4 Mart 1938 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 10

4 Mart 1938 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

19 Plânlı Ziraate Doğru.. Zirai Islah hazırlıkları tamamlandı (Başı 1 inelde) Hazırlanan projeye henüz bir ka- Dün lâyihası denilemez, hükümet bü- nu kendine mal ettikten sonra bir lâ yiha halinde Meclise sevkedilecektir. Fakat tetkikler bütün Vekâlet mü - messillerinin iştirakile yapılmış ve çok olgun neticeler vermiştir. Hükü- metin üzerinde duracağı bellibaşlı okta, anak kanunun lüzum göste - receği mali taahhütler ve tedbirler dir. Bu itibarla kanunun yakın bir zamanda Meclise sevki beklenebilir. Yapılan araştırmalar: Maksat toprak davasını esaslı bir surette halletmek olduğuna göre baş ka milletlerin toprak meseleleri hak kında tuttukları sistemler itina ile | gözden geçirilmiştir. Çinde beş bin | senelik tecrübelerin doğurduğu ame | li umuller, Romalıların, Slavların, | Cermenlerin, Anglosuksonların sis - temleri ve kanunları tetkik edilmiş- tir. Bundan sorru kendi ihtiyaçları” mızın ve kendi geçirdiğimiz tecrübe- lerin üzerinde alâka ile durulmuş - tur. Asılsız şayialar: ” Toprak kanunu, bütün memleket- te derin alâkalar uyandıran bir ka- nun olduğu için bu tetkikler sıra- sında gazetelerde vakit vakit buna dair malümat çıkmıştır. Kulaktan du yarak neşredilen haberlerin çoğu yanlıştır. Halk arasında da yanlış ri- yayetler dolaşmıştır. Proje neşredilince görülecektir ki zirat wlahat kanununun hazırlanmış geklinde memlekette bir sınıf vatan- 'daşı diğerine tercih eden veya tasar- ruf hakkını bozan hiç bir nokta yok tur. Kanun iktisap edilmiş haklara hiç bir memlekette görülmemiş de- recede riayet göstermiştir. Takip et- tiği gaye, toprağın fiilen işlenmesi, memleket hesabına en çok verim a- lınması ve her bir çiftçiye asgari miktarda olsun toprak düşmesidir. Bölge Taksimleri: © Kanun projesi memleketi bölgele- re ayırıyor. Bu bölgelerin idari taksi. matla hiçbir alâkası yoktur. Memleket sırf iklim ve diğer tabit şartlar bakımından on bölgeye ayrıl. mıştır. Bölgelerden her birinde aşağı yukarı üçer tali bölge vardır. Her bölgedeki ziraat şartlarına gö- re dört, beş kişilik bir aileyi geçindi- rebileçek asgari miktar arazi tespit edilmiştir. Bunun haricinde orta, bü- yük arazi diye taksimler vardır. İk- tisap edilmiş haklara dayanan büyük siftlikler de ayrı bir zümredir. Asgari miktarda araziye sahip 0 - Janlara âdeta bir şirket gözile bakılır. Devlet, bu aile fertlerinden en liya- Katlısını şirketin reisi diye tanır. Af le büyüyecek olursa ayni ölçüye gö- re arazi temin edilir, Çiftçilerin sahip oldukları asgari Pktarda arazi borca karşılık rehin ve zaptedilemez. 25 sene müddetle bu #raziyi satma hakkı yoktur. Hüküme tin toprakla beraber bunları işletecek vasıtaları da temin etmesi kanunun hükümleri icabındandır. Kredi ihti - yacı için ancak bir senelik yah iptidadan satılabilir, - Azami had: Bir taraftan bir çiftçi aflesinin ge- ginme kaynağı diye asgari bir parça toprak kabul edildiği gibi diğer taraf. | tan da azami bir had varda, Bez 10,000 dönümdür. Çiftçilikle fiilen meşgul olan bir sile bundan geniş a- İliklerde ayni nevi at Kanunu kine çikarmıya hizmet edecektir. Ziraatte devlet işletmesi: letmesine sit bundan evvelki kanun la memleketimizde kurulan zirai dev vardır. Bir defa devlet işletmeleri kanunu mucibince htikmi şahsiyet sahibi bir meydana çıkarıyor. lova, Silifke, Dörtyol, Tarsus gibi memleketlerin başka başka iklim sa- halarında 13 senelik tecrübeler top- lamışlardır. İyi işliyen bu çiftlikler, örnek olacaktır. Devlete ait diğer çift işletme şartları kurulacak ve icap eden bölgelerde yeni çiftlik tesisleri vücude gelecek- tir. Bunlar, memleketin muhtelif yer lerinde bütçeye hiç yük olmadan hem mahsul yetiştirecekler, hem de mo- dern ziraatin istinat kaleleri rolünü oyniyacaklardır. Civarda bulunan bir çiftçi, burada ep iyi usulleri fiilen görecek ve öğrenecektir. Devlet çift likleri, civar çiftçilerin (yetiştirdiği mahsulleri, kendi maliyet fiyatına sa- tm alacak ve İlerde kooperatif şekli- ne doğru giderek kendilerini elde *- dilen kârdan istifade ettirecektir. Zirai program: Bir taraftan böyle teşekküller ve örnekler kurulurken, bir taraftan da Zirai bir proğram hazırlanmıştır. Pro gramda meselâ öküz yerine atı çoğalt mak, kuvvetten düşen arazide kiyme vi gübreden istifade etmek, tohum- ları iyileştirmek ve iklim şartlarına uydurmak, orta Anadolunun ziraat sistemini tenevvü ettirmek, yağ, mey velik, sebzelik yetiştirmek, araziyi a- gaçlandırmak gibi esaslar bulundu- Hu gibi muhtelif bölgelerde hangi re- vi mahsulleri ilerletmek icap edeceği tesbit olunmuş ve yapılacak işler sı- raya konulmuştur. Bu program, mart içinde Ankarada toplanacak olan ziraat kongresinde münakaşa edilecek, sonra kongrenin mütalealarile beraber Meclise sevko- Yanar tır, Bu program mucibince, hükümet, hlet, hayvan, tohum, gübre, kredi'me selelerinde çiftçiye yol gösterecek, Yardım edecektir, Ziraatte devletçiliği şu mânada an lamak mm e ticari şe- kilde çalışan işletme idareleri vası- talarile bizzat İstihsslde bulunduk - tan ve fiilen örnek olduktan başka memlekette çiftçilikle meşgul olanlar dan hepsi için teknik bir müdür va- zifesini görecektir. Arazi Bankasına ihtiyaç: Bu işleri görmek için bir arazi ban- kası vücude getirilmesine de ihtiyaç görülmektedir. Devletin, hususi ida- relerin, evkafın elinde bulunan bü- tün zirai arazi bu bankaya devredi- lecek, banka, toprak davasının mali hareketlerini idare edecektir, Arazi istimlâkleri mall imkânlara göre, tedrici olarak vuku bulacaktır. İstimlâklere mukabil bono Şeklinin tercih edilmesi ihtimali kuvvetlidir. Köyde müşterek çalışma: Zirai ıslahat kanunu, köylü arasın daki müşterek çalışmalara çok kıymet Taziyi zaten muvaffakıyetle işlete - mez. Azami had diye başka memleket lerin en yüksek rakkamı Lehistanda- ki yedi bin dönümdür. Demek ki, biz deki kanun, her memleketten geniş bir ölçü kabul etmiştir. Arazi meselesinde sınıf menfaatle- asi gayeler arıyan memle- ketler var. Bizdeki kanun bütün hak ı nünde tutması, yalnız ikti- Içi kullanması ve umumi men- fasti gaye tutması bakımından ör - nek bir kanun olacak ve memlekete çok ferahlık verecektir. ri veya siy Sahayi sistemimizin ve ihracat (- |lahat kanununun zirai programla be- caretimizin muhtaç olduğu ham mad |raber münakaşası, Kamutayın bu dev hâdise itçiyi, mill iki mev- deleri yetiştirmiye ve çi rın iyi bir müstehl vermektedir. Civardaki küçük batak Jıkları kurutmak, müşterek kanallar açmak, köy yollarını yapmak, köy ci- yarını ağaçlamak maksadile her köy- lü, senede muayyen günler çalışmı- ya mecbur olacaktır. Yani yol kanu- Dunun yüklediği yolda vazifeleri, iş- lerinin müsaade ettiği mevsimde ken di köyü hesabına ifa edecektir. Kanunu gözden geçirenlerin bize verdikleri kanaate göre, kanun, mem İlekete büyük bir ferahlık ve inkişaf temin edecektir. Milyonlarca Türk köylüsünün hayatı bu sayede kökle- şecek, istikrar kazanacaktır. Ziral 18- resindeki en mükim Me Yeni kanun projesile ve devlet iş- letçiliğin çok dikkate değer şekilleri teşekkül meydana çıkmıştır. Bu te- şekkül, tıpkı Sümerbankın, Etiban - kın yaptığı gibi bizzat ziraat, zirai| sanatler ve bu mahsul ve mamuller Üzerine ticaret yapacak müesseseler Atatürk müesseseleri, Ankara, Ya- dikle (Başı 1 incide) Suçluların sulhe düşman ve bir barp çıkarmak istemiş oldukları id- dia ediliyor. Çünkü bunlar, Sovyet| rejiminin yıkılmasını, ancak bu sa- yede mümkün görmektedirler, Hangi devletler Çernof, menşeviklerle münasebet- te bulunduğunu ve bir ikinci enter- nasyonal yapmak maksâdile hareke- te geçmiş olduklarını söylemiştir. Bu suçlu itiraflarında kapitalist devlet- lerden birinin veya birkaçının müza- heretini istemelerinin, işi silâhlı mü- dahalelerle daha kolay balledebile- İcekleri ümidine matuf bulunduğunu uzun uzadıya anlatmıştır. Çernof, itiraflarına devam ederek, (1916 senesinden 1921 senesine kudar İMenşevik partisi lehinde görüşmeler yaptığını: ve Troçkinin oğlu Sedef delâletile Troçki ile de münasebata giriştiğini anlatmıştır. Besenof ta Krestinskinin 1933 se- nesinde İtalyan Tirolünde Troçki ile görüştüğünü söylemiş ve bizzat ken- bulunduğunu, fakat bunun Troçkiyi öldürmek maksadile tertip edilmiş bir mülâkat olduğunu ilâve etmiştir. Maznun 1937 senesinde idam edil miş olan Tuhaçevski ile Uboroviçin Sovyetlerin Berlindeki sefirile Nazi Wderleri ve bilhassa Rozenberg ara- sında cereyan etmiş olan gizli müza- kerelere muttali olduklarını söylemiş tir. İvanofan sorgusu Yapılan isticvapta İvanof 1932 sene | #inden itibaren Troçkistlere katıldığı nı, mevki ve nüfuzundan istifade et- mek suretile İngilizlere gayet ücuz fiyatla kereste sattığını ve maksatla* rının İngilizlerin yardımını temin et- mek suretile Sovyet rejimini yıkmak olduğunu itiraf etmiştir. Eski Maliye komiseri Grinko, Uk- raynada kendisinin de mensup bulun duğu milli faşist teşkilâtı hakkında izahat vermiş ve Alman faşistlerile İ çalıştıklarını, maksatlarının ziraatçi- leri kollektif bir şekilde teşkilâtlan - dırsrak kuvvetlendirmek olduğunu söylemiştir. Reisin sorduğu suallere karşı maz- nun, sağlarla birleşmesinin 1928 senesinde vâki olduğunu ve o zaman danberi Troçkist blokun emellerine hizmet ettiğini itiraf etmiştir. Rükof ta menşeviklerle münasebette bulunmak üzere Çernofu tavsit et - miş olduğunu ve hükümeti devirmek için ciddi teşebbüslere girişmiş ol - duklarının doğruluğunu söylemiştir. Bu da yabancı bir devletin silâhlı mü dahalesi lüzumunun hükümeti elleri- ne aldıkları takdirde gerekli olduğu nu düşündüklerini ve o yolda bilerek erek yürüdüklerini ilâve et- ve istiy miştir. Alman casusluğu mu? Çernofun Alman, casusluğunda hu- lunduklarını ifşa eden ifadesini Rikof tasdik ve teyit etmiştir. Berlinde bir apartımanda buluştuklarını ve Ak İman casus teşkilâtı hesabına çalışmı yerek şunları ilâve etmiştir: disinin Pariste Troçki ile karşılaşmış | | TAN Sorgu Devam Ediyor Suçlular, Harp Çıkararak Sovyet Rejimini Devirmek Iste rini Itiraf ON DAKİKA: Hariçt Heyecanlı Akisler Pari 3 (Radye) — Moskovada başlıyan muhakeme, dünyanın her tarafında fen kl tea | yapmıştır. Alman matbuatı, Rusya da bir panik manzarası veren bu mü hakeme dolayıslle sevinç içindedir. İngiliz gazeteleri, bütün Ruryada Stalin hükümetine karşı devamlı ve bitmez bir sulenet terkllki mavsut olduğu kanaatin! verdiği için bu mu hakemeden fevkalâde tecaşürle bah- setmektedir. Belçikada amele partisi Stafine bir protesto göndererek artık bu kıta ia bir nihayet verilmesini letemiş tir. İsveçte Sosyal Demokratişe garı tesi, bu son mühskemenin Rusyi daki rejimin zâfını gösteren bir de- Mi olduğunu yarıyor. İ Ötedenberi Sovyet dontluğu Ile ge- çinen İsveç Tıp Fakültesi profesör. lerinden bazıları Staline talgraf çe- | ç mazmun Iki tip profesörünün İstem İşherdir. Ss tı hareketlerini ihbar ediyorduk. Reis — Hizmetlerinize mukabil pa- Ta alıyor muydunuz? Bu suale Çernof şa cevabi vermiş- tir; — Evet, bir defasında otuz bin mark almıştım. — Bu parayı nereye koydunuz? — Aldığımız paraların büyük bir kısmını sağcı teşkilât: için kullan - dık. Bu celsede yapılan muhakeme ne- ticesinde maznunların 1930-1932 se- İnelerinde yaptıkları müzakerelerde Sovyet şeflerinden bir kısmını öldü - rerek hükümeti ellerine almak üzere bazı kararlar vermiş oldukları anla- şılmıştır. Maznunlar emir ve talimatı doğru dan doğruya Alman casus teşkilâtın- dan aldıklarını gizliyememişlerdir. Mevkufların bugünkü ifadelerin - den sonra yedi kişi daha tevkif edil- miştir, Rusyada heyecan Bu muhakeme dolayısile Rusyanın her tarafında büyük bir heyecan ha- İ vası esmektedir. Halk Oo küme küme klüplere, kolhozlara akın etmekte, muhakeme tafsilâtın veren radyo neşriyatını heyecanla dinlemektedri. Birçok tevkiflere daha intizar edil. İ mektedir. — — — Aşk Yüzünden Cinayet bir aşk faciası olmuştur. Karabağcı oğlu Kâmil, Bakırlı Efenin kızımı sev İ miş, fakat red cevabile karşılaşmıştır. Kız, Karahalim oğlu Süleyman ismin de biriyle nişanlanmışıtr. İki rakip delikanlı bu yüzden kavga etmişler, Soma, (TAN) — Tarhala köyünde Süleyman, Kâmil ve iki arkadaşını İya burada karar verdiklerini söyli-| ağır surette yaralamıştır. Yaralanan- lardan Yusuf oğlu İsmail OManisa gi an dalma Sovyetlerin. hat | memleket hastahanesinde ölmüştür. İti yerinde ipka olunmuştur. Etmişler Soldan itibaren suçlulardan Rikof, Kristinski ve Buharin | Türk - Fransız Ticareti (Başı 1 incide) programın ecnebi sermayenin de yar dımile tahakkuk ettiğini görürse bun dan ancak memnun olabilir. Ecnebi müesseseler tarafından ya- pılacak işleri Türkiye kismen Türk lirası, kısmen de Türk ihracat malla rı ile ödeyebilir. Türk parasile ödenecek kısım bu işler dolayısile ecnebi grupların Tür kiyede yapacakları masraflara teka- bül edecektir. İntihap edeceği eşya tarzında icra olunacak, makine ve sa ire gibi gayrimenkullere yatırılacak paraya ve müesseselerin normal kâr- larına tekabül ödecektir Bu münakaleyi o yapabilmek için muadil Türk malı ihraç olunabilme- lidir. Her iki bülçümetin icraatı bitta- bi işte bu sahada müessir bir tarzda tecelli etmelidir. Biz kendi hesabımıza, Fransız piya sasını tekrar kazanmak için giddi bir gayret göstermiye amadeyiz. Eğer Fransa da bizim ekonomimiz- de faal bir rol oynamsk İstiyorsa her şeyin karşılıklı iyi niyetle halle- dilebileceği kanaatindeyiz. İhracat siyasetimizde Size şunu söylemek isterim Ki, ih- racat siyasetimize yeni bir şekil ver mek üzere bulunuyoruz. Bunu ihra. catımızı artırabilmek irnkânlarını gör düğümüz bazı memleketler ve bilhas- sa Fransa lehine yapacağız. Fakat mübadeleleri artırmak orsak her şeyden evvel bloke edilmiş bulunan Fransız - Türk Kliring hesaplarım te mizlemek lizımdır. Altı aydanberi meriyette bulunan yeni anlaşma hu Mi iaslr sayesinde vaziyeti dü. zeltmiştir. Bu misal de gösterir ki, to pu topu dört milyon liralık sürünüp giden bir | kliring AŞIĞI yüzünden Fransız - Türk ticaret münasebetleri nin bundan ziyan görmesi doğru de- ğildir, Fransaya kömür satabiliriz Bu bakayayı tasfiye için başka vs“ sıtalar da yok değildir. Ancak bir mi sal vermek için şunu söyliyeyim ki, ithal etmektedir. Şimdi senede 200 bin ton kömür ihraç eden ve bu miktarı gitgide ar- lâ kömür de verebilir. Eğer bu sahada makul bir gayret sarfedilirse memleketlerimiz gibi iki koymamasına imkân yoktur. Müna- dalanmış olacaktır. NİKSARDA: Çocuklara Yardım raya çıkarılmıştır. Fransa senede 23 milyon ton kömür tıracak olan Türkiye, Fransaya pekâ- memleketin karşılıklı müspet icraat azmile hareket ederek işlerini yoluna sebetlerimiz bundan ber sahada fay Niksar (TAN) — Çocük Esirgeme Kurumunun senelik kongresi akte- dilmiş, bütçesi 1350 İlradan 1900 H- Baki idare heye- 4-393 --- BAŞMAKALEDEN MABAT Ziraatte Kemalist Prensipler (Başı 1 incide) B u hayati gayeleri başarmak çin Atatürkün ilhamı altınği başlıyan çalışmalar çok ilerlemişii” Bir taraftan bütün çiltçiyi toprak ## bibi etmek maksadile bir toprak &* nunu hazırlamıya teşebbüs edilmişti Diğer taraftan Ziraat Vekâleti, bü“ tün mütehassıslarını ve irâkânla selerber hale koyarak zirai bir prof ram hazırlamıştır. Programın tatbi katında başlıca istinat noktasını t8$” kil etmek üzere zirai işler için bir de let işletmesi idaresi kurulmuştur. Diğer bir sütunumuzda verdiği ehemmiyetli tafsilâttan şunu anlıy#” caksınız ki: bir toprak kanunu müs” kere etmek maksadile toplanan de” let daireleri mümessilleri, asıl sadın böyle bir adla tahdide uğran sını ameli bulmamışlardır. Maksi Türk ziraatinin seviyesini yükselt © mektir. Toprak buna lâzım olan W9 surlardan biridir. Çiftçiye yalnız t9f Tak verildiğini ve diğer vasıtali kredi temin edilmediğini farzede! birçek çiftçiler: “Biz kuru topi üzerinde aç kalscak yerde eskisi £” bi bir ağa hesabına çalışmayı ve bi olmazsa iyi, kötü karnımızı doyur © mayı tercih ederiz.,, diyeceklerdir. İşte bu düşünce ile kanunun çerç#” esi genişletilmiş. buna bir (zirai lahat kanunu) mahiyeti verilmişti. u kanun projesi hakkında pek çok yanlış fikirler yapılı tır. Adeta bunun etrafında bir farkı havası yaratanlar olmuştüf Kemalist rejimin en esaslı vasfı, # nıf farkı tanımamasıdır. Zengin, f* kir herkese karşı rejimin ayni se“) gisi, ayni alâkası vardır. Elde tut lan ölçü, filânın zararı, filânın faydf” 5 değil; umumun menfaatidir. Rejim, her iktisap edilmiş haki tanır ve tasarruf hakkını korur. E# nun projesinde büyük bir çiftlik hibimin bizzat işletebileceği ye” 10,000 dönüm diye kabul edilmişti” Si, DU HUSUSLA OR geni, v Eh sistemi 7000 dönümü hudut tanumif tır. Bunun haricinde kalan yeri#iği dünyanın hemen her memleketini” yapıldığı gibi, umumun menfaati olarak istimlâk edilecek ve sahip! ne İstimlâk bedelleri ödenecektir. Bir taraflan bu kanun projesi V£ killer Heyetinden geçerek mecli sevkedilmiye hazırlanırken, bir tan dn Ankarada zirai bir kongre to lanacak ve yeni ziraat progra gözden geçirecektir. Bu iki yoldan ilerliyen çalışmalsf” devlef işletme İdaresinin on üç lik tecrübelere dayanan faaliyeti if) birleşince yurdumuz için, çok hı, çok ferahh, çok verimli bir inki”) gaf devri açacaktır: Kemalist rej ait prensip ve usullerin ziraat hay” tına böyle esaslı bir şekilde Türk milletinin varlığı bakımınd! $ok mühim bir tarihi adım olacak tır, Ahmet Emin YALMAN ÜNİVERSİTEDE : Fen Fakültesinin Bu Devre Mezunlari Fen fakültesi şubat devresi m niyet imtihanları dün bitmiştir. devrede 15 i kız olmak üzere 17 & be mezun olmuştur. Bunların isini rini yazıyoruz: Fizik kimyadan Müveddet, İffet, Hatice, Sacide, Necati, Tabii ilimleri Firdevs, Bedia, Leman, Munzzez, Hayff Barika, Mevhibe, Feriha, Saide, Teni Riyaziye ve Fizikten: Ferhunde ve R: Bu talebelerin 9 u yüksek mi mektebi mezunudur. Yabancı Diller Mektebinde Üniversite yabancı diller mektebinde bat devresi için açılmış olan ehtiyet ie hanında 500 kişi kazanmıştır. Bunlar Yö miihanlara o alınmışlardır. Bu imeial dn karanahlar 8 mart saat 14 te bul fakültesi salonlarında sözlü imtihanlar nacaklardır. * Sömestr tatilinde Bükreş, Pei Viyana ve Atinaya giden talebelefİ Rektör tarafından pazartesi güm de bir çay verilecektir k Edebiyat fakültesi dekan vek' terliğine yüksek muallim mektebi kinci müdürü Ekrem Reşit tayi9 dilmiştir. X Maarif Vekâletine alınacak * cümanların imtihanları, djin yaba. diller mektebinde yapılmış, beş imtihan edilmiğtir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: