiren ve filen tecelli eden bu iki yüzlü siyasete milli Türkiye, millici ve davalarında açık siyaseti olan Tür kiye, asla muvafakat edemez. (Bravo sesleri) Arkadaşlar, öyle — anlaşılıyor ki, Fransa, hariçte haksız olarak tuüttu Bu davayı siyaset noktasından kaza namayınca elindeki cahil anasırı bize hasım olan unsurları aleyhimize kul- lanmak suretile eski devrin politika- sını yapmak istiyor. Yani kaleyi için den yıkmak istiyor. Bunun bir mâna sı vardır: Fransa, kalemizin dışından kuvvetli olduğuna kani olmuş ta için den zâfa uğratmak istiyor. Fakat, yi ne o Fransa, şunu bilmelidir ki, hariç ve dahilimiz yekdiğerinden farklı ol- mıyacak kadar kuvvetlidir. ÖNCE KENDİ İSYANLARININ ÖNÜNE GEÇSİN! Yalnız onlara tavsiye ederiz ki, 6 Şubat hâdisesile, Klişy hâdisesile her gün kendi memleketinde, kendi sahasında çıkan binlerce isyanların önüne geçsin ve kendi dahilini kuv vetlendirsin. Kendi dahilindeki hal - kım önüne geçsin, yoksa kuvvetli o - lan ve asla tezelzüle uğramıyan bir memleketin dahilinden istifade et - mek i ğını göster Bina- enaleyh arkadaşlar, bütün bu kanaat lerimizin en iyisini, en vecizini ve en lâzımlısını söyliyen hükümet, ve he- Dimize ve hükümete en doğru yolu gösteren Atatürk olduğuna göre, biz bundan evvelki davalarda olduğu gi bi, bu davada da en ufak bir vakfal tereddüt göstermeksizin — itimatla, emniyetle ve kemali kuyvetle onlara bağlı olduğumuzu ve milletin dahi bu bağlılıkta müşterek bulunduğunu v- bizimle beraber olduğunu ifade etmeyi vicdani ve vatani borçlarımı zın en büyüğü tanımakla sözlerime nihayet veriyorum. (Bravo sesleri ve alkışlar) AÇIK KONUŞMAK SİYASETİMİZ Bay Refik İnceden sonra, Ziya Gev her Etili söz aldı. Hükümetin beya - natmı büyük bir haz içinde dinledi Şini söyliyerek bizim açık konuşmak yolundaki esas umdemizi hiçbir za - man değiştirmediğimizi, dahiliye ve- kilimizin beyanatının bu açıklığın gü zel bir ifadesi ve politikamızın bariz bir nümunesi olduğunu söyliyerek uözleriııe şöyle devam etti: AAT he sulinaFlala na £ - Havdutluğa Karsı Kat'i Tecbirler istediler İlyas Sami rede oluyor, öyle bir sahada ki, daha dünkü neticenin kahramanları içi - Mizde yaşıyor ve daha dün ki, bu mü cadele dünyasının müntazam kuvvet lerile bir milletin sadece ruhu arasın da oldu. Biz, onlarla karşı karşıya gel diğimiz zaman, daha henüz teşekkül &tmek üzereydi. BİR AVUÇ KUVVETİMİZ KARŞISINDA Onlar çok kuvvetli ve birçok harp lerden galip çıkmış, çok 'pratik gör - Müş, askerlerini karşımıza koymuş- lardı. Ne oldu arkadaşlar? Bu mücadelenin neticesi ne oldu? Onlar bizim bir avuç küvetimiz kar şısında dağıldılar. Dost elini uzattı - lar. O günler, unutulmıyan hatıralar Pdir: Ne gülünç şey... Bizi tekrar bu sahalarda mücadeleye sevkediyor - Bti Türkün asla, çete harbi yapmıya- cağını, arkadan vurmıyacağını, an - cak açık almla mücadele edeceğini söyliyen Bay Btili, bizim Suriyeyi ve Suriyelileri çok iyi tanıdığımıza işa - Yet ederek sözlerini şöyle bitirdi: “— Eğer Fransa hükümeti veya onlarm peyki Olan Suriyeliler, bu ha- lin önüne geçmezler ve normal hali iade etmezlerse bize düşecek vazife, ne şekavete eşkavetle karşı durmak tır, ne de entrikaya entrika ile muka beledir. Açıkça, bu şak'lerin peşine düşüp, bunların yuvasma girip beslend'gi yerde hududun öte ta. rafında, bu yılanı yuvasında imha etmektir. (Bravo sesleri). Huzur ve süküna, hattâ orada dök tüğü kanlarla hak kazanmış olan bu millet, şimal, şark ve garp hududu kadar âsayiş ve inzibatı ve sulhü bu- rada da temin edecektir. Eğer icap ederse bunu yapacağız. Orduda göndeririz. Ve hain yuvaları imha ederiz. Bundan başka yapacak hiçbir şey yoktur. Ve bunu bu mil - let her an yapabilir. (Bravo sesleri) TÜRKİYENİN DOSTLUĞU Sonra söz alan B. Halil Menteş, Atatürkün emsalsiz prestiji altında Türkiyede teesslis etmiş olan emniyet istikrarlı nizama kargı tevcih edilen bir hareket karşısında bilhassa bu hareket haricten geldiği takdirde çok hassas ve kıskanç olmanın pek tabif olduğunu işaret ederek Fransa. nın Büyük Harp sonunda elde etti . ği vaziyeti Mmuhafaza için aramakta bulunduğu iİstinat noktalarmı izah etmiş ve Boğazlardaki durumu itiba. rile Fransanın içinde kalacağı her . hangi bir ihtilâtta Tünkiyenin dost. luğuna nekadar ihtiyacı olacağmını kaydeylemiştir. Doktor B ,Mazhar, kendisinden önce söz almış olan hatiplerin hâdi. genin müsebbiplerini açıkça ifade etmiş bulunduklarmı işaret ederek Süuriye hudutları çizildikten sonra mandater hükümetin bu hudut imti. dadınca takip etmiş olduğu iskân si. yasetile istihdaf etmiş olduğu mak. sadı anlatmış ve bu suretle oralara yerleştirilmiş bulunan yabancı un. surlarm uzaklaştırılması lâzımgeldi. ğini söylemiştir. Hatin FHransanm Türkivenin Anet Suriye İsyanı Şimdi Havrana Sirayet elti (Başı 1 incide) Hatay arazisine gelmekten sarfına- zar etmişlerdir. Bu aşiretler Irak hu- duduna doğru ilerlemektedirler. Müh cem ve Nevvaf aşiretlerinin birdenbi- re yürürken istikametlerini değiştir- melerinin sebebi vatanilerin sözlerine kimsenin inanmaması ve bu politika- cıların Arapların itimadını tamamen kaybetmiş olmalarıdır. Sancak halkını tethiş için Emir Zeytebu, Hâmis, Şeyh İlyas aşiretle- rinin âmik mıntakasına sevki için te- şebbüslerde bulunulmaktadır. Man - da zabitlerinin bir oyuncağı halini almış olan vatani memur ve politika cıları bu son çareyi de tecrübe etmek emelindedirler. Maamafih şimdiki halde bu işin propagandası birinci derecede tethiş vasıtası sayılmakta - dır. Nitekim Kırıkhan istihbarat za - biti, Gâvurdağı ve Amik köyleri muh tarlarmı topluyarak aşiret akınları ihtimalinden bahsetmiş ve demiştir ki: “— İcap ederse, lüzum görülürse hükümet aşiretlerin Sancağa gelme- sine müsaade edecektir.,, İstihbarat zabiti bu sozılerıyle aşi- tetlerin Sancağa birtakım maksatla sevkedileceğini anlatmıştır. Muhtar- ları bu beyanattan sonrâ tekrar ka- bul eden istihbarat zabiti Türk da - vası aleyhinde aklına geleni söyle - miş ve mühtarların bunları köylüle- re anlatmalarını ve bu sözleri hare - ket düsturu saymalarını emretmiş - tir. Elektrik Şirke- tile müzakere (Başı 1 incide) zeltilmesi, mukavele ve şartnameler hilâfımna halktan alınmış olduğu te. beyyün edecek fazla paranım derhal ret veiadesi gibi tâli işlere inhisar etmektedir. Murahhas aza Mösyö Speclal, prensipleri üzerinde mutabık kalıman bu meseleler hakkında 10 gün sonra mufassal tekliflerini vermek Üüzere Ankaradan ayrılmış ve bu suretle müzakereye fasıla verilmiştir. luğunu kazanmaktaki kıymeti takdir ederek bu suretle hareket edeceği ü- midini izhar ederek sözlerini bitir - miştir. İlyas Sami Muş ve Fuat ta, Cenup hudutlarındaki hâdiselerin tevlit ede bileceği akislere işaret eylemişlerdir. DAHİLİYE BEKİLİMİZ TEKRAR KÜRSÜDE Hatiplerin beyanatlarını müteakip tekrar kürsüye gelen iç işleri bakanı ve parti genel sekreteri Şükrü Kaya şunları söylemiştir “— Arkadaşlar, sayın hatiplerin Cenup hududundaki vukuat üzerinde gösterdikleri hassasiyet gayet tabil- dir. Ayni hassasiyet memleket efkârı umumiyesinde de vardır. Hükümetinizin de bu hassasiyetle müvazi olarak tedbir almasını da tabi İ, zaruri ve mantiki bulursunuz. Biz de bu hassasiyete müvazi olarak ted - birlerimizi almış ve bunların anahat larmı B. M. M.ine ve onun vasıta- siyle büyük millete arzetmiş bulunu- yoruz. Süriyede mandater devletin hükümet merkezindeki esas politika YNT UPKi ye, HbemÜiyi mü nasebet poli tkasını kıymetsiz bırakacak bir zihniyette ol duğunu henüiz tahmin etmiyoruz. Bu sebeple Hatay davası ameli noktai nazardan yarıda iken ve yeni hudut hâdiseleri sebebiyle iki devlet ara- sında henüz muhabere cereyan eder - ken menfi teşhislere iştirak etmek istemiyoruz. Suriyede koyu bir Türk düşmanlığı propagandası yapıldığını ben de beyanatımda zikretmiştim. An cak bu propagandaya karşı şimdiye kadar soğuk kanlılıkla ve kendimizi Şîıîrlklu kaptırmıyarak hareket et- Arkadaşlar, son söz olmak üze. re arzetmek İsterim ki, Türklerin huzür ve hukukuna ve memleke tin hududunu mahfuz bulundur mak için Türk milleti Büyük Mi let Meclisine ve onun İtimat ettiği hükümete verdiği kudreti en mü. E&sir bir surette kı kimsenin şüphesi — olmamalıdır. « Bravo sesleri, alkışlar . bunu hu- zurunuzda tekrar hir defa daha 8-4-931 Son Nefesini Geçiren 0-»f Bir Sistem sesinden çıkan ve bu çok geri, büy*” şehri imara hizmet edebilecek OW milyonların hiçbir hizmet ve kül* mukabili olmıyarak harice aktı$ acı bir surette farkettik. Aldatılan den hiç eksik olamıyan rahatsız!& duyduk. Baymdırlık Bakanlığı bu işi esâ$” bir surette ele alınca İstanbulun |V ayındırlık Bakanlığının B messilleri haftalarca, hati aylarca İstanbulda sessiz, sadasız Ç neticesinde şirketin ha.lktan türlü isimlerle fuzuli paralar çektiği anlaşıldı. Fakat iş bu kadarla da madı. Bütün şebekenin mukavele h" ricinde bir manzara hâsıl ettıgı. tap' siyonun mukaveleye uygun olmadığlı yer altı hattı kurulacak yerde 'lı.ııV’İ hat kurulduğu, şebekenin inkişafmâ sarfedilmesi icap eden paraların hâ” rice kaçırılması yüzünden bütün şebt” kenin fazla hamuleli, zararlı, tehli" keli bir hâale geldiği tesbit edildi. A nkarada müzakereler devam & tiği bir sırada bu bahislerin tf ferruatına daha fazla girmek istemt” yiz. Yalnız şurasını söyliyebiliriz ki, İstanbul halkı ve bütün memleket halkr netice hakkında müsterih ol& | bilirler. Kanun ve hak dairesindef ayrılmamak şartile, bu işi memleket” tin emellerine muvafık bir surettö halletmek imkânları eldedir. < Eski, köhne iş sisteminin buenıdîa izinin pek yakında maziye gömüldü" ğünü göreceğiz. Memleket hesabınâ | ve milli izzeti nefis hesabma büyük bir rahatlık ve ferah duyacağız. Ahmet Emin YALMAN ROM“'A N (Başı 6 ıncıda) daima çatık, daima süküti duran Yaşka, yaşayış tarzı itibarile de arkadaşlarından ayırt edilmez ol- muştu. Onlar gibi votka içiyor, onlar gibi umumi evlere gidiyor, onlar gibi kumar ve yazı mı turâ mı oynıyor ve bütün bunlar için de durmadan çalışıyor, çalışıyor, çalışıyordu... imdi “temiz çocuk” Yaşk& otuz yaşındadır. Hayati harf kasaları başında geçmekten ziyade meyhane tezgâhlarında ge- çiyor, İşçiler ve patronlar arasın- da serhoş, hırsız, ve kaçık diye fe-» na bir şöhreti var. Görenler ken« disini elli yaşında zannederler. Üs- tü başı param parça ve kir içinde- dir. Gözleri iri, renksiz, ve bitmiş bir haldedir. ' Fakat birgün meyhanede bana bu hikâyeyi anlattığı zaman gözle. ri parlaktı ve harikulâde bir ateşa le yanıyorlardı. Hikâyesini bitir- dikten sonra sustu ve şunları ilâ- ve etti: — Hayatımda geçirdiğim yegâ ne iyi günler onlardı.. Kısa idi on- lar.. Evet, işte serhoş oldum. Onu hatırlamak çok tatlı.. Ben onu ha- tırlamağı seviyorum. Belki... O ol- masaydı hayatım daha iyi olacak tı. Halbuki iânet olsun. Onun yü- zünü şeytanlar görsün... Ne tür- lü yaşasan — gene öleceksin!.. Şu halde — hepsi bir. Fakat o0 mev- cut olduğuna göre hatırlanacak bir şey de var demektir. açık olarak ifadesini cihan sulhü için de bir yardım telâkki ederim. (Bravo sesleri alkışlar). Bu izahattan sonra ruznameye <e- cilmis ve ruznamede bulunan Türki ye Ziraat Bankası kanunu ile umum! mahkemeler ve karar hâkimleri ve müstantiklerle umumi ve hususi kaza selâhiyetini haiz makamlar arasında- ki ihtilâfın halline ait kanun lâyiha- ları adliye encümeninin talebi üzerine mezkür encümene verilmiştir. Kamutay Cuma günü toplanacak « tin