30 Temmuz 1937 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 7

30 Temmuz 1937 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

EA A ER LAR ELA ve Karlı Munzurun Sarp Yamaçları İD): ilerini dolaşırken Dersimi ve Dersimliyi de öğrenmek istedim. Hemen bir aya yakm . Dünün şaki reisleri, dünün seyitleri ve : konuştum. Gözlerimin önünde Dersim, her daha açıldı, biraz daha genişledi, Bu tanın- peealaket #öşesini tanımak, yekmdan gör- kli de olsa, insana doyulmaz ve unutulmaz Orada kaldım, Ağaları ile Gin biraz. Yömnış Mek, ar veriyordu. Künlerçe din teki, İmparatorluğun yaşatıp büyüttüğü've ihmal ede» Mi an taydalanmıya koyuldu. balı Ben ileri adım seslerine vermiştir. Kişi, karayağız, geniş omuzlu, zeki, sert ba- iş basin tabiatli, kanlı canlı köylüsü, sadece cir , asırlarca unutulmuş, ihmal edilmiştir. Th- hazırladığı müsamaha, müsamahanm ver- Malin e #imârıklık Dersimin taşma, Bayeş > deresine, dağına ve ni. adamma o kadar işlemiş ki.. 4 00 bu kadar senenin şakavet b. tarihini yapan ulu ve karlı te kağ dağlarma bakınız. Şimdi di ,,,* Mânalı duruyorlar. Şim- Beşe, bütün © Dersimlilerin Yan ve hai içine bakmız. Çalışma- Vityi k ederek kazanmanın 86- Ying, içinde ter döküyorlar. Öm- > eline günde bir Tirâ göğme- lu mil su iitiyar'seyit Aziz oğ- Öyle taşı. dinleyiniz. Çubuğunu karani tatlr içiyor ki, mazisini, mazisini unutmuş, halin iağer içinde kendini istikbalin en v0 Ümitlerine bağlamıştır. dep, ZeYMiye alıyorum, beni Ab. Bin, çam çalıştırıyor. Varol k ağ 1, bastığı toprağa vurur- Tarman ter damlaları dökü- Bye gülüyor... Halin bu o hayrandır. , Hem de Ma, başlarında tepeleri karlı Kliniği Har asırların örüm- fe ve kafasını henliz hura. İihag senelerin tesirinden kurta. IĞI halde... Ğ Şise Munzur dağları, Şark- Gy Perisuyu, Garpta Firat, Üp'ü Muratsuyunun çevreledi- ta 5800 kilometre murab- Btnişliktedir. — Antitorosun dk Şimaliye doğru uzanmasiy- Ye, dana gelen Munzur dağları Dn Şarkta Bingöl dağlari. a geniş bir dağ silsile. Vog, getiriyorlar. En az iğ 1200 metreden başlıyan bu Üy * arasında, 3400 metreye ka- len kayalık, sivri, sarp, #ekemiyeceği tepeler nar Arazi o kadar arı- Yay, #İ. dik sathı maillerde gi- iğ Gikintiların çokluğu, karak Şi PİF kususiyet teşkil ediyor. Cap memleketi Şarki ,ve Ma, Dersim diye ikiye ayıran Suyu, bu dağlık, kayalık Yiz ,*Bekkülünün bereket ve fe. Ye bep iği halindedir, Çok temiz j ak Munzur suyu, Şimalde e köylünün iki kilometre Şi- Piti, bisinden Gıkar, Şarkındaki lariyi, a Nüzimiye, Mazgirt kaza- Tek, ,, Sarptaki Ovacık, Çemişke- Daya; “at ve Pertek kazaları incel, uumiyesiyle bugünkü sezi teşkil ederler, k İma #üyunun birçok kollari- Sayma, ıZimam eden ve Murat * kezeit ye kan Hozat deresi, Çemiş. Pir Beçen Tığar deresi ve İri YU. arazinin dik sathı zanil- di, ki sayılı çay ve dereler- Bazünkü Tunceli ovadan mah- 6 mukabil seyidine koyunlar veren, yal. görmek için ağasma altınlar bırakan, Yol aldıktan, dere tepe aştıktan sonra seyi- ta esine diz çökmiye koşan biçare Dersimlileri edil tığı Dersimde şimdi rejimin havası tenef- Yiyet az iyor. Köylü, seyit, ağa, tek ve müsavi bir hü- Dün tında elbirliği ile çalışmıya başlıyor. tam via Yol kesen Dersimlisi, Cümhuriyet kanunla- E vatandaşa olduğu gibi kendisine de verdiği 0, ne seyidin sesini duyuyor, ne ağanın Zor- altında inliyor. Kulağını rejimin programından çok elverişlidir. ATİ Yazan: Lâtif Erenet; ; I Muharririmiz, günlerce böyle Dersimin sarp kayalıklarında dolaştı rumdur. Küçük ve bir lek ovasr vardır; Ovacık. deniz seviyesinden 1200 metre yükseklikte olan bu o. va, Garpten Şarka doğru dar bir gekilde uzar. 28 kilometre uzunluk- ta, vasati 4 kilometre genişlikte. dir. Ovayı Munzur suyu Sular, O- yacığı baştanbaşa geçer. T unceli, dağlık olduğu için yüksek zirveler (O arasmda gok geniş yaylalar görebilirsiniz. Bu yaylalar, meşe fundalıklariyle kaplıdır. Bu itibarla geniş yayla- lar boş kalmıştır. Munzur dağlarınm hattı balâşi. le Plümür'ün Şarkı Şimalisindeki Kuruçay, Munzurun Aşkirik'le Ke çeler mezreasından Cenuba #ar. kan Güldağı, yahut Karasakal dağlarınm arasi, bugünkü Tunce- nin en büyük bir yaylası halin. dedir, İlin ortasındaki dağınık kü- çük yaylaları da buna ilâve eder. sek razi, dağlık olduğu kadar yaylalık ta sayılabilir. Yüksek, sarp dağlarda hayvan besleyici çok kuvvetli otlara rastlamak müm- kündür. Arazinin gösterdiği bu teşekkül ve nebati huyat, bilhassa sığır yayılmasma, yetiştirilmesine Bu kadar arızalı bir araziye ma- lik olan Dersimde iklim de çok mütehavvil ve şiddetlidir. Dersi Şimaiden Munzur dağlariyle ka- palr olduğu için Şimal rüzgârlar. nm tesiri altında değildir. Kış, burada 7 — $ ay devam eder. B- | İşte alnının tgeile para kazanan Dersimli: Seyit Aziz oğlu Hasan kim işleri Mayısta, hasat işleri A- ğustosta yapılır. Eylülde sürekli yağmurlar yağar. Kışın yağın şiddetli kar, tipi, bora halinde va- kit vakit kendini gösterir ve bu karlı, tipili iklim, Teşrinisaniden başlıyarak Ağustosa kadar devam eder. Munzurun tepeleri bulutlara gömülen zirvelerinde, eteklere uzryan derin yarıklarında kar, hiç eksik olmaz Hava, kuru, fakat sağlamdır. İzmitte Futbol Müsabakaları Izmit, (TAN) — Geçen hafta baş- 4 Şüyanlig maçlarına pfizar günü de- vam edilmiş ve İzmitin en kuvvetli iki tegekkillü olan Akyeşil ile Idman yurdu büyük bir kalabalık önünde kargılaşmışlardır. Iddialr olan bü maçı idare etmek üzere hakem Istanbuldan getirilmiş- ti. Müsabaka büyük bir sürat içinde geçti ve sıkı bir çekişmeden sonra Akyeşil kuvvetli rakibini 3—2 mağ- lp etti. Şarkışlada Kinin Kalmadı Şarkışla (TAN) — Burada kinin kalmamıştır. Tek tük sıtma vakaları görülmektedir. Köylü, Zirsat Banka- sına bir an evvel kinin gönderilmesi- ni beklemektedir. HOROZ DÖVÜŞÜ MERAL ntacr Pandelinin işini bi- tirebilmesi için bir saatten fazla beklemek icap etti. Son müş- terilerini de savdıktan sonra yanı- ma gelen Pandeliye : — Sizin, dedim, lokantacılığınız kadar meşhur olun bir merakınız varmış. Gayet mükemmel horoz dö Usta ahçı yüzüme baka kaldı: — Nereden bi. liyorsunuz ? — Gazeteciler, herşeyi kolayca öğrenirler, Ode- — Eh. ne ya- Jan söyliyeyim, bi raz merakım var- dır. Amma buda neden İleri geldi diye sorarsan, tü- haftır, bir iddiacılık hevesi... Ben, dehşetli iddiacı adamım. Alışveriş- te bile karşıma biri çıksa da; dü- şünceme aykırı bir lâf etse, hemen cecik “nesine?” diye bahse tutuşu- Tum. Çok defalar, kavun için bir lirasma, iki lirasına bahse tutuşmu şumdur. Sonunda da, bahsi mutla- ka ben kazanmışımdır! Horoz dö- vilştiirme merakı dâ bendeki bu id- diacılık hevesinden doğdu. oroz dövlşçü'üğünde ustam H avukat Misajlidistir. İkimiz de Niğdeliyiz. Tik horoz dövüşünü, Niğdedeki köyümüzde seyrettik. Tik iddiaya onunla tutuştum. 1s tanbula geldikten sonra işe daldı- gim için, bu meraktan bir müddet için kurtulmuştum. Aradan, böyle |. epeyce vakit göçtü, Bir gün yine Mi aailidisi karşımda görmiyeyim mi? Bizdeki eski merak, yine depreşti. Istanbulda ilk horoz döğüşünü Et- yemezde seyrettimdi. O günden sonra, ker pazar, beraberce Etye- meze taşmmıya başladık. Horoz dövüşü öyle bir yaptşkan meraktir ki, ihsan bir kere kendini kaptırmasın. Olmedikçe kurtula- maz, en yalnız bir cins horozla dö vişe girdim: Hint horozu! Bu horoz, dehşetli kavgacıdır. Am- ma, hint horozu diyip geçiverme- meli! Içlerinde yaman dövüşkenle- H olur, Horoz dövüşü, pehlivanlı- ğa benzer. Nas pehlivanlar, yalnız kendi sikletinde olanlarla güreşebi- lirlerse, bir Hint hörozunun da kar şısma ancek kendi ağırlığmda, ken di kıratında horoz çıkarırlar. Çünkü sikleti ağır olan horoz, AM MERA Bay Maceralarını Anlatıyor Pandeli YAZAN: Salâhaddin Güngör kendinden hafifini, çabuk ezer, yip ratır, 6-7 sene evvelki kış mevsimin- de hani müthiş bir kar yağmıştı da yollar baştanbaşa kapanmişt. Ben o kış kıyamette donmak tehli kesini göze slarak, horoz döğüşü- re gittim dersem İnanır mısınız? Ben anlatayım da, siz ister inanm, ister inanmayın. K ar diz boyuna çıkmış. Tram yaylar, hattâ otomobiller iş lemiyor. Kulağıma biri gelip fıs dadı: — Kasımpağada büyük iddialı bir dövüş var! Elinde ise, gitme bâkalım.. Bir tipi var amma, hiç sorma,. Göz- gözü görmüyor, Aklından zoru 0- Jan böyle havada evinden dışarı çık maz. Bizim aklımızdan zorumuz yoktu amma, meraklı idik. Yarı be limize kadar karlara gömülerek, düşe kalka yola çıktık. Kasımpaşa- yı düşün, Hacı Hüsrev mahallesini düşün. Otomobil cla bineceğiz am ma, sokaklarda in cin top oynu- yor, Otomobili nereden bulacağız? Horoz dövüştürülen yere vardığı. mız zaman iler tutar yerimiz kal mamıştı. Bir gün, yine böyle karlı bir havada Edirnekapı dışmda, bir yer keşfetmiştim, Dayanamadım, gittim, Tramvay yok, otomobil yok. Görenler : — Hayırola, yoksa bir mı var? diye meraklı meraklı 80- KLUILARM ARASINDA hastan rarler, Nasıl söylersin horoz dö- vüştürmekten döndüğünü? Bir ya lan kıvırır, geçesin. 4 oroz dövüşlerinin türlü ad- ları vardır: Kaçak dövüş, al Jâk dövüş, dönek dövüş, dik dövüş, sert dövüş!,. Allâk ve kaçak dövüşenler, dik iövilşen horozlara; en sorunda g& lebe çalarlar. Dönekler, kolay ko lay dayak yemez. Fırsatı bulunca şöyle bir çarpıp kaçar, Iyi dövüşen bir Hint horozu, eski hesapla 8 ok- ka elli dirhem gelmeli. 3 buçuk okka geldi mi ağır siklete göçer. 4 okkalık horozlar, makbul sayılmaz, Çünkü, horoz ağırlaşlıkça, atikli. ğinden, stılganlığından kaybeder. Horoz dövüşlerinde iddialar ya- pılır: Bir liradan, elliye kadar! Her kes, kendi horozunu seçerek o ho roz üzerinde, bahse tutuşur. Tuttu. Zu höroz kazanırsa, basım tarafın tutan parayı öder. Bahisler, bazan, dövüşün ortala rında hararetlenir, Çünkü, bakar. sın, dövülür gibi olan horoz, bir. denbire kabarmıya başlar, ve bİÇ umulmadık birkaç darbe ile karşi: sındakini adamakıllı sersemletir. D övüş horozları, tüy değiştir. me zamanlarında istirahate çekilmelidir. Çünkü, tüy değiştiren hayvan, dövüşürken çok ıstırap çö ker, Ve canı fazla yandığı için; ba Zıra çağıra kaçar. 'Düy değiştiren horoz, tüy değiştiren kanaryaya benzer. Biri dövüşmez, öteki de öt. mez, Horoz dövüşünde birkaç mü» © him darbe vardır. Bunlara tokat derler; Koltuk tokatı, kulak tokatı, sırt tokatı! a En korkunç tokat, kulak tozuna indirilen kulak tokatıdır. uğ Horoz, tokatı ayağiyle vurur. Kavgada, gaganın tesiri azdır. Mah muzlurı uzun olan horozların kü çük bir ameliyatla mahmuzları tör pülenir. Çünkü uzun mahmuzlu roz, kavgada, hasmını çok fenahr palar, Her tarafını kanı revan içine de bırakır, Bazı kere Iki gözünü birden kör ettiği de ölür. U aroz dövüşü, meraklıların» dan birçoklarını tanırım ama ma, şimdi burada adlarını saymas yı doğru bulmuyorum. Bir zamana lar, benim dövüşe götürdüğüm zat lar arasında bir elçi bile vardı. Ho roz dövüştürenlerin hepsi horoz beşlemez. Meselâ ben, dövüşleri seyretmesine bayılırım. Fakat öm- rümde, yalnız bir defa horoz besle dim. Onu da ece! elimden aldı. Hay vancağızı, bir gece Mevlevihane ka pısmda bir yere, birakmıştım. Kimbilir, ne yedirdiler, ertesi sabah, ölüsünü bulduk. O günden sonra, horoz beslemiye tövbe ettim, Dö- vüş horozunun en büyük düşmanı “| tavuktur. Dövüşe hazırlanan bir ho rozun yanma katiyen : tavuk söke” mazlar. Horoz, aşktan mahrum kal dığı günler içinde âdeta ateş kesi- Ur. Çatacak yer arar.. Horoz dövüştürenler arasında, ba şa kalan bir horozun sahibi olmak, büyük şereftir. Dövüş meydanim- da, horozu elinde, ayağa kalkıp ta? — Kim varsa çikan ortaya diyebilmek için, ömrünün birkaç senesini vermiye hazır meraklılar vardır. ğ Ve lokantacı Pandeli, bu son. çümleyi bir iç çekişiyle bitirdi.

Bu sayıdan diğer sayfalar: