20 Mart 1938 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 8

20 Mart 1938 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İZMİTTE: Bir Haftada On Kaçakçı Yakalandı İzmit, (TAN) — İnhisarlar Kocaeli başmüdürlüğü mmtakasında son bir hafta zarfında yakalanan kaçak mad- deler miktarı aşağıda gösterilmiştir. Tutulan kaçakçılar adliyeye teslim e- dilmişlerdir. 1 — Hendek kazasının Hüseyin Şeyh köyünde Abaza Harun ile arka daşı Hakkı oğlu Mehmet Bolunun Akkakoca kazasına götürdükleri iki yükte 120 kile kıyılmış tütün, 2— İzmitin Aksığın köyünden Mehmetten 20 kilo tütün, 3 — Adapazarında bir terzi dük » kânunda 25000 adet kaçak çakmak ta- ş. 4 — Hendek kazasının Yağbasak| civarında, Tarca köylü Ferhat, Mah- * mut ve Mehmet isimli kaçakçılardan üç beygir yüklü 260 kilo kıyılmış tü- tün, 6 — Bolu vilâyetinin Tatana köyün | den Abaza Nezir ve Ferhattan bir bey gir ile 150 kilo tütün, Bu kaçak eşya ve mevat, jandar - ma, emniyet teşkilâtı ve İnhisarlar ta kip memurları tarafından tutulmuş- tur. Radyolar ve Elektrik İzmit, (TAN) — Burada radyo me- rakı bir salgın halinde.. Hemen her aile bir radyo edinmiştir; denebilir ki İzmit, radyosu en çok olan şehirler- rin başındadır. Radyo sahiplerinin müşterek bir şikâyeti vardır. Diyorlar ki: “Pazar günleri tatildir. İzmitte ge- zecek, eğlenecek başka bir yer olma- dığı için radyomuzu açıp, istasyonla- rı dinlemek istiyoruz. Fakat buna mu .vaffak olamıyoruz. Zira, Elektrikler gündüz saat 11 den itibaren sönüyor ve bu hal tâ akşam sast 5 şe kadar de vam ediyor. Halbuki bütün istasyon lar en parlak programlarını pazar gü- Dü ve bu saatlerden neşrediyorlar. İz mit Belediyesinin bunu nazarı dik - kate almasını rica ederi.,, Demiryolu Caddesi İzmit, (TAN) — Demiryolu cadde- #inin bir tarafı asfalt olahak yapılmış fakat mukabil tarafı eski ve biçimsiz şeklini muhafaza ederek kalmıştır. Yazın toz, kışın da çmür bu eddeyi kâpliyor ve hâlk büyük sıkıntı çeki ©. yor. Kocaeli vilâyetinin en güzel ve en işlek yolunun bir an önce yapılma #1, bütün İzmitliler tarafından arzu &- dilen bir keyfiyettir. * İzmit, (TAN) Posta müdürlü- ğü memurlarından Nafiz, İzmir posta müdürlüğü muamelât memurluğuna tayin olunarak gitmiştir. | Bimel A ua Le Le lamak daha kısa bir şose reddin Başel, mezunen buraya gel- miştir, Kaymakam Burçkadaki çalış malar hakkında bana şu izahatı ver- miştir: “4 Burçkamın coğrafi ve jeolojik vaziyeti çok mühimdir. Kazanın mesa halsathiyesi 5200 kilometre murab- bal, umumi nüfusu 12650 dir. Burç- ka kasabasında 657 vatandaş oturu- yor. Kazanın her tarafı pek zengin or- gu gibi mühim bakır madenleri, ay - rica simli kurşun ve manganez madep leri vardır. Zirai ihracat tütüne, ce- resteye inhisar ediyor, Kalkınma hareketleri ancak 936 se- nesinde ve yapılan beş senelik plân dairesinde başlamıştır. Merkezde beş sınıflı asri bir ilkmektep yapılmış - tır; Murgul nahiyesine bağlı Küze köyünde ve Maradit nahiyesi merke zinde, Düzhanlar, Aralık, Ambarlı, Karşıköy ve Kaynarca köylerinde be- şer sınıflı yedi mektep yapılmıya baş lanılmıştır. 936-37 seneleri içinde 72 kilometre tur. Bu yol romatizmaya ve karın ağ- tar. manlarla kaplıdır. Kuvarshan, Bur-| ” İdanlığı tesis olunmuştur. iy yolu ve 9 köprü yapılmıştır. İlçe- mizin en mühim iktisadi menabiinden olan Otingo ormanlarının Burçkaya | ve sahile bağlanması temin olunmuş- nlarına iyi gelen Otingo ilçesinden kolayca istifadeyi de mümkün kılmış Burçka ile Artvin arasında, mevcut için inşaata geçildi Hendek, (TAN) — Çoruh vilâyetine 153 kilometrelik şöseden 23 kilometre- bağli Burçka ilçesi kaymakamı Fah- | daha kısa olan yeni bir yol yapılması İna başlanılmıştır. Bu yol Çoruhun sol sahilinden ve Burgul suyunun Ço- ruha karıştığı noktadan geçmektedir, 7,5 kilometresinin tesviyesi bitirilmiş tir. Burçka havalisinde fındık ve çay gibi iki mühim ihraç maddesinin ye - tiştirilebileceği anlaşılmış, 936-37 de 300 bin fıdnık fidesi, 936 da 20 bin çay fidesi dikilmiştir. Maradit nahi- yesi merkezinde bir nürune çay #i- İpekçilik, arıcılık ve hayvancılık sahalarında da çok çalışılmaktadır. Burçka kasabasında elektrik tesi- satına başlnılmıştır. Bunun için sü- dan istifade olunacaktır. C. H. Partisi ile belediye binası yapılacak, okul ead desi ve ayrıca bulvar açılacaktır. Mez baha, hamam ve çocuk bahçesi vücu- da getirilmesi de imar plânı dahilin- dedir. 841 senesinde Burçka, asri bir ka- saba haline gelmiş olacaktır. ili KÜTAHYADA: Mebusların Tetkikleri Kütahya, (TAN) — Mebuslarımız Mehmet Somer, Naşit Uluğ. Vedit Uz gören buraya gelerek halkla ihtiyaç- İları ve vaziyeti görüşmüşler, Gediz İve Uşaka gidip ayni şekilde hasbühal lerde bulunduktan sonra şehrimize AYDIN UMUMİ MECLİSİNDE : dönmüşlerdir. — ———— — Aydın umumi meclisi, son toplântısını yaparak dağılmıştır. Meclis âzaları- pi toplantı. halinde görüyoruz. AYDINDA: Umumi Meclis; Toplantılarını Bitirdi, Dağıldı Aydın, (TAN) — Vilâyet umumi meclisi müzakerelerini bitrlerek 939 martının birinci günü toplanmak ü- zere dağıldı. Daimi encümen üyelerine yine E- tem Mendres (Aydın), Ahmet Emin Arkayın (Çine), İsmall Hakkı Akde- niz (Nazilli), Doktor Şakir Şener (Sö- ke) seçildiler. ve 149,800 lira da fevkalâde olmak üzere 914,402 lira olarak kabul edil- miştir. Bundan 104,267 lira idare kısmına. 76,460 lira Nafiaya, 225226 lira maa- rife, 26,338 lira ziraat ve baylara, 70.904 lira sıhbat ve içtimai muave- nete, 261,407 lira müşterek ve muhte lif masraflara ayrılmış, 149,800 lira tahsis olunmuştur. Bu yıl bütçesi geçen yıldakinden 100,000 lira fazladır ve bu, arazi tah ririnden elde edilen fazla gelirle te- min edilmiştir. Çine - Aydın yolunun inşasına sar 938 vilâyet bütçesi 764,602 lira adi | da yol, mektep, sıhhat, ziraat işlerine | AKSARAYD. Bir Deli, İki Kişiyi Yaraladı ve Yakalandı Konya Aksarayı, (TAN) — Bura- da müessif ve kanlı bir vaka olmuş- tur. Tafsilât şudur: Kılıç Aslan ma - hallesinde Alinin evinde 5-6 yıldır hizmetçilik eden Balcı köyünden Is - mail birdenbire delirmiş, eline ge - çirdiği bir ustura ile, mutfakta ye - mek pişirmekte olan Âlinin eşi Hati çeye hücum etmiştir. Hatice, boğazın dan iki ağır yara almış ve ferydda| başlamıştır. Alinin babası Arif imdada koşunca, Ismail bu defa da ona saldırmış ve us turayı yüzüne saplamak istemiştir. Arif bu darbeden kurtulmuş ve deliyi altına almıştır. Bunlar boğuşurlar - ken deli, Arifin kulağını ısırmıya ve sakalını yolmıya başlamıştır. Nihayet deli, bayılmış, Arif zabıtaya haber İ göndermiştir. Her Tet yarali taemle: İcet hastanesine kaldırılmıştır. Hati- çenin hayatı tehlikeden kurtarıldığı anlaşılıyor. Ismail müşahede altına alınmıştır. folunmak üzere 100,000 lira istikraza karar verilmiştir. Halkevleri inşaatı- na sarfolumak üzere de 23000 lira Jayrılmıştır. k Germencik (TAN) — Avcılar bir sürekavı yaparak 11 domuz öl - dürmi YENI iş be tarafından noş- Akan Yeni Çocuk Ansik- lopedisi her çocuğun mutlaka sa hip olması lâzım gelen bir eserdir. Çünkü çocuk bu eserde ders esna- sında ve ders dışında aradığı bü- tün mmlümatı bulabilir. ÇOCUK ANSİKLOPEDİSİ bü- tün dünya Jisanlarına tercüme &- dilmiştir. Bu beynelmilel eseri, Türk çocuklarının ibityaçlarını ve mektep programlarını gözönünde bulundurarak lisanımıza çeviren- ler, Profesör Salih Murat, Faik Sabri ve M. Zekeriyadır. Eser 1500 sayfalık iki büyük ciltten mürekkeptir. Tam eserin fiyatı 7 liradır. Muallimlere ve 20-3-938 geprar a KÜÇÜK HABERLER a RA Erzurum, (TAN) — Topçu alayı mandan vekili Sivaslı Yarbay Niyazi Yi gın Türk ve Halkevi resi Ahmet Krverğ vefat etmişlerdir. # Bilecik (TAN) — Umumt mectis, İğ? tiralarına son vermiştir. Daimi encü Azalıklarına Söğütten Tahstne, Bozüyüztü Nuri, Gölpazarından Mehmet ve Osmani den Ahmet seçilmişlerdir. A Havza (TAN) — İlci yıl evvel inifeseni başlanmış olan mezbaha yarım kalmış” Belediyenin, mezbahayı bir an evvel bitir” mesi bekleniyor. # İzmir, (PAN) — Deerlâlem seyehat ne çıkmak hayaline kapılan mektep taled€ İsi Cazim ve Alp Aslan Finikeden buray iade edilmişlerdir. # İznik (TAN) — Merkez yraalitmlerii den Hürmdi Sürser, Atatürkün sarı çamı” dan güzel bir büstünü yapmış ve Bursa sef gisinde teşhir et A İznik (TAN rca köyünde evi Henifeye, Ramazan oğlu Hasan tumrruz mek istemiş, Hanifenin kayın biraderi Naim ve İbrahim tarafından av tüfeğile ha” Hf sürette yaralanmıştır. * Bilecik (TAN) — Kış münasebeti #anliyetlerini tatil etmiş olan arezi tehciri komisyonları yeniden çalışmıya başlamış” Jardır. Yazım işinin hazirana kadar bitirir mesine çalışılacaktır, * Izmit, (TAN) — Burada, “Kör fez,, isminde yeni bir memleket gö” zetesi çıkarılacaktır. i ——— —— ——> KAYIP; 1335 — 1336 ders yılı Çe dereli Karahalilpaşa mümüune mekte binden aldığım şahadetnameyi kay” bettim hükmü yoktur. 98 Hâmit Re kunt. Her Eve Lâzım Olan Çocuk Ansiklopedisi mektep talebesine ayrıca tene yapılır. Bu eser yalnız çocuklar için p Zil, bütün ilkmektep ö için en kuvvetli yardımcıdır. Çün kü bütün “dersler bu eserde r* simlerle ve geniş matâmatile ei ginleştirilmiştir. Eser hakkında bir fikir edinmek istiyorsanız aşağıdaki kuponu dok durup bize gönderiniz. Size be dava bir broüşr göndeririz. Bu bro şür size Ansiklopedinin kıymetini! anlatacaktır, İSTANBULDA TAN MATBAASINA Yeti Çocuk Ansiklopedisi broşürüm- den bir tana göndermenizi ve mu öllimlere ait son fiyatınızı bildirme" nizi rica ederim. Hasan Aliye döndü: — Kusura bakma, dedi, Yıldız biraz sinirlidir de ondan!.. Bu, hayatımda gördüğüm numaraların en üstün- de bir numara idi.. Bütün hayatında kirli bir gaz lâmbasından başka işık tanımayan; çamurlu mutfak köşelerinde yıks- nan; şalvarımsı pantalonunu çıkara henüz üç, beş sene olan; ne zamandır İstanbulda olduğu halde hâlâ rast geldiği havluya yüzünü siliveren Ali; benim ya- şıyabildiğim,"yaşamaktan zevk aldığım köy evini is- tiskal ederek: — Doğrüsu ben biraz da konfor severim, diye me- deni insan.rolü oynamıya kalkıyordu. İnsanlar gö- zümde biraz daha maskarolaştı. — Hasanın yazıhanesine uğramıştım; birşey görüş- mek içih... Kendisi orada yoktu; bir kâğıt yazdım; birakip çıkacaktım, hizmetçi odaya girdi: © — Biraz bekleyiniz; Beyefendi şimdi dedi. Otururken ean sıkıntsından çekmeleri açıp kapa- dım; bunların birinde gözlerime bir resim zarlı iliş- ti; açtım; içinde büyücek bir kart vardı.,. Birdenbire gözlerime inanamadım; “Acaba onlar mı7., İyice göz- lerimi açarak baktım, bir daha baktım; onlardı... 'Ti kendileri... Bu ne çirkin, ne iğrenç resim! Kartı, gözlerime #okuncıya kadar yakınlaştırdım ve inandım ki bu çirkin, yüzsüz mahlâklar, onlardır: Hasanla Kadıköylü Raife... Hasanla Kadıköylü Raifenin en çirkin bir teklif. gizlikle biribirlerine Yâkınlaşarak çıkarttıkları re- Am... r Karta bir daha, bir daha büktım; düşündüm. Dünyanın hangi yüzsüz mahlüku apareyin karşi- gına geçerek böyle bir resim eldırabilir? Bundan sonra çekmeyi karıştırdım; elime bir de kei mel Ke içinde bir kartvizit; gelecek, YALN by Nİ DONUYORUM ŞÜÖKUFE NJH —46— “Bana hemen iki yüz lira gönderiniz. Raife Demek bu münasebetler yalnız bir cinsi sempati, bir gönül meselesi değil; içine para gibi kadını düşü- ren vasıtalar da girmiş... Bu, ne doymaz, arsız kadın.. Ayda hiç olmazsa üç yüz lira alan kocasını durmadan soyup soğuna çevirdikten sonra Hasan gibi budala” Jârı da yizmekten geri kalmıyor... Kızmadımi; duygularım taş gibiydi; yalnız iğren- dim; insanlığın düşebildiği bataklıktan iğrendim; & Jimdeki mendili dişlerimle parçalıyacak kadar iğren- dim; gözlörimin gördüğü bu çirkinliği dklım, zev. kim, insanlığım bir türlü almadı... Göcükken bana verdikleri aile terbiyesi neye ya- radı? Bana: “Kocana, evine hiyanet etmiyeceksin!,, demişlerdi; ben bu terbiyeyi ne için almıştım; onu kim için hâlâ kafamda sakhyordum?. Kadıköylü Raifenin bana gösterdiği dostluk, Ha- sanla Esat Beyin karşıkarşıya gelince ateşli, hararetli arkadaşlıkları ne kadar yalancı şeylerdi... İnsanlar ne İğrenç. ne utanmaz, ne İnanılmaz şeylerdi... Mu- kaddes diye tanıdığım hiçbir şeyin “kiymeti yoktu bunların içinde... Yalnız, iptidai bir yaşamak arzusu, nu, bunun için de her vasıtaya müracaat etmek, herşe yi yıkmak lüzumunu duyuyorlardı. Sonra düşünüyor dum; Hasan benisevmiyebilir, vaktiyle | severken şimdi usanabilir, bundan daha tabil ne olur, fh- sanlık için... Lâkin, bu arkadaşların biribirlerine hıyanet ede- cek kadar insanlıktan uzaklaşmalarını nasıl affede- bilirim? Bana hıyanet ettiği için değil, ahlâki kıy- meti, İnsanlık kıymeti zayıf olduğu için Hasan gözüm de küçülüyordu.. Şimdi ne yapacaktım? Bunada mı katlanacak, bunu da mı örtbas edecektim? «Bütün bunlar ahlâki O kıymetlerde, içtima! o Kayıtlarda, aile mefhumlarında bir türlü uyuşamadığımz bir koca için mi? Kendim içinmi, cemiyet için mi?! Bunlara karşılık bulamadım; kafam işlemiyordu... ” Ne ölüyor; ben de mi yavaş yavaş bunlara alışıyor- dum, acaba?.. Her türlü kayıtlardan sıyrılmış şu ya- kınımdaki insanlar beni de mi aralarına çekerek in- tikamlarını alıyorlardı?.. Yavaş yavaş miskin, bitmiş bir kadın olmaktan örküyordum; bir gün yürüyeceğim yolu şaşıracak, pendeliyecek kadar şuursuz kalmaktan korkuyor- dum. Kartları yazıhanenin üstüne fırlattım. Tam O sira- da Hasan göründü... Beni, yazıhanenin önünde kaskatı, rengi uçmuş bir halde bulunca şaşırdı; yaklaştı; masanın üzerine attığım kartı ve fotoğrafı gördü; bir dakika içinde © benden fazla taş kesildi. Kısa biran o biribirimize baktık; Hasan yemyeşil bir renk aldı; ben ağır, ezen bir sesle söyledim: id — Yüksek bir kadına âşık olsaydın, seni, bir kıye | mete bağlandın, diye takdis ederdim; böyle bir e$ | bulduğun gün, sana hak verir; bu değerli kadın Ha sanâ daha çok lâyıktır, diye yerimi ona bırakırdım; | yazık ki, sen. Hasan, bitkin bir halde kendini karşımdaki kolter! 1 ğa bıraktı... Onunla niçin konuşuyordum? Birdenbire bun) mânasız buldum, odadan yıldırım gibi fırladım. Ne yeye gittiğimi, ne yaptığımı bilmez bir halde kendi | mi sokağa attım. Ne eşim, ne dostum vardı... Bunla" | rin hiçbirine zaten ihtiyacım yok; amma, yapacağın! | şeyi düşünmeli... iğ Kimseye bir şeyler söylemeden, eve bile uğrama” dan, olduğum gibi bir vapura, bir trene, bir otom©”. bile binip buralardan uzaklaşsam... Bir tayyarey#| binip göklerin en yüksek derinliğinden dünyanın e! sivri kayası üstüne kendimi firlatarık kanasam, paf“ çalansam... Etime, kemiğime. siniplerime sürünen bU iğrençlikleri yıkamak, temizlemek için ummanlard8. dalgaların en korkunç olarık köpürdüğü bir zififi gece karanlığında kendini taşıyamıyan ağır bir parçası gibi sonsuz derinliklere doğru çöküp kayi sam... Tertemiz bakışlarımın aynasından bu iğ akisleri silebilmek için gözlerimi en yakıcı milleri! oyup söndürsem.. Omuzlarımdan iki kuvvetli kol tutarak yolum8! kesti; . — Bu ne dalgınlık, Yıldız Harım, çiğnenecek$i” niz... Nereye böyle? Şöyle konara çekilin... Karsköj” deh, bu kadar otomobilin, tramvayın arasından böT” le yürünür mü? Sağıma soluma baktım; gerçekten otomobiller “ yanıbaşımda.. Durmadan çalan kornelerin farkındi bile değilim.. (Devamı var) :

Bu sayıdan diğer sayfalar: