8 Nisan 1937 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 6

8 Nisan 1937 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Anadolu Klübü Güreşçileri | Ankarada İstanbulun en eski ve verimli klüp | lerinden Anadolu klübü güreşçileri yarın Muhafızgücü, Ankaragücü ve Demirspor takımlariyle karşılaşmak Üzere Ankaraya gideceklerdir. Resmi güreşi harekete getirmek| ındaki ataleti karşısında bu kı klübümüzün £ fasliyete geç. şayanı takdir görürüz. Ka- rilerimize şurayı hatırlatalım ki Tür kiyede amatör güreşin yerleşmesine çalışmış olan bir iki mahdut müesse- | | Uç günlük hikâv | tmekdar Anauolu kulübü- nün çalışkan güreşçileri demli mesini İman ALO e e e 69 Kiloda Rahmi izmirlileri hakemler mi yendirdiler? İzmirde çıkan günlük gazeteler Ankara ve Istanbul maçlarmı idare eden dört hakemin ta- rafgir kararları ile İzmir klüpleri re yenildiklerin kaydediyorlar. İzmir futboleiilerinin Ankara ve Istanbul maçlarmı in haksız ye İdare etmiş olan dört hakem hakkında çıkan yazıla- rın ve iddialarm h asmı hakem » lerin isimleri altında naklediyoruz Alâeddin için ne diyorlar: Gençlerbirliği - Doğanspor maçın da yaptan gollerin beşi. ofsayttır. Takımmız büyük bir haksızlık ve tarafkirlikle karmlaştı. Yoksa Anka rada çok iyi bir derece alacaktık. Sait Salâhaddin için ne diyorlar: Pazar günkü İstanbu ve Ankara maçlarının peti- eelerini yazdıktan sonra büyük pun- tularla (Yukardaki neticeler “bita -| raf” hakemlerin mahsulüdür!) De - mekte Sait Selâhaddinin fazla koşa - maadığını iler! sürerek &alenin için - deh çevrilen golu saymadığını WAVE etmektedir. Şazl Tezcan İçin ne diyorlar: Üçok Taksim stadmda Fenerabah çe İle karşılaştı, ve maalesef hakem Şazi Tezcanm haksız karaları ile 1-0 mağlüp oldu. Yirminci ada Adil Pikrete hi fif bir favul yaptı. Hakem hemen z& verdi, Kâleye 25 metre yakım veri | len cezayı Fikret çekti ve Bülent e kaleye attı, Bir akmımızda Fener midafileri kaleye giden topa elleriyle vurdular, hakem penaltı vermedi. İzmir göz gö- re göre mağlüp edilmiştir. Nihat hakkımda me diyorlar: Üçok Şeref sahasında Beşiktaş ile | karşılaştı. Bu oyunun hakemi Nihat | daha onuncu dakikada en iyi oyuncu: | müz Basrinin #nkatlanmasına göz| yumdu. Kale direğinin köşesine çar- | pıp müdafaamız tarafından kurtarı - lan topu anlayamadığımız bir sebep - ten gol saydı. 1 - 1 berabere olan ço- cuklarımıza bu olmıyan gol verilince İakım tabiatiyle bozuldu. Sanki bu ye | tişmiyormuş gibi çekilen şüte arslan gibi göğsünü geren Zehir Alinin bu bereketine bir de penaltı verdi. Netice | İşte, hakemler için yazılanları sü-| tunlarımıza geçirdik, Bu işin tekdi - rini maçları gören seyircilere birakı- yoru Yalnız bu haftaki Topspor mecmuasında Üçok idarecilerinin İ: tanbul maçları ve hakemleri hakkın - daki kanaatleri ile İzmir gazeteleri - | pin yazıları taban tabana zrt olduğu- Du da ilâve etmek borcumuzdur. Adapazarı Stadı Geri mi Kalıyor ? Adapazarı, (TAN) — Parti mer- kezi, senelerdenberi birçok imkân. sızlıklar içinde Türkiye futbol bi. rinciliklerinde vilâyeti temsil eden Adapazarma da güzel bir stadyom yapılmasını kararlaştırmıştır. Vilâyet bu sene bütçesinde yal- nız İzmit stadı için tahsisst koy. muş, Adapazarına para ayırmıya İmkân bulamamış, Adapazarınm bu işteki ihtiyacını yakından gö. ren Dü: cazi, Adapazarına bu İş İçin merkezden yardımı karar. İaştırmın ve buna bir tahsisat ayır. gibi, Türk Spor Kurumu da Wir defz olarak Adapasarı klüple. © Maçlar i ve Radyo Ankaradan birkaç mektup aldım. Bizim sütunlarda biraz bahsetmemi rica eden o- yucuların hatırlarını kıramaz. dım, Mektubun bir kısmını aşağı. ya aliyorum imzalr bir Geçen hafta milli nm başlangıcında küme maçları. radyonun maç ları nakletmiyeceğini bildiğimiz halde yine ümitle bekledik, bir ne tice çıkmadı. Bundan sonraki maçların evvel. den radyoda verilmesini rica eden bir dilek gönderdik. Gazetede de niz minnettar oluruz. Bunu sizin doğru sporeuluğunuz- dah bekleriz. Dünya Üçüncüsü Mersinli Ahmet Sıkıntı İçinde Mersinden gelen bazı haberlerde serbest güreş 79 kilo dünya üçün cüsü Mersinli Ahmeğin, Dinarlı Mehmet pehlivanla güreşeceği bil dirilmekteydi. Son gelen ta Mersin, gazef okuduğumuza göre Mersinli medin bir profesyonelle güreşme- sine razı olmıyan Türk Spor Ku. rumu umumi merkezi, Güreş Fe. derasyonunun müracaati Üzerine “Bir amatör eşçi olan Mersinli Ahmeğin profesyonel güreşçilerle müsabakaya girdiği takdirde hiç bir klübe alımmıyacağını,, vilâyete telgrafla bildirmiştir. Bu telgrafı vilâyet mmtaka ri- yasetine havale etmiş, fakat iş bir müsbet neticeye bağlanmamıştır. Gazete bu haberi m. israk şü satırları Ü “Surasını bilhassa kaydedelim girmesi Türkiye güreseili hakikaten bir ziyadır. Fakat Ah. met olimpiyatlarda Türk bayrağı. nı seref direğine çektirdikten ann. ra unutulmuş ve esasen çok fakir olan silesinin kulubesine terkedil. mistir. Yarm şayet bu giireşlere girer. se şüphesiz kendisi de derin bir acı duvacaktır. Fakat ne yapsın fakirlik!” ——— rine nakdi yardımda bulurmuş- , yeni stad için yer is. tmlâli hazırlıklarma başlamış. tw. © Mili #eden biri de Anadolu klübüdür. Solda 66 Kiloda Kaptan Mahmut, Sağda 61 Kilola Ragıpa 87 Kiloda Ali Milli küme Maçları T.S. K. Istanbul Bölgesi a janlığından: Bu hafta yapılacak milli küme maçları: 1 — Birinci maç 10, 4, 987 cumartesi günü saat 16 da Taksim stadında Ankaragücü Güneş takımları arasında ya pılacaktır, Maçın hakemi Sait Salâhaddin, yan hakemleri Fe ridun Kılıç ve Tahsin Özsöz- dür, 2 — İkinci maç 11, 4, 937 pazar günü saat 16 da Şeref stadında Ankaragücü - Be- siktaş arasında yapılacaktır. Bu maçm da hakemi Nihat Bekilik ve yan hakemleri de Mutmmer ve Samim Taludur Bafrada Spor Bafra (Tan) — Bafrada spor ça. Iışmaları çok hararetlidir. Mevsi. spor teması geçen hafta n Karadenizgücü ile Bafra Gençlerbirliği arasında yapılmış ve güzel geçen, futbol maçı Kerade- nizgücünün galibiyetiyle neticelen. miştir. Dünkü pazar günü de Turhaldan gelen Turhal şeker fabrikası fut- bolcuları ile Bafraspor klübü fut. bolcuları arasında bir maç yapıl. mış ve 1 - 1 beraberlikle neticelen miştir, nr — Ya niz kimsiniz” Siz buraya sık gık mı geleceksiniz?. Hergün mü? Siz nerede çalışıyorsunuz?.. Siz musahhih misiniz?. Yoksa di- kişçi mişiniz?. Yahut da doğrudan doğruya Hanım efendi misiniz?. Sizin gözleriniz bak ne güzel!. Büyük büyük. Kardeşiniz hasta ol duğu müddetçe siz hep lecek misiniz?. Ah. Ke hastalığı uzun sürse, — Benim zava Zum, O - “temiz çocuk” Yaşka, yi- ne ağlamağa başladı. Ka dın ne güzel konuşuyordu. Çocuk hem ağlıyor, hem de parmaklarile burnunu siliyordu. Kadm. çiçek ve bahar kokan mendilile küçücük burnunu sildi. Yaşka, göz yazla- rile beraber ağrılarının da akıp gittiğini hissidiyor, mendil koku- sunu teneffüs ederken kuvvet ve aağiıe tamsemim vü, yordu. Sonra, kadm, çocuğu göz- Jerinden, düdaklarmdan, yanakla- rmdan, alnmdan öptü, Bütün bun- lar Yaşkaya bir rüya gibi gelm Esasen o bu dokuz günü rüya iç de imiş gibi geçirdi. Kadn dokuz defa gelmiş, Yaşka, bütün bu müd det içinde ruhunu tatlı bir heye- canla Ürperten, bu zamana kadar hiç bilmediği bir takım hislerle yaşamıştı. Kadm çocuğun yanma her gelişinde, onu öpmek suretile selâm verir, sonra kardeşinin yanı na gider, Yaşkayı da görebilecek surette kardeşinin ayak ucuna otu rurdu. Yaşka kaşlarmı çatar, dik- katle kadının hareketlerini takip eder, kârdeşile olan konuşmasmı dinler, kendisine baktığı da onu gözlerile yanma Çi Yaşkanm bu uzun ve karanlık ada ma karşi içinde yanan kıskânclık hisleri, onu her hatı getirdik. çe, canlanırdı. Yaşka, bu kardeşin bir an evvel ölmesini is- tiyondu. O zaman kadm Yalnız kendisine, yalnız Yaşkaya gelecek- ti, Ve her defasında, bu kardeş, derin bir inilti ile göğsünü tu ğu zaman Yaşka: — Acaba ölüyor mu?.. Diye ür- perirdi. F akat o, bir türlü ölmüyor. du. Yaşka bu işe çok Üzü- lüyordu. Hayatında ilk defa olarak hissesine böyle bir b düşmüştü. Bunu da bu * rık., —içinden komşusuna böyle derdi— le mi paylaşacaktı?.. Ka- dım, hemen hemen daima kardesi- nin yatağında oturur ve nadiren —o da kısa bir zaman için— Yaş- kaya yanasırdı. Yaşka kadmın &- linden tutar, yalvararak haris gözlerle ona bakar ve hiç sesini çikarmaksızın, onu kuvvetle ken- dine doğru çekerdi. Kadın çacık elini Yaşkanm parmaklarm- dan kurtarır, yine oraya, karşlesi- nin yanma giderdi. Kadınm kar- deşi, Yaşka ile şimdiye kadar bir kelime olsun konuşmamıştı. Esa- sen kadınla da az konuşurdu. Ka- dım, her defasmda oradan ayrılır- ken Yaşka kadınm kardeşine çi- kışmak ârzusile yanardı, Kalbini bu şeyler kemirir, gözlerinde acı gözyasları titresirdi. Yaşka, haya- #mm bu dokur gününde cok isti. bebek çocu- gereeresee YAZAN: $ ; Maksim Gorki ; i ÇEVİREN : ; i OB.TOK raplı ve çok bahtiyar anlar yaşadı. Bir sabah Yaşka uyandığı za man “kuru sirk” ıbir teskerenin içine koyarlarken gördü. Oradaki üs! ıcıya sordu: — Onu nereya götürüyorlar? Sana ne?, Merak etme sen daha oraya gitmezsin!.. Yakmda seni evine gönderirler. Sen burada Yaşka, yalvaran ........ aşka, her türlü hareketten mahrum, âdeta kırılmış gibi duran bu solgun, bu beyaz, etlere bakarken biraz korktu. Yaş- ka, daha dün gece, onun iniltileri- ni, öksürüklerini .kımıldanışlarmı duymuştu. Kısa bir zaman Sönra bu korkunun yerine bir sevinç ka- im oldu. Artık “o” yalnız ona, Yaşkaya gelecekti. Gözlerini kapa» yarak onu beklemeğe başladı. Yaş- ka, yataktan kalkarak koltukta değneklerinin yardımile odada do- laşabiliyordu. Fakat yatmağı ter- cih etti. Şimdi o gelecek ve her de fasmda yaptığı gibi Yaşkayı öpe- cek, fakat artık oraya, kardeşinin yanma oturmıyacaktı. Artık o, kadmın kardeşi, yoktu. Bunu dü- şündükçe Yaşkayı yakıcı bir se- vinç. kaplıyordu. Sonra bu se, vinç sessiz ve tatlı bir huzura te beddül ediyordu. Şimdi 0. hep o- nunla, Yaşka ile, oturacaktı. Onun burade, Yaşkadan mâda, kimsesi yoktu. Fakât o gelmedi.. Yaşka bu acı hakikati; o“ Kardeşini gömüyor!.. Düşün. cesile kendi kendine izah etti. — Gömdükten sonra gelir, Porta kal, çay, kitap getirir.. Sonra be- nimle.. Uzun.. Uzun konuşur. O, ne ertesi gün, ne de Üçüncü gün bir daha gelmedi, Kadınm kardeşinin ölümünden sonra has- tanede geçen bu iki hafta içinde Yaşka onu bir daha hiç görmedi. Yö: hastaneden çıktıktan sonra büyük bir israrla “o Bu şehrin içinde uzun müddet ara- dı, O, oradan, merdümgirizlik, ses- sizce bir kabuğuna çekiliş ve “onu” bulmak zaruretini tanıyan bir fikirle geri döndü. Pazar gin- lerile diğer çalışmadığı günlerde, şehirde temiz halkın bulunabilece- ği yerleri dolaşır “onu” arar ve bir türlü bulamazdı. “Ona” benzi» yen çoktu. Ve bütün bunlar “ona” ve elemli hayatım geçici rüyası- na ait derin bir hatıra ile kalbini parçalarlardı. Ve bütün bunlar “0- num” güzel tatli yüzünün, okşayıcı siyah gözlerinin, yumuşak ve #i- cak dudaklarınm, siyah ve muht& şem elbisesi içindeki incecik cudunun, üstünde beyaz bir tüf bulunün siyah şapkalı küçük baş” nm, Yaşkanm küçücük kalbinde daha büyük bir kuvvetle yer eti mesine yardım ediyorlardı. Faks “0” nu, Yaşkanm kalbinden ma#” da hiç bir yerde bulmak mümküf | olamıyordu. İri kederli gözleril&| yine kirli ve yins matbaa yağlar! kokan üstü başile kendi kabuğun$ çekilmiş çatık kaşlı Yaşka, arti bir matbas çocuğu için biraz ac İp ve biraz yabancı görünüyordu. Artık onda çocukluğun o eski per vasızlığı, canlılığı kalmamıştı. Hee yatın bu ilkbahar anlarımda of" da bulunması lâzımgelen neşe ve | şetaret de artık tükenmişti. O do kuz günlük rüya ondaki bütün co cuklugu yaktığı KI YullğU F akat taliin insanlara yapt” ğı şakalar ekseriya çok merhametsiz ve çok acıdır. Yaf” ka'nm “onu” bir defa daha gör” mesi mukaddermiş. Birgün, Yaş” ka, arkadaşlarile beraber gezme den geliyordu. Ormanm İçinde geçen büyük araba yolundan gi derken “onu” gördü. Aradan iki senögeçmişti. Fakat o, yine hastas nede gördüğl gibi idi. Posta ara” basının içinde oturuyordu. Üç bey girli araba, tozu dumana katarak onu götürüyordu. Kadmın yanın da, galiba askeri üniformalı biri si daha vardı. Çünkü Yaşkanm gözüne madeni düğmeler İlişmiş” ti. Bu o İdi, o... Yaşka yanılma" mışti, Yaşka bir an adeti yere yapışır gibi oldu. Ve birdi bire bir sevinç narasile araban arkasma atıldı. Yaska, dirseklerini böğürlerine bitiştirmiş olduğu halde hem ke” #uyor, hem haykırıyordu. Kalkan tozlar ağzıma doluyordu. Yol üze rinde giden arabanın tekerlekleri müthiş bir gürültü yapıyorlardı. Yaşkanm basmda bir uğultu var” dı. Kalbi şiddetle çarpıyor, bağır yor, bağırıyordu. Araba onun ba” gırıslarmı duyurmuyor ve toz bis lutları içinde kaybolup gidiyordu. Ağaçlar süratle “temiz çocuk” Yaskanm yanmdan akıp gidiyor” lardı . Y aşka bu takipten yortlmuf bir halde vüzükuyun to? larm içine düştüğü zaman, hayal sukutumun, kırılmış olmanın ver diği bir hisle acı acı ağladı... Hiç” kırdı. Sonra onu tekrar bulmağı tee rübe etti. Üç gün sonra o da, pos” ta arabasınm gestiği yollardan uzaklara doğru yollandı. Her mie5 zilde: — Üç gün evvel bir zabitle be” raber geçen Bayan hangi taraf gitti?... Diye sorardı. Herkes onu gülüyordu, Nihayet vardığı kasabalardan birinde, ve sikası olmadığı için onu tevkif et” tiler. Tekrar vilâyete sevkettiler O yeniden matbaaya girdi. Şimdi artık adeta bir şey kaybetmiş gibi (Arkasi Sa, 10 Sü, 6.da)

Bu sayıdan diğer sayfalar: