8 Nisan 1937 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 7

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

“T2SUST " FLARLA KARTALLAR YUVASINDA TAYYARECİLİKTE BİR. ATLATMA SAKASI Hıvı merkezlerimiz arasın- da çok tatlı bir meslek Te- kabeti var. Bu .rekabetten hiç bir Taman hakiki bir sporcu ruhu ek - Bi kolmaz, Zaten bir tarafın vardı- İyi ve muvaffakıyetli netice, :m"nleket hesabıma bir kazanç ol- Üğü içir Her” merkez — diğerinin Muvaffakıyetletfine sevinir, bu. hunla iftihar eder, fakat daha İyi. Bini yapmıya çalışır. /-Bu tehlikeli meslek zaten tam bir centilmenlik ruhu yaratmıştır. zamanında biribiriyle âtü- Şen tayyareciler bile karşı tarafta. ki meslekdaş hakkında hürmet ve Bevgi gösterirler. Meselâ esir bir düşman tayyarecisinin, hayatta Olduğu hakkında annesine yazdığı bir mektubu düşman saflarma at. Mak için türlü türlü tehlikeleri ve külfetleri göze alırlar. Düşürdüğü Ve öldürdüğü düşman tayyarecisi- hin üzerine hakiki bir teessürle kronlar atan tayyarecilere çok de. fa tesadüf edilmiştir. Şu hikâyeyi dinleyin. Tayyareci. lerimizde ne kadar yaman bir spor- €uluk ruhu ve arkadaşlık sevgisi bulunduğunu açık bir surette gös. terir, Her meslekte y YA MA S ofrada komutan anlatıyor « du: — Gazetecilikte atlatma denilen bir şey vak, Bir gazeteci diğerini &tlatınca dünyayı kazanmış kadar Bevinir. Fakat atlatma yalnız gaze- teciliğe mahsus değildir. Mesleği. hi seven her türlü meslek sahipleri A&rasında buna tesadüf edilebilir. ele tayyarecilikte buna bayılırız. Bakmız, size bir atlatma hâdise. Bi anlatayım: — 1931 senesinde idi. Şimdi benim bulunduğum merkezdeki a- lay bir Türkiye turu tertip etmişti. Tayyarelerle memleketin sahil ve hudutları üzerinden bir baştan di. Ber bir başa kadar uçacaktı. Bir Müddettenberi bu turne için hazır. landığmı biliyorduk. Bana bir fikir geldi: Bu arkadaş- ları atlatmak... Hiç bir tarafla nışmadan bir sabah beş tayyare © Türkiye turuna çıktım. Anka. Taya bir telgraf çekerek tura çık. bildirdim. Fakat kendim- Ce su hesabı yaptım: “Telgraf An. &raya varıncıya kadar biz Edir. Deyi buluruz. İşe bir defa giriştik- sonra ses çıkarmazlar..,, Yola çıktıktan bir, iki saat son. Ta esaslr bir surette bir Türkiye füru hazırlıyan merkeze varmış Yazan: Ahmet Emin YALMAN '—'_l Tavvarede makineli tüfek başında bulunuyorduk. Sırrımızı elbette arkadaşlara söylemedik. Bizim bir emir üzerine İstanbula gittiğimizi sandılar ve bize her kolaylığı gösterdiler. Ken. dilerini atlatmakla meşgul olduğu- muz hiç hatırlarına gelmedi, »Devam ediniz!,, er taraftan Ankaraya tel. H graflar çekiyor ve turun program dairesinde ilerilediğini söylüyorduk. İzmirde bir telgraf bulduk: “Teşebbüsünüzün ilk kısmında. ki muvaffakıyet Mmemnuniyetle karşılanmıştır. Devam ediniz.., Hareketimizin tasvip görmesi ü- zerine içimiz açıldı. Kalbimiz müs. terih olarak yola devam ettik. Fa. kat bundan sonra aksilikler baş- ladı. Bir defa Konya civarında dal. ga geçtim. Kendimi program ha. ricinde olarak Antalyada buldum. — Tayyarecilikte dalga geçmek ne demektir? — Dalganm türlü türlüsü olur. Yorgunluktan uyuklar gibi olmak, yol şaşırmak, arkadaşlarla muha- bereye ve şakalaşmıya dalmak... Tayyare, hiç dalgaya gelmez. Sü. rat çok olduğu için, en ufak dalga yolunuzda;ı çok uzak düşmek de. mektir. Velhasıl kendimizi Antal - yada bulduk. Turun program dai. Tesinde ve sahili takip ederek de. vam ettiğine dair telgrafımızı çek- tik, Bundan sonra, içimizde, motörü gözden geçirmek ihtiyaciyle yolda kalanlarımız oldu. Adanaya vardı. ğim gün, arkadaşlardan ikisi ek. sikti, Fakat arkadaşlarımın bece- rikli insanlar olduğuna ve mutlâka yetişip, vaktinde yola devam ede. bileceğimize güveniyordum. Anka. raya telgrafımı çektim: “Yarm sabah yedide Adanadan hareket ederek tam kafile halinde uçuşlarımıza devam ediyoruz.., Şaka rkadaşlara , emniyetimde haksız çıkmadım. Ertesi sabah saat yedide beş tayyaremiz havalanmış bulunuyordu. Elhasıl turu tam muvaffakıyet- le bitirerek diğer alaydaki arka - daşları atlattık. Ankaradan teb - rik telgrafları aldık. İşin hoş ve tatlı tarafı şudur ki, tur için hazırlıklar yapmış olan ar- kadaşlar, kendilerine yaptığımız azizliği güzel bir şaka diye karşı. ladılar ve kendilerini atlatmaktaki muvaffakıyetimizden dolayı biİzİ candan tebri kettiler. Asıl turu ha- zırlıyan alayı büyük Türkiye turu- nu bundan dört sene sonra Yaptı. Kendileriyle karşılaştığımız zaman da bize karşı en küçük bir dargm_"!* göstermediler. Atlama hâdisesini kendileri yapmış kadar memnüni. yet gösterdiler. Şakalaştık ve gü- lüştük.,, Centilmen ruh omutan bu hikâyeyi anla“- tırken, bizim mesleği d_lf- şündüm. Atlatmayı böyle centii- mence bir ruhla karşılıyan, meslek sevgisiyle işe sarılıp bunün acISInI yine mukabil bir atlatma ile çıkar- mak istiyen gazeteciler çok âZâl- dı. Gazeteciliğe has olan güzel, te- miz meslek bağı çok gevşedi. Spor. cu zevkile biribirinin muvaffakı. yetini tebrik edip, çarpışmıya dı?- vam eden ideal gazetecilerin YeTi. ne, biribirine çelme atan, durup dururken çirkin bir şekilde çatan gazetecilere tesadüf ediyoruz. Sporculuğumuz da öyle... Şu çekememezlikler, benlik - iddiaları sporun hakiki ruhunu bOİUYOTı Hele bilfiil spor yapmıyan spor. cular,, arasında... Havacılar, yukarıda anlattığı- mız bir atlama hâdisesi karşısında biribirini candan tebrik ediyorlar. Bir teşebbüs için uzun uzadıya hazırlıklar yapmış olan tıfn—f. ar. kadaşlarının atlatma şeklinde, te şebbüsü ellerinden almalarını hoş bir şaka diye karşılıyor... Tayyarecilerimiz arasındaki bu güzel arkadaşça ruh ıporu.ı_nuu da, diğer mesleklerimize de örnek lmalıdır. SAA YA kmal Emua YALMAN renin söylediği gü lemel Atılırken.. | Tarihi Karabükte Durmuşla Canlı Bir Konuşma Yaptım Karabük: 4-4-937 Başbakanla giden arkadaşımızdan: Karabükteki temel atma merasimi Türk - İngiliz dostluğunun müstesna bir tezahürü oldu. Başbakanımızdan sonra İngilterenin Türkiye nezdindeki Büyük Elçisi Ekselâns Mr. Perey Lo- zel nutukta ve Mr, Brasserd'in söz - lerinde tebarüz et tirilen bu yakmlı- ğın güzel örnekle- rini ve canlı misal- lerini tesbit ettim. Nutuklardan ve temel atma merasi minden sonra köy- lüler misafirlere o- yunlarını göster - mek istediler. Bir yanda Türk köy « lüsünün, mevkiini hâlâ kaybetmemiş olan babadan kal- ma muziği, davul ve zurna çalıyor, ortada işlemeli fistanları, sırmalı po- tufları, yemenilerile köylüler oynu- yorlardı. Bir çadırm altında bunları seyreden Başbakan ve diğer davetli- ler 'çok memnün oldular, Sir Percy Laren oynıyanlara hayran hayran bakıyor, davul, zurnayı zevkle seyre- diyor ve dinliyordu. BRASSERD'İN “TAN,A SÖYLEDİKLERİ İngilterenin en büyük firmaların- dan birini kurmuş, şimdiye kadar dünyanın bir çok yerlerinde büyük Müesseseler vücude getirmiş, bugün de Türk ağır sanayii fabrikalarımın inşaatını taahhüt etmiş olan Mr. Brasserd de çadırm bir köşesinde İk- tısat Vekâleti müsteşarı Bay Faik Kurdoğlu ile birlikte bu coşkun teza- hürü seyrediyordu, Tarihi bir günde, Türk endüstri tarihine adı geçecek olan bu iş ada- mmın ihtisaslarını öğrenmek benim için zevkli ve o nisbette faydalı ola- caktı. Kendisinden rica ettim: z 'I'İırihî bir gün yaşıyoruz, de- duq. ŞUYÜR Başbakanımız, Ekselâns Elçmız ve siz sözlerinizle, bu halk küt la_:sş de hareketlerile bugünü tesbit et- f._ıîıız. Sizin bu dakikada intıbalarınızı Öğrenmek istiyorum. Bay Brasserd, çok memnun oldu ve bana şunları söyledi: |— , Bütün bu kalabalık huzurunda, şirketimin almış olduğu bu vazife do- layısile fevkalâde memnun bulun- maktayım. Türkiye hükümeti bu işi şirketime bir teveccüh eseri olarak vermiştir. Biz de bu teveccühe teşekkür etmiş olmak için Türk ağır sanayi endüstri- sinin bu en büyük âbidesini gayet mo dern ve organize bir şekilde vücude getireceğiz.,, Bunları söyledikten sonra da, mey- danda oynıyan ve şenlik yapan köylü- leri göstererek, devam etti: “— Ben, dedi, Türkiyenin bu eski ve milli oyunların görmekle çok bah-, tiyar oluyorum. Bugünün, bu dakika- nın hatıralarını ölünciye kadar unuta- TARİHİ KARABÜK Karabükün, bugün çalışmıya başla- yan yeni telgrafhanesinin önünden meydanı seyrediyorum. İki yanda yüksek Düşünkaya ve Gavşak dağları, ortada geniş, sevimli, Üstte: Başvekil Kayseri müzesinden çıkarken, Altta: Kayseri kombi ” | bl.f tetkik ve müstait bir vadi... Fabrikalar bu vadinin bağrında ve dağın eteğinden akan çaym kenarında kurulacaktır. Halk kalabalığının uzaktan görü- nüşü insanda gururla ve heyecanla karışık bambaşka bir ihsas yaratıyor. Henüz alfabenin üzerinde emekliyen küçük yavrularm ellerinde ay yıldız- li Türk bayrakları dolaşıyor. Geniş omuzlu, aydın kafalı sporcular, ekip- ler halinde tâ uzaklardan seçiliyor - lar, baştaki arkadaşları, elinde bir Türk bayrağı tutuyor. Küçük, büyük, kadın erkek farkı bu istikbali parlak vadinin içinde ve Başvekilimiz İnönü iki gün içinde endüstri hayatımızın lcanlı.lığım dünyaya — göste- ren işler yaptı. Karabük, Kayseri ve Ereğliyi gezdi. kerceeneeecerecuLeRALARE bir milli hissin hamurile erimiş gibi« dir. Bütün gözler. Başvekilin — güzel yüzüne çevrili; ve bütün gönüllerde o- nun uğurlu elinin biraz sonra kazı « lan temele dökeceği bir avuç çimenm- tonun mânası canlanıyor. Fakat iş. tisnasız hepsinin hareketinde ve ha- Jinde seçilen bir mâna var, o da “çok büyük,, insanlarm, kendi karışmaları, bir vatandaş gibi hal hatır sormaları, dertleşmelerinin aralarma kendilerinden — farksız verdiği — emsalsiz sevinç ve iftihar hissidir. DURMUŞ KONUŞUYOR: Karabükün muhtarı, köyün ken- disinden sonra en akıllı sayılan Dur- muşunu tanıyor: ve Durmuş anlati « yor: — Oğlum, okuyor. Kendisi fabrika nm mühendisi olmak niyetindedir. Ben İstanbulu ve İstanbuldaki fabri- kaları iyi bildiğim için mühendisliğin kıymetini de anlarım. Ne dersiniz, bu fabrika- Ayvansaraydaki tel fabrika- sından büyük mü olacak? Siyah ve yayvan bir şapkanın altm- da kim bilir kaç senedenberi resmi günlerde giyile giyile resmiyetten e- ser kalmıyan bozma İstanbullinli muhtar, daha geniş malümatlıdır. — Hangi tel fabrikasından bahse- diyorsun, Durmuş, diyor, bu fabrika Kayseri kombinasından da büyük O« lacakmış, gökleri tutacak, diyorlar.. Kemal Zeki Kayseri Fabrikasının Faaliyeti Artıyor 25 Milyon Kayseri, (TAN) — Kayseri bez fabrikasının, işlemiye başlamasından beri geçmiş olan kısa zaman zarfın - âa ne kadar inkişaf göstermiş oldu - ğunu anlamak için geçen 1936 yılın- daki çalışma neticelerini rakamlarla gözden geçirmek kâfidir. 1936, Kayseri bez fabrikasını pi - yasa ile karşılaştığı ilk sene olduğu için, siparişten ziyade stok Üzerine çalışılmış ve satışlar da stok üzerin- den yapılmıştır. Fabrika bu sene zar fında 3.786.333 kilo pamuk satın al - mış ve bundan 2.979.481 kilosunu iş lemiştir. Fabrikanın iplik imalâtı 2.716.389 kiloya —ve bez imalâtı 18.353.576 metreye varmıştır. Fabri- ka, piyasada karşılaştığı büyük rağ- bet dolayısile, faaliyet senesini, mev- cut stoklarını tamamile tüketmiş bir vaziyette bitirmiştir. Devlete —yapılan satışlarım T yi geçmemesi, Kayseri fabrikası - nın yalnız piyasa için çalıştığını ve piyasa tarafından tutulduğunu sarih bir surette gösterir. Yo Kayseri fabrikası mamulâtına gösterilen rağbet Kayseri bezlerini küçük bir kârla köylere kadar götüren ve satan Ana dolu tüccarları sayesinde, köylümüz, bu fabrika mamullerinin gerek fiat ve gerek kalitece, iç ve dış benzerle - rinden çok üstün olduğunu anlamış ve bir sene gibi, endüstri hayatı için ehemmiyetsiz bir zaman parçası için Metre Bez de Kayseri fabrikasının markası her tarafta tanılan ve aranılan bir markâ haline gelmiştir. Ham pamuk ihtiya- cını en müsait zamanlarda satın ala rak stok eden fabrika, piyasada pa- muk fiatlarının istikrarsızlığından kendi mamullerinin müteessir olma « masını temin etmiş ve bezlerini her zaman ayni sabit fiatla satmak Usü lünü ittihaz etmiştir. Bu seneki faaliyet 1936 senesi zarfında mahsulün bol ve fiatlr olması eski yıllara nisbetle köylünün alrm kabiliyetini arttırdıği için, fabrikanm piyasada sürüm im: kânları daima artmaktadır. Fabrikâ, edindiği tecrübelere istinaden, geçen seneki 18 milyon metrelik istihsalin! 1937 de 25 milyon metreye çıkara : cak bir programla çalışmaktadır Şimdiden bütün imalâtını karşılıya | cak siparişlerle karşılaşmış olmas fabrikanın ne kadar memnuniyet ve rici bir faaliyet devresi içinde oldu ğuna açık bir delildir. İzmitte Çocuk Bayramına Hazırlık İzmit, (TAN) — Çocuk Esirgem Kurumu, 23 Nisan Çocuk Bayran için hazırlıklara başlamış ve bir pre ram çizmiştir. Bayramda gürbüz ç cuk müsabakası, çocuk balosu, mül! mere verilecek, sinema gösterilece! tir. Ayrıca fakir çocuklara elbise * hediyeler de verilecektir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: